fbahceliler derneği

Türkiye, yakın gelecekte, şike kararının nasıl alındığını daha yoğun konuşacak. Konuşuldukça kararın içindeki boşluklar ortaya çıkacak. unutmayın bu sözümü

inşallah “Polis, savcı, hakim, UEFA (disiplin), UEFA (tahkim) bir şeyler var ki bu kararları alıyor” saçmalığından kurtulacağız

inşallah “Kanıt olmasa şike var diyebilirler mi?” sapknlığı da sona erecek. Ve nasıl zorlama ve varsayımsal karar verildiği açığa çıkacak

Medya leşkerleri zaman zaman “Sahaya yansıdı denmiyor zaten. Ama düşünmüşsün. Bi’şeyler yapmışsın” diyordu

Son dönemde Sabah Yazarı Gürcan Bilgiç, her fırsatta “Sahaya yansıdı diyen zaten yok. Uğraşmışlar başaramamışlar” seslendirmesi yapıyordu.

Kabuslar görmelerine yol açan birkaç konu daha var. Bunlardan biri de “şike anlaşması” kavrdıbının kamuoyu tarafından irdelenmesi

16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “şike” kararını neredeyse “şike anlaşması” kavramı üzerine kurması nedeniyle bu konu çok önemli.

16 Ağır Ceza Mahkemesi heyeti “şike” kavrdıbını saha dışına taşırken bir şey daha yapıyor.

twitlonger.com/show/n_1rll903

@988 neye dayanarak sabittir dıyorlar. şike antlasması nedir? sahaya yansımadıysa 2-3 yıldır bu kaos nıye? önce dınledıler. o tapelere gore 6222 yasayı çıkardılar. kılıfına uydurmak ıcın

Diyorlar ki "..anılan suç, kazanç veya sair menfaatin temin edildiği anda tamamlanmaktadır. teşebbüs hükümlerine göre cezalandırılması" yani arkadasını öldürmek ıstıyorsun o anda cınayet ıslemıs sayılıyorsun

Diyorlar ki "Şike ya da teşvik suçunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için tarafların mutlaka bir araya gelmeleri gerekmediği gibi" bak bak ıste. kanıtsızlıktan bunu yaptılar. telefon gorusmesı yeter dıye. daha vahımı var

Diyorlar ki ".. etkin olabilecek aktörlerden birisi ile bu amaca yönelik kazanç veya sair menfaat temin/vaat eden kişi/kişilerin şike ya da teşvik konusunda fikir birliği içinde olmaları anlaşmanın yapılmış sayılması için yeterlidir"

BU DA SÖZÜN BiTTi YER... BU CÜMLEDEN SONRA SUÇA KONU EYLEMLERiN DEĞERLEDiRMESiNE GEÇiLiYOR

"Ceza yargılamasının konusu, şike veya teşvik suçunun sahaya yansıyıp yansımaması değil, şike ve teşvik "anlaşmasının" vaki olup olmadığıdır. Sanıkların, sübutu kabul edilen şike ve teşvik eylemleri, bu çerçevede değerlendirilmiştir."

16. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararındaki "şike anlaşması" kararının hukuki mantığı olmadığını söyleyenler çoğunlukta.
Varsayalım ki hiçbir kötü niyet yok. Hukuken inandıklarını yaptılar. O halde şu soruya yanıt vermeleri lazım.

MADEM SAHAYA YANSIYAN BiRŞEY YOKTU, ANLAŞMA DA KONUŞMALARDAN EDiNiLEN KANAATTi NEDEN TRABZON KAMUOYUNA AÇIKÇA ANLATMADINIZ? NEDEN TRABZONLULARI KUPA HAYALiNE SÜRÜKLEDiNiZ? SAHAYA YANSIMADIYSA KUPA DA ALAMAZSINIZ DEMEDiNiZ? BU AÇIKLAMALARI YAPSAYDINIZ BU DENLi GERGiNLiK OLMAYACAKTI. HER HAFTA KULLANILACAK GÖRÜNTÜ VE KAVGA OLMAYACAK DiYE Mi KORKTUNUZ. bu ıste bırılerının parmagı var.

Şu çok açık ki Fenerbahçe taraftarı oldukça deneyimlendi ve her şeyi bir kenara not etme alışkanlığı kazandı. Bütün bu not ettikleri şeyleri zamanı gelince cesurca dillendirmeye ve gerekirse bu haklılıklarını sokaklarda haykırmaya başladılar. Ve en ciddi demokratik tepkilerini ise mutlaka Sandıkta göstereceklerdir.

Bizler taraftardık, yeri gelince "o topa şöyle vursaydın ya" diyerek futbolcu olduk, "ben olsam şu 11'le çıkardım" diyerek antrenör olduk, "O adam alınırmı başkan, ben olsam şunu transfer ederdim" diyerek Kulüp başkanı bile olduk. Şimdi sayenizde avukat, savcı ve hakim bile olduk... Hatta 12numara.org'un yazdıklarını okuyunca gerektiğinde sizlerden daha iyi bir hukukçu olduğumuzu da gördük.

Telegol denilen adi program yeni sezon rekldıbını bile AZiZ YILDIRIM'a sallayarak yapıyor. Yazıklar olsun bu programı yaptıranlara..tv8 kımın kanalı? kımlere yakın? 3 temmuz dvasında bır tapede serhat uluerenle sınan engının telefon kosnusması vardı belkı gormussunuzdur. ozaman kanalturkteydı program. programa ahmer cakarımı yoksa erman toroglunumu almaları kosnusunda konsusurlarken serhat dıyorkı emır buyuk yerde. yukarısı erman beyı ıstıyor azize dusmanlıgı var ya o yuzden.

ilk günden itibaren 3 Temmuz operasyonunun başbakanın haberi olmadan yapıldığına, hukukun bağımsızlığına, emniyet’in iyi niyetli olduğuna inanmadım.
Başbakanın doğduğu topraklara bile ‘’Kutsal topraklar’’ diyebilen zihniyetin onun haberi olmadan FENERBAHÇE SK’ne darbe yapılacağı düşüncesi saflıktan öte aptallıktır.

Medyada ki maymunlar sürüsünün bilinçaltlarına pompaladığı ‘’Başbakan FENERBAHÇE’yi koruyor’’ algısı ise yurdum insanı tarafından yine sorgusuz sualsiz kabul gördü.
FENERBAHÇE NASIL KORUNMUŞ: Bu ülkede gençlere spor yapması için devletten fazla olanak sağlayan, ‘’Devlet üstün hizmet madalyası’’ almış olan, ilk TÜRK CAS Hakimi olacak olan insanlar bir yıl tutuklu kaldı! Hesaplarında bir kuruş açık olmayan devlete kirasını vergisini zamanında ödeyen kulüp polis tarafından basıldı! Futbolcuları tutuklandı, yurt dışına kaçırıldı! Kasasından milyon dolarlar gasp edildi! Taraftarı her görüldüğü yerde darp edildi, aşağılandı, gaz’a boğuldu!

Bir kulüp başkanının muhasebecisiyle, yöneticisiyle sık sık konuşması ÖRGÜT kapsdıbına girdi. (Bu örnekten yola çıkarsak iş hayatında olan herkes ÖRGÜT üyesidir)
Soruşturmanın startını veren şikayetçi olduğu söylenen ve dinlemelere sebep olan kişi ise mahkemede verdiği ifade de şunları söyledi ‘’Kahvehanede sıradan bir kavgaydı ben şikayetçi olmadım kim şikayetçi oldu bilmiyorum’’ Hukuksuzluğun hukuk sayıldığı yerde bu olayda soruşturulmadı.

Şizofren beyinler tarafından yazılan senaryoya göre kurulmuş olduğu iDDiA edilen Çıkar amaçlı hiyerarşik gevşek örgüt lideri pozisyonunda bulunan iki kişi birbirleri ile hiç konuşmadı.
Neresinden tutarsan tut elinde kalan iddianame, bir yıl boyunca milyonlarca insanın gözü önünde yapılan tüm savunmalar hiçe sayılarak son günde savcı tarafından yine ezbere okundu. Aradan geçen ikinci yılın sonunda ise Yargıtay tarafında evlere tebliğ edildi.

Diğerleri nasıl KORUNMAMIŞ(!)

Devletin kasasından yapılan beleş stat ikamet ediyor. Hesabını bir türlü veremediği kayıp makbuzları aklandı. Kira, vergi ödemedi Borsa da vatandaşı dolandırdı. iki yıl boyunca milyonlarca insanın gözü önünde her maç oynayacağı rakip takımın bir futbolcusunu ayarttı sezon sonunda transfer etti. Şuan yönetiminde barındırdığı zatlar ülke futbolunu Ramazan ayında kurdukları rakı sofrasında tüm Dünyaya meze etti, itibarsızlaştırdı. Tarihsel gerçekler değişmez..

Telefon konuşmalarında başbakanı tehdit ettiler. Basını kullanarak halkı nasıl ayaklandıracaklarını anlattılar. Devletten aldığı 6m Dolar’ın 5’ini çeşitli boy ve ebatlarda balıklara yatırdılar. Kulüp hesaplarında ki ‘’Hayali’’ milyon dolarlık harcamaların hesabını kimse sormadı. Bütün bu pis kokular sonraki dönemde kendiliğinden ortaya çıktı hukuksuz bu işlemlerin hiçbir yaptırımı olmadı. Mahkeme süresi boyunca haklarında 4 kişi bize teşvik önerdi itirafında bulundu. Dinlemelerden haberdar olduklarını mahkemede, sokakta her yerde anlattılar. Devletin denizi doldurarak kendilerine yapacağı spor kompleksini büyük bir iştahla bekliyorlar VE Maalesef hala onursuzca 97 yılından bugüne yenemedikleri kulüpten kupa dileniyorlar.

Bir başka penceren bakıldığında ise: Korku imparatorluğu kurduğu iddia edilen ADAM bir kişiyi bile ölümle tehdit etmemişken. Kazlıçeşme’den Başbakanlık ofisinden çıkmayan yüz felci geçirmiş zat her gün birilerini tehdit ettiği halde ülkedeki OMURGASIZ spor medyası tarafından ‘’Sevgi kelebeği’’ olarak gösteriliyor.
Aradan geçen 2 yılda olduğu iddia edilen hiçbir suç kanıtlanamamışken. Gözler önünde olan tüm usulsüzlükler hasır ediliyorsa bu ülkede ki çürümüş sistemin BOZUK TERAZiSiNE güven kalmaz.

Bir toplumu kutuplara ayırmak için işe halkın manevi değerleri ile başlarsınız..
Kutuplar birbiri ile savaşırken iktidar sahipleri ellerini kollarını sallaya sallaya
Hiç bir zorlukla karşılaşmadan hayallerini gerçekleştirirler..

Son seçimden sonra Futbolla yatıp kalkan bir ülke için 3 Temmuz şike senaryosu sahnelendi..
Böylece son iki yıl boyunca yine iktidar sahiplerinin verdiği emirlerle,
Tüm tv kanalları sabahlara kadar yalanlar üzerinden ŞiKE'yi anlattılar..
Ülkenin üzerine FENERBAHÇE Battaniyesi örtüldü HALK 2 yıl boyunca
uyutuldu.
Bu esnada meclisten ne kanunlar geçti?. Nereler kimlere peşkeş çekildi?.
Binlerce insan işsiz kaldı, yerlerine kendi adamları yerleştirildi kimsenin haberi olmadı.

insanlar futbolla uyutuldu..
Memlekette tek uyumayan camia ise sadece FENERBAHÇE'ydi..
Bizler binlerce sayfa tape okuduk, sonra savunmayı okuduk, arada ülkede yapılan usulsüzlükleri takip ettik.

Silivri'de yapılan ilk mahkemede FENERBAHÇE SK Başkanı gazetecilere dönüp:
Ne şikesi MEMLEKET ELDEN GiDiYOR araştırın dedi..
AMA insanlar üzerlerinde ki formayı çıkartıp söylenenleri dinlemedi..

Şimdi basında ki PENGUENLERDEN şikayet edenler bilirler mi?.
Ya da şöyle söyleyeyim hiç kanallarda izlediler mi?..
Cadde'de iki kere yürüyüş düzenlendi ve 100 binin üzerinde insan yürüdü.
Sesimizi duydular mı?.

Çağlayan Adalet sarayının önünde şuan Taksim'de yaşanan zulmün daha beterini yaşadık,
Demir kafesin içine alınan binlerce insana kaçacak yer bırakmadan Gaz, Tazyikli su, cop ve plastik mermi sıkıldı. Hiç haberiniz oldu mu?.

12 Mayıs 2012 gecesi Türkiye olası bir Heysel faciasının eşiğinden sadece ALLAH'ın yardımı ile kurtuldu. Orada olanlar canlarını kurtarma derdindeyken çoğunuz gs'ın kupasını almamızı engellemek için yapıldığını sandınız. (Bkz Dolmabahçe camiide içki alemi yalanı)

Çünkü Toplumun hafızası basındır Sorgulamadan en yakınlarınıza bile inanmadan Medya tarafından size dayatılanları kabul ettiniz..

Bizler tıpkı şuan olduğu gibi birinci ağızlardan TERÖRiST, Ergenekon sempatizanı vs vs ilan edildik.. Şimdi yeni bir titrimiz oldu ÇAPULCUYUZ sorun değil..

Hani bilirsiniz bazı kabuslar vardı.. Yardım için bağırırsınız, bağırırsınız, bağırırsınız ama sesinizi kimse duymaz? işte biz o kabusu 2 yıl boyunca uyanıkken yaşadık sesimizi kimseye duyuramadık..

Madem Tv'ler sesimizi duyurmuyor biz yazalım, kameraya çekelim, insanlara derdimizi anlatalım dedik. Maalesef en yakınlarımız bile bize inanmadı.