yillar once cok sevdigim bir akimdi kendisi. akimin savunuculari, kadinlarin tipki erkekler gibi statu haklariyla donatilmalarini saglamislardi, pek sevmistim bu esitlik amacini. cok sevmistim kadin kimligine karsi yapilan ayrimciliklarda takindigi tavirlari, sivri elestirilerini. yillar sonra farkettim ki esitlik aslinda cinsiyet gibi irk gibi tek bir kavram uzerinden yururse bir yani ekgib kaliyordu. hem feministler de yillar onceki elestirilerini usluplarini daha da sivrilterek tekrarlamalarina ragmen ortaya somut cozum onerileri gelistiremiyorlar veya uygulayamiyorlardi. 90larda ciller basbakan oldu diye sevinen feminist hareket 2000li yillarda kadin milletvekili sayisinin artmasindan memnuniyet duyuyordu. yani benim baktigim pencereden bu hareket hic de oyle hareket gibi degil yani dinamik degil bilakis bir din kadar kendi dogrularini tekrarlamaktan bikmayan sabit bir fikre donusmustu. yeni dusunceler gelistirmek yerine mevcut dusunceleri nasil farkli sekilde kitlelere sunariz kaygisi tasiyor gibiydiler.
esitligin cinsiyet ayagiyla ilgili calismalar pek yurumuyordu anlayacaginiz. sonra daldim dusuncelere, komunizmi dusundum: emek somurusune isyan olarak olusan proleterya diktatorlugu safhasini dusundum, etnik hareketleri dusundum: ezilen azinliklarin toplumun genel kesimiyle esit olmak icin hak arama cabasini dusundum, fasizmi dusundum: devletin, kitlelerin icine yurt sevgisini esit olarak serpistirmesi gerekliligi kaygisi tasidigini dusundum, nasyonal sosyalizmi, hitler almanyasini dusundum: alman yurttaslarin esit olarak yasamasi icin kaynaklari somuren diger irk mensuplarina nazilerin neler yaptigini dusundum. hepsi esitligi amacliyordu bir nebze ama hepsinin istedigi kendi esitlikleriydi, bu yuzden komunist dikta siyasi cinayetlere, surgunlere onay veriyordu, bu yuzden etnik gruplar bir cok oldurme eyleminin icindeydiler, bu yuzden mussolini kendi iktidarina muhalif gorusleri susturuyordu, bu yuzden almanya'da toplama kamplari olusturulmustu. esitligin merkezine insan disinda herhangi bir kavrami yerlestirirseniz bir tarafi ekgib kaliyordu. sonra bir gun anarsizm kosa geldi pencereden iceriye. baktim sinifsiz toplum diyor, devletsiz yasam diyor, hic kimse baskasindan ustun veya asagi degil diyor. esitligin merkezine insani koyuyor -ki bu anlayis bile sig kaliyor, merkeze konmasi gereken insan kavramindan ziyade dunyali kavramidir (bkz:
earthling) (bkz:
earthlings)-. bu kadar genel bir esitlik kavrami varken insanlarin daha dar bir esitligin pesinden kosmasini samimiyetsizliklerine baglamaktan baska carem kalmadi.
sonra aklima, her gun et tuketen hayvanseverler geldi, turbana ozgurluk diye haykirip ramazan'da oruc tutmayanlara satirlarla girisenler geldi, baris gelsin diye konusup pkk olusumunun yaptigi icraatlere destek verenler geldi, festus okey geldi, egemen bagis (bkz:
http://www.t24.com.tr/haberdetay/119145.aspx) geldi. feminist cepheden bir soylem de bugun aklima dustu.
ferregrafik materyaller kadini metalastiriyor. yani bu soylemle beraber icinde kadin olan ferregrafik materyallere karsi bir durus sergiliyor feministler. gay ferrelara onay verdigini burdan anlayabiliriz sanirim. bu nasil bir dusunce tarzidir? ferre denen sey bir vucudu esya gibi gosteriyorsa bu vucudun kadin veya erkege ait olmasi farkli seyler midir? burda samimi degilsin feminist dostum. ben kadinin haklarini savunurum erkekler kendi haklarini savunsun dersen yine o amacladigin esitlige ulasmada samimi degilsin. oyle esitlik senin olsun ben almayayim sekerim.
bir lafim da anarko feminizme olacak yuksek musaadenizle. anarsizme yapilabilecek ufak bir hakaret olarak nitelendiriyorum bu dusunce sistemini. yahu zaten anarsizm daha genel bir esitligi savunurken gelip de
ataerkil duzeni yikicaz biz kadinlarla erkekler hep boooyle esit olucaklar demenin ne manasi var? o kadar egreti duruyor ki boyle bir akimin varligi bile beni hayrete dusuruyor.
kadin-erkek esitliginin tam olarak saglanacagi bir dunya olustugunda butun sorunlarin hallolacagini dusunen kesim ve devamli kadin kimligini kutsayan kesim bir zahmet o kiclarinizi kaldirin da fotografa tepeden bakmayi deneyin. yok ben boyle iyiyim diyorsaniz en azindan su feminizm olgusuna cozum odakli sekilde bir ivme kazandirin. turkiye'yi ornek alirsak ne kadar bagirsaniz cagirsaniz, dayakci kocalari mahkum ettirseniz de her gun baska bir kadina siddet uygulaniyor. sistem icinde sorunlari cozmek isteyen sizlersiniz bari etkili bir sekilde cozun de anlayisinizi benimsemesek bile sonuclarini takdir edelim. yoksa sene 2030 da olsa sen hala
kadin rektor atandi, kadin cumhurbaskanimiz var yasasin feminizm diye sevinmeye