-
1626.
+1rezerved
-
1627.
+1reserved
-
1628.
+1rezerved
-
1629.
+1 -2rahat rahat 31 çekin beyler bu cahile bakmayın. 10 dan fazla şey yazdım giblemediniz bir yanlışını daha göstereyim.
Hiç araştırmıyorlar diye zütünden uydurmuştu. Google akademide masturbasyon hakkında yüzlerce makale var.
https://scholar.google.co...&hl=tr&as_sdt=0,5
Çekmeye devam edin. Prostat olmayın.
http://superileri.com/ayd...-bilim-adamlari-soyluyor/
Bu cahilin dopamin hakkında tez yazmış üniversite bitirmiş gibi konuştuğuna bakmayın. Düz mantıkla bilim olsaydı burada değil google akademide olurdu yazısı. -
-
1.
0peki bu tvlere ve gazetelere çıkan her doktor ve bilim adamı sence halka yalan söylemeyecek kadar namuslu mu ilaç baronu patronlarını memnun etmek için böyle şeyler söylemezler dimi
-
1.
-
1630.
0rezervullah
-
1631.
0rez sahife13. yoruldum mk
-
-
1.
0aynen panpa 13 sayfa dayanabildim yoruldum amk
-
1.
-
1632.
+1rezbiyen
-
1633.
0reserved
-
1634.
+1 -1ulan ben tıp okuyorum böyle dopamin görmedim dıbına koyim ya
-
1635.
0Reserved
-
1636.
+1 -3Hala yazıyo mu bu zütoş.. amk beyinsiz hurafeci pislik malağı..
-
1637.
+3 -2Sevgili arkadaşlar, değerli sözlükçüler.Tümünü Göster
"dünyalideri" nickli sözlükçü arkadaşın söylediklerine dair bir iki kelâm etmek isterim müsaadenizle.
Öncelikle şunu belirteyim. Arkadaşın yazdıklarının yaklaşık %70 kadarını sanıyorum ki, okudum. En son Lucifercileri anlatıyordu, onun akabinde bıraktım. Kalanını da okurum daha sonra diye düşünüyorum.
Burada yazılanların hiç bir noktasında gerçeklik payı yok diyemem. Ancak maalesef ki, tüm gerçeklikler türlü hurafelerin, saçma safsataların, peri masallarının ve yazarın kendisinin de sürekli "şer odaklarının çıkış yeri" olarak gördüğü ABD'nin film endüstrisinin dayattığı iyiler-kötüler savaşı romantizminin ardına gizlenmiş durumda. Dolayısıyla gerçeklikleri çarptırılmış, özleri kaybedilmiş, yalnızca kendi inançları doğrultusunda kişileri yönlendirmek isteyen küfür sahibi mahlukatların kelâmlarına gark olmuştur.
Gelin, önce arkadaşın anlattıklarındaki gerçeklik payı olan hususlar nelerdir bunlara bakalım.
Evet, tam da dünyalideri'nin burada çizdiği tabloya benzer şekilde, dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar bir çok ülkede hüküm süren büyük sermaye sahipleri mevcuttur. Bu sermayedarlar birbirlerini tanırlar ve bir çok konuda ortaktırlar. Bunların gerçekten de siyasî figürlerle içli dışlı oldukları açıktır, dahası, kendileri bir çok konuda ülkelerin önemli siyasî kararlarına müdahele edebilecek güce sahiptirler. Bu nasıl oluyor?
Arkadaşlar, şu anda dünyanın neredeyse tamamında süregelen bir ekonomik yapılanma vardır. Bu sistem birdenbire ortaya çıkmamıştır. Tarihsel sürecin bir ürünüdür. Şöyle anlatayım: Orta çağ döneminin Avrupasında feodal bir düzen vardır. Lordlar vardır, serfler vardır. Serflerin serfleri vardır, ve en altta da köleler, köylüler, topraksız çalışanlar vardır. Herkes, kendinden daha güçlü ve nüfuzlu olan bir üste tabidir. Alttaki, üsttekine ürününden vergi öder, üstteki de bunun karşılığında onu korur kollar ve gerektiğinde ondan asker alır vs. Bu zincirleme sistem, en üstte krala kadar gider. Yani kralın kollarıyla en alta kadar gider. Bu, feodal sistemdir. Elbette feodal sistemin güçlülerinden birisi de din adamları, kilise kurumudur. Onlar da büyük topraklara ve bir çok da köleye sahiptir. Ülkelerde ikili güç vardır. (Buna iki Kılıç Teorisi denir ve I. Gelasius (papa) tarafından ortaya atılmıştır, daha sonra Salisbury'li John tarafından geliştirilir ve orta çağ papaz filozofları tarafından bu kuram hep tartışılmıştır). Bu kısaca şunu söyler, Tanrı tarafından güç iki otoriteye verilmiştir. Dünyevi otorite sahibi kraldır, dini otorite sahibi ise kilisedir. (ancak, belli bir döneme kadar krallar da kilise tarafından krallığa layık görülürler, yani asıl otorite kilisenindir yine de).
Neyse, konuyu dağıtmıyım. Bu feodal sistem, 17. yüzyıl civarında yıkılmaya başlar. Tüccarlar gittikçe güç kazanır ve kilisenin topraklarından satın almaya, ayrı yerlerde kendi topraklarını genişletmeye başlar. Zamanla bu sınıfın güçlenmesiyle birlikte otoritesi artar ve Kilisenin Kral üstündeki otoritesi zayıflamaya başlar. (Osmanlıdaki ayanları düşünün. Veya 13. yüzyılda Magna Carta'yı ingiltere'de imzalatan lordların gücünü düşünü onun gibi). Böylece yeni sınıf, sermayeye sahip olan tüccar sınıfı olur. işte bunun hemen sonrasında Fransız ihtilali yaşanır, ingiltere'de parlamentoda güçler dengesi değişir, Avrupa'nın hemen her yerinde yönetim anlayışları tamamen yenilenir. Artık milliyetçilik gibi ideolojik tartışmaların devri başlamıştır. Locke'lar, Rousseuau'lar, bu devirde güçlü düşünceler üretir ve gelecek ikiyüz üçyüz yılın felsefelerini ortaya koyarlar. Cumhuriyetçilik fiikri (yani ulus-devletlerin kurulması anlamında cumhuriyetçilik fikirleri) yükselmeye başlar vs.
Osmanlı'daki tanzimat yenilikleri, meşrutiyetler ve daha sonra gelen cumhuriyet de, bizim bu sürece geç de olsa dahil olma sürecimizdir.
Şimdi, daha sonra ne oluyor? Ekonomik sistem tamamen endüstiryel devrimlerin ışığında değişiyor. Artık Aristokratların (kanla yönetim hakkı alan kralların veya tanrıdan yönetim hakkı aldığını iddia eden dinsel otoritelerin) yönettiği bir dünyadan değil, burjuvazinin (yani sermayeye, üretim araçlarına sahip olup işçi çalıştıran ve yeni yatırımlarla, yeni üretimhanelerle kendi kârını ve toplam üretimi arttıran burjuvazinin) hükmettiği bir dünyadan bahsediyoruz.
Bu sistem, özellikle 1900'lü yılların ikinci yarısından itibaren küresel bir şekle bürünür. Artık dünyanın bir çok ülkesinde, bir çok köşesinde üretim yapıp, bunları marka zincirleriyle satan ve karlarına kar katan küresel sermayelerden/şirketlerden bahsediyoruz.
(Network filminde Arthur Jensen'in ünlü konuşmasını hatırlayın http://www.americanrhetor.../moviespeechnetwork4.html
"There are no nations. There are no peoples. There are no Russians. There are no Arabs. There are no third worlds. There is no West. There is only one holistic system of systems, one vast and immane, interwoven, interacting, multivariate, multinational dominion of dollars. Petro-dollars, electro-dollars, multi-dollars, reichmarks, rins, rubles, pounds, and shekels.")
(DEVAMINI YAZICAM BEKLEYiN, yazdım da sığmadı amk.) -
1638.
+3 -1Arkadaşlar, Frankfurt Okulu'nun filozoflarının yazdıklarına göz atarsanız mevzuyu çok daha iyi anlayacaksınız.Tümünü Göster
Tüketim toplumu nasıl işliyor? Kişiler nasıl kendine yabancılaşıyor bunu anlarsınız.
Bakın yıllar önce Marx (bir çoğunuzun öcü olarak gördüğü adam), insanların çalışma sistemi içinde kendileri olmaktan nasıl çıktıklarını kendince ortaya koymuştu. Buna yabancılaşma dedi. işçi çalışır ve karşılığında çok az şey kazanır, kazandığıyla kendi el emeği olan o üretimi satın alamaz, makine dişlisi gibi çalıştığından üretimde söz hakkı yoktur ve hem kendine, hem çalışma arkadaşlarına (diğer insanlara) hem de ürettiği ürüne yabancılaşır. Böylece bilincini kaybeder.
Marx böyle der. Ama asıl mevzuyu yakalayan Franfurk Okulu'ndan Adorno ve Horkheimer olmuştur bu konuda. Onlar, Hitler'in ve Stalin'in baskılarının nedenlerini araştırmakla başlar. Kitleler nasıl maniple ediliyorlar onu araştırırlar. Daha sonra, Hitler'in faşizminden Amerika'ya kaçınca ne görürler? Liberal demokrasi olan bu ülkede, reklamlarla ve yaşam biçimi empoze edilerek insanlar resmen hipnoz edilmiş bir şekilde tüketime yönlendirilmektedirler. Dolayısıyla şöyle derler: "MARX EKgib KALMIŞTIR, çünkü insanın yabancılaşması ÜRETiM süreçlerinde ortaya çıkmıyor. Asıl mevzu TÜKETiM." buna KÜLTÜR ENDÜSTRiSi derler. Kültür bir alım satım konusu haline gelmiştir artık. ve ADORNO, artık yabancılaşmadan daha da öte bir durumda olduğumuzu söyler, bunun adı ŞEYLEŞME'dir. Kişiler tükettikleriyle kendilerini tanımlarlar çünkü. Kimlikleri, ne tükettikleriyle özdeş hale gelmiştir. Dolayısıyla kişi kendine yabancılaşmakla kalmaz, şeyleşir. şey olur. madde bile değil.
Bunu sağlayan nedir? Küresel sermaye sahipleri işte. Bunların bir çok alanda şirketi vardır evet. dünyalideri'nin doğru söylediği şeylerden biri bu kısımdır işte. Bunlar çokuluslu şirketlerdir. Özellikle TELEViZYON sektöründe etkin olmaya çalışırlar, çünkü maniplasyon bu asıl bu alanda gerçekleştirilir. Reklamlarla, şirketlerin halkla ilişkiler çalışmalarıyla vs. Sürekli tüketmeli, ve bununla da kalamamlı, tükettiğiniz şeylere göre STATÜNÜZÜ ortaya koymalısınız. Iphone kullanıcısı olmak kimliktir artık gibi.
Sistemin işleyişindeki tek ama tek amaç KÂR elde etmektir. Para kazanmaktır. Bu amaç uğruna siyasetler yönlendirilir, ülkeler savaşlara sürüklenir. O nedenle uluslarası şirket sahiplerinin, büyük ülkelerdeki siyasetçilerle bağlantıları muhakkak bulunur. Devletler, sermaye sahiplerinin kârını yükseltecek YASALAR çıkartırlar. Ondan sonra ne olur? işçilerin can güvenliği ihmal edilse de, çok ciddi yaptırımlarla karşılaşmazlar vs. Yeter ki sermaye gitmesin. Çünkü bu sistem artık BÜYÜK BiR CANAVARA dönmüştür. Eğer beslemezseniz sizi yutar. Büyük bir sermayenin ülkeden çıkması demek, ekonomik kriz bile başlatabilecek bir etki demektir.
Bunları neden yazdım?
dünyalideri adlı sözlükçü arkadaş, tüm bu işleyişi masallarla, huarefelerle, mitolojik hikayelerle doldurup anlatıyor. Belki de farkında olmadan, eleştirmek istediği adamların ekmeğine yağ sürüyor. Çünkü onların da istediği bu işte. Sistem böyle MiSTiK BiR iŞLEYiŞE SAHiP DEĞiL. Örgütler, gizli ayinler, şeytana tapmalar bilmem ne. Hasgibtir lan. Adamların taptığı tek şey var o da PARA PARA PARA PARA.. Bak filmde ne diyor.
"etro-dollars, electro-dollars, multi-dollars, reichmarks, rins, rubles, pounds, and shekels"
her şekilde mevzu PARA PARA..
bakın, dünyada iyiler ve kötüler var diyen birisi varsa gibtiri çekin beyler. rica ediyorum. dünya iyiler-kötüler savaşında değil. Bunlar Hollywood filmlerinde olur. iyiler kötülerle savaşır. amerika size kendi kahramanlarını iyi, üçüncü dünya ülkelerini kötü gösterir. buna karşılık kalkıp da size asıl biz iyiyiz, onlar şeytan diyen adamlara inanmayın. ORTADA iYi-KÖTÜ SAVAŞI DiYE BiR ŞEY YOK. Güç savaşı var. Bireysel güç savaşı. para savaşı. para kazanmak için sistemler kurup, sistemleri etkilemeye çalışanların savaşı var bu kadar basit. Her şey dünyada oluyor.
Eğer siz kalkıp tüm olup bitenleri gizli örgütlere, şeytana tapanlara veya bir dine vs yüklerseniz tam da Büyük Sermaye Sahiplerinin istediğini yapmış olursunuz. Sistemi anlaşılamayan ilahi bir düzenin giz perdesi arkasına saklar ve salak saçma laflara inanırsınız. Gerçeği göremezsiniz. Bu masonlarla, bu lcüfercilerle nasıl uğraşılır dersiniz. halbuki o adam, şirketleri olan bir para babası. bu kadar basit. kafanızı safsatalarla doldurmayın.
Gerçekten ekonomi nasıl işliyor buna bakın. Siyaset kuramı kitapları okuyun.
Ekonomi teorilerine bakın. Korkmayın amk. Kabalcıların gibtirtaktan safsatalarla dolu kitaplarıyla kafa yoracağınıza açın iktisat teorilerini kurcalayın. Oyun Teorisi nedir ona bakın. Toplum sözleşmecilerini kurcalayın. MArx'a bakın korkmayın. Eleştirel olun.
MAL OLMAYIN. MiSTiK MiSTiK KONUŞAN HER gibKAFALININ PEŞiNE DÜŞMEYiN. DÜNYADA OLANLARI ANLAMAK iÇiN HURAFELERi DiNLEMEYiN.
(Kuramsal konularda öneri isteyen (isim, kitap vs.) özelden yazsın) -
1639.
-1Rezervatullahibereketüh
-
1640.
0Reserved kardeşim. yeni entrylerini bekliyorum.
-
1641.
0Rezerved
-
1642.
0bitti mi deşifre yazın ne güzel okuyodum
-
1643.
0ya ne yeni başlığı bin bitir şu başlığı
-
1644.
0Rezerve
-
1645.
0@1 adam haklı beyler
başlık yok! burası bom boş!