-
1.
+3her entryde uzun yazılar var ancak hpsini okuyun biraz aydınlanın özellikle @16-19 arasını okuyun da fenerli yöneticilerin taraftarlarını nasıl kandırdığını, enayi yerien koyduklarını görün
http://spor.mynet.com/hab...lan-soyluyor-tff-de/39980
şu güne kadar hep uzun yazılar yazdım. ama bu sefer söylemek istediğim çok açık ve net.
sevgili fenerbahçeli kardeşlerimiz. camianızın içinden geçtiği durum süresince; futbolcunuzdan teknik direktörünüze, yöneticinizden taraftarınıza kadar hemen hemen camimanızın tamdıbına hakim olmuş kanı şu şekildedir:
hükümet suçlu: komplo kurulmuştur. olay siyasidir
savci suçlu: davaya gizlilik getirmiştir, delilleri paylaşmamıştır.
basın suçlu: fenerbahçe aleyhine yayın yapılmıştır.
kamu suçlu: 104 yıllık çınara(!) sahip çıkılmamıştır.
emniyet suçlu: 19 maçta şike olduğunu ilan edip, taraflı davranmıştır.
ts suçlu: fener’in kuyusunu kazmıştır.
gs suçlu: fener’i avrupa’ya şikayet etmiştir.
tff suçlu: fener’e sahip çıkmamıştır. (bu özellikle çok komik, şahsen tam tersini düşünüyorum tff fener’e sahip çıkmaktan başka bir şey yapmamış ve bu yönüyle hatalı yönetim sergilemiştir.)
fifa ve uefa da suçlu: fener’i harcamışlardır. milan ve porto’ya tanınan haklar fener’e tanınmamıştır. (cehalet dolu bir düşünce ki 2007’de uefa’nın aldığı kararlardan habersiz olunduğu ortaya çıkmakta)
ama aziz yıldırım hala suclu degil !!!
tüm bunlarin yaninda:
başbakan fenerli !
tff başkanı fenerli!
savcı fenerli!
uefa’daki temsilcimiz şenes erzik fenerli!
ama feneri şikayet edip ceza aldıranlar galatasarayli !!!
işte fenerbahçe’nin tüm bir camia olarak içine düştükleri hastalıklı düşünce yapısı budur. tüm bunların üstüne çıkıp da “biz şampiyonluğu hak ettik ama bank asya 1.ligde oynamak istiyoruz” demek açıkçası şerefi, haysiyeti, gururu, biraz olsun vicdanı ve akli dengesi yerinde olan bir insanın yapabileceği bir şey değildir.
bu bağlamda “kör ölür badem gözlü olur” edebiyatı yapan bazı odakların fenerbahçe’nin madur edildiği yöndeki beyanları gerçekten uzaktır. baştan beri işlediği suçu inkar eden fenerbahçe camiası, bu maduriyeti kendisi yaratmıştır.
hepinize sevgiler saygılar..
webaslan -
2.
0aklın yolu bir panpalar
-
3.
+1fenerbahçe yöneticileri mızıkçı çocuklar gibi. ”küstüm oynamıyorum” demişler. güle güle gitsinler bank asya’ya. fenerbahçe küme düşürülürse üzüleceğim tek şey bank asya’daki takımların hali olacak.Tümünü Göster
aykut kocaman bu kararı federasyon’un aldığını söylemiş. fenerbahçe’nin gücü herhalde federasyon’a yetiyor. çelişkilerle dolu olan mehmet happy shawn bile nihat özdemir’e gidin uefa’da kendinizi savunun, hakkınızı arayın dediği halde neden gitmediler. çünkü oraya giderlerse federasyon’a çamur atamayacaklarını iyi biliyorlar. güçleri sadece federasyon’a yetiyor o kadar.
fenerbehçeliler sürekli bağırıp çağırıyorlar medyaya. sanki kendilerini bu hale getiren medyaymış gibi. kusura bakmasınlar siz kendi kendinizi bu hale soktunuz. neden bu kadar isyan ediyorsunuz? yarası olan gocunur diye bir söz geliyor aklıma…
fenerbahçe’nin şampiyonlar liginden men kararını uefa’nın verdiği çok açık. fenerasyon pardon federasyon biliyorsunuz 1ay etik kurulunun raporunu bekledi. biz de zannediyoruz ki bir karar çıkacak. nerdee!!! dağ fare doğurdu işte! öyle anlaşılıyor ki en baştan bir karar çıkmayacağı belliymiş de bizim haberimiz yokmuş. neden çünkü fenerasyon’nun (ahh gene fenerasyon dedim ağzım alışmış kusura bakmayın arkadaşlar) federasyon’un herhangi bir karar vermeye zerre kadar cesareti yok. peki ne oldu? büyükbabamız sabah geldi öğle yemeğini yedi bize de sopasını gösterdi ve akşama doğru gitti. aaa aa! bir de baktık ki hemen karar verilmiş . şimdi bu kararı uefa vermedi de kim verdi söyler misiniz? uyan fenerbahçe taraftarı uyan! yöneticileriniz sizi nasıl da kandırıyor görüyor musunuz?
bu federasyon değil mi ki savcılıkta bazı belgeleri gördüklerinde durum çok vahim diyen? bu sözün üzerine hiçbir karar alınmaması şaşırtıcı değil mi? sonra da dediler ki türk sporunu bu durumdan asgari zararla çıkarmaya çalışacağız. çıkardılar da. etik kurulunun raporlarından sonra hiçbir şey yapmayarak, yargı sürecini bekleyerek fenerbahçe’nin ekmeğine yağ sürdüler. bunun üzerine fenerbahçeli yöneticilerden tutun da teknik direktörleri ve futbolculara kadar herkes federasyon’u öven sözleri ardı ardına sıralamaya başladılar.
günlerdir demeç vermeyen fenerbahçeli futbolcular birden bülbül kesildiler. i̇şe büyükbaba el atınca durum değişti tabi. burada federasyon’a şu soruyu sormamız gerek: hani yargı süreci beklenecekti? çok şükür kulaklarım sağır gözlerimde kör olmadığı gündemi de az çok takip ettiğime göre bildiğim kadarıyla yargı herhangi bir karar vermedi. o zaman bu şampiyonlar liginden men cezası da neyin nesi? dolayısıyla bu kararın uefa tarafından alındığı çok açık. o yüzden kimse çıkıp da tabir-i caizse gücünün yettiğine çökmesin! hoş fenerbahçe yöneticileri de bunun böyle olduğunu biliyorlar ama işlerine öyle geliyor işte.
sonuç olarak ben şuna inanıyorum: eğer şike iddialarıyla ilgili kayda değer deliller olmasaydı savcı fenerbahçe kulübünün başkanından tutun da ünlü futbolculara, teknik direktörlere, kulüp başkanlarına kadar bu kadar kişiyi içerde tutamazdı. ve yine kayda değer deliller olmasaydı bu kadar büyük camiaların tepkisini göze alıp bu işe girişmezdi savcı. neden ağrısız başını ağrıtsın neden bu ağır sorumluluğu üstlensin? fenerbahçeli olduğu söylenen savcıyı bu yönüyle federasyon’dan kat be kat daha cesur buluyor ve tebrik ediyorum.
ha bir de şu var: fenerbahçeli futbolcular ve yöneticiler şampiyonlar ligine kendilerinin yerine trabzonspor’un gönderilmesine çok kızıyorlar. neymiş “0 tolerans” kapsamında trabzonspor’un da gidememesi lazımmış! (“0 tolerans” uefa’nın bir prensibi. hani kararı federasyon almıştı? sizi gidi şakacı fenerbahçeli yöneticiler sizij) yani şikeyle alakası olmayan bir takım gidiyor olsaydı yine şikayet etmeyecek miydiniz? bırakın bu işleri artık.
federasyon’un bu işi eline yüzüne bulaştırdığı ortada. krizi iyi yönetemediği aşikar. fenerbahçelilerin düştüğü çelişkiler had safhada…fenerbahçe’den sıra beşiktaş ve trabzon’a gelmiyor bir türlü. durum böyleyken gelişmeleri izleyip göreceğiz kim ak kim kara…bu sürecin içine galatasaray’ı da çekmek için 20 yıl önceki bazı maçları dile getiren akl-ı evvellere sesleniyorum 2001 yılındaki ankaragücü-galatasaray maçıyla ilgili iddiaları herkes biliyor o yüzden tavsiyem geçmişe fazla gitmesinler çünkü daha da çok kirlenecekler… -
4.
0@8 lan züt yazıyı okumadan ne yazıyon apış arasını gibtiğim ben fenerimi savunmuşum orda
-
5.
+1fenerbahçe her defa 'en büyük benim' demekle hatalar zincirinde küçük bakla tanımadı!
her konuda hep en büyük fener oldu!
giderek bu egoyu kendi de taşıyamaz hale geldi ve sonunda şampiyonlar ligi'nden men edildi!
fenerbahçe'yi hep bu havalar mahvetti!
ben, ben, ben…
benden başka büyük yok!
bu 'kendini dev aynasında görme' hastalığı sonunda öyle bir hal aldı ki erkin ispatı gerekti.
süper lig'de şampiyonluk geldi ama şaibe bitmedi!
işin özeti budur.
basiretsiz aydınlar derhal istifa etmeli
gelelim tff'ye;
tff ve başkanı m. happy shawn fevkalade başarısız bir yönetim gösterdi.
bu federasyon gelmiş geçmiş en kararsız, en hatalı, en başarısız federasyon.
m. happy shawn'ın iki arada bir derede kaldığı kesin. işinin zor olduğu da gözlerden kaçmıyor, ancak tavrı bu olmamalıydı. her işi askıda bıraktı, her ettiği lafın altında kaldı.
her kararı değişti!
böyle başkanlık yapıyorsan adama sorarlar;
kimin etkisinde kalıyorsun?
zaten uefa da o demeye getirdi?
'neden hala karar almıyorsunuz? 26 ağır dosya etik kurulu'na gidiyor niye hala oradan çıkan sonuç üzerine bir karar almıyorsunuz. ya fenerbahçe aktır deyin ya gereğini yapın. yapamıyorsanız, o zaman sizin alamadığınız kararı ben aldırtırım' dedi ve işi bitirdi.
'fenerbahçe kulübü' hak etmediği bir şekilde şampiyonlar ligi'nden men edildi.
bunca günün azabı da türk insanının omuzlarına çöktü. rezil olduk!
dünya milletleri fener mener tanımaz, karar alamayan tff'nin türk futbolunu temsil eden kurum olduğunu bilir ve türkiye'de yasalara uyum yok damgasını yapıştırır.
fener'in reddine mi yanalım, düştüğümüz komik duruma mı?
kendini yönetemez bir toplum damgası yedik.
bizi üzen budu -
6.
+1burası patagonya mı?
bu kararsızlık fenerbahçe'yi de zor durumda bıraktı.
düne kadar muhteşem bir direnç gösteren fenerbahçe yönetimi baktı ki kurtuluş yok, yiğitliğe soyundu, federasyon'la pazarlığa girerek 'siz bizi düşüremezsiniz buna biz karar veririz' demeye getirerek;
'bizi bank asya'ya düşürün' dedi.
bu daha da feci bir durumdu. akıllara hemen şu soru geldi;
burası patagonya mı? bugün bunu diyenler acaba dün de;
'beni, sakın bank asya'ya düşürmeyin' mi demişlerdi federasyon'a?
panik halindeki fenerbahçe şunu da unuttu;
bu kafayla giderse iki alt lige yollarlar adamı!
aydınlar federasyonu gitmelidir! görevi bitmiştir!
tff ikinci başkanı göksel gümüşdağ da diyor ki;
"biz fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi'ne göndermemekle, türkiye'yi büyük yaptırımlardan kurtardık! "
bu nasıl bir beyanat?
türkiye neden kurtuldu?
neden bu lafı zamanında başkanına söylemedin be gümüşdağ!
başkanı aydınlar, etik kurulu raporundan sonra 'kanaate yetecek yeterli delil yok yargı sonunu bekleyeceğiz' diyor.
ikinci başkanı gümüşdağ;
"biz fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi'ne göndermemekle, türkiye'yi büyük yaptırımlardan kurtardık! " diyor!
bu federasyon derhal istifa etmelidir. bunlar artık ne bir karar alabilirler ne de bir yaptırım uygulayabilirler. güvenilirlikleri bitmiştir!
görev başında kalmaları türk futbolunda kaos yaratır.
uefa; kararlı olun kaos yaratmayın
uefa resmen uyardı!
'futbolda kaosa meydan vermemek için kararlı olun'
iş bu kadar ciddi.
ünal aysal da içine düşülen şike olayından kurtulmak için savsaklamak yerine 'başka formüller bulmalıyız' deyince eleştirildi. oysa aysal'ın dediklerini uefa aynen söyledi. kaos yaratmayın çare bulun!
bravo ünal aysal. seni anlayan kim? daha doğrusu anlamak isteyen…
sen doğruları söyledin kazı koz anladılar!
uefa söyleyince boyun eğdiler.
tahminim o ki biz uefa'nın mesajını da iyi alamadık.
gazetelere baktıkça aykırı yorumlar görüyorum. işin özü şudur;
uefa diyor ki; başkanı ve önemli yöneticileri şike yüzünden hapiste olan bir takımı
ben şampiyonlar ligi'nde oynatmam. bu kesin. i̇şin çözümü için tff'ye de yeterince zaman verdim. tff'nin basiretsiz kaldığını görünce de kura çekiminin arifesinde onları bir karar alınmaya zorl -
7.
+1uefa'nın radikal mesajlarıTümünü Göster
öyle yağıp gürlemeden, atıp tutmadan işin aslını bir anlayalım;
1-türkiye'de yargının siyasi güdümlü olduğu söylentilerine karşı fenerbahçe olayının siyasi mi yoksa geçekten şike mi olduğunu tam kestiremediklerinden, fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi'ne gönderilmeme kararını -aklanma durumda- uefa tazminat ödemesin diye bizzat tff'na aldırdılar. bu olay türkiye'nin iç meselesidir, günahı da sevabı da türkiye'ye aittir demeye getirdiler.
2-tff'in hiç bir talebi olmadığı halde trabzonspor'un şampiyonlar ligi'ne alınması tamamen uefa'nın inisiyatifidir.
bu karar çok önemli.
bunda türkiye'nin her kurumuna; siyasete, tff'na, halka, sivil toplum örgütlerine, basına, yargıya, takımlara ince bir mesaj var.
uefa demek istiyor ki; siz ülkenin kurumlarını keyfi kararlarla yönetirseniz, kendi yasalarınızı çiğnemiş olursunuz. bizim kurallarımızı çiğnetmeyiz! şayet bizim kurallarımıza uymazsanız, biz de sizi ya edirne'den öteye çıkartmayız ya da değer verdiğimiz türk halkı ve bazı kuruluşlarla dayanışma içinde olmak için, suçsuzluğuna inandığımız trabzonspor'u alır krallar liginde oynatırız.
3. türkiye'nin şike işinden kurtulduğunu iddia eden tff bilmeli ki daha hiç bir şey bitmedi. sadece zamanı gelmiş çözüm bekleyen bir olaya acil bir karar verildi.
burası da çok önemli.
ama ne yazık ki bizler her olayda olduğu gibi verilen mesajı almıyor ve derhal savunmaya geçerek işimize geldiği gibi saldırgan bir edayla olayları yorumluyoruz.
şu da çok iyi biline ki;
uefa'nın iki dili vardır; biri resmi, diğeri kendi içlerinde konuştuklarıdır. kararları ikinci dille alırlar.
fifa ve uefa birlikte hareket edecek, yasak gelecek!
tff istifa etmez de göreve devamda diretirse başımıza çok daha kötü şeyler gelecek. çünkü belli ki bu federasyon sorunları çözemiyor.
uefa da ısrarla türkiye'den şu konuların çözülmesini istiyor.
- siyasetin derhal futboldan elini çekmesi.
- özerk olması gereken tff'nin, kendi inisiyatifleriyle seçim yapması.
- kirlenen futbolun temizlenmesi.
- i̇ç ve dış kurallara ve yasalara uyulması.
aldığım duyumlar o ki;
tff bu problemleri çözemezse pek yakında fifa'da işe karışacak ve türkiye, uefa ve fifa işbirliği ile en az 5 yıl uluslararası müsabakalardan men edilecek.
(affedin, bunları ben uydurmuyorum. dünyadaki haber noktalarım bunları bana iletiyor. ne de olsa…)
geçmiş federasyonlara helal olsun!
ne gariptir ki 88 yıldan beri fifa üyesi olan türkiye bugüne kadar bu işi iyi-kötü zütürdü.
bu zaman zarfında kayda değer yüz kızartıcı bir olay yaşamadık.
ne zaman ki endüstriyel futbol kavramı gelişti, şahısların paraları ve siyaset futbola karıştı futbolun yüzü karardı!
herkes şapkasını önüne koyup düşünmeli!
yoksa birileri bizim adımıza düşünür.
nitekim öyle oldu!
ben bunların hepsini daha ilk günden yazdım bazılarına dokundu.
ne dediysem çıkıyor.
kırık yıllık gazeteciyim ve biliyorum ki doğruları söyledikçe bıyıklarım birilerini rahatsız ediyor. o bıyıklar da ben kestikçe daha da gür çıkıyor.
ve daha da ak!
alnım gibi.
bir kısım medya bu işe çanak tuttu!
gazete başlıklarına bakıyorum;
fener'e şok karar!
neresi şok bu kararın.
şok, beklenmedik olaydır.
bu karar biliniyordu ama ne yazık ki tff bunu açıklamıyordu. bir kısım medya da bunun önüne perde çekiyordu.
sonunda deveden büyük fil var dediler ve tff'ye bu kararı açıklattılar.
gözlere perde çeken medya da hemen agresifleşti!
platini'nin altın dişini sökmeye kalkanlar bile oldu.
değil fenerbahçe sevgisi için, milleti kandırmada devam yolunda reyting için yaptılar bunları! amaçları doğruları söylemek değil. fenerbahçe'ye şirin gözükmek.
sen üzülme fenerbahçe;
altın yere düşmekle değerinden kaybetmez.
sizler üzülün bre gafiller;
ahlak yere düştü mü alnınız da yere bakar!
başkalarının arabalarına binenlerle, vücudunda kurşun taşıyanlara duyurulur.
disiplin cezalarını özerk federasyon verir.
milan ve porto kapsama girmez!
aklı başında fenerbahçeli dostlara da bir çift söz;
bu işin adli yargıyla ilgisi yok.
uefa bekledi mi adli yargıyı?
verdi kanaate dayalı kararını.
çünkü adli yargı sportif cezalara karışmıyor. bizim anayasamızda da bu var.
adli yargının sonucunu beklemek ahmakça bir zaman çalma gayreti. çaldırtmadılar işte.
adli yargı şahıslar için. kulüpler için değil.
şayet adli yargı şahıslara hüküm giydirmezse, şahıslar aklanırsa o zaman da kişilerle birlikte kulüplerin yasal hakları doğar.
onun için de iç karmaşayı biz yaşadığımızdan fenerbahçe'yle ilgili kararı tff'ye aldırttılar.
şu da unutulmamalı ki; özerk federasyonların kanaate dayalı kararları geçerlidir. üst ve nihai karar da tahkim kurulu'nundur. onun kararı adli yargıya taşınamaz!
milan ve porto örneğini gösteren uyanıklar var.
onların suçu 2007'de değişen yasanın yürürlük tarihinden önceydi. onun için fenerbahçe'ye yapılan onlara yapılmadı.
ama benim medyam bunları doğru olarak vermiyor ki…
amaç olayı saptırıp fenerbahçe'yi kurtarmak!
medyanın görevi bu olamaz!
yapanı da bu toplum cezalandırmalı!
uefa da şahıslar yüzünden kulüplerin zor durumda kaldığını biliyor. bunu önlemek için de cezada hiç tereddüt göstermiyorlar ki bir daha yapılmasın!
bunları bilmemek için aptal olmak gerek. -
8.
0fenerbahçe de yalan söylüyor tff de..28.08.2011 18:15:24Tümünü Göster
türkiye futbol federasyonu'ndan bir yönetici açtı ağzını yumdu gözünü.
fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi'ne gidemeyeceğini bir ay önceden bildiğini, ama kendilerini kurtarma çabasındaki aziz yıldırım ve yöneticilerin sarı-lacivertli takımı bile bile yaktığını söyledi. orhan salkınaz görüşmenin ayrıntılarını kaleme aldı.
türkiye futbol federasyonu'nda etkili bir yönetici... söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil. şike soruşturması sürecinde kendilerinin kamuoyunu oylamak adına sürekli yalan söylediklerini, yaşananların hiç birinin doğru olarak aktarılmadığını söylüyor.
sadece kendilerinin değil fenerbahçe yönetiminin de sahip olduğu bilgileri kimseyle paylaşmadığını, onların da kendi camialarını oyalamak için her türlü yalanı söylediklerini iddia ediyor.
bugün yaşananların daha soruşturmanın 11. gününde, yani 14 temmuz'da belli olduğunu ama fenerbahçe yönetimin hiçbir olumlu adım atmamasının hem kendilerini hem de türk futbolu'nu zor durumda bıraktığını belirtiyor.
i̇şte tüm detaylarıyla yaşananlar:
uefa aninda harekete geçti
3 temmuz sabahı başlayan gözaltı süreçlerinden sadece birkaç saat sonra uefa bizime temasa geçti. tüm gelişmelerle ilgili ayrıntılı raporlar istediğini, şüpheli takımların lisanslarının derhal askıya alınmasını istedi. biz kendilerinden durumun sağlıklı tespitinin yapılabilmesi için bir ay süre istedik. onlar ise, futbol sezonunun başlamak üzere olduğunu ve bize en fazla 8 günlük bir süre verebileceklerini, 12 temmuz da bizim kararımızı kendilerine bildirmemizi istediler.
futbolu yönetenlerin hali içler acisi
kulüplerle hemen toplantılar yapmaya başladık. duruma açıklık getirmemiz, türk futbolu'na atılmaya çalışılan çamuru temizlememiz gerekiyordu. ilk gün yapılan konuşmaları duysanız futbolu tümden yasaklardınız. federasyona gelen başkanlar, yöneticiler, futbol adamları "çok üzücü, ne yapacağız" demeleri gerekirken, "kim yapmıyor ki" "boş verin bunları" "merak etmeyin bir şey çıkmaz, bir haftaya üstü örtülür" gibi laflar ediyorlardı.
kendilerine durumun ciddiyetini anlattık, uefa baskısından söz ettik. ayrıca görüştüğümüz savcı ve emniyet yetkililerinin kararlılığını dile getirdik. ama kimse ciddiye almadı.
uefa kulüpleri̇ korumak isti̇yordu
bu arada uefa, özellikle tutukluların kulüplerle organik ilişkisinin kesilmesi için kesin bir talimat gönderdi. uefa böyle yaparak aslında kulüpleri korumak istiyordu. yaşananların bahis şikesi skandalındaki gibi uluslar arası boyutunun bulunmaması nedeniyle tff'nin iç sorunu olduğunu belirtip, "yeter ki suç isnat edilenlerin kulüplerle organik bağını kesin, gerisini biz hallederiz" uyarısını yaptılar. biz de hemen bunu ilgili kulüplere bildirdik. kısa sürede işin ciddiyetinin farkına varan herkes konuya hassasiyetle yaklaştı. ardından soruşturma kapsamında tutuklananlarla yollar birer birer ayrılmaya başlandı.
sadece bir istisna ile. o da fenerbahçe...
fenerbahçe yönetiminin inadi
fenerbahçe yöneticileri böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, aziz yıldırım'ı kesinlikle satmayacaklarını söylediler. kendilerine bunu başkanı satmak anldıbına gelmediğini, soruşturma süresince kenarda durmasının şart olduğunu, aksi takdirde uefa'nın ılımlı tavrını sertleştirebileceğini söyledik. fakat hiçbir şekilde bize yardımcı olmadılar.
aziz yıldırım da direnme yolunu seçti. gönderdiği mektuplar, avukatları ve yöneticiler aracılığı ile yaptığı açıklamalar, fenerbahçe'yi giderek içinden çıkılmaz bir kaosa sürükledi. kendisinin olmadığı bir fenerbahçe düşünemiyordu. fenerbahçe yöneticilerine verdiği talimatlar "bize bir şey olmaz. aynen devam" diyerek onları yanlış yönlendirdi. "darağacında bile fenerbahçe" gibi hamaset dolu ifadelerle camiasını oyalamayı seçti. çünkü olayların kapatılacağına o da fazlasıyla inanıyordu -
9.
0uefa 15 temmuz'da tavir aldiTümünü Göster
15 temmuz günü uefa'dan gelen uyarı sadece fenerbahçe başlığını taşıyordu. diğer kulüplerin soruşturma sürecindeki tavrının uefa nezdinde itibar gördüğü, özellikle beşiktaş'ın yaklaşımının kendilerini memnun ettiğini belirtiyor, ancak fenerbahçe'nin direnişine anlam veremediklerini söylüyorlardı.
uefa, "şu anda yunanistan ve türkiye'de iki sıkıntılı durum var. yunanistan bir takım adımlar attı. sizler de çalışıyorsunuz. olumlu gelişmeler var. ancak soruşturmanın merkezinde yer alan fenerbahçe ile ilgili herhangi bir somut adımın atılmaması bizi rahatsız ediyor. özellikle bu takımın şampiyonlar ligi'ne katılacağını düşünürsek, kendilerinden sıcak bir yaklaşım bekliyoruz. agresif reddedişi bir kenara bırakıp, tutuklu bulunan yöneticileri ve profesyonelleri ile aralarındaki organik bağın, en azından türkiye'de devam eden yargı sürecinin sonuna kadar kesilmesini istiyoruz. tff bu konuda gerekli adımları atmak ve uefa'ya yardımcı olmaz zorundadır" ifadeleriyle bizleri sıkıştırıyordu.
i̇svi̇çre toplantisi
18 temmuz'da bizi apar topar i̇sviçre'ye çağırdılar. orada sert uyarılar yaptılar. toplantı sonrası lütfü arıboğan, sorun yok havasını yansıttı. ama gerçek öyle değildi. uefa bizi köşeye sıkıştırmaya başlamıştı. fenerbahçe'nin tavrından vazgeçmesini ve kendilerinin istediği adımları atması gerektiğini net biçimde ortaya koydular.
küfürleşme bi̇le yaşandi
ertesi gün fenerbahçe yöneticileri ile görüşmeler yaptık. uefa'daki temasları aktardık. aziz yıldırım ve şekip mosturoğlu'nun derhal istifa etmeleri ya da görevden alınmaları gerektiğini, aksi takdirde sert yaptırımlar gelebileceğini söyledik. bir kez daha şiddetle itiraz ettiler. hatta küfürleşmeye varan tartışmalar yaşandı. fenerbahçe yönetimi üslubunu o günden sonra iyice sertleştirdi. bizi fazlasıyla sıkıntıya sokan bir sürece girildi.
bu gelişmeler üzerine ligi ve süper kupayı erteleme kararı aldık. bu kararın önceki bütün açıklamalarımızı yalanladığının elbette farkındaydık ama alternatifimiz yoktu. sorunu çözmeden oynanacak her resmi maç bizi uefa nezdinde biraz daha sıkıntıya sokacaktı.
tff'de i̇sti̇fa rüzgarlari
başkan yaşanan küfürleşmeler dolayıyla bozulan moraliyle erteleme kararını netleştirmeden açıklamak zorunda kaldı. o yüzden de iyice yalancı konumuna düştük. ağustos sonu dedik, eylül başını beklemek zorunda kaldık. zaten neredeyse 20 gündür kamuoyunu oyalıyorduk, orada işler iyice çıkmaza girdi.
birkaç yöneticimiz istifa etmeye bile kalkıştı. fenerbahçe yönetiminin inadı yüzünden neredeyse tff dağılıyordu. hatta dağıldı ama bize yukarılardan gelen uyarılar, mevcut süreçte futbolun başsız kalmasının, seçim yapılana kadar atanacak kayyum vs.nin işi iyice çıkmaza sokacağı uyarılarını yaptılar. yani aslına bakarsan tff yönetimi işe mecburen devam ediyor.
kulüpler bi̇rli̇ği̇ ayri bi̇r âlem
bu arada bir yandan da kulüpler birliği ile mücadele ediyorduk. bize olayı örtbas etmemiz için baskı yapıp duruyorlardı. erteleme kararı bile onları çıldırttı. lig geç başlayınca lig tv'den alacakları paranın da geç geleceğini, zor durumda kalacaklarını söyleyip "5 ağustos'ta oynamak istiyoruz" diyorlardı. akıları fikirleri parada olduğu için etik değerler umurlarında bile değildi. "uefa bizi dışlar, ne kulüpler ve milli takım edirne'nin ötesine çıkamaz" dedikçe "boşver çıkmayalım. çıkanları hali ortada" deyip ambargonun bile umurlarında olmadığını söylüyorlardı. i̇şin uluslar arası boyutu, türkiye'nin imajı, türk futbolu'nun imajı umurlarında bile olmadı. 9 eylül kararı yüzünden hepsi ağır suçlamalarda bulundular, tehditler savurdular. bize bir daha oy vermeyeceklerini bile söylediler.
uefa: dosyayi kapatiriz ama...
9 ağustos'ta uefa bir kez daha bizden yaptırım istedi. dosyayı bir daha açılmamak üzere kapatmak istediklerini ancak fenerbahçeli tutuklu idarecilerin kulüple organik bağının kesilmemesi halinde bunu yapamayacaklarını söylediler. "ya siz kendi kurallarınız doğrultusunda bu ilişkiyi kesersiniz ya da biz olaya el koymak zorunda kalırız" dediler. bize bir hafta da süre verdiler.
nihat özdemir, murat özaydınlı ve ali koç ile bu konuları defalarca konuştuk ama olumlu sonuç alamadık. ne yapacağımızı bilemez bir haldeyken hukukçularımız bize bir ara formül önerdiler. bu formüle göre fenerbahçe yönetimi kongre kararı alacaktı. kongre en azından 3 haftalık zaman kazandıracaktı. uefa'ya da "bakın kongre yapıyorlar. bağı kesecekler" mesajını i -
10.
0azi̇z yildirim kabul etmedi̇Tümünü Göster
bu formülü fenerbahçeli yöneticilere anlattık. kendi başlarına karar veremeyeceklerini, aziz yıldırım ile konuşmaları gerektiğini söylediler. ertesi gün bize kongre kararı almayacaklarını, başkanın izin vermediğini söylediler.
kendilerine durumu her şekliyle izah ettik. dedik ki "kongre kararını alın. zaten seçilen yönetim mayısa kadar görev yapacak. aziz bey o tarihe kadar aklanırsa yeniden aday olup kazanır, fenerbahçe de zarar görmez. yoksa sizi şampiyonlar ligi'ne almayacaklar. bize ağır cezalar verecekler. bizim size yardımcı olduğumuz gibi lütfen siz de bize yardımcı olun" dedik. verdikleri yanıt "çok istiyorsanız bizi düşürün" oldu. hiç adım atmadılar.
eti̇k kurul raporuna uymadik
bu arada etik kurul raporunu tamamlayıp bize verdi. aslına bakarsanız rapor doğrultusunda yapmamız gereken hiçbir işlemi yürürlüğe koymadık. o swiss otel toplantısında konuştuğumuz tek konu "fenerbahçe'yi kongreye zorlamak için ne yapabiliriz" oldu. çünkü bugünün geleceğini biliyorduk. uefa'nın mesajı çok netti.
fenerbahçe'nin elini kolunu bağlamak amacıyla soruşturmada adı geçen herkesi tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk etmek ve karar alma yetkilerini ortadan kaldırmak belki bir formül olabilirdi. bazı arkadaşlarımız spor dünyasının bizden karar beklediğini, üzerinde konuştuğumuz açıklamanın bizleri yerle bir edeceğini söyledi. başkan, "zaten yerle bir olmuş durumdayız. baştan beri söylediğimiz her şeyi yalanladık. ne yapacağız. durumu idare etmekten başka şansımız mı var" diyerek sert bir çıkış yaptı. sonunda o kimseyi tatmin etmeyen açıklamayı yaptık ve sonucunu beklemeye başladık.
play-off fenerbahçe i̇çi̇ndi̇
kamuoyunu meşgul edebilmek için de play-off sistemini ortaya atıp, hemen kabul edilmesini sağladık. gündemi değiştirmekti amaç. bunu da başardık. kamuoyu play-off'u tartışırken biz fenerbahçe yönetimini ikna çalışmalarına devam ettik. "play-off sizin için çıkarıldı. şampiyonlar ligi'ne gidemediğiniz için uğrayacağınız kaybı bir nebze olsun telafi amaçlı" dedik. ne yazık ki planımız yürümedi, fenerbahçe'de kimse istifa etmedi. aslına bakarsanız kulüpler birliği fenerbahçe'ye o kadar büyük destek veriyordu ki, fenerbahçe yöneticileri, kendilerine hiçbir şey olmayacağından emin hale geliyorlardı. başta i̇lhan cavcav olmak üzere bütün başkanlara olayın ciddiyetine varın diye neredeyse yalvardık. ama dinleyen olmadı. "havuz bozulursa parayı siz mi vereceksiniz" deyip duruyorlardı.
uefa çok ci̇ddi̇ye aliyordu
uefa'yı birkaç gün daha oyaladık. ama ne yazık ki onlar işi fazlasıyla ciddiye alıyorlardı. i̇şin kötüsü, uefa bizden istediği her şeyi yunanistan'dan da istemişti. ve yunan federasyonu 2 takımı isteklerini yerine gelmeyince amatör lige düşürüverdi. başkan sürekli fenerbahçeli idarecilerle konuştu, durumu defalarca anlattı, yalvardı. anlatamadı. sonunda olan bize oldu. uefa baktı ki biz harekete geçemiyoruz, pierre cornu'yu i̇stanbul'a gönderdi. çünkü kararı vermişlerdi. fenerbahçe'yi şampiyonlar ligi'ne almayacaklardı. ama son bir inceleme yapmak istediler.
cornu kesi̇n konuştu
cornu hem bizimle hem savcılarla konuştu, sonra gelip "fenerbahçe şampiyonlar ligi'ne giremez. sıfır tolerans ilkesine uymuyor. ne yazık ki sizler de futbolu yönetenler olarak etik değerlere uygun davranmıyorsunuz. üzerinize düşen görevleri yapmıyorsunuz. bu durumda biz gerekli müdahaleyi yapacağız. ve yapacağımız müdahale fenerbahçe ile sınırlı kalmayacak" dedi. bu sözler resmen tehditti.
başkan cornu'ya adeta yalvardı ve zaman istedi. cornu'nun tavrı çok netti. "şampiyonlar ligi kuraları çekilmeden 24 saat önce bu konuya açıklık getirilmelidir. biz uefa olarak kararımızı verdik, ama sizin bir alternatifiniz olup olmadığını görmek için raporumu ileteceğim saate kadar beklerim" dedi.
başkan bu görüşmeler sonrası çıkıp yine kamuoyunu kandırmak için "çok olumlu izlenimlerle ayrıldı" açıklamasını yapmak zorunda kaldı.
o günün gecesinde kriz toplantıları yapıldı. sabahlara kadar fenerbahçeli yöneticiler ikna edilmeye çalışıldı. bir yandan fenerbahçeli idareciler ikna edilmeye çalışılırken, bir yandan da hukukçularımız bize ne türden yaptırım uygulayabileceklerini araştırıyordu. çünkü cornu, alınacak kararın fenerbahçe'yle sınırlı olmayacağını açık açık -
11.
0aydinlar resmen saçmaladiTümünü Göster
fenerbahçe tabii ki yine bizi ve uyarılarımızı ciddiye almadı. "göndermeyin de görelim" bile diyenler oldu. hukukçularımız da 5-8 yıl arası men cezalarından söz edince, mehmet happy shawn, aslında bir ay önce yapması gerekeni yapmak zorunda kaldı ve fenerbahçe'nin şampiyonlar ligi'ne katılım hakkını iptal kararını imzaladı. bu kararı uefa'ya da bildirdi ve tepkileri beklemeye başladı.
fenerbahçe cephesi beklediğimiz gibi anında saldırıya geçti. federasyon faks ve mail yağmuruna tutuldu. aydınlar'ı o kadar bunalttılar ki, zaten stresten günlerdir uyku bile uyuyamayan adam, "uefa şampiyonlar ligi'ne çok önem veriyor" gibi saçma bir laf söyledi. sonrasında ne dediyse düzeltemedi.
cornu'nun şi̇fresi̇ni̇ çözemedi̇k
ama asıl şok o değildi. biz 48 saattir cornu'nun "kararımız fenerbahçe'yle sınırlı kalmayacak" lafını çözmeye çalışıyor, ne ceza alabileceğimizi hesaplıyorduk. meğer bahsettiği karar trabzonspor'un şampiyonlar ligi'ne alınmasıymış. bize bu konuda hiçbir sır vermemişti. biz de verdiği mesajı doğru anlayamamıştık. doğrusu böyle bir şeye ihtimal de vermemiştik.
trabzonspor kararı bizi daha da zor durumda bıraktı. fenerbahçe cephesi bizi trabzonspor ile işbirliği yapmakla suçlamaya başladı. fenerbahçe camiası yine yürüyüşlere başladı.
fenerbahçe i̇lk kez yaptirim gördü
aslında bir iyi tarafı da oldu. fenerbahçe kulübü ilk kez bir yaptırımla karşılaştı. hem de sert bir yaptırım. bedeli en az 40 milyon euro. o zaman akıları başlarına geldi. başkan habertürk'te katıldığı ve program sonrası, yayına bağlandığında polemiğe girmediği nihat özdemir ile telefonda görüştü ve kongreden başka çözümlerinin olmadığını, artık kamuoyuna yalan söylemeyeceklerini ifade etti.
ni̇hat özdemi̇r i̇sti̇faya zorlandi
"fenerbahçe'yi korumak uğruna her şeyi yaptık. bundan sonra hiçbir şey gizli kalmayacak, ört bas edilemeyecek, kamuoyuyla paylaşılacak" diyen aydınlar'ın net tavrı sonrası yapacak bir şey kalmadığını gören nihat özdemir istifa etti.
i̇pleri ele alan ali koç, duruma hakim havası vermeye çalıştı. artık kaçınılmaz olan kongreyi fark ettiği için camianın sempatisini kazanma çabasına girdi. ama devamlı yanlış yapıyor. "bizi düşürün" başvurusunu niye kabul etmediğimizi sorguluyor şimdi de.
fenerbahçe'ni̇n başvurusu yok ki̇
başvurusu yok ki fenerbahçe'nin düşürelim. biri gelip, yönetici bile olsa "bizi düşürün" deyince düşürmemiz söz konusu olamaz. başkası demez mi "neye dayanarak düşürdün" diye. aklınca şark kurnazlığı yapıyor. maksat camiasına oy verenlerine sevimli görünsün.
bütün süreç boyunca taraftarlarına ve kongre üyelerine yalan söyleyen fenerbahçeli yöneticiler, şimdi kendi beceriksizliklerinin faturasını bize kesmeye çalışıyorlar.
ali̇ koç saçmaliyor
ali koç diyor ki "ya 8-10 milyon euro'ya oyuncu alsaydık ne olacaktı?" sorarım size fenerbahçe tarihinde yıldız oyuncu alınmayan sezon var mı? yok. onlar şampiyonlar ligi'ne gidemeyeceklerini net olarak biliyorlardı. bu yüzden transfer yapmadılar. emenike'yi de bu yüzden sattılar. buları bile bile hala konuşuyorlar, camiayı provoke ediyorlar. ama artık kimse yemiyor. zaten aydınlar da artık susmama kararı verdi. "ben onları koruyorum, onlar beni fenerbahçe'den atmaya kalkışıyorlar" diyor. bu nedenle artık susmaları şart. hem ali koç öyle saçmalıyor ki, yaptığı açıklamalar resmen şikeyi itiraf. "sezon ortası düşüp 2 yıl kaybetmeyelim, şimdiden düşürün" diyor. ne yani, suçlu musunuz? hiç düşünmed -
12.
0
- 13.
-
14.
0
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 23 11 2024
-
internete zütünü atan pasif muallak oğlan
-
hayat artigi anani bacini
-
cccrammsteinccc adlı yazarın top oldugunu duydm
-
karıma zütümü yalattım
-
2020 de dogan cocuk 4 yasinda
-
kar yerine meteor yağsa da
-
aynaya bakamıyorum bile o kadar çirkinim
-
niyet ettim silik yemeye
-
zütte tak olmaz lan yavşaklar
-
herkes koyumden arsa satip gidiyor
-
nefretsiz yaşamak her şeyle herkesle barışık
-
sınıfı kuzuya çeviren öğretmen
-
allahı sevmiyor değerlerini benimsemiyoruz
-
conor suçlu bulundu
-
arkadaşlara internette ünlü bir yazarım diyorum
-
rus escye giden varmıdır
-
enfes bir yağmur yağıyor
-
beni kimse tanımıyor burda
-
kürtlerin neden ülkesi yok anlatan video
-
topal odlek ordek ananin
-
karım bana zütünü sildiriyor
-
nerde dalyarak var mod yapıyosunuz
-
tcvz serbestiyeti
-
incel öfkesi
- / 1