-
1.
0Doğa harikası bir göl kıyısında eşsiz manzaraya sahip bir göl vardı. Bir kasaba yerleşkesi... Gölü karşınıza aldığınızda saatlerce izlenebilir mükemmel bir tablo. Sevimli mavi çarşaf, etrafında yeşil bekçiler, arkasında ışıldayan kasaba, yukarıda bir dolunay ve onu süsleyen yıldızlar...
Ortalama bir kasabanın üzerindeydi. insanlar bütün ihtiyaçlarını karşılayabiliyordu. Hatta fabrikaları bile vardı, bu manzaraya ne kadar yakışıyordu tartışılır ama vardı.
insan yaşadığı yerin değerini bilemez ya da güzelliklerine alışır da sıradanlaşır ya kasaba insanları da böyleydi, monoton bir hayatları vardı. Sakin, olaysız günler akardı. Ne mutlu ne mutsuz bir yaşam. Yaşıyor olmak belki de yetiyordu onlar için. Yardımsever olsalar da burada işler çıkara dayanırdı.
Ve bir gün bu kasabada anlaşılması güç bir olay oldu... Bütün kasaba halkı aynı anda bir sesle uyandı. Etrafta evler, arabalar, fabrikalar hatta çok iyi olmayan yolları bile kayboldu... Sanki bütün kasaba geçmişte yolculuk yaptı ama durum bu değildi... -
2.
0insanlar ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorlardı. Derin bir sessizlik vardı. Etrafı inceleyen kitle derin bir sessizlik içindeydi. Korku içinde yavaşça fısıldaşmaya başladılar ve zamanla bu fısıltı uğultuya dönüştü. Bütün kasabaya ne olmuştu gerçekten! Çok sürmedi bu tartışmalar. Biri öne çıktı ve "ileride bir çadır var!" diye bağırdı. Önce bağıran adama sonra çadıra baktılar. Ve bu adamın peşinden çadıra doğru yürümeye başladılar. Kaygı, korku ancak bu kadar olabilirdi. Çadırın önüne kadar geldiler. Bütün insanları alacak kadar büyük olmasa da normal bir çadıra göre gayet büyüktü.
-
3.
0Var mı takip eden ona göre devam edeyim :D suku beklentisi yok yaz deyin yeter :D
-
4.
0Heyecan ve korku içindeki bekleyiş devam ediyordu. Kabalık yığınının ön tarafından başlayan bir fısıltı ile herkes bir an sustu. Az önce insanlara çadırı gösteren adam içeriye girdi. Ve aniden dışarı çıktı. Bütün kalabalık adamın dudaklarına bakıyordu. Söyleyeceği şeyi merakla bekliyordu. Yalnız adamın tavrı tamamen değişmişti. Ve "içeri gelin!" diyerek tekrar çadıra girdi. Bir anlık bekleme de olsa kimi insanlar çadıra girmeye başladılar. Giren çadırdan çıkıp olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Çadıra girmeyen insanlar da meraklanmaya başlamışlardı. insanlar ikinci kez şaşırmıştı. Bütün gerçeklik algıları giderek kırılmaya başlamıştı. Çadırın içindeki büyüklüğü ve dışındaki büyüklüğü arasında fark vardı...
-
5.
0şimdilik okuyan olmadığı için ara veriyorum. kısa bir hikaye. yarın bitireceğim bir ihtimal bir kaç kişiye daha ulaşırım.
-
6.
0Şimdiye dek kasaba insan eliyle yapılmış sokak lambalarıyla ışıyordu. Bu yapay ışık insanın kendisinin üretip inandığı değerler gibi sahte bir ışıldamaydı. Ama bu sıradışı olaylar silsilesi adeta rönesans etkisi yarattı ve hızla bir aydınlanma gerçekleşmeye başladı. Gerçekten geceye aydınlık verenin ne olduğunu anladılar belki de...
-
7.
0Ne yapacaklarını bilmeyen insanlar hızlı bir şekilde kümelenmeye başladılar. Durum değerlendirmesi yapıldı, şokun etkisi giderek azalıyordu. Yalnızca çadırın büyüsü çoğunu derinden etkilemişti. Ama o da görünen ve arkasındakiyle ilintiliydi. Parıldamaya hazırdı şehir yıldızların altında. Tıpkı gökyüzündeki takım yıldızlar gibi gruplandı insancıklar. O çıkarcı insanlar artık değişmişti. Hepsi birlikte yaşamı olumluyordu. Ortak değerlere sahip olduğunu anladılar.
iş bölümü çoktan yapılmıştı. Herkes kendi yeteneğini ve bu yetenekle toplum neler kazandırabileceğini biliyordu. Lider bile seçtiler kendilerine. Çadıra ilk giren merak eden adamdı liderleri...
Akşam oldu ve büyük bir ateş yakıldı. Etrafında toplanan insanlar eğlenmeye başladılar ve hep birlikte yemeklerini yediler. Kimi dua etmeyi ihmal etmedi, kimisi dua etmedi. Uyumaya çekildiklerinde bulutlar gökyüzünü kapladığı için bir hayli karanlıktı. Derin bir sessizlik oldu... -
8.
0Final ilerleyen saatlerde... Kendi kendime hikaye anlattım :D