+25
-1
Bu hikaye E adında bir erkek çocuğunun ve K adında bir kız çocuğunun hikayesidir. Hikayenin konusu 'Kimin Hayatı Daha Zor'
Vakit gelmiş çatmış. Sonunda E ve K'nin doğum vakti gelmiş. ikisi de gayet sağlıklıymış lakin ileride neler yaşayacaklarını tahmin bile edemezlermiş.
Akılları başlarında, insanları ve dünyayı anlayacak bir yaşa gelmişler. E'ye sürekli 'erkek' olduğu, ileride yaşayacağı zorluklar - iş, evlilik, saygınlık - itelenmiş. Daha küçük yaşta hayatın zorlukları yüzüne vurulmuş. Yaşayacağı zorluklar hiç unutturulmamış.
K ise her şeyden habersiz servetler değerindeki oyuncak bebekleriyle oynar dururmuş. Daha küçük yaşta rahata ve beleş hayata alıştırılmış. Sürekli yeni cici elbiseler kıyafetler alınarak özel hissettirilmiş.
E iyi bir yaşamı nasıl elde edeceğini düşünürken K de zengin bir eş hayaliyle büyütülmüş. Çünkü erkeğin görevi it gibi çalışmak, kadının görevi o paraları harcamakmış.
Okullar başladığı andan itibaren E okumak zorunda olduğu, okumazsa evine bakamayacağı ve rahat yaşam süremeyeceği gerçeğiyle sürekli karşılaştırılmış. K ise biliyormuş ki okumasa bile koca parası yiyebilecekmiş. E için okumak yaşamak demekmiş, K içinse daha çok kıyafet ve harcama.
Bu böyle 14-16 sene sürmüş. Bu süre boyunca E iyi bir yaşam için kendini derslere adamış. K'nın ise ortamların sevilen kızı olmak için yapmadığı huurluk kalmamış. E masada dirsek çürütürken, K gece kulüplerinde daracık taytlarını, dekolteli bluzlarını çürütmüş. Üniversitesi biten E askerde, K ise binbir türlü mekanlarda bir süre daha hayatını devam ettirmiş.
Artık hayat arkadaşı bulma zamanıymış. E ve K tanışmışlar. E, K'yle vakit geçirmek için çok para harcamak zorundaymış. Çünkü K Starbucksların, avmlerin fatihi haline gelmiş. E, K'nın isteklerini yerine getirmek için sabahtan akşama kadar çalışır, paraları da K yermiş.
E maddi zorluklar kadar manevi zorluklara da göğüs germek zorundaymış. Bütün özel günleri hatırlamak, hediye almak, iltifat etmek, çiçek getirmek gibi şeyler hep onun göreviymiş(!). E bunları yapmadığında trip yer, barışmak için yine 40 takla atarmış. Kavgalarda ve tartışmalarda da hep K haklı olurmuş.
Sonunda evlilik teklifi etme vakti gelmiş. Her zaman olduğu gibi bu da E'nin göreviymiş. Ayrıca biliyormuş ki kocaman bir tektaş almalıymış yoksa K yüzüne bile bakmazmış. Tüm ay çalışıp kazandığı parayı küçük bir taş parçasına verip evlilik teklifini yapmış. K kabul etmiş.
E için artık daha zor bir süreç başlamış. Kına ve nişan organizasyonu bile başlı başına servet değerindeymiş. Ama asıl darbe düğünden gelmiş. Sadece düğün salonu bile araba ederindeymiş. Gelinliği düşünmek bile istemiyormuş. Cebinde kalan 3-5 kuruşla da kendine bir smokin almış.
E'nin eli başka bir kadının eline değmemişken, K'nin bakire olmadığını anlayınca ayrı bir üzülmüş. Başkasının dokunduğu eşyayı kullanamayan K, o kadar kişinin dokunduğu bedeni E'nin yadırgamasını geri kafalılık olarak görmüş ve onu geri kafalı olmakla suçlamış. E'yi azarlamış ve bunun gayet doğal olduğunu söylemiş. E de sesini çıkaramamış.
Düğünde takılanlarla borçları kapatmayı düşünen E, K'nin haşin bakışlarına maruz kalmış. Çünkü K bileziklerinin, künyelerinin, küpelerinin satılmasını istemiyor, onlarla kendini özel hissettiğini söylüyormuş. Mecburen borçları kendi ödemek zorunda olan E'nin hayatı eziyete dönmüş.
Ama K doymak bilmiyormuş. Her gün yeni yeni elbiseler alıp yeni yeni mekanlarda takılıyormuş. Bir gün yeni bir araba istemiş. Zaten binbir türlü borç içinde olan E alamayacağını söylemiş. Ve K annesinin evine gitmiş. Yine suçlu çıkan E mecburen istediğini yapmış. K ise arabayı görünce hemen geri dönmüş.
K her gün ev işlerinden şikayet ediyormuş. Halbuki çamaşırlar ve bulaşıklar makine tarafından yıkanıyor, kurutma bile makineyle yapılıyormuş. Yemek olarak da makarna, çorba gibi kolay şeyler yapıyor ve yine gezmeye gidiyormuş. Ama E'nin eve 2 kuruş fazla getirebilmek için yaşadığı şeylerden haberi yokmuş. K, hiçbir zaman tatmin olmuyormuş.
Bir gün E, K'nin kendisini aldattığını öğrenmiş. K ise hem suçlu hem güçlü bir tavırla; kendisine istediği hayatı yaşatamadığını söyleyerek yine E'yi suçlu çıkarmayı başarmış. Ama biliyormuş ki aynı şeyi E yapsa, boşanıp mahkemede donuna kadar alırmış. Nafakayı da yine avmlerde yermiş.
E, K'yi affetmiş. Ve sonunda çocuk yapma zamanı gelmiş. Bir erkek bir kız dünyaya gelmiş. Erkek çocuk E'nin büyüdüğü gibi, kız çocuk ise K'nin büyüdüğü gibi büyümüş. Erkek çocuk yeni E, kız çocuk yeni K olmuş.
Ve bu döngü böyle sürüp gitmiş.
KiMiN HAYATI DAHA ZORMUŞ FEMiNiST huur ÇOCUKLARI.
Edit: Kendim yazdım şukulayın amk kaç saattir yazıyorum.