-
4.
+1Bu yazıyı herkese ulaştırmak lazım duygulandırdın
-
3.
+1Vay anasını duygulandırdin
-
2.
+1Duygulandirdin bee önceden okuduydum
-
1.
+3berke can güneşTümünü Göster
burada!
büklüm ayaz
burada!
orçun demir
burada!
idil lara canayakın
burada!
fatih sultan mehmet
yok!
bu yoklama kağıdını bugün galata köprüsü’nden denizin saçlarına bıraktım. bir balıkçının gülümseyerek küreğiyle kurtardığı tek isimdi fatih sultan mehmet.
istanbulun sokaklarına, sınıflarına, cafe önlerinde çiğ kahkahalar atarak boşluğa düşenlerin mekanlarına, gazeteleri günlük fallarını öğrenmek için lime lime eden aklı sarışınların ve fikri kararmışların takıldığı yerlere seni arayarak girdim bugün. yoktun fatih. konser salonlarından yozluğun nakaratlarıyla ayrılan, seni hayat bilgisi kitaplarında bir kez gördükten sonra bir daha hiç hatırlamayan çok modern gençliğin içinden istifa ettim bugün. tek başımayım. içimde küçük bir atlıyla kalbine siyah batırılmış bir bankın üzerinde sensizliği seyrediyorum.
teneke kutulara tekme atan özgür kızlara, eve pederleri uyuduktan sonra dönen erkeklere, modernliği köhnelikle karıştıran tenha kafalara, acı acı gülümseyerek bakıyorum. mahalle aralarında yakışıklı oğullarının gençliklerine beyhude methiler dizen babalardan, kaldırımlara oturup kızlarının kadife sesleriyle övünen annelerden pembe kompozisyonlar dinleyerek kırılıyor kalemimin kalbi ve sana karşı mahcup olmuş bir kağıdın üzerine düşüyor utangaç harflerimin adımları. otobüs duraklarında saati sorun yaşlı adamlara kulaklarına taktıkları tıpaları işaret ederek cevap vermeyen merhamet iskeleti gençliğin içindeyim ve dışarı çıkmak istiyorum fatih, dışarı çıkmak istiyorum. sınav öncesi oyalı yazmalar takarak türbe önlerinde test çözenlerden, bütün şıkları doğru cevaplanmış hurafe problemlerinden, dedeleri gelince odayı terk edenlerden, vitrinde gördüğü sahteliğin aynısını alamadığı için depresyona giren gençlikten, asitli içeceklerin yanında estetik çöplüğüne dönmüş hamburgerler yiyerek ekmeğin ve zeytinin olduğu masaya beyin bükenlerden, üç beş popüler kitap okuyarak üstat diye çağırılmayı bekleyen entelektüelliği muşamba kağıdına dönüştürenlerden, hepsinden dışarı çıkmak istiyorum fatih.
sen surların saçlarını kılıcıyla tarayan, şeytanın kasvetine kalbinden tekbir oklarını çıkarıp saplayan, atlıların senin alnındaki secde izini takip ederek ilk hücumda nefsin kalesini yıktığı fatih, denizin hırkasından o karanlık gemileri kolay bir düğme gibi çözüp atan, her sözcüğüyle düşman toprağının dizlerini titreten, her duasıyla istanbulun gönlünü gülümseten fatih. bugün cebimden çıkardığım kurşun kalemimi uykudan kaldırdım. vakit cesetlerinin içinde bulmaca çözmekten bıkmış kalemim sana senin gibi uyandı.
ve hiç bu kadar düşünceli yakalamamıştım kendimi, hiç bu kadar ayakta bekletmemiştim kalemimin damarlarını. kılıcının değdiği yerlere kalemimle dokunacağım hiç aklıma gelmemişti ve senin bıraktığın istanbulla fethettiğin istanbul arasındaki 1453 farkla içimi dökeceğimi tahmin etmemiştim.
gömleğinin kan lekesi değmiş asaletine karşı gömleklerini konser salonlarında yırtan, tekbir getirmekten yorulmuş yakut sesine karşı hit olmuş parçalarla ucuzluğun tezahüratını yapan cırtlak kalabalıklardan sana yazmanın mahcubiyetiyle bu gençlikten uzaklaşıyorum.
sen yinede bizi ve istanbulu bıraktığın gibi hatırla.
cennette fethedilecek yerler seni bekliyor
başlık yok! burası bom boş!