-
6.
0Kanka okunmamasının sebebi büyük ihtimal edebi bir ağız kullanman yoksa okunur olm niye okunmasın
-
5.
0Okumam sittin sene
-
4.
0maşallah aq. ne uzun yazmışın okumadım ağla oç
-
3.
+1Okumayın delirdim
-
2.
+1Nick entry
-
1.
0Sabahın yedisinde çalan alarm ile yatağımdan fırlamıştım. Her zamanki gibi yanı başımda duran komedinin üzerindeki telefonumu elime alıp bildirimlere göz attım. Çok popüler biri olduğum söylenemezdi. Herkesin güldüğü birkaç günlüğüne trend olan videolar şimdiden karşıma çıkmaya başlamıştı. Oysa ki beynimi gereksiz insan aktiviteleriyle meşgul etmek için daha çok erkendi. Ne kadar sevmesem de kendimi bu döngünün dışına çıkaramıyordum. Her gün bu saçmalıklarla güne başlayan bir insanlıktan nasıl bir gelecek beklenebilirdi. Fazla düşünmemi ve bıkkınlığımı sabah sersemliğine bağlamak istiyordum ama bu fikrim çok iyimserdi. Yataktan doğrulmuştum kendime gelmem lazımdı. Sütlü kahve seviyordum ben hani şu soğuk olanlardan. Sabahları kahvaltı alışkanlığım pek yoktu. Kahvemi hazırladım. Biraz kendime geldikten sonra tekrar aklıma gelen dışarıdaki sahte ve yapmacık ilişkiler benim kapıdan dışarı çıkmamı geciktiriyordu. Hava yağmurluydu. Bulutlar hiçbir zaman gitmeyecek ve güneş asla doğmayacakmış gibi iç karartıcıydı. Kasveti severdim ama bu benim için bile fazlaydı. Yağmura teslim olmuş şekilde yavaş hareket ediyordum otobüs durağına. insanların şemsiyeleri açık ama gözleri sabahın verdiği uykusuzlukla kapalıydı. Herkesin “sorumluluklar” olarak dile getirdiği ama aslında istemedikleri hayatlara kaydığını görmek için pgiboanalist olmaya gerek yoktu. Kimseye kendim kadar değer vermezdim ama bunu hiçbir zaman kabul etmemişimdir. Belki de bu benim hayattaki sahteliklerden korunmamı sağlayan orijinal amblemimdi. Ben kırılmazdım çünkü beni kırabilmen için benden değerli olmalıydın. Bu değer herkesin biçebileceği bir değer değildi. Eğer beni kıracaksan benim gözümde değerli olman gerekiyordu ve bu kontrol edilemeyen bir delinin özgürlüğüydü. içimde fırtınalar koparken durağa vardığımı farkettim. Otobüs bana taziye evlerinde oluşan gereksiz kalabalıkları çağrıştırdı . O tanıdıkların merhuma karşı son görevini yapmak adı altında hissedecekleri vicdani huzura ihtiyaçları vardı. Karşılıklı bir tiyatro sahnesi gibi. Kısa süreli ölen kişinin yakınlarına yapılan iyilikler ve biz senin hep yanındayız edebiyatları. insanların arasından zor da olsa kendimi en arkaya atabildim. Otobüste en sevdiğim yer arka taraftı. Diğer yerlere göre daha sakin oluyordu. insanlarda kıvılcım kadar kalan hayat ışığıda sönmüştü havadaki karanlığın arkasında. Arka kapının demirine tutunmuş cama vuran yağmur tanelerini izliyordum insan gibi hiçbir yere tutunamayan ve düşen yağmur tanelerini..Tümünü Göster
başlık yok! burası bom boş!