fethiyede yattığım evli kadın

gittiler. gitmemize 2-3 gün kaldığı için gerilmiştim. yine biramı alıp aynı yere oturmuştum. demlenmeye başladım. yine kesişiyorduk. ve bu sefer sadece çocuğuylaydı... bi onla ilgileniyor, bi o mimiksiz suratıyla bana bakıyor 3-4 saniye bakakalıyordu...

evet binler heyecanlı anlar başlıyor ;)

3. birayı aldım. cesaret gerekiyordu.
cesaret istiyordum. 40 derece sıcakta biraları zütürüyordum...
konuşmam gerekiyordu ama aranızdan kim konuşabilir binler evli-çocuklu bir karıyla?
hayatının belasını alabilirsin başına...
bu çelişkide ve çekincede kaldığımdan gibsen konuşamazdım. zaten kızlara direkt asılma konusunda çekingenimdir. utangacımdır. gibsen konuşamazdım. el mahkum züt gardiyan bekliyordum...
4. biraya geçtiğimde artık gülümsemelerim başlamıştı...
sigara içip kendime gelmek için odamızın kapısına gittim. kapısının önü açıkhavaydı koridor mevcut değildi otelde...

gittim ve bir sigara yaktım. o zamanlar pallmall içiyordum hey gidi günler...

rizöört

koridor mevzur değilmişmiş.ee devam et bin. göz kırpmalı gülücükte istemiyoruz.

beni bilen bilir den sonrasını okumadım amk

yalanına sokuyum pic

sigaramı yaktım... duvara yaslanıp sigara içiyordum. dumanı yukarı üflüyordum artistik bir şekilde yukarı bakarak... dediğim gibi her türlü duman benim işimdir. o sırada o geldi... evet nergis... üst kattaki odasına doğru gidiyordu... film gibi bi sahne...

ama yalnız değildi çocuğunun elinden tutmuş odasına zütürüyordu... o büyülecisi sesisyle bana merhaba diyip çatık kaşlarıyla tebessüm etti... ama durmadan transit geçerek...

sol kolunu sağ koluma değdirmişti geçerken (%100 bilerek yaptı a.k.)
ve havuza girip çıktığından o kaymak kolu, buz gibiydi... öyle pürüssüzdü ki... sürttü diyemiyorum o yüzden... yaladı diyebilirim anca... teni tenimi yalayıp geçti... o buz gibi kaymak... sadece o değmesinden ve merhabe demesinden öyle bi gibim kalkmıştı ki, odamızın kapısını gibecektim az daha...

merdivenlerden yukarı çıkarken o ıslak mavi bikinisini azıcık aralmış zütüne baktım am mı la o edasıyla...
yemin ederim az daha boşalıyordum en sevdiğim züt tipiydi çünkü zayıf değildi zütü... onun arasına dilimi ve gibimi sokmak için nelerimi vermezdim... bayılacaktım az daha...

merdiven çıkarken o pürüssüz ayaklarından terlik çıkar gibi oluyor, yine topuğuna yapışıyordu nemli demli... gibime elimi sürsem boşalacaktım... ulan kesin gibmeliydim artık...

akşam olmuştu bizimkiler gelmişti. içesim vardı. yine biralarımı alıp otelin otoparkına geçtim oteldeki akşam yemeğinden sonra. üstü açık bir otoparktı ve göz gözü görmüyordu. arabamızın içine (opel meriva) girip içmeye başladım. babam içtiğimi tahmin ettiğinden %95 gelmeyecekti.

otopark otelin hemen arkasıydı ama otelin hiçbiryerinden gözükmüyordu (3. kattaki odalar hariç) (3.katta da kimse yoktu ne bizden ne nergisten)

ve bir baktım o... ama dıbına koyayım yine çocuğuyla... onu gezdiriyordu. beni aradığını düşündüm. onu görmemiş gibi davranıp arabada bir şey arıyormuş gibi davranarak arabanın ışığını yaktım, aranır gibi yaptım ve ışığı kapattım 15 saniye sonra. yüzde yüz görmüştü...

ışığı kapatıp ortamı zifiri yaptıktan sonra baktım ki gidiyor. gitti.

veeee 10 dakika sonra tekrar geldi... ben 2. biramı bitirmişken...

bu sefer yalnızdı. onu görüp arabanın dışına çıktım ve muavin tarafının kapısına yaslandım. çünkü otelden biri gelse bile arabanın o tarafını göremezdi. zaten zifiri karanlıktı.
pallmall'ımdan çıkarıp bitane yaktım ve 3. biramı açtım. ve bana doğru geliyordu. kalbim güm güm atıyordu. tansiyonum düşmüş müydü çıkmış mıydı bir şeyler olmuştu yani.

içimde bi tırsma duygusu da vardı. ya gelip terbiyesiz!! ne umuyorsun ki!? diyip tokat atacak olsaydı? sıçmıştım a.k.

ama olumlu düşünüyordum... sevişecektik...

az hızlı yaz

geldi... dibime girdi... bu sefer çekindiğini düşünüp ben merhaba dedim. evet...

-merhaba
-merhaba (yuvarlayarak söyledi. utandığı ve gergin olduğu belliydi)
-ne desem bilemedim... bira içiyordum ister misin? (6 bira mı ne almıştım ona da yeterdi.)
-aaaa süper olur.. (öyle tatlı bi aaaa dedi ki... )

arabanın yanına bağdaş kurarak çömeldi... o kırmızı ojeli ayakları ve süt bacakları gözüme giriyordu o karanlıkta bile...
ben de ona uyum sağladım ve oturdum...

muhabbeti ben açtım:
-neredensiniz?
-eskişehir.
-güzel yer. (sormasını bekledim.)
-evet öyledir öğrenci şehri de denebilir.
-evet biliyorum ben de orda okumak isterim.
-sen nerdensin? (dedi ve kafaya dikti)
-ben de istanbuldanım.
-iyi bari farklı şehirlerdeniz. (dumur oldum)
-ne alaka ya (diyip gülümsedim)
-ne biliyim (dedi ve kızgın bakışıyla gülümsedi yine)

devam panpa

devam panpa

devam panpa

rezerved

p'rezerv'atif

rezerve

yalan a.q