Onu anlayamasak dahi, anlamaya çalışmak için ne güzel bir gün..

Bikac kisi kendini belli edebilirmi

Bir futbol maçı hayal edelim bir de stadyum, seçtiğimiz stadyumda oynanacak olan maçı etkileyen her şeyi ayrı bir evren olarak ele alalım. Biz Türkiye’de olalım ve stadyum Brezilya’da olsun. Telefonla hakemlere veya teknik direktöre bağlanıp deniz ötesinden maçı etkileyebilecek kadar yetkili bir abi değilseniz, maçın sonucunu değiştirmeniz çok zor. Yani maçı ister koltuğunuzda bira içerken izleyin, ister uzay geminizden muzlu süt içerken; sonuç değişmeyecektir. Çünkü aslında siz kendi evreninizden başka bir evreni seyrediyor olacaksınız ve o evrenin olay akışı sırasında ne yaparsanız yapın, sonuç yine aynı olacak.

Girdigim entryler tamamen bana ait degil internetten araştırmalarım sonucunda sizlere ulaştırıyorum . Bu kadar şeyi ben nasıl bileyim amk

edit : Ama yazdıgım şeyler sizi heycanladırıp sürüklüyorsa devam edelim.

Yani ödev insana başkası tarafından değil, bizzat kendisi tarafından, kendi vicdanı tarafından verilir. insan kendi ödevini kendisi oluşturur.Bir önceki entryi açıklar nitelikte olmuştur umarım.

Schrödingerin kedisi gibi, hem felsefe hem kuantum

Size hicbir sekilde yarar saglamayacağı halde o işi yapan kişi düşüncesi en saf kişilerdir.Ve bu sizin karakterinizi gosterir eger yarar sağladığı için birşeyler yapıyorsanız bu sizin egonuzla alakalıdır. Egomuz da bizim bilincimizdi , bilinç altımız.

Özgür irade sadece bir yanılsamadır. ‘’istedim ve gayet de irademle yaptım’’ demeniz yeterli değildir altını çizelim. Çünkü istemenizin altında yatan sebepler de belli sebeplere bağlı gerçekleşti bir daha çizelim. Bu sebepler zincirini geriye doğru takip ederseniz, büyük patlamaya kadar ulaşırsınız.

Herkes, kendisinin görmediği yerlerde neler olduğunu düşünmüş ve bu konuda fikirler üretmiştir. Bazı bilim adamları da bu soruyu yanıtlamaya çalışmışlar Fenomelist filozofların inancına göre, nesneler sadece biz onları algıladığımızda vardırlar.

insanın davranışlarını belirleyen etkenleri ikiye ayıralım;
1) Genler
2) Anılar

Şu an bu yazıyı okuyan sizi, siz yapan her şey aslında geçmişiniz ve genleriniz. Eğer gittiğiniz ilkokul değişseydi bu yazıyı çoktan kapatmış olabilirdiniz veya hiç karşılaşmamış olabilirdiniz. Hatta yaşamıyor bile olabilirdiniz. Her yaşadığınız olay kişiliğinizi farklı şekilde değiştirir.

Bilim, doğanın nihai gizemini çözemez.Çünkü biz çalıştığımız gizemin bir parçasıyız

(bkz: scarface80)

Birçok insana felsefeyi sevdiren adama Immanuel Kant'a geçiş yapıyoruz..

insanlığı kendine ve başkalarında, bir araç olarak degil de her zaman bi amaç olarak görecek şekilde davran !

Biraz ara bulabilirsem yararlı bilgiler beyninize sunmaya devam edicem beyler , mola

Modern felsefenin gelişim seyrine uygun olarak bilgi kurdıbını ön plana çıkartmıştır. Kant’ın gözünde bilim, öncülleri kesin olan ve yöntemleri, ancak Hume’unki gibi felsefi bir kuşkuculuk benimsendiği zaman sorgulanabilen evrensel bir disiplindir. Bilim yansızdır ve nesneldir.

devam et lan it

Şimdicilik;

Zaman elbetteki algılayabildiğimiz bir kavram, ama onu görebiliyor olsaydık geçmişi ve geleceği avcumuzun içine alabilirdik. Şimdicilik şunu savunuyor ki; sadece şimdi vardır. Geçmiş ve gelecek hayali kavramdan başka bir şey değildir.

edit:Şimdicilik ayıp etmiş geçmiş tarihtir, tarihe hayali kavram demek büyük saygısızlık bence

Enternalizm, şimdicilik kavrdıbının tam tersidir. Bu düşünceye göre zaman, çok katmanlıdır. Tüm zamanlar aynı anda vardır, fakat ölçüm bir gözlemci tarafından belirlenir.

Kırmızı ışıkta durma nedenimiz ceza almamak, kameraya yakalanmamak, birilerine hoş görünmek vb. ise bu eylem Kant’a göre ahlaksızca bir davranıştır; çünkü davranışın temelinde çıkar vardır.
Bir davranış yapılmadan önce o davranışın yapılış amacı (niyeti) önemlidir.Önemli olan kalp temizligi degilmi ama *

Yerimi alayım.

Devami gelicek biraz ara.

Gitmeden bikaç birşeyler yazayım gönlünüz olsun

Sözler önemlidir. Sözcükler daha önemlidir. Sözcükler sözleri, sözler fikirleri inşa eder. 

Daha yüksek binalarımız, ama daha kısa sabrımız var; daha geniş oto yollarımız, ama daha dar bakış açılarımız var.

Daha çok harcıyoruz, ama daha az şeye sahibiz; daha fazla satın alıyoruz, ama daha az hoşnut kalıyoruz.

Daha büyük evlerimiz, ama daha küçük ailelerimiz; daha çok ev gereçleri, ama daha az zamanımız var. 

Daha çok eğitimimiz, ama daha az sağduyumuz; daha fazla bilgimiz, ama daha az bilgeliğimiz var. 

Daha çok uzmanımız, ama yine de daha çok sorunumuz; daha çok ilacımız, ama daha az sağlığımız var

Çok fazla alkol ve sigara tüketiyoruz, 
çok savurganca para harcıyoruz, 
çok az gülüyoruz, 
çok hızlı araba kullanıyor, 
çok çabuk kızıyoruz, 
çok geç saatlere kadar oturuyor, 
çok yorgun kalkıyoruz, 
çok az okuyor çok fazla TV izliyoruz ve çok ender şükrediyoruz. 

Mal varlıklarımızı çoğalttık, ama değerlerimizi azalttık. 
Çok koşuşuyoruz, çok az seviyoruz ve çok sık nefret ediyoruz.
Geçimimizi sağlamayı öğrendik, ama yaşam kurmayı öğrenemedik. Yaşamımıza yıllar kattık, ama yıllara yaşam katamadık.Aya gidip gelmeyi öğrendik, ama yeni komşumuzla karşılaşmak için caddenin karşısına geçmekte sorunumuz var. Dış Uzayı fethettik, ama iç dünyamızı edemedik..