edit : koyu fenerbahçeliyim. fener şike yapmıştır yapmamıştır demiyorum ligdeki her takımda yapmıştır hatta galatasaray beşiktaş ve diğerleride emin olun yapmıştır ama neden şimdi temizleme ihtiyacı duydular? bu yazıları okuyunda az bilgilenin
edit2 : bazı anasını avradını gibtigim çocukları bu olayı galatasaray ve beşiktaşı kötülemek diye sanıyor huur cocukları şu yazdıklarımı okuyun hak vericeksiniz fenerbahçe yazısını görüp eksi verince noluyor dıbına kodugum çocugu az şu yazıyı oku. tamam sakinim
*
edit3 : bu yazıyı okuyanlar @4'deki yazıyıda okusunlar
orhan ergüder anap milletvekiliydi. kendisini fenerbahçe içindeki “kontrgerilla” diye ilan etmişti. kulübün büyük isimlerinden semih bayülken’i başkanlıktan devirmek için planlı ve örgütlü bir saldırıya geçti, elbette başaramadı. bayülken’in “at hırsızı” diye adlandırdığı ergüder unutuldu gitti.
dönemin ünlü tefecisi banker kastelli (cevher özden) sahneye çıktı. “kulübü ancak ben kurtatırırım” diyordu. o da başaramadı. fenerbahçe yalnızca para ile yönetilecek bir kulüp değildi, bu ve benzerlerine prim vermedi.
“ergenekon fenerbahçe'de!”
mesut yılmaz başbakan olarak fener tribününde otururken “seçimde görüşürüz mesut bey” diye pankart açan da o taraftardı.
ama herhalde en unutulmazı, 2009 yılının mart ayında fenerbahçe-sevilla şampiyonlar ligi maçında açılan pankart: “mustafa kemal’in askerleriyiz.”
29 mart 2009 tarihli taraf’ın manşeti “ergenekon fenerbahçe’de” oldu. gazete pankart açan fenerbahçcelileri “ergenekoncu” ilan etmişti. bu olayın ayrıntısını merak edenler, 5 nisan 2009 tarihli aydınlık dergisi’nde arkadaşımız naci eriş’in haberine bakabilir.
fenerbahçe böyle bir camia işte.
tarikatların nüfuz edemediği ender kulüplerimizden biridir. galatasaray, beşiktaş, trabzonspor, bursaspor ve daha birçok kulüpte tarikatlar hem yönetici hem futbolcu düzeyinde fink atarken fenerbahçe bunlara kapısını sıkıca örttü. kuşkusuz bunda aziz yıldırım’ın rolü büyüktü.
galatasaray, hakan şükür ve ekibinden kurtulmak için kurtulmak için neler çekti. şükür, takımın değil fakat bir grubun “abiliğini” yapıyordu. hakan ünsal, emre belözoğlu, arif erdem gibi sayıca az ama etkili bir ekip, şükür’ün liderliğinde bu büyük kulübe az çektirmediler.
bu “örgütle” mücadele eden iki önemli futbolcunun hasan şaş ile ümit davala’nın şimdi fatih terim tarafından teknik direktör yardımcılıklarına getirilmeleri elbette tesadüf değil.
tıpkı hakan şükür’ün tam da operasyon öncesi akp’den milletvekili yapılmasının tesadüf olmadığı gibi.
operasyon sirasi futbola geldi̇
kontgerilla’nın teorisinden biliyoruz. her tertip, belirli bir maddi zemin gerektirir. pgibolojik savaş bu zeminde yürütülür. “cumhuriyet tarihinin en büyük şike operasyonu” denilen bu tertibin maddi zemini zaten kirli olan futbol dünyasıdır. birtakım saftirik yazarlara “temiz eller” hayali gördüren bu zemindir.
“biz bu filmi daha önce görmüştük” duygusunu veren polis ve savcılık kovuşturmasının en ayrıntılı haberleri, polis raporları, telefon konuşmaları gizli çekim fotoğraflar vs. bir haftadır çarşaf çarşaf gazete ve televizyonlarda.
ne “soruşturmanın gizliliği” ne “masumiyet karinesi” ergenekon ve benzeri operasyonlarda ne olduysa aynısı. mhp lideri bahçeli’nin deyişiyle “operasyon sırası spora geldi.”
bahçeli böyle dedi ama arkasını getirmedi. oysa tutuklananlar arasında bulunan bülent uygun, mecnun otyakmaz, olgun peker ülkücü camiaya yakın isimler.
gene tutuklananlardan fenerbahçe amatör şubeler koordinatörü cemil turan’ın “çok önemli bir mhp’li” olduğunu odatv yazdı.
chp’den ise hiç tepki gelmedi. oysa aziz yıldırım, ümit karan chp’ye yakın isimler.
operasyonun aralık 2010’da eski ergenekon savcısı zekeriya öz tarafından başlatılması, operasyonu yürüten “özel ekibin” i̇stanbul emniyeti kom polisleri arasından seçilmesini de hatırlatalım.
daha ilk günden akp’nin çiçeği burnunda milletvekili şamil tayyar, operasyonun “ergenekon’un finans ayağına karşı” yapıldığını ilan etti bile.
ahmet altan operasyondan dolayı “hükümet, savcıları ve polisleri canı gönülden” kutluyor. (taraf, 5 temmuz 2011) aynı gazeteden metin altınok, “futbol camiasında da ikinci cumhuriyetin arifesine gelindiği”ni müjdeliyor.
özgür gündem de taraf gibi. fener tribününde açılan “ne mutlu türk’üm diyene” pankartına kafayı takmış, “işte ergenekon” demek istiyor!
fatih altaylı gibileri de “pis bir ligi temiz hale getirme çabaları” için zekeriya öz ve diğer savcılara teşekkür ediyor. (habertürk, 5 temmuz 2011)
aydınlık olmasa fenerbahçe yüksek divan kurulu başkanı yüksel günay’ın “bu polis devleti işi” dediğini, saraçoğlu stadı önünde toplanan cefakar fener taraftarlarının “cemaat fener’le başa çıkamaz” çığlığını duymayacaktık.
ogün altıparmak, fenerbahçe tarihinin büyük futbolcularından. şimdi 73 yaşında fenerbahçe kongre üyesi. 7 temmuz 2011 akşamı tv8’de “8. gün”ün konuğuydu.
o gün, futbol dünyasındaki “dinci mafya”ya dikkat çekti. “bu olayda başka politik nedenler var” dedi. cemaatin önemli isimlerinden hüseyin gülerce’nin today’s zaman’da çıkan “mehmet haberal-aziz yıldırım bağlantısını” iddia ettiği yazısına dikkat çekti.
hanefi avcı’nın yazdıklarından biliyoruz. her kurumun bir “imamı” var. bunlar doğrudan pensilvanya’dan talimat alıyorlar. futbolun imamı kim?
hikmet çiçek/aydınlık
odatv.com
plan yapmayın plan
---
özet : “ergenekon fenerbahçe'de!”
mesut yılmaz başbakan olarak fener tribününde otururken “seçimde görüşürüz mesut bey” diye pankart açan da o taraftardı.
ama herhalde en unutulmazı, 2009 yılının mart ayında fenerbahçe-sevilla şampiyonlar ligi maçında açılan pankart: “mustafa kemal’in askerleriyiz.”
29 mart 2009 tarihli taraf’ın manşeti “ergenekon fenerbahçe’de” oldu. gazete pankart açan fenerbahçcelileri “ergenekoncu” ilan etmişti. bu olayın ayrıntısını merak edenler, 5 nisan 2009 tarihli aydınlık dergisi’nde arkadaşımız naci eriş’in haberine bakabilir.
fenerbahçe böyle bir camia işte.
tarikatların nüfuz edemediği ender kulüplerimizden biridir. galatasaray, beşiktaş, trabzonspor, bursaspor ve daha birçok kulüpte tarikatlar hem yönetici hem futbolcu düzeyinde fink atarken fenerbahçe bunlara kapısını sıkıca örttü. kuşkusuz bunda aziz yıldırım’ın rolü büyüktü.
