Varlığı konu olarak ele alan felsefe, genel bir varlık kavramı üzerinde durur. Varlık, evrende varolan herşeyin ortak adıdır. Buna göre varlık, insan bilincinin dışında ondan bağımsız olabileceği gibi, zihne bağımlı olarak da bulunabilir. Örneğin, ağaç, kalem, ev gibi nesneler insan zihninden bağımsız olarak varolan gerçek varlıklardır. Bu tür (gerçek) varlıklar zamana ve mekana bağlı olarak değişir, gelişir ve yok olabilirler.

Bugunluk yazmam zor görünüyor arkadaşlar fakat akşam saatlerinde aktif olursam yeniden yazarım, anlayışınız için teşekkürler.

edit:rezleri almaya devam

yaşadığımız uygarlığın simülasyon içindeki başka bir simülasyon olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? Bunları anlamaya çalışırken aslında olduğunu düşündüğümüz kişi olmadığımızı da aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor. Simülasyonu yöneten kişiler de eğer aramızda bulunuyorsa, gerçeklik algımızı yükseltmek için bizim asıl kimliklerimizi bastırıyor olabilirler.

100. Entryi size birakiyorum bu gecelik bu kadar , herkese felsefik rüya görmemesi dilegiyle fazla zorlamadık umarım.

"bir olay her ne şekilde gerçekleşirse gerçekleşsin yine de aynı anlamı taşırdı." tenesse williams dan inciler

Park ediyorum sonra okurum

Fırsat buldukça devam ediyorum..

Paradigma, algı düzeneği demektir. Algılama biçimi demektir. Herkesin paradigması farklıdır.

Örneğin; trende giderken, bir baba, 3 evladıyla oturup, sürekli ağlayan çocuklarına hiç, susun, demeden yolculuğa devam ettiğinde; siz ona ne gamsız adam, diyebilirsiniz. Ama sorsanız, belki de onlar hastaneden geliyorlardır ve bir saat önce çocukların anneleri ölmüştür ve eve dönüyorlardır. Paradigmanız sizi yanıltmıştır.

Türkçe karşılık olarak; algı düzeneği, algı biçimi veya sadece algı kullanılabilmektedir.

rez okurum

devam et panpa

Aha tutacak bu rez

Neden hiçlik yerine bir şeyler var?

Bu soruyu sadece insanlar için düşündüğümüzde “Varoluş amacımız nedir?” noktasına geliyoruz. Daha geniş baktığımızda ise; “Gezegenler, galaksiler, evren neden var? Bir amaca hizmet ediyor mu? Neden bu kadar net fizik kurallarıyla yönetilen bir evrende yaşıyoruz ve bu kuralların tam olarak böyle olmasının bir sebebi var mı?” 

içinde yaşadığımız evren gerçek mi?

Bu klagib Kartezyen soru aslında etrafımızda gördüğümüz şeylerin gerçek mi yoksa görmediğimiz bir güç tarafından yönetilen bir illüzyon mu olduğunu nasıl algılayabileceğimizi sorar. Örneğin Matrix filminde olduğu gibi aslında bir bilgisayar programı içinde yaşayan simülasyonlar olup olmadığımızı nasıl anlarız?

Felsefe yapmak "yüksek dağda buz içinde gönüllü yaşamaktır". Yapabilene sorgulatır, yapamayana saçmalatır.

Tanrı ve Tanrı’nın varlığının kanıtlanması, dünyanın varlığı, ruh ve ruhun ölümsüzlüğü metafiziktir.

Metafiziğin bu konularına hiçbir zaman tartışmasız kabul edilen açıklamalar getirilememiştir. Metafizik, varlığın özel alanlarını konu alan tek tek bilimler gibi kesin bir bilgi olamaz. Ama insan genel olarak bu konular üzerine soru sorma yeteneğini kaybetmediği ve bilimlerin çalışma alanlarında yeni sorular oluştuğu sürece metafizik, bir tür bilme etkinliği olarak varlığını ve önemini koruyacaktır.

Sayılar, geometrik şekiller, p (pi) sayısı gibi insan bilincinde ve ona bağımlı olarak varolan düşünsel (ideal) varlıklar da vardır. Bu varlıklar zaman ve mekan dışı olup, zihnimizde olduğunu kabul ettiğimiz varlıklardır.

"Zaman elbetteki algılayabildiğimiz bir kavram"

Zaman ikiye ayrılır. Birincisi madde için olan fiziksel zaman, ikincisi pgibolojik zamandır.

Madde için olan zaman maddenin değişimi dönüşümü veya hareketiyle anlaşılır.
Pgibolojik zaman da "ben kötü biriyim ama şunu şunu yaparak daha iyi biri olucam" veya geçmiş hatıralarınız şeklindedir.

Şimdi, öncelikle zamanı algılayamayız çünkü zaman sadece bir kelimeden ibaret, bir semboldür. Kullandığımız zaman bize kolaylık sağlaması açısından maddeye bağlı ve fiziksel olaylara bağlıdır.
Bir şehirden bir şehire gitmeniz x kadar zamanınızı alabilir ama zaman dediğiniz şeyi algılayamazsınız çünkü zaman aslında gerçekte olmayan bir şeydir.
O yüzden şimdiki an bütün (aslınds olmayan)geçmişi ve geleceği kapsar ama zamanı algılayabildiğimiz kandırmacasına pgibolojik olarak anılarımızla veya planlarımızla, dahası isteğiyle kapılırız. Eğer duyarlılığınızı çok fazla köreltmemişseniz(ki duyarlılık boşa hem pgibolojik hemde fiziksel efor sarfetmediğinizde gelir)şu ânın cidden elimizdeki tek şey olduğunu ucundan yakalayabilirsiniz belki.

felsefi teoriler mantığa dayanmak zorundadır. Mantık dışı her yorum felsefe dahilinde değildir. Ağaç sorusu aslında felsefi bir soru değil yani

Bir zamanlar itibar edilmeyen kuramlar şimdinin gerçeği; aynı zamanlardaki gerçekler de şimdinin itibar edilmeyen inançlarıdır.

"Doğru ve genel geçer bilgi elde edilebilir. Böyle bir bilginin kaynağı akıldır, düşünmedir." tezini savunun görüşe, akılcılık (rasyonalizm) adı verilir. Bu görüşe göre, akıl yoluyla belirlenmiş zorunlu, kesin, genel geçer bilgi örneği matematik ve mantıktır.

Kant, “insan aklı, bilgisinin belli bir türünde özel bir kaderle karşı karşıyadır. insan aklı bu bilgisinde öyle sorular tarafından rahatsız edilmektedir ki, akıl onları ne yadsıyabiliyor, ne de yanıtlayabiliyor” demektedir. işte bu alan, metafiziktir.