1. 12.
    +6 -1
    “Kimseyle alay etme, asla kimseyi gülünç duruma düşürme, kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. insan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir.''
    ···
  2. 11.
    +1
    olduğum şey ile olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şey ile hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.
    ···
  3. 10.
    0
    Hatırlayabildiğim kadarıyla, siması babama benziyor.
    ···
  4. 9.
    +1
    hiç olmazsa, düş kırıklıklarımın zaferini büyük bir düşün zaferi gibi zütürebilsem her şeyin belki de o sonsuz çöküşüne, hiçbir şeye inanmamanın görkeminiyse bir bozgun sancağı gibi taşıyabilseydim -ne yazık kiçok narin eller tutacak bu sancağı, ama daha zayıfların kanında ve çamurda sürüklenecek... her şeye rağmen, biz kımıldayan kumlara batarken gene de yücelerde dalgalanacak bu sancak- ve kimse bunun bir protesto mu, bir meydan okuma mı ya da umutsuzluk mu olduğunu bilmeyecek... kimse bilmeyecek, çünkü bu ölümlü dünyada kimse birşey bilmez ve kumlar hiç sancağı olmayanlar gibi, sancak dikenlerini de yutar.

    ve kumlar her şeyi örtecek -yaşamımı, yazılarımı, sonsuzluğumu.

    bozguna uğramamın bilincini zütürüyorum yanımda, bir zafer sancağı gibi.
    ···
  5. 8.
    +1
    Öbür gün, evet, yalnızca öbür gün...
    Yarın öbür günü düşünmeye başlayacağım,
    Belki her şey olup bitecek; ama bugün değil...
    Hayır, bugün değil; bugün yapamam.
    Öznel nesnelliğimin şaşırtıcı inadı,
    Gerçek yaşamımın uykusu, araya girmesi,
    Sezinlemesi, bitimsiz bezginlik-
    Bütün dünyam bir tramvaya yetişme çabası-
    Öyle bir ruh o...
    Yalnızca öbür gün...
    Bugün hazırlanmak istiyorum...
    Hazırlanmak istiyorum kendi yarınım için, öbür günü düşünmek için...

    Sonucu belirleyecek olan bu.
    Halihazırda planlarım var, ama hayır, bugün planlama yok...
    Yarın plan yapma günüdür.
    Yarın dünyayı fethetmeye masama oturacağım;
    Ama ancak öbür gün fethedeceğim dünyayı...
    Ağladığımı hissediyorum,
    Apansız ağladığımı hissediyorum, derinden içime doğru...
    Bugün ne olup bittiğini bilmeyin, bu bir giz, söyleyemem.
    Yalnızca öbür gün...
    Çocukken her hafta Pazar günü sirki beni eğlendirirdi.
    Bugün bütün eğlencem çocukluğumdaki tüm hafta süren Pazar günü sirki...
    Öbür gün, bambaşka biri olacağım,
    Yaşamım zaferle taçlanacak,
    Zekamın bütün gerçek nitelikleri, iyi öğrenimim, uğraşım-
    Hepsi toplanacak bir araya herkese duyurmalı ...
    Ama herkese sunulan boşa gidecek yarın...
    Bugün uyumak istiyorum, gerçek nüshayı yarın yapacağım...
    Bugün için, hangi gösteri yineleyecek çocukluğumu bana?
    Yarın bir bilet satın alabilirsem,
    Gerçek gösteri öbür gün çünkü...
    Daha önce değil...
    Öbür gün göstereceğim halkın karşısında yarınki kendimi
    Öbür gün bugün ben olmadığım görülecek sonunda.
    Yalnızca öbür gün...
    Sokak köpeği gibi uykuluyum.
    Gerçekten uykum var.
    Yarın size her şeyi söyleyeceğim, ya da öbür gün...
    Evet, belki de yalnızca öbür gün..
    ···
  6. 7.
    +1
    birden yapayalnız kalıyorum dünyada.. manevi bir çatının tepesinde seyrediyorum bütün bunları.. dünyada yalnızım.. görmek, uzakta olmaktır.. açıkça görmek, durmaktır.. tahlil etmek, yabancılaşmaktır.. insanlar bana değmeden geçiyor yanımdan.. etrafımda havadan başka şey yok.. kendimi o kadar tecrit edilmiş hissediyorum ki, üzerimdeki giysiyle aramdaki boşluğu bile algılıyorum..
    ···
  7. 6.
    +1
    Uyuyan bir adamın karşısında ne hissedilirse, bende onu uyandırıyordu. Uyuyan herkes çocukluğuna döner. Belki de bu yüzden, yani uyurken yaşadığımızın bilincinde olmadığımız için, kimseye kötülük de yapamayız – en gözü dönmüş cani, kendinden başkasını gözü görmeyen en bencil insan bile, ne olursa olsun uyuduğu sürece doğanın büyüsüyle kutsal bir varlığa dönüşür. Uyuyan bir insanı öldürmekle bir çocuğu öldürmek arasında büyük bir fark görmüyorum.
    ···
  8. 5.
    +1
    Yaşamak bir başkası olmaktır. Ve insan bugün, dün hissettiği gibi hissediyorsa, hissetmek olanaksızdır. Dün hissedileni bugün de hissetmek, hissetmek değil, dün hissedilmiş olanı bugün de anımsamaktır yalnızca. Artık yok olmuş olan dünkü hayatın canlı cesedi olmaktır.
    ···
  9. 4.
    +1
    insan, ilginç ya da yararlı ne anlatabilir? Başımıza gelmiş olan şeyler, ya herkesin başına gelmiş ya da yalnızca bizim başımıza gelmiştir.ilk durumda bayatlamıştır, ikinci durumda da bizden başkası anlayamaz onları.

    Yalnızlığım beni kendine göre biçimlendirdi, kendine benzetti. Bir başkasının varlığı - bir tek kişi bile olsa - düşünmemi hemen engelliyor ve normal bir insan için bir başkasıyla ilişki kurmak, kendini ifade etmesi, konuşması için uyarıcı görevi görürken, aynı ilişki bende bir uyarmayıcıya dönüşüyor. Kendimle başbaşayken sayısız kişilik özelliği hayal edebiliyor, şimdiye kadar kimsenin kurmadığı cümleleri hemen, şıp diye söyleyebiliyorum. Ne var ki birinin fiziksel olarak yanıma gelmesiyle bunların uçup gitmesi bir oluyor ve aradan bir saat geçmeden uykudan ölecek hale geliyorum.
    ···
  10. 3.
    +1
    “Ey farklı kadın, hiç düşündün mü senin bana, benim sana nasıl da görünmez olduğumuzu? hiç düşündün mü ne kadar cahiliyiz birbirimizin? birbirimizi görmeden görüyoruz birbirimizi. birbirimizi duyuyor ve sadece kendi içimizdeki sese kulak veriyoruz. başkalarının kelimeleri kulaklarımızın hataları, aklımızın denizlerinde olan kazalardır. ne kadar da güveniriz başkalarının kelimelerine yakıştırdığımız anlama! başkalarının kelimelerle dile getirdiği hazlar bize ölümü tattırır. en ufacık bir derinlik katma kaygısı gütmeden, dudaklarından döküverdikleri kelimelerde ise hayat ve haz buluruz.
    ···
  11. 2.
    0
    http://tr.scribd.com/doc/...522943/Niko-Ile-Margarita

    şurada dikkat çeken portekizli ş a i r

    edit: daha iyi şiirleri var. üstteki lafı sallamıştım.
    ···
  12. 1.
    0
    ekşici bir bintir.
    ···