-
1.
0ee her oluşumun olduu gibi bizim de teorik bi arka planımızın olması bir elzem oldu.
entelektüel panpalarımın rezerveleriyle başlayacağım inşallah.
şöyle bir girizgah yapalım;
irrasyonel filozoflar diyelim. Bizim karşısında olduğumuz entipüften felsefeciler yani. Kolay anlaşılır konuların anasını sken felsefeciler, işte bunlar felsefeyi öylesine anlamsız bir hale sokmuşlar, ve çeşitli irrasyonel ekollerden ibaret olan modern felsefe, rasyonel felsefe önünde öylesine kalın bir sis perdesi yaratmıştır ki, rasyonel olma çabasında olup da, felsefeyle tanışmak isteyen çoğu insan, büyük bir ihtimalle, modern felsefenin ürünlerinden biriyle karşılaşır; ve bu ürünü anlamaya çabalarken hissettiği tatsız duyguyu kimliklendirebilmesini sağlayacak ve öyle hissetmekte haklı olduğunu kanıtlayacak felsefi anahtarlara da sahip olmadığından; şuna benzer bir duyguyla, felsefeden tamamen uzaklaşır:
"Öff; ben böyle soyut terimlerle düşünmem hiç. Ben, gerçek-hayatla ilgili, somut, spesifik problemlerle uğraşmak istiyorum. Felsefeye, niye ihtiyacım olacakmış ki?"
Cevap şudur: Felsefe, gerçek-hayatla ilgili, somut, spesifik problemlerle uğraşabilmek için gereklidir.
bu yüzden diğerleri felsefe yapmaz, sizin felsefe sandığınız şy laf kalabalığından ibarettir.
gelin şimdi bunun nedenlerine hep birlikte göz atalım ;)
-
2.
0Bir çok insan gibi; siz de, felsefeden hiç etkilenmemiş olduğunuzu zannediyorsanız, yanılıyorsunuz binler.
Gerçek şu ki günlük hayatınıza rehberlik eden ve üzerinde hiç düşünmeden kullandığınız çoğu prensip, değer, düstur, vecize, atasözü, klişe, slogan, tekerleme, vs.; belirli felsefelerin ürünüdür. Mesela, şu sözleri hiç "doğru" buldunuz mu veya onları hiç kullandınız mı?
"O kadar emin olma; hiçkimse, hiçbir şeyden emin olamaz." Bu nosyonu, adını ilk defa da duyuyor olsanız, David Hume'dan (ve başka bir çok filozoftan) aldınız. Veya:
"Bu, teoride iyi olabilir; ama, pratikte işlemez." Bunu, Plato'dan aldınız. Veya:
"Yaptığın kötü bir şey; ama, insan böyle işte; bu dünyada, hiçkimse mükemmel değildir." Bunu, Augustine'den aldınız. Veya:
"Bu, senin için doğru olabilir; ama, benim için doğru değil." Bunu, William James'den aldınız. Veya:
"Elimde değildi, kendimi alamadım! Hiçkimse, yaptığı hiçbir şeyden kendini alıkoyamaz." Bunu, Hegel'den aldınız. -
3.
0@2 anlamadım ama kesin haklısındır panpam. ;)
-
4.
0Veya:
"isbatlayamıyorum; ama, hissediyorum ki, bu doğru." Bunu, Kant'tan aldınız. Veya:
"Bu, mantıklı; ama, mantıkla realitenin bir ilgisi yoktur." Bunu da, Kant'tan aldınız. Veya:
"Bu yaptığın kötü; çünkü, kendi çıkarından sarf-ı nazar etmeden yaptın." Bunu da, Kant'tan aldınız. Veya:
"Önce davran, sonra düşün." Bunu, John Dewey'den aldınız.
Yukarıdaki soruya, "Elbette, bu sözleri, farklı zamanlarda sarfetmişimdir; fakat, bunlara, her zaman inanmak zorunda değilim ki. Bunlar, geçmişte doğru olabilirdi; ama, bugün doğru değildir" cevabını verenler; bu cevabı, Hegel'den öğrendiler. -
5.
0yoğun bi konu olduğu için biraz up up up
-
6.
0biraz okuyun bi geniş geniş beyniniz rahatlasın amk.
-
7.
0sindirin biraz.
-
8.
0kavramla başbaşa kalın düşünün amk.
-
9.
0bayılırım ben felsefeye oç
-
10.
0inşallahlı maşallahlı konuşuyo billy shawn lan bu bin
-
11.
0@11 gelicem ona panpa
-
12.
0dinliyorum panpa
-
13.
0Yine diyebilirler ki: "Tutarlılık, küçük zihinlilerin sahip olacağı bir endişedir." Bunu, esasen kendisi çok küçük bir zihne sahip olan Ralph Waldo Emerson'dan öğrendiler. Şimdi sorabilirler: "insanın bir uzlaşma araması ve anın gereklerine göre, farklı filozoflardan, farklı fikirler almasında nasıl bir yanlış olabilir?" Böyle sormayı, Turgut Özal'dan öğrendiler; O da, yirminci yüzyılda hükümet etmiş birçok Amerikan başkanından öğrendi; onlar da, William James'den öğrendiler.
-
14.
0takip ediyorum panpa devam et.
-
15.
0reserved
-
16.
0
-
17.
0amk beyin stop etti 3 kelime bile okumadım söylim
-
18.
0reserved
-
19.
0rezerve
-
20.
0Felsefeyle ilgilenmeyen insanlar; felsefenin ürünlerini, etraflarındaki kültürel atmosferden -okullar, kitaplar, magazinler, gazeteler, sinemalar, televizyon, vs- ozmos yoluyla emerler.
Bir kültürün atmosferini yaratanlar kimlerdir?
Yukarıda sayılan kurumları günlük olarak işleten insanlar mı? Hayır.
Entellektüeller mi? Hayır; entellektüellerin zihniyetini etkileyen, o kurumların fikriyatını sağlayan, dolayısiyle kültürel atmosferi belirleyenler, artık hiçbiri hayatta olmasa bile bir avuç insandır:
filozoflar.
Diğer insanlar, bunların peşinden gider: ya ikna olduklarından; ya da farkına varmadan. iki küsur yüzyıldan beri, Immanuel Kant'ın etkisi altında, felsefenin egemen eğilimi, tek bir amaca yönelmiştir: insan zihninini aklının tahribi; insanların aklın gücüne duydukları güvenin tahribi, yıkımı. geçtimiğiz Yirminci yüzyıl; bu eğilimin, zirvesine ulaşmasına şahit olmuştur.
modern felsefe tüm yıkıcı ürünlerini immanuel kant'ın iğrenç felsefesine borçludur.