femdom hikayem var dinlemek isteyen

leri görmemlazımönce ama

ozaman ben başlıyayım tepkilere göre devam ederiz...

Prodominasyonun kellesiniuçurduğu birortamda, kendiçapında felsefesini çözdüğüm "ruhumun" hakkını vermeye çalışıyordum. Haliile anlaşılmak gibi bir derdim yok, yargılayacak olanlar ise umrumda değil. Hayatın kendisinden bahsediyoruz, hayatın her döneminden ve her ilişkiden buna aile bile dahil ve ehr şey olmaktan...

Anlatacağım şeylerin cinsel olarak sizi dourup doyurmaması umrumdadeğil, iki insanın birbirinin ruhunu nasıl doyurduğunun ve nasıl birlikte tamamlandıklarının örneğidir. Her nedeni birsonuca bağlamak , her sonucun nedenini bulmaktan da geçer... Buna dayanarak acımasızlığın en büyük merhamet olduğunu iddia edebilirim...

Ennihayetin de kadınsın işte, tipik arzuların, tipik üzüntülerin, tipiktelaşların var.. Lakin üstesinden geliş biçimin ve yolların farklı, mükemmliyeçiliğin hayatının her yanına dalması ise can sıkıcı; bu yüzden her sadistin içinde biraz mazoşist vardır diyebiliriz belki de; budur bizleri seri katillerden ayıran ve etik katan. Olması gerekn mi tartışılır, pes etmeden tartışıldı ve tartışılacak da... Ben inatla "normal" bir insan olduğumu düşünüyorum sadece biraz daha aydınlanmış, o büyükegomun getirisimidir değilmidir büyük ihtimalle hikaye ilerledikçe göreceğiz...

@6 dur daha ağırlaşmadı (;

Öncelikle biraz olgudan ,felsefeden girmeye çalıştım ki baplantısızlık yaşamıyalım keza durum ferregrafiden dövmekten vurmaktan aşmışlıktan ve farklı oyun aramalardan ibaret değildir, hatta alakası olmamalıdır. Neise ülkenin bu durumuna nazaran inanın dostlarım herhngi bir bdsm platformunda binlerce sub/slave vbulabilirsiniz ya da ayak hasreti çeken ve bu açlığını doyuröakiçinköleliğe razı olmuş abaza fetisist... O kadar acınası durumdalardır ki bu şahıslar incinin amsızlığı bunların yanında devede kulak kalır!

Hiçbir güçlükarakter herkese efendim diyen bir tiple yetinemez , tüm oyun istekelri de buradançıkar adeta...

işte size anlatıcağım hikaye de böyle bir oyunile başlayıp normal bir insanın nasıl köleleştiği ile ilgili olucak, keza insan okadar meyilli ki inanmaya ve sahiplenilmeye
Keza insan o kadar meyilli kiinandırmaya ve sahiplenmeye

hangi tarafına doğru açıdan dokunursan ,o bölümünü yavaşça açıyor bir çiçek gibi..

Bir barda oturmaktaydım... Tek başıma, önümde biram, insanları izliyordum. En sevdiğim aktivitedir. Nereye baktığımı ya da bakışlarımın dikkat çekip çekmediğini umursamadan dalar, kurgular seneryolar üretirim keza bir insanı tanımak için minicik bir hareket bile yeter ve o ilk intiba yüzde 51doğrudur. O sırada yanıma bir delikanlı yaklaştı. Hoşça bir şey, dizi edası yaratmak istemiyorum ama muhtemelen istediği hatunu anında kaldırabilirdi o mekandan keza "hoşlukan" ziyade yaklaşımındaki güven , sırıtışındaki "ben seniçoktan kazandım ki" edası...

Aklınızda bulunsun dostlarım insan söylenene inanır ama söylenenden daha çok mimiklere inanır. inandırmaya çalıştığınız şeyi mimiklerinize yansıtamıyorsanız klavye paşası olursunuz, olmamakiçinse bol bol aktif denemelerr yapın ve düşün ve kalkın derim... Neyse yani şahsın tutumu her hatunu etkileyibilirdi, etkilendim de ve söyledim de. Biliyordum ki benden izin almadan oturacaktı anlattığı şeyler bitince lakin anlattıklarına odaklanırsam ilerideki bir skor için baştan ikipuan yiyecektim ben ise onun izin almayacağını bildiğimden , izin verdim.

"Bu arada oturabilirsin... "

"hıwm.." diyerek gömüldü sandalyeye bu karşımdakişahsın yeterince akıllı olmadığının en büyük ispatı idi. Güveni sahip olduklarından değil, sahip olduğu iddia edilen şeylerden geliyordu. Anlaşılan hemcinslerim fazla poposunu kaldırmıştılakin benim için sorun yok keza kalktığı gibi iner de...

Salak olduğunu şuradan anlamıştım dostlarım; o kadar güvenli bir erkeğin bir izin cümlesine "hıwm" dan ziyade verebileceği bir cevap "oturmaktan ziyade" yapabileceğii bir hareket yoksa bu salaklıktır keza karşısındaki kadın hakkında alabileceği en güzel ipucunu almış biridir o ve bunu kullanamamıştır. işime gelmişti tabi... Lakin mütemadi böyle gidecek biroyun sıkar, biliyordum ve susuyordumve biramı içiyordum ve o gelmeden önceki tavrımı koruyordum."eee... " dedi. "ee mi?!" döndüm ve "cidden salaksın değil mi?" dedim. "böyle bir soru cümlesiyle akıllı olduğunu mu ispatlamaya çalışıyorsun, ne paradox ama!" dedi. Yüzde yüz zeytinyağı olabilirim ama suu muamelesi göstermekle deeşdeğer oyüzden onun tepkisini verdim "hıwm... " ve yine sessizlik.

Baya bir vakit geçmişti... "Ne düşünüyorsun?" diye sorarak sessizliği bozdu, evet bunu yapması gereken de oydu zaten. "SSeni" dedim. "Beni neden düşünesin ki? Yanındayım sorsan cevaplarım?!" dedi. "Gerek yok" dedim. "Pekala ozaman düşündüklerinden örnek verebilir misin?!" dedi. " Ne fetişisin?!" diye sordum. "Fetişlik nereden çıktı ki şimdi?!" dedi. "Bir barda yalnız başına oturan bir kadın ile muhabbet kurmak çoğuna mantıklı gelir lakin kadın kendini belli eder. Ben kimseye "gel" mesajı vermedim, mutlaka ilgini çeken bir şeyler oldu. Sigara?! El?! Topuklu ayakkabı?! Uzun saç?! Düşüncelilik büyük ihtimalle, akıl fetişi hıwm? keza kendinizorladıkça mantıklı cevaplar çıkarabiliyorsun, demek kiöncesinde pek zorlamadan popon kaldırılmış?!" ... Güldü ve sanırım bana pgiboppat gibi birşeyler dedi... "Huwm... " ... (,

"inkar edersen istediğin şeyi alamadan gidersin lakin itiraf diğerolasılığı oluşturur. O yüzden salak salak gülüceğine işini kolaylaştırdığımiçin bana teşekkür et!" dedim. Fazla sakindim ve bu benimiçin zor bir şeydeğil. Birden duruldu, toparlandı ve ciddileşti... "Bir fetişim yok, lakin akıllı olduğunu görebiliyorum. Bu ender bir durum ve tabiki ilgi çekici. Yabancı olduğum da doğru yani buna haddinden fazla ilgi duyabileceğim de fakat dediğim gibi öncesiiçin böyhle bir durumdan söz edemem keza hissetmemi sağlayabilecek bir etken olmadı."

"Tabi müneccimlik denemez buna kim "aklı" sevmez ki?!" dedim. Güldü"sevmeyenleri tanıyorum bilirsin kadının salağı makbuldür.." "Evet tam bir salaklık" dedim "keza alma salağı yanına çıkar aheste aheste... " "böyle bir söz yok ama"dedi gülümseyerek. Biramı bitirdim ve masadan kalkarken "artık var" diyip göz kırptım. "Nereyee?" dedi. " Kızlar da çiş'er " dedim. Raahatladı mı gerildi mi bilmiyorum(,

dönerken güzel bir oyunum vardı fetişiniçözmek için, malum topuklu da var... dönerken masaya gelmeden ayaımı burkarmış gibi sendeledim biraz, ayapa kalktı hemen gülümseyerek. Sendeleyerek (numarası yaparak) masaya giderken "tabi düşenin de dostu olmaz ki bu da günün ikinci anlamlı cümlesiolsun" dedim. Biraz şımarık ve canı yanan ifade ile eh sevimlilikte var dikkat çekmiştim. "Bir şeyoldu mu?" dedi. "Ayağımı fena burktum sanırım... " dedim. "hıwm.."ladı. "mümkünse garsondan buz ister misin?" dedim . "tabi" dedi ve buzu istedi...

Neyse buz işlemi içinde yardımistedim tabi ki... ona dönerek eteğimi hafifçeyukarıçekip ayakkabımı çıkardım...

http://imgim.com/photo0020av.jpg

ve ayağımı üzrine uzatarak buzun konması gereken yeri gösterdim.

http://imgim.com/denemebilmem.jpg

not. resimler benim biliniyor artık zaten...

Gerildiğini belli etmeme çalışıyordu ama eminim yaşadığı garip olaylardan biriydi de, kızarmıyordu, tavrı aynıydı lakin göğsünün daha derin inip çıktığını görebiliyordum ve yüzüme bakma çabası azalmıştı... Ne olduğu ortadaydı işte ;
iki olasılık
"ya tescilli abaza"
"ya da ayak, bacak ilgilisi... "

bunu çözebilirdim sanırım.

Abaza olmoyacak kadar hoştu da malum erkek yani... "bir dakika" dedim, çantama uzandım ve krem çıkardım. "Biraz masaj daha iyi gelebilir, senin içinde sorun olmazsa?" dedim. "Estf. insanlık görevi(m)"ymiş... nylon çorabı sıyırdı ve kremden biraz alıp ayakeklem yerimi ovmaya başladı. "Topuğuma da vuruyor acısı ama... " dedim , canı yanan ve üzgün bakan ifademi takınarak , ve o topuklarımı ve tüm ayağımı ovmaya başladı, barda, herkesin içinde ama ayak burkulması güzel bir bahaneydi malum herkes gördü sendeliyişimi :p

Git gide yüzü kızarıyordu insanlara bakıyordu, yaptığı şeye , bana... "Noluyoruz yahu?!" modunda olduğuna eminim , lakin bu utanç ve durum onu rahatsız etmiyordueminim yani en azından onun için değişik bir rahatsızlıktı. Onu zorlayan bir extreme sporgibi, tehlikeli, garip ama bu yüzden zevkli...

ah etkilendiğini bacağımın deydiği yerdeki kabarmadan anlayarak yüzde yüzeminlikle söyleyebiliyorum. Bu da artık yettiğinin haberci idi zaten. Ayağımı çektim teşekkür ederek çorabımı ve ayakkabımı giydim. "Elinde kalan kremi yüzüne sürmeni öneririm , iyi gelir" dedim, "haklısın" diyerrek sürdü derin bir nefes çekerek. "hiç şüph yok... "