ferrenun pgibolojik zararlarında kalmıştık, devam ediyoruz.

21. yüzyılın vebasıdır ferre ve mastürbasyon alışkanlığı. pgibolojik olarak onarılması güç zararlar verir.

bataklığa kendini kaptırmış olanlara yazıyorum; onarılması güçtür fakat imkansız değildir, bir şekilde başlangıcı yaptıktan sonra iradeyi kuvvetlendirerek kurtulamayacağınız alışkanlık yoktur. bu işin etkileri bazen uyuşturucuya eş değer olsa da sonuçta madde kullanmıyorsunuz, zaten burası da amatem değil amk. olay tamamen beyinde bitiyor ve bırakmanız gerektiğini farketmeniz mükemmel bir ilkadım olacak.

bunun için gecenin ikisinde yazıyoruz değil mi?

ferre ve mastürbasyon başlangıçta masum gözükse de ilerleyen dönemler ne tür sapkınlıklara evrildiğinden bahsetmiştik diğer başlıkta; teşhirciliğe, fetişizme, pid0filiye ve hatta nekrofiliye kadar uzanan bir süreçten bahsediyoruz.

bunlar hep dopamin.

sürecin sosyal anlamda yarattığı yıkım da barizdir; utanç, suçluluk ve kaçınılmaz son depresyon.

1980'lerden itibaren gelişen, yaygınlaşan ve giderek tehlikeli hale gelen bir endüstri bu.

o tarihlerde interneti kullananların profilleri üçe ayrılırmış; kamu görevlileri, akademisyenler ve ferre izleyicileri.

internet gibi global çapta bir dosya aktarım protokolünü cinsel içerikleri yaymak için kullanmayı ilk akıl eden huur çocuğu, bu işin bu boyutlara geleceğini tahmin edebilse bilmiyorum yapar mıydı?

insanların mahremiyetini diğerleri ile paylaşmak istemesi doğasında olmayan bir davranış. gerçekten mide bulandırıcı.

ama bu endüstrinin değeri bugün 15 milyar doları aştı.

ve ancak talep varsa arz olur. ferre insanlara ciks yapmak için gösterdikleri çabanın gereksiz olduğu düşüncesini aşıladı. teşhircilik anormal ama insanın fıtratında kolaya kaçmak her zaman vardır.

dünyada yaşayan insan başına 13 video düşüyor, hepsini izlemek isteyen birinin yaklaşık 530 yıl bilgisayar başında kalması gerekiyor.

olay giderek normalleşiyor, yaygınlaşıyor ve yeni nesiller bu pislik ile büyüyor.

tehlikenin farkında mıyız?

ferregrafiye maruz kalan birey; yapay, sahte bir dünyayla samimi bir bağ oluşturur ve gerçek insanlarla bağ kurma özelliğini kaybetmeye başlar. duygusal açıdan boşluk ortaya çıkar.

özgüveninde kopmalar hissetmeye başlar. gidişat düşük özsaygı ve derin yalnızlık duygularıyla sonuçlanır. burada direkt olarak beyin kimyası değişiyor ve tam teşekküllü bir bağımlılık oluşuyor, boru değil.

ferre tam anlamıyla bir aldatmacadır. bahaneler her zaman üretilir, kişi ferreya meyletmesine; hayatında yapmayı sevdiği başka hiçbir hobisi olmadığından, etrafındaki insanların vasatlığına kadar sebep bulabilir. dünyadan tamamen tecrit hissi onun için mükemmeldir. bu dönemde okul, işyeri ve yakın çevresiyle olan ilişkileri giderek kötüleşir. dıbına kodumun asosyalleri.

uzun vadede ferregrafi çocukluk yaralarını veya terkedilmiş boşlukları doldurmaz. hayatı giderek berbat bir hale getirir, yapılan hiçbir iş tatmin edici olmaz.

sağlıklı iletişim kurma yeteneğine zarar verir, evliliği dahi sarsabilir çünkü birey eşine cinsel ve duygusal olarak yetemez. iki cinsiyet için de bu böyle.

etkiler uyuşturucuların etkisiyle aynı.

devam edelim.

3- ferrenun ahlaki ve sosyal zararları

toplum mühendisliğinden bahsetmek istiyorum.

tanımı; toplumun demografisinde, sosyal dokusunda, tarihten gelen yapısında değişiklik yapmak, tepkilerini, nefretlerini, isteklerini, sevgilerini, tutkularını ve kitlesel şekilde ifade ettiklerini duygularını yönlendirebilmek, kontrol altında tutabilmek, paralize edebilmek gibi yetileri içeren iştir.

ferre endüstrisinin; sizin zevklerinize hizmet etmekten ziyade, global anlamda tüm ülkelerde ahlaki ve sosyal çöküntüler yaşatıp toplum mühendisliği yapma amacı ile bu denli yaygınlaştığını iddia ediyorum.

savaşlar yalnızca fiziksel olmaz pgibolojik bir savaş bu.

algıları değiştirebilmek için harcamayacakları para yok, harcamayı geçtim üstüne kazanıyorlar ve hedeflediklerini de başarıyorlar.

bugünün ahlak anlayışı ile 20 yıl öncesinin ahlak anlayışı aynıdır diyebilen var mı?

bugün internette tüm dünyada çevrimiçi olarak aktarılan dosyaların %30’u ferre. bunu hayrına yapmadıklarını anlattık, maddi kazanç ilk hedefleri değil emin olun dedik.

inanın yeteri kadar paraları var, amaç hükmedebilmek.

ve şuna da eminim; yapılan toplum mühendisliğini, kazandıkları paranın yüz mislini başka bir endüstriye harcasalardı bu denli başarılı olamazlardı.

gerçekten başaramazlardı.

toplumdaki bireyleri birer birer pasifize etmenin, sinsice çeşitli sapkınlıklara sürüklemenin, aileleri dağıtıp yuvaları yıkmanın ve sonuç olarak toplumsal boyutta sosyal anlamda bir çöküntü yaşatmanın başka bir yolu daha yok.

uyuşturucuya eşdeğer etkileri olan bu pisliğin normalleşmesi ciddi manada büyük bir tehlikedir.

peki nörobiyologlar, pgibologlar, sosyologlar ve diğerleri ne iş yapıyor?

üniversitede okuyan bir öğrenciyim. bu ülkede bu işi anlatmak bana mı kaldı? inanın yeteri kadar kaynak olsaydı bu saatte burada bunu yazmaya uğraşmazdım.

alkol, kumar ve uyuşturucular söz konusu olduğunda, cevap açık: bunlar bağımlılıktır ve mücadele edilmelidir.

bilimsel çalışmalar ferre ile beyin kimyasındaki değişiklikler arasında açık bir ilişki olduğunu gösteriyor. peki ferre bu üç alışkanlıktan daha da yaygın değil mi?

salak salak iş tanımlarınız ve hiçbir işe yaramayan farklı farklı ünvanlarınız olsa da sonuç olarak halkı bilinçlendirmek üzere görevlisiniz. aydınsınız ya amk. insanları uyarmanız ve yönlendirmeniz gerekiyor. fakat türkiyede internette bizim gibi birkaç insanın kısıtlı çabası dışında hiçbir uyarı yok.

bu çelişkili durumu gerçekten anlamanızı istiyorum beyler.

ebeveynler ferreya maruz kalma yaşının kaça kadar düştüğünü bilselerdi gerçekten tedirgin olurlardı, tabii kendileri de izlemiyorlarsa. sertleşme bozukluğunun yaygınlaşmasının sebebi ferredur.

neslinizi yokediyorlar.

bir şeye ne kadar çok maruz kalırsanız; bu şiddet, kumar veya cinsellik olabilir, onu kabul edilebilir bulma eğiliminiz artar.

ne kadar kötü bir alışkanlık olursa olsun, sizin için normalleşir. ve bu sizin için normalleşmeye başladığı andan itibaren artık siz anormalleşmeye başlarsınız.

bizim işimiz veya uzman olduğumuz alanlar bunlar değilken bu çabaları gösterip ulaştığımız kitle ile mesleği icabı konulara çok daha hakim olanların, kamuspotlarından tartışma programlarına kadar ellerinde çok daha fazla insana ulaşma imkanı olduğunu da göz önünde bulundurarak, çaba göstermeleri halinde ulaşabilecekleri kitleyi kıyaslarsak arada gerçekten uçurum olur.

allah aşkında türkiye'de ne zaman tv programlarında bu illetin zararları konuşuldu?

mantıklı şekilde düşünülmesi gerekiyor, gerçekten tartışılmaya değer olmadığı için mi gündemde yer edinemiyor?

bu işten uzak durmanız için hem diğer başlıkta hem de burada fazlasıyla bilgi yazıldı. yazılmadı mı? dolayısıyla dakika başı ne zaman bitireceksin? diyenler için; bitti başlık. dağılabilirsiniz.

ama entrylerim devam edecek.

sıkıyorsa beklemek takip etmeyin, trendden düşeli bayağı oldu zaten, aceleci olmayıp ben yazdıkça okumak isteyenler için yazacağım. mobil uygulamanın başlığa entry girilince bildirim gelme özelliği var mı? kullanan biri yazıversin. varsa oradan zaten haberiniz olur.

bundan sonrası biraz daha farklı olacak. esas konu ile zaman zaman yakın, zaman zaman uzaktan alakalı birkaç entry gireceğim. bana kalırsa önemli entryler bunlar.

müsait oldukça gireceğim.

haftasonu bu başlığa devam edebilirim.

ama feromon ve retention ile ilgili yeni başlık gelecek.