fatih terimin abartılmış bir antrenör olması

yani overrated. aslında başlığın anlatmak istediği şudur;

fatih terim' in iyi değil vasat bile bir teknik direktör olmadığıdır. neden?

örneklerle açıklayalım.

aslında sizlerin yüzde 90ı beyinsiz. zaten sorun da buradan kaynaklanıyor. alayınız kandırılmaya, vaatlere, güzel sözlere, gazlanmaya, hot zota, hükümranlık altına girmeye aç, bitap, meyilli olmanız.

faruk süren bundan yıllar yıllar evvel fatih terim' in takımı hot zotla yönettiğini söyledi adamla taşşak geçtiler. faruk süren bu lafı durduk yere mi etti hayır. g.s kulübü başkanlığı yapmış ve fatih terim ile yıllarca çalışmış, yol arkadaşlığı yapmış bir adam olarak...

birikimlerinin, gözlemlerinin ve söz sahibi bir patron olarak algıladıklarını söyledi. yanlış mi söyledi. hayır. kesinlikle doğruyu söyledi...

1996 ya döndüğümüzde g.s takımının kadrosu ;

Volkan, Hayrettin, Mehmet, Pierre Esser, Bekir, Vedat, Feti, Bülent, Filipescu, Evren, Suat, Hagi, Ümit, Tugay, Ergün, Hakan Ünsal, Okan, Arif, Hakan Şükür, Ilie, Mert, Ufuk, ilyas, Van Gobbel, Knup, Alp, Ceyhun, Ersan

kadroya dikkatli bakın . kadroda fatih terim' e şirk koşacak 2 tane adam var. birincisi tugay, ikincisi giblemez karpartların maradonası hagi...

tugay dediğin adamın daha türkiyede o yıllarda yurtdışına transfer olmanın imkansız olduğu dönemlerde takımdan ayrılmasının sebepleri bugüne kadar hiç konuşulmadı. sebebi çok açık. fatih terim ve onun despot, diktatör bir antrenörlük anlayışı olmassı...

peki ya hagi?

hagi az egolu bir adam mıydı? fatih terim' e şirk koşamadı mı? tabi ki hayır. zaten hagi futbolculuk kariyeri boyunca 1990-1992 sezonlarında real madridde radomir antic ve Leo Beenhakker ile çalıştı ve bu anrenörler hagi için çerezdi. sözünü ikisine de gibe gibe geçirdi. zaten real madrid tenerife ' ye son maçta barcelonaya kaybettiği şampiyonluktan sonra hagi ye dünya üzerinde birkaç futbolcunun sahip olduğu bir sözleşme teklif etti. peki hagi bunu kabul etti mi? ...

tabi ki etmedi.

hagi steau dönemlerinden kadim dostu lucescunun antrenörlüğünü yaptığı brescia nın teklifini kabul etti.

düşünün real madrid gibi bir takımı reddedip italyanın bresciasıa , yani bugünün akhisar belediyesine gidiyorsun.

bunları neden anlatıyorum. şu yüzden. hagi fatih terim' in egosunun en az 100 mislin e sahipken gs de hagi ile terim arasında hiç bir kriz çıkmadı. çıksa bile bunun galibi hep hagi oldu. ..

çünkü fatih terim her zaman genç, başarıya aç, sefil , son şansını kullanan futbolcular üzerinde hakimiyet kurabilen, ve bu çok takdir ettiğim bir özelliği; yeryüzünde ender motivasyon taktiğine sahip bir antrenör olarak bu son raddesindeki futbolculardan yeni bir cevher yaratabilen birisidir...

düşünün;

hagi 1994-1995 sezonunda dünya kupasındaki olağanüstü performansından ötürü barcelona tarafından transfer edilmiş, Johan Cruyff tarafından dünyanın o dönemde en iyi futbolcusu olarak addedilmiştir. ki o Johan Cruyff ve hagi arasında 1994-1995 sezonunda kanlı bıçaklı olunmuş , buna rağmen hagi 35 maçta forma giymiş ve 7 gol 10 asistle oynamıştır...

konunun biraz dışına çıkıp faruk süren' e gelelim.

faruk süren eski kalın armatörlerden. şu anın ağlayan, bir evim dahi yok deyip fakir edebiyatı yapan yalnız atlama burayı bundan çok değil 10 sene evvel milyar dolarlık ithalat ihracat, nakliye işi yapan, dedesi arşak sürenyan atatürk' ün diş hekimliğini yapmış aristoktatik bir aileden gelen bir adamdır.

bunları neden belirttim. çünkü faruk süren son tahlilde adamdan , adam yönetmekten anlayan birisi idi. o fatih terim hakkında ' hot zotla takımı yönetiyor ' derken zütünden uydurmamuıştı...

peki ya fatih terim kimdir?

kıbrıs göçmeni bir ailenin evladıdır. adanalıdır. adana demirsporun 1. lige çıkmasında büyük payı vardır. bir defans oyuncusu. galatasarayda kaptanlık yapmıştır. a milli takımda 50 küsür defa üst üste forma giyerek bir rekor sahibidir. peki ya bunun dışında bir başarı? ...

hepsi hemen hemen bununla sınırlıdır. galatasaray dönemi tam bir hırçınlık, hezeyan, lidere aç türk halkına delikanlı ayakları yaparak geçirilen yıllar. peki ya başarı ? başarı yok. fatih terim galatasaray 'a 1974 yılında transfer oldu. gs nin 14 yıllık şampiyonluk hasreti 1987de sona ermiştir. yani fatih terim gs de ki futbolculuk kariyerinden hiç şampiyonluk görememiştir...

bunları anlatmamın sebebi fatih terim ' in imparator olmadığı, egosunun şişirilmediği, sözünün geçmediği mekan ve ortamlarda bir hiç olmasından mütevellittir.

örnek; fiorentina, örnek; milan, örnek; özhan canaydın yönetimi gs 2002-2004 dönemi.

bunların hepsini ileriki zamanlarda detaylı bir şekilde açıklayacağım...

gelelim fatih terim ve antrenörlük dönemlerine.

evet fatih terim istatistiklere bakıldığında, başarıları ve başarısızlıkları bir teraziye konulduğunda başarılıdır. fakat bu sadece bir sanrıdan ibarettir. başarı denilen şey sürekliliği olan, daimi , sürprizlere açık olmayan, herkes tarafından önögürülmesi muhtemel bir kavramdır.

gel gelelim fatih terim ve antrenörlük kariyeri inişlerle çıkışlarla dolu, ne zaman ne olacağı belli olmayan saçma sapan istatistiklerle ve tecrübelerle doludur...

bir bakarsınız fiorentina ' yı italya kupasında finale taşır ama sonra arkanızı bir dönersiniz finale çıkmış takımı satıp fatih terim milan' a gitmiş. tabi ki de bilemeyiz o andaki beşeri ilişkiler, ortam , baskı nedir. yalnız bir gerçek var ki fatih terim sağı solu belli olmayan bir adamdır. satmayacağı tek şey galatasaraydır. belki de bunu bile yanlış biliriz. fakat hayat böyle değildir. hayatta karakterli olmak her yerde karakterli olmaktır. italyada bana bunu bunu yaptılar ben de bunu yaptım olmaz.

bakınız mourinho. portekiz, ingiltere, italya, ispanya. her anı başarı .

bakınız ferguson. 20 küsür yılda tek bir takım. sadakat, biat, kanaat, başarı, süreklilik vs.

peki ya fatih terim?

neden bu ikisiyle fatih terim i kıyaslıyorum. çünkü fatih terim de bu iki teknik direktör gibi bir efsane olabilir ama bu yolu tercih etmiyor. neden ? ...

çünkü fatih terim henüz olmamış bir adam. en azından teknik direktörlük kariyerinde. fatih terim sıkılgan ve etraftaki dinamiklere çok fazla takılan, olayların gelişiminde ve sürecinde pire için yorgan yakan bir adamdır. bu yüzden fatih terim iş hayatında olmamış bir adamdır. fatih terimde tevekkeli yoktur. fatih terim dış dinamiklere kafa yorup işini unutabilecek kadar amatör ve fakat şartların kendisi için en uygun olduğu anlarda mücizleri tek başına yaratabilecek kadar da ulvi bir adamdır. fatih terim bir yola çıkmak için dünyanın en riskli çalışanlarından biridir.

peki ya fatih terim' in iş hayatındaki formülleri nelerdir? ...

fatih terim hot zotu bırakalı yıllar oldu. italya ona bir vizyon kattı, ufkunu genişletti. bazen iş hayatında hayatın boyunca görmediğin profesyonellerden yediğin kazıklar seni olgunlaştırır. fatih terim e de bu oldu. inzaghinin kasten kaçırdığı penaltıdan sonra fatih terim anladı ki bu hayatta herkes yalnızdır. bu hayatta babana bile güvenmeyeceksin. ama biz türkler güvenmeden , daimi bir şüphe ile yaşabilir miyiz?

tabi ki hayır. bu yüzden fatih terim bilmediği, tanımadığı ortamlarda başarılı olamaz. fatih terim bundan sonra hep bizim gözümüzün önünde , ya gs de ya da milli takımın başında olacaktır...

gelelim fatih terim in çalışma yöntemlerine.

fatih terim egolu bir adam. agresif, sözünün üzerine söz istemeyen, klagib bir adanalı. asan kesen.

fakat bu sadece sizin gördüğünüz ya da size gösterilen . fatih terim aslında söz dinleyen bir adam. atladığınız bir husus var fatih terim rüştünü ispatlamış insanların sözünü dinliyor ama bunun dillendirilmesinden rahatsız. bir karakter meselesi. yargılanacak bir durum değil. gayet normal . ama iş hayatında ölümcül hatalar yaptırır bu özellik.

bakınız ; faruk süren ve hagi transferi ( fatih terim' in ısrarla karşı çıktığı bir transfer, nedeni yukarıdaki girilerimde mevcut. Johan Cruyff u domaltmış bir adam olarak hagi )

yakın tarihten bariz bir örnek; muslera transferi. futbolun z sinden anlamayan ünal aysal' ın nokta atışı. fatih terim ' in ise maliyeti yüksek diye burun kıvırdığı, bu musleradan bizim altyapımızda 56 tane var dediği, şu an dünyanın ilk 5 kalecisinden birisi.

fatih terim;

bir ersun yanal gibi denizlispor, gençlerbiliği, bir bülent uygun gibi sivasspor, bir ertuğrul sağlam gibi bursaspor efsanesi yaratmamış, yaratamamıştır.

1987-1989 yıllarında ankaragücünü çalıştırmış ilk sezonunda 10uncu, , ikinci sezonunda takımı altıncı sırada bitirmiştir. daha sonra çalıştırdığı göztepeyi daha önce de belirttiğim karakteristik özelliklerinden ötürü ' eeehhh giberim lan ızdırabınızı ' diyerek anlık bir sinirle yarı yolda bırakmıştır. daha sonra sepp piontekin yanında yıllarca staj eğitimi almıştır.

aslında bakıldığında acı ve ezilmişliklerle geçen yılların sonucunda fatih terim uefa kupasını kazanmıştır. sabırsız bir adamın sabırla , inatla , ağlayarak geçen ' ulan ben ne zaman büyük adam olacağım ' isyanları fatih terim' i şu anki durumuna getirmiştir...

konu çok laçka ilerliyor ve siz beyin fakirlerinin anlayabileceğini düşünmememe rağmen yine de yazıyorum.

1993 yılında sepp piontekin ayrılmasından sonra milli takımın başına geçen, u21 milli takımında mücizeler yaratan adanalıdan beklentiler çok yüksek olmasına rağmen fatih terim 94 amerika dünya kupasını boş geçmiştir.

şerefli yenilgilerin başarı addedildiği bir ortamda 34 maç sonucunda 17 galibiyet 9 mağlubiyet 8 beraberlik istatistiği tutturmuştur.

yüzde 50lik bir başarı oranının bir lig takımını ancak orta sıra takımı yapmasına rağmen fatih terim bir ilki gerçekleştirerek avrupa şampiyonasına katılması onu bu sefil ortamda paha biçilmez yakut mertebesine getirmiştir...