1. 27.
    +1
    ben ilgiliyim bu tür konulara. devam et okuycam tüm yazdıklarını
    ···
  2. 26.
    +1
    rezerved
    ···
  3. 25.
    0
    buralar çok değerlenecek beyler yazık ferreden vakit bulamayan zavallılar
    ···
  4. 24.
    +1
    şuan ferre indiriyorum, bitsin, 31 çekip hemen okucam, 31 çektikten sonra kafam zehir gibi çalışıyor lan benim
    ···
  5. 23.
    +1
    ananerved
    ···
  6. 22.
    0
    @21 zaten bir günde olacak iş değil panpa hayatına yayacaksın bunları okudukça ister istemez.
    ···
  7. 21.
    +2
    bunu okuyacağıma hayatta başarısız olurum daha iyi amk
    ···
  8. 20.
    0
    Teslimiyet , Kader ve Kuantum

    Kader nedir biliyormusun?

    Kuantum olasılıklarının salt toplamıdır. islamiyetteki kadere inanmak ise şöyledir;

    Allah (yaratıcı , varlık) bütün kuantum olasılıklarının sonunu ve yolunu bilir. sonunuda bilir.ama milyonlarca kuantum yolundan birini seçmeyi insana teşrii iradeye bırakır.

    Tamam yazacağım bu konu önemli..

    Öncelikle TESLiMiYET kavramından başlayalım. Farkındalık konusunda kendimizi ve düşünceleri izlemek kısmını anlatmıştım.Son aşama ise DUYGULARIMIZI iZLEMEK ti.
    En zor olan kısmı budur. Duyguları izlemek. Mesela birisi size ters ters bakar sonrada küfür eder siz de sinirlenirsiniz. işte bu bir duygudur ÖFKE . Mesela anneniz size bağırır nerdeydin işte saat kaç vs..vs. anneniz size bir duygu sunmuştur.

    Peki teslimiyet nasıl olacak?

    Teslimiyet size karşı yönlendirilen egonuzda olumsuz ve tepki verilmesi gerekli görülen (yukarda verdiğim iki örnekteki gibi) duyguların karşısında bir ağaç gibi tepkisiz ve dingin durmaktır. Anneniz size bağırdığı esnada cevap vermek istersiniz.Siz değil aslında egonuz ister.O anda tepkisizce gülümseyere durup nefesizini izlerseniz FARKINDALIĞIN ATEŞi sizi yakacak ve huzura kavuşacaksınız. Anneniz bir süre sonra bağırmayı kesecek ve daha sonra gelip gönlünüzü almaya çalışacaktır. taksör örneğini vermiştim yukardaki yazılarımda.Bir taksör diğerine vurmaya başlıyor ama vurduğu taksör öylece duruyor tepki vermiyor.Ne olur? Vuran taksör vurmayı keser ve noluyor der. işte vurmayı kesicek annenizde arkadaşlarınızda sevgilinizde.Bu farkındalığın en son aşamasıdır. Duyguları izlemek Yani teslimiyet.

    Teslimiyet kavrdıbını biraz daha ileriye taşıyalım. Farkındalık kısmı duyguları izlediğinizde tamamlanmış olur. Artık farkındasınızdır. Peki teslmiyet devam ediyorsa ne işe yarayacak bu teslimiyet?

    Olaylara karşı teslimiyete geçersiniz. Burada kuantum kavramı devreye girer.

    Güne başladınız uyandınız. Sonra farzedelim okula gidiyorsunuz. Otobüse bindiniz. otobüs sıkışık trafik var.Ne yaptınız bir duygu serdiniz ortaya gibINTI, STRES..

    Teslmiyet neydi? Eğer otobüs sıkışık ve trafik varsa bunun bir sebebi vardır. Belkide otobüs sıkışık olmasaydı gideceğiniz yere 10 dakika erken gidecektiniz. Gittiğiniz yerde karşıdan karşıya geçerken size araba çarpacaktı ve sakat kalacaktınız.

    Öyleyse kuantum yolunuzu bilmediğinizi kabul edip sadece "başıma gelen şeyler kuantum olumlama yöntemiyle istediğim arzumun evren ve yaratıcı tarafından bana sunulan olaylar zinciri" olduğuna inanmak zorundasınız.

    Şu an bilgisayarınızın başındasınız. Mesela benim önümde bir bardak var.o bardağı birazcık sağa çektim. Evet dünyayı değiştirdim bile. Kaderimide..
    Nasılmı?

    Bardağı sola çekmem 3 saniye sürdü.bu demek oluyorki bu masadan 3 saniye geç kalkacağım.3 saniye sonra dığarı çıkacağım ve 3 sonra çıktığımda önümden geçen insan eski bir arkadaşım olucak . o eski arkadşaımla selamlaşacağız ve birden bir iş kuracağız. sonra bambaşka bir boyuta gelicek herşey.

    işte kuantum budur.Bu olaylar zincirine islamiyette gayb denilir ve kuran dada belirtildiği gibi "Gaybı Allahtan başkası bilemez".Biz sadece seçebiliriz. Milyonlarca olasılıktan birini.

    O zaman attığımız her adımın farkında olmalı ağzımıdan çıkan her düşüncenin fakrında olmalıyız.Bu sebepledirki Kuantum Olumlama çok önemlidir.

    Olumlama isteklerimizi farkındalık sahibi olarak yaratıcıya sunmaktır. Yaratıcıdan bir bardak su istemekle 5 milyon dolar istemek arasında bir fark yoktur.Ama egonuz bazen devreye girip saçmalama böyle istekmi olur diyerek sizin olumlamanızı bozar.

    Teşrii irade yaratıcının bize ruhundan üflediği 7 özelliği arasında bulunmaktadır. irade kelime anlamı olarak dileğini yaratabilmesidir.ol demesi yeterlidir. bizdede bu özellik vardır sınırlıdır.Ama biz irademizle Allahın izin ve onay verdiği şeyleri yaratabiliriz.

    Ne istiyorsun? son model bir arabamı?

    evet yaz bir kağıda hatta fotoğrafını koy. gece yatmadan önce ve her sabah bak. istediğini söyle.Ama sakın "ben bu arabayı alamam , benim arbam yok.." gibi cümle kurma. sadece iste.

    inanmıyormusun sonsuz güç sahibi yaratıcının senin isteğini yerine getirmeyeceğine?

    arabayı istedin ve o istek iletildi. artık sana yeni bir kuant yolu açılır.bir bardağın yerini değiştirirsin farkında olmadan ve o değişlen kader yolu seni istediğin arabaya zütürür.

    o halde sakın isyan etmeyin. sadece olumlu cümleler kurun. ağzınızdan çıkanlara dikkat edin. şeytan fm in oyununa gelmeyin.

    olayların akışına TESLiM olun. Unutmayın..

    "Başınıza gelen her olay (iyi veya kötü) sizi yaratıcıdan istediğiniz arzunuza zütürüyordur"

    bazen alakasız birşey olur kızarsınız. mesela adamın birisi size çelme takar düşersiniz çamurun içine.Öyle olması gerekiyordur demelsiniz. tamam kızarsınzı edersiniz o ayrı da o olayı yorumlamayın.o olay 5 dakika sürdüyse "kuantum yolunuz" sizi orada 5 dakika oyalamak zorundaymış demekki. demekki 5 dakika önce gitseymişsiniz gideceğiniz yere "yaratıcıdan istediğiniz arzunuz" belkide gerçek olmayacaktı. Bunu bilemeyiz.

    Sadece dingin bir şekilde olaylara teslim oluruz.

    Teslim olun.. Rüzgara.. Bırakın essin.. Sizi "yaratıcıdan istediğiniz arzularınıza zütürsün"

    "Ey muhafazid! Sen onlara dünya hayatının misalini ver. Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkileri (her renk ve çiçekten) birbirine karışmış, nihayet bir çöp kırıntısı olmuştur. Rüzgarlar onu savurur gider. Allah her şeye gücü yetendir." (Kehf Suresi , 45)
    Tümünü Göster
    ···
  9. 19.
    0
    özet: Farkındalık nedir bilirmisin?

    "Kendini Bilmektir"

    Sen kendini bilmezsen okuman bir işe yaramaz.Önce farkındalık olmalı. Vakit kaybetmek demişsin.Bak sana sadece bir cümle kuracağım sadece bu cümleyi yap yeter.

    "Yaptığın herşeyi farkında olarak yap"

    Yürüyorsan sadece yürüdüğünü bil.Çay içiyorsan sadece çay iç. Uyuyorsan sadece uyu.

    Yapamayacaksın. Aklına düşünceler gelecek geçmişten veya hayaller gelecek gelecekten. işte egomuzu ele geçiren şeytan budur. Aklımıza gelen o düşünceler. Onlar bize dışardan geliyor farketmişsin.Biz düşünmüyoruz aslında. Sanki bir radyo yayını var biz istemsiz olarak o radyoyu dinliyoruz.

    O kadar güzel açıklamışsınki egoyu kelimeler yetmiyor.Ele geçirilen ego aynen söylediğin şu cümlelerdir;

    "bazen kafamda düşünceler kuruyorum, sanki birileriyle konuşuyormuşum gibi hatta konuştuğumu düşünüyorum "işte ben ona böyle diyorum o bana böyle diyor sonra ben ona böyle diyorum" vs. tarzında. Kimilerine söylemek istediklerimi ama söyleyemediklerimi zihnimde kurup kendi kendime söylüyorum. Kimi zaman "dur!" diyorum, "başladın gene kendinle konuşmaya..!" ve çoğunlukla da bu düşüncelerin farkındayım. Sonradan hatırlayamasamda düşündükten sonra, zihnimde konuştuktan sonra hatrımda kalıyor, sadece belli bir müddet sonra siliniyor."

    işte bunu anlaman bile çok güzel bir gelişme. Artık farkındalığın ne olduğunu biliyorsun. Farkındalık bunu farketmek ve şeytan FM den yayın yapan radyoyu çözmek. işte evrenin sırrı bu.insanoğlunun savaşlar yapmasının birbirini öldürmesinin kavga etmesinin mutsuz olmasının HASTA olmasının hepsinin sebebi bu radyo yayını.

    Peki bu yayının frekansını bozmak için ne yapmalıyız?

    Farkındalık uygulamalarını yapmalıyız.Bu uygulamalar Eckhart Tolle - Şimdinin Gücü uygulama kitabı 'nda anlatılmıştır.100 sayfa ince bir kitaptır. Ayrıca okumanızı tavsiye ederim.Ben kısaca bu başlıkta yazdım bunları. Hepsi izlemekle bitiyor.

    Farkındalık için zamana ihtiyacınız yok. zaten zaman kavramı farkındalığınızı bozuyor. Zaman diye birşey yoktur.Siz yarın işe gideceksinizdir. işe gitmenizin sebebi para kazanmaktır. para kazanmanızın sebebi egonun size sunduğu hayallerden birini gerçekleştirmektir. Buna sürü pgibolojisi de denilmektedir.Her insan kapitalist rejimde bu şekilde yaşar.Bu döngü sizin "farkında" olmadan yaptığınız bir oalylar silsiledir.Bu zincir şöyledir;

    "Doğum - aileden öğrenilen konuşma - ailenin sana kızarak öğrettiği ahlak ve toplum kuralları - okulda sana öğretilen pozitif bilimler - iş hayatı - para kazamak - evlenmek - çocuk yapmak - çocuklarını da aynı zincire sokmak ve ölüm"

    işte sorun bu.bunları neden yaptığınızı bilmemeniz. Hatta bırakın bilmemeyi hiç düşünmemeniz.Bu zincir size "KENDiNiZi" unuttuyor. Kainatın en üstün yaratıkları olduğunuzu meleklerin önünüzde secde ettiğini herşeyi unutturuyor.

    Bu sorun dünya yaratıldığından beri süregelmiştir.Bu zincirde hep "MUTSUZLUK, CiNAYETLER,KAVGALAR, HIRSIZLIK... VB. OLMUŞTUR"

    Bu olumsuzların giderilmesi amacıyla "din" adı verilen kalıplar oluşturularak insanlar düzene sokulmaya çalışılmıştır. Bütün dinler bu başlıkta anlattıklarımı içermektedir.Ama uygulamaları farklıdır isimleri farklıdır. Kısaca hepsine "VARLIK" diyebiliriz.

    Varlık nedir?

    Yaratıcı,tao,zen, tanrı,rab, sınırsız güç, sonsuz güç, Allah.. hangisine inanıyorsanız birini seçin. Bütün kapılar bu kelimeye çıkar. Varlık..

    islamiyet Allah kelimesini seçmiştir.Çünkü anlamı olmayan bir kelimedir.Ama tanrı kelimesi akla "varlık" hakkında imajinasyon getirir. Tanrı deyince aklınıza hemen eski medeniyet heykelleri yada ak sakallı yaşlı bir amca belirir.Ama varlık tahmin ettiğiniz şey değildir. islamiyette bu aynen şu şekilde anlatılır;

    "De ki; O Allah, bir tektir. Allah ekgibsiz, sameddir (Bütün varlıklar O'na muhtaç; fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir.) Doğurmadı ve doğurulmadı. O'na bir denk de olmadı." (ihlas Suresi)

    bu kadar mı güzel anlatılır "varlık".Çünkü varlığı ancak kendisi böyle anlatabilir ve varlık kendini böyle anlatmış.

    Şimdi ekgibsiz ve hiçbirşeye muhtaç olmayan bir sınırsız gücün size şeytan FM den gelen egosal hayalleri sunamayacağınımı sanıyorsunuz?

    Hayallerin hepsi egodur. Geçmiş ve gelecek diye birşey yoktur. Sadece şimdiki an vardır.Bu kuralı bilmeyen kişi kuantumu başaramaz. çünkü kuantum sadece an da olur. geçmiş ve geleceği bağlamaz. Mevlananın dediği gibi

    "Geçmişi ve geleceği yakıp atın"

    nasıl mı yakıcaksınız?

    Farkındalık uygulamalarıyla;

    izleyerek..

    Nefesinizi izleyin, Burnunuzdan mavi hava enerji ışınları doluyor içinize gülümsüyorsunuz ve nefes verince dışarı çıkıyor. işte bu kadar basit. Bunu mümkün olduğu kadar sık yapın. otobüste boş otururken. baktınız "şeytan FM yayına girdi" hemen nefesi izlemeye başlayın. anında gidecektir. nedenmi?varlığın kelimeleriyle açıklayalım;

    "biz adem'i kendi suretimizde yarattık, içine kendi nefesimizden (ruhumuzdan) üfledik."

    nefesin ne kadar önemli olduğunu her nefesinizi kaçırdığınızda aslında farkındalığı kaçırdığınızı anladınızmı?

    neden mevleviler sufiler "NEY" çalıyor ? neyden ses çıkarmak aylar sürer. bırakın çalmayı sadece ses çıkarmak. ancak nefesinizi izlediğinizde ses çıkarabilirsiniz.

    Nefes ruhun ihtiyacı olan enerjiyi günceller. güneşin içindeki sürekli güncellenen patlamalar gibi oksijen reaksiyona girer.

    Nefesini izlediniz.Her hücrenizi hissedin. Kendinizi izleyin. Tepkilerinizi.Kızdınızmı. izleyin komik gelicek.Şeytan FM sadece kulağınıza fısılmadaz bazen sessizce size "DUYGU" olarak girer.

    işte bu soldan yaklaşmadır.En kötüsüdür. Kontrol edilemez. Kısa etek giyen bir kızın karşınızda oturup sizin onun bacaklarına bakmanızdır bu.Engel olunamaz tepkilerdir. işte duyguları izleme kısmında TEPKiSiZLiK devreye girer. Tepkisiz ve dingin olan birisi duygularının kontrolünü şeytandan alır. Duyguların kontolü başarıldığında size göbek deliğinizin 2 parmak üstünden bir sinyal gelir."BURDAYIM" şeklinde. Sonra bir dinginlik bir gülümseme bir huzur yaşarsınız tarif edilemez.

    bir örnekle açıklayalım;

    Bir zen ustası yolda bir arkadaşıyla yürüyormuş. arkadan gelen bir adam durup dururken koşarak zen ustasına tekme atmış. Usta yere düşmüş. Kalkmış ve hiçbirşey olmamış gibi yürümeye devam etmiş. arkasına bile bakmamış. Kimin vurduğunu bile görmemiş. Yanındaki ona sormuş usta neden kızmadın sana vurdu demiş. usta demişki " bu onun sorunu benim değil"

    başka bir cümleyide isa peygamberden söyleyelim. Farkındalığın peygamberi. olayı daha ileri bir boyuta taşıyıp TEPKiSiZLiK yerine olumlu tepki vermiştir.

    "sana tokat atana diğer yanağınıda uzat"

    Duyguları kontol etmek onları izlemekten geçer. Kısacası farkındalık izlemektir.

    Nefesini izle, kendini izle, düşüncelerini izle, duygularını izle.

    Nefesini izlemek diğer izlemelerin hepsinde gereklidir. Anda kaldırmanın sihiridir. Nefesinizi izlerken şeytan FM size zarar veremez. Farkındalık meditasyonun sonsuz olmasıdır. Aydınlanmada Farkındalığın sonsuz olmasıdır. Aydınlanmanın daha ötesi bir olgu sadece peygamberlere özgüdür.

    Kurandada belirtildiği gibi "dünya oyun ve eğlence alanından ibarettir"

    Bu oyunun bir amacı var. işte bu.Farkındalık.

    Bu oyunda bazı adminler (peygamberler) var. Bunlara bu özellikler doğuştan verilmiş. Bazıları sonradan almış (mevlana , yunus emre , osho, eckhart tolle ,einstein, edison ... milyonlarcası)

    Şaşırdınızmı?

    edison diyeceksiniz müslümanmı?

    Bu bölümde anlattığım şeylerin dinle alakası yok. Farındalık pgibolojik bir şey. Dinsizde olsan aynı müslümanda olsan.Bu oyun herkese açık. Zaten müslümanlık , hristiyanlık ... vs bu youndaki kısa yollardan bazıları.

    Ben bu bölümde size en kısa yolu anlattım.

    Ölümü unuymayın. Yukarıda anlattığım zincirin ilk ve son halkası pek düşünülmez. aralara takılır insan.siz ilk günden ölümü düşünürseniz. hayatın tadını alırsınız. unutmayın,

    "Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, nereye gittiğinizin önemi yoktur"
    Tümünü Göster
    ···
  10. 18.
    0
    Allah'ın sıfatları vardır. Zati ve subuti sıfatlar olarak ikiye ayrılır.

    Zati sıfatlar ; Sadece Allah Teala’nın zatına mahsus olan, yaratıklarından herhangi birine verilmesi caiz ve mümkün olmayan sıfatlardır. Zatî sıfatlar şunlardır:

    vucud, kıdem,beka, vahdaniyet, Muhalefetün li'l-havadis, Kıyam bi-nefsihî

    Subuti Sıfatlar ise; Allah'ın hangi nitelik ve özelliklere sahip olduğunu anlatan sıfatlardır. Bunlar; hayat, ilim, semî', basar, irade, kudret, kelam ve tekvîn olmak üzere sekiz tanedir.

    Zati sıfatlar Allah'ın insanlara üflediği ruhunda bulunmaz. Yani içimizdeki yaratıcının parçasından bize vermediği sıfatlardır. Sadece yaratıcıya aittir.Ama subuti sıfatlar bize verilmiştir.

    Sorunuza gelelim. irade.

    irade, Allah'ın sübûtî sıfatlarından biridir, Allah'ın dilemesi demektir. irade, bir şeyin olup olmamasını, şöyle veya böyle olmasını dilemek ve dilediği gibi yapmaktır. Dünyada var olan her şey Allah'ın dilemesi ile var olmuştur, O'nun dilediği zaman da yok olacaktır. O'nun dilediği olur dilemediği olmaz.
    insanların da iradeleri vardır. Ancak Allah'ın iradesi ile insanların iradeleri tamamen farklıdır. insan her istediğini ve dilediğini yapamaz. Allah ise her istediğini ve dilediğini yapar. insanlara irade gücünü veren Allah'tır, Allah'ın iradesi ise kendindendir. insanın istediği şeyin olması için çalışıp ve çaba sarf etmesi, aynı zamanda insanın istediğinin olmasına Allah'ın izin vermesi ve yardım etmesi de gerekir. Allah istemedikçe insanların istedikleri olmaz.
    Allah'ın iradesi tekvini ve teşrii olmak üzere iki kısma ayrılır.
    Tekvini irade. Bu irade, Allah'ın yaratması ile ilgilidir. Bu iradeyi hiçbir sebep ve şart geçemez, yani bu irade bir sebep ve şarta bağlı değildir. Allah neyi dilerse o olur, O'nun dilemediği bir şeyin olması mümkün değildir. Kainatta olup biten olayların hepsi Allah'ın dilemesi ile olmaktadır. Allah dilemeden, izin vermeden hiçbir şey meydana gelmez; sözgelimi Allah izin vermeden peygamber mucize gösteremez, kimse ölemez, kimse başarı elde edemez, kimse kimseye zarar vermez, bitkiler bitemez, ağaçlar meyve veremez, kainatın düzeni devam edemez.

    Teşrii irade. Allah'ın bu iradesi sebep ve şarta bağlı olup insanların iradeleri ile birlikte cereyan eder. Bu irade, insanların işlerini yürütmeleri ve fiillerini yapmaları için onlara güç ve izin verme anlamındadır. insan bir iş yapmak, bir davranışta bulunmak isterse Allah o insana izin ve güç verir. istek insandan olduğu için sorumluluk insana aittir. Allah'ın bu iradesi Allah'ın rızasını gerektirmez. insanın istediği şeye Allah izin verir fakat insanın bu yaptığından razı olmayabilir. Bu anlamda Allah'ın teşrîî iradesinin meydana gelmesi zorunlu değildir. Allah insanlardan bir şey yapmalarını, bir şeyden kaçınmalarını ister, yani insana bir şeyi emreder veya yasak eder, fakat insanların, bu emir ve yasaklara uyup uymamaları kendi isteklerine bırakılmıştır.

    Kuran-ı Kerim'de Allah'ın bu sıfatını ifade eden pek çok âyet vardır. Bunlardan bir kaçının meali şöyledir:
    "Allah, dilediğine hesapsız rızık verir" (Bakara, 2/212),
    "Allah, mülkü dilediğine verir" (Bakara, 2/247)
    "Allah dilediğini bağışlar" (Bakara, 2/284)
    "Hikmeti dilediğine verir" (Bakara, 2/269),
    "Dilediğini yaratır" ( Mâide, 5/17),
    "Dilediğini hidayete erdirir" (Yunus, 10/25),

    Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mümin olsunlar diye sen mi zorlayacaksın? (Yusuf Suresi , 99)

    Hidayette olmak ve insanları hidayete davetin önemi büyüktür. Emr-i ma’ruf ve nehy-i münker farzdır. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
    (iman edip iyi işler yapan, hakkı ve sabrı tavsiye edenler hariç, insanlar zarardadır.) [Asr 2,3]

    (Sizin içinizde, insanları hayra, [edillei şer’iyeye=dört delile uymaya] davet eden ve iyiliği emredip kötülükten [Dört delile muhalefetten] men eden bir cemaat bulunsun. işte Onlar, kurtuluşa erenlerdir.) [Al-i imran 104]

    Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
    (Tahsilsiz ilme, rehbersiz hidayete kavuşmak isteyen, boş şeylerden yüz çevirsin!) [i. Gazali]

    (ibadetlerini ihlas ile yapanlara müjdeler olsun! Bunlar hidayet yıldızlarıdır.) [Ebu Nuaym]

    O zaman farkındalık nedir ?

    Hidayete erme yoludur. Hidayete ermenin yolu nedir biliyormusun?

    "Ölmeden önce ölmektir" Hz.muhafazid

    Farkındalık ölmeden önce ölmektir.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 17.
    +1
    azında gib kırığımı var senin
    ···
  12. 16.
    +1
    ben bu yazdığını okusaydım profesör olurdum
    ···
  13. 15.
    0
    sen aslında benim yazdığım herşeyi biliyorsun. herkes biliyor. sadece farkındalık olmadan hatırlanmıyor onlar.

    uyku hapı alabilirsin. unisom olabilir. bence body salonuna yazıl spor yap. uykun düzene girer hapa gerekyok. body güzel bir spor tavsiye ederim. vucudunuzda güzelleşir kendinize güveniniz artar. pgibolojik olarak daha da düzeltir sizi. body yada fitness. zaten bu spora başlayınca yemek düzeninzi ayarlayacaksınız. yorulacağınız ağırlık kaldıracağınız için uykunuz gelecek. haftada 3 gün günde 1 saat en azından gidin derim. hayatınızı düzene sokun.

    Bakın,
    Şu an eski hayatınız ve rutinleriniz yok artık. Tüm düzeniniz 0 landı. Yeni bir düzen yazmalsınız.Çünkü sizi yöneten şey ortadan kalkıyor. Otomatik olarak (sürü) yapılan şeyler artık olmayacaktır.Siz kendizie güzel bir düzen yapın ve uygulayın. Artık bir boşluksunuz. Kendi özünüe dönüyorsunuz.Ama sıkıntılarının hepsini body salonuna yazılarak ve düzenli olarak giderek yenebilirsin.Ben öyle yapmıştım.Çok da faydalı oldu. Hemde vucut yaptım. Güçlendim.Kendime güvenim arttı kıyafetler filan tam oturuyor üstüme çok güzel bir duygu.
    ···
  14. 14.
    0
    Bazı arkadşlar başarmaya başlamış. Yükseliş yoluna girmiş.Çok sevindim. Girdiğinizin bazı belirtileri var uzun bir liste.ama okuyun. bunlar oluyorsa doğru yoldasınız demektir.Bir tavsiyem daha body salonuna yazılın. fitness yüzme ne olursa.iyi beslenin. bedeninizde çünkü buna uyum sağlamaya çalışacak. belirtiler;

    Tanrisalliga Uyanisin 12 Belirtisi (Shaumbra)

    1) Bedensel agri ve sizilar. Özellikle sirt, bel ve boyun belgesinde.
    Bu agrilara yogun bir DNA degisimi neden oluyor.Bu agrilar gecicidir.

    2) Nedensiz derin bir üzüntü
    Gecmisini geride birakiyorsun sadece gecmisini degil bütün yeniden
    dogusun yol actigi karmalari. Tipki eski evden yeni bir eve tasinirken
    geride biraktiklarin icin üzüldügün gibi gecmis yasamlarla da vedalasmak
    üzüntüye yol aciyor. Bu üzüntü gecicidir

    3) Nedensiz göz yaslarina bogulmak
    Bu da tipki iki numarada belirtildigi gibi ortaya cikiyor. Aglamak iyi
    gelir ve sagliga da yararlidir. Ayrica eski enerjiler bu yolla disari
    atiliyor. Bu da gecici bir durumdur.

    4) Mesleki hayatta ani bir degisim
    Bu cok yaygin bir durum. Sen degistigin zaman cevren de degisiyor.
    Nasil kendine uygun bir is bulacaksin diye dert etme. Cünkü bu da
    gecici bir durum. Su anda gecis dönemini deneyimliyorsun. Hayal ettigin isi
    bulana kadar farkli farkli is kollarinda kendini calisiyor bulursan
    sasirma.

    5) Aile ve akrabalardan uzaklasma
    Karmalarin dolayisiyla ailenle aranda bag vardi. Ancak bu karmalar
    cözülürken aile ve akraba iliskilerinin de cözülmesi cok normal. Kendini
    aile ve arkadaslarindan uzaklasiyor giibi hissedebilirsin. Bu da gecici.
    Korkma. Yakin bir zamanda sözkonusu kisilerle farkli bir duzeyde yeni
    baglar kurabilirsin. Ancak bu kez sözkonusu
    iliskilerin eski karmalardan arinmis ve yeni enerjiye demirlemis
    olacak.

    6) Uyku düzeninde bozulma
    Tahminen geceleri 02.00 ile 04.00 arasinda uyaniyorsun. kafanda binbir
    konu seni mesgul ediyor. Bazan da sadece nefes almak icin uyaniyorsun.
    Endise etme. Eger tekrar uyuyamiyorsan kalk ve hosuna giden seylerle
    mesgul ol. Bu durum da gecici

    7) Kabus görme
    Savaslar, katliamin yani sira korkunc varliklar tarafindan takip
    edildigini rüyalsrinda görüyorsan korkma. Cünkü kelimenin tam anlamiyla eski
    enerjiyi üzerinden atiyorsun. Savas, katliam, takip edilme ve korkunc
    yaratiklar tam da bunun sembolüdür. Korkma bu durum da gecici.

    8) Yönsüzlük duydusu
    Bazan kendini yeterince bu dünyaya ait degilmissin gibi
    hissedebilirsin. Ya da kelimenin gercek anlamiyla yeterince
    ayaklarinin yere basmadigi, iki alem arasinda kistirilip kaldigin
    hissine kapilabilirsin. Bu gercekten de mekan anlaminda öyledir. Bu da
    gecici bir durumdur.
    Bilincin yeni enerjideki gecisi deneyimlerken bedenin dünyada asili
    kalir. Yeterince odaklanmak icin ormanda yürüyüsler ya da dogada zaman
    gecirilmesi önerilir.

    9) Kendi kendine sohbetler
    Son zamanlara kendini kendinle sohbet ederken yakaladigin anlarin
    cogaldigini farkedersin. Hatta birden bire son yarim saattir kendinle sohbet
    ettigini hatirlarsin. "Ic"inde yeni bir iletisim düzeyiyle karsi
    karsiyasin. Bu kendinle sohbetler aysbergin görünen tarafidir. Bu sohbetler
    gittikce derinlecek ve akici hale gelecek.
    Birden farkindaliklarin arttigini göreceksin. Olaylar arasindaki
    baglantilari aniden kesfedeceksin. Merak etme cildirmiyorsun, sen yeni
    enerjideki yolundasin.

    10) Yalnizlik hissi-Hatta insanlarla birlikteyken bile
    Kendini yalniz ve insanlardan "ayri" birakilmis hissediyor olabilirsin.
    Ancak kalabaliklara girmeyi de istemiyor olabilirsin. kutsal ve yalniz
    bir yoldasin. Yalnizliktan ne kadar bunalsan da insanlarla birarada
    olmak da icinden gelmiyor olabilir.
    Ayrica yalnizlik duygusu enkarnasyonlarin boyunca yaninda bulunan
    ruhsal rehberinin daha fazla esneyerek gelismen icin sana yer acmak istemesi
    ve senden ayrilmasindan da kaynaklanir. Bu da gecici.
    Icindeki bosluk, sevgi ve igibla yeniden dolacak.

    11) Cosku ve tutkunun yitirilmesi
    Herseye karsi kayitsiz oldugun bir dönemde bulunuyor olabilirsin.
    Endiselenme hersey yolunda. "Hicbirsey yapmak istememe"nin tadini
    cikar. Cünkü bu da gecici. Bu tipki bilgisayarin yeniden yüklenmesine
    benzer. Bilgisayari yeniden daha karmagib bir programla yüklemek için önce
    kapamak ardindan acmak gerekir.

    12) Özlem duygusu
    Bu belki de seni zorlayan en güclü meydan okumalardan biridir.
    Icinde ta derinlerde bu gezegeni terketmeyi ve yuvaya dönmeyi isteyen
    bir duyguyu zaptetmek bazan güclesir. Bunun intihar egilimi ile ya da
    öfke ve kizginlikla da bir alakasi yok. Bu sadece sessizce yuvaya dönmek
    isteyen bir tarafindir. Sen karmik devrini tamamladin. Bu hayat icin
    imzaladigin sözlesmenin isi bitti. Ek bir hayat icin hazirsin. Bu gecis
    döneminde diger tarafin nasil bir his verdigini hatirliyorsun. Burada,
    dünya üzerinde yeni bir göreve hazir misin? yeni enerjiye kök salmak
    icin karsilasacagin meydan okumalara hazir misin?
    Evet! Tabii ki hazirsin. Istersen hemen simdi yuvaya gidebilirsin degil
    mi?
    Ancak bu kadar enkarnasyondan gectikten sonra bu kadar yol katettikten
    sonra, sonunu görmeden filmi yarida birakmanin dogru olmayacagini sen
    de biliyorsun. Ayrica Ruh'un sana burada ihtiyaci var. Digerleinin de bu
    gecis döneminden yeni enerjiye atlamasi icin sana ihtiyaclari var.
    Digerlerinin de eski enerjiden yeni enerjiye atlamayi göze almis bir
    "insan"a ihtiyaci var.
    Üzerinde simdi bulundugun yol sana Tanrisal insan olma yolunda gereken
    bütün tecrübeleri ve hediyeleri sunuyor.
    Bu yolculukta bazan karanliga gömülsen ve yalniz oldugunu hissetsen de

    sakin unutma

    Asla yalnız değilsin

    kaynak

    SPIRITUEL UYANIS Ellen L.Montgomery
    Tümünü Göster
    ···
  15. 13.
    0
    Artık kontrol sizde.

    Şimdi tüm gerçekleri öğrenme zamanı.Quantum nedir? Nereden geldi? bunca sıklıkta duyduğunuz bu kavram neyi anlatıyor?Farkındalıkla ilişkisi nedir?

    Özümüz(varlık,sınırsız güç,tanrı,rab,Allah..) quantumun merkezimi?

    Bu belgeseli izlediğinizde şimdiye kadar anlattıklarımı özümseyecek ve quantum fiziğine bir giriş yapacaksınız.2 saate yakın sürüyor.buyrun linki;

    "Ne biliyoruz ki"

    http://video.google.com/videoplay?do ... +biliyoruz+ki#
    ···
  16. 12.
    0
    Merkezlenme

    Çok önemli bir kavrama geldik.Şimdiye kadarki yeri özetlemek istedim.

    insan iki çeşit kalkana sahiptir. birisi içimizdeki bilinçtir.Bu bilinç bizim enerjimizdir.Bu sınırsız gücün yani yaratıcının bize nefesinden üflediği parçasıdır.Biz o enerjiyi kullanarak istersek telekinezi yaparız istersek astral seyahat yaparız istersek reiki yaparız.o enerji sonsuzdur ve saftır.Ama o enerjiyi kullanmanın bir kuralı vardır.Önce o enerjiye ulaşmak gerekir.Bu enerjinin etrafında bir engel vardır.O engel egodur.Ego kötü birşey değildir aslında.iki kısımdan meydana geliriz. Bilgisayar gibi düşünün.Özümüz harddisk tir.Ego ise ram dir.ram olmadan bilgisayar çalışmaz.ram in içinde önbellek kayıtlıdır. önbelleğimizin yani egomuzun içinde bir program kayıtlıdır. programla dili bilen arkadaşlar anlayacaklardır if ve else komutlarıyla yazılmış bir programdır.bu ram biz doğduğumuzda boştur. çok kısıtlıdır. sadece ağlamayı ve gülmeyi bilir.0 ve 1 dir. sonra bizim ram imize ailemiz ve çevremizdekiler kendi doğrularını yüklerler. sana şeker verirler sen susarsın. artık if birisi sana şeker verirse = gülümse komutu egoya yüklenmiştir. sonra if okula gitmezsen = kötü bir çocuk olursun yüklenir ... bu böyle devam eder. sonra çevremiz okullar öğretmenler kendi doğrularıyla egoyu doldurur. taki ergenlik çağına kadar bir sorun yoktur.

    ergenlik çağına geldiğimizde egomuz şeytan tarafından ele geçirilir. artık kontrol bizde değildir. şeytan bir virüs gibi egomuzu kafasına göre değiştirmeye başlar. artık ailemize asi gelen cevap veren tepki veren küfür eden sinirlenen bireyler oluruz.siz 3 yaşında bir çocuğun ciddi bir şekilde kızdığını göremezsiniz.ama 10 yaşında bir çocuk çok cidid şekilde size tepki verir. çünkü o artık hastalığa yakalanmıştır.

    farkındalık ise egomuzun şeytan tarafından ele geçirildiğini farketmemizdir. farkındalık aslında kelime anlamı olarak "herşeyi farkında olarak yapmaktır".eğer egomuzu bizim değilde şeytanın yönettiğini anlarsak şeytan bize tepkiler vericektir. hemen komut yazmaya başlar.bu komutlar geçmişten gelir yada gelecek üzerine hayallerdir.

    if arkadşlarınla taksime gitmezsen = rezil olursun
    if ailene karşı gelmezsen=rezil olursun

    taksime git - ailene karşı gel



    işte şeytanın bize yaptığı.

    biz bu olayı farkettiğimiz anda yani bu yazıyı okuduğunuz anda if komutları yoğunlaşır. şeytan artık bir müdahelenin farkındadır ve özünüzden beslenerek emdiği gücünüzü kaybetmemek için hayatınızda hiç yaşamadığınız kadar sizi sinirli ve tepkili biri yapar.bu onun son savunmalarıdır. artık 2 aylık ömrü kalmıştır. özümüze ulaştığımızda varlığın gücü onu yakacak ve egomuzun tekrardan çocukluğumuzdaki gibi sahibi biz olacağız.

    peki bu okadar kolaymı?

    değil. bize şeytanın if le yazdırdığı ne kadar komut varsa onları yani düşünceleri izleyip şeytanın gözünün için baka baka onları izlememiz sonrada onların yokolmasını beklememiz gerekir.bu yola yükseliş yolu denilmektedir. yükseliş yoluna giren birisi yalnız kalma eğlimine girer. insanlardan uzaklaşmak ister. çenesi düşebilir çünkü. saçmalayabilir. bunları güzel şeyler herşeyin yolunda olduğunu gösteriyor. yüzümüzde sivilceler çıkabilir . o çıkan sivilceler içimizdeki gereksiz düşüncelerin dışa atıldığının bedensel göstergesidir. bedenimiz ruhumuz tüm varlığımız hızlı bir seferberliğe girmiştir. egonun bize sonradan eklediği tüm komutları temizlemeye çalışır. bilinç yani yaratıcı artık yanımızdadır. çünkü onu bulmuşuzdur. zaten amaç budur. bütün dinlerin amacı budur. kuranda anlatılan din günü budur. artık kendi harddiskimizi kullanmaya hafiften başlarız. zekamız açılır. derslerimiz düzelmeye başlar. yaratcılığımız artmaya başlar.bu süreç devam ettiği sürece hiç pişman olmamamız gerekir. unutmayın şeytan en ağır darbeleri sona saklamıştır.

    düşüncelerimizi izleriz. eğer müdahele ederek düşünce yokolur. şeytan o düşünceyi saklar sonra tekrar koz olarak kullanır.bu yüzden izlememiz gerekir. günde 2-3 saat izleyin. temizlenin temizlenin. temizlendikçe gülümseyeceksiniz. kendinizdeki değişimi farkedeceksiniz.

    işte "Merkezlenme" bu noktada çok işimize yarayacak. Merkezlenme içimizdeki özümüzden temizlenme aşamasında yardım almaktır.

    Baknız size insanın 2 mekanizmadan oluştuğunu anlattım. birincisi ego ikincisi varlık.ego olmadan yaşayamayız dedim. rami olmayan bir bilgisayar gibi oluruz. peki ego tamamen yokolabilirmi?

    evet. sadece ölüm tehditi, korku panik ve aşırı heyecan durumlarında varlık bize destek olmak için egoyu tamamen saf dışı bırakır düşünce kabiliyetimizi 0 a indirir ve bizim yerimize düşünür.bu geçici bir durumdur. tehlike geçince eski haline döner. peki nasıl bir tehlike? örnek vereyim.

    birisi sizi öldürmek için kovalıyor elinde bıçak var sizi yakaladı. bıçağı boğazınıza dayadı. artık ego yokolur.siz eski sevgilinizi düşünemezsiniz o anda. yada yarın yatıracağınız kredi kartı faturanızı.o anda varlık devreye girer ve size en mantıklı hamleyi sizin yerinize yaptırır ve en gerekli cümleleri kurar.

    lunaparka gitmişsinizdir. gondol vardır kamikaze yada. adrenalin dolu şeyler. adrenalin egoyu yokeder.bu yüzden bağımlılık yapar. uyuşturucu kullanan insanların bağımlı olma sebebi budur. direk harddiskten düşünürler.ego yok olur.

    bir çok ünlü bestekarın en iyi bestelerini uyşturucu kullanrak yaptığı bilinmektedir. tabiki uyuşturucu kullanmak geçici bir farkındalık yaratır. kontrolsüz bir farkındalık ve düşüşünde ego geri dönünce acısını sizden fena çıkartır.

    gondola bindiğinizde çığlık atmak istersiniz.o anda yine eski sevgilinizi düşünemezsiniz. sadece korkarsınız heyecanlanırsınız. birden karnınızda bir gıdıklanma hissedersiniz. göbek deliğinizin orda. karnınız tuhaflaşır. işte o tuhaflaşma sizin enerjiniz. size burdayım diyor.o enerji sonsuza kadar sizinle olacak .o gerçek sizsiniz.o sizin harddiskiniz. onun içinde tüm bilgiler kayıtlıdır.siz sadece hatırlarsınız. kimse yenibirşey öğrenmez sadece hatırlar. çünkü içimizdeki yaratıcının parçası herşeyi bilmektedir zaten.

    bazen arabayla giderken yokuştan inerkende karnınız bir tuhaf olur. heyecan sebebiyle ego yok edilip geçici olarak varlık devreye girer ve karnınızdaki çakradan size sinyal gönderir. sinir sisteminizi kullanarak yönetimi ele geçirir. sonra normale döner.

    eğer varlık yönetimi devralmazsa ne olur?

    akli dengenizi kaybedersiniz. çünkü komutu yazılmamıştır egoda o olayın.ego if komutuyla yazmadığı şeyleri yapamaz. gondola 5. 6. kez bindiğinizde artık korkmazsınız. varlık egoya sizin yerinize if le başlayan komut yazarak o hareketi tanıtır. bugün hastanede yatanların büyük bir kısmının delirme sebebi budur.bu delirme türüne otizm denilmektedir. sinir sistemi enerji desteği alamadığı için felç geçirir.

    merkezlenme işte bu karnınızdaki gıdıklanmayı sürekli olarak yapmanız ve o enerjiyle yaşamaya alışmanızdır.o enerji siz istemediğinizde sadece belli durumlarda devreye girer.

    peki bir düşünün siz bir ressamsınız diyelim.ya o enerjiyi resim çizerken devreye sokarsanız ne olur?

    van gogh olursunuz =)

    ya müzikle uğraşırken devreye sokarsanız?

    bethooven olursunuz

    ya fizile uğraşırken?

    einstein yada edison

    ya siyasetle uğraşırken ?

    atatürk olursunuz.

    (ilerde atatürkün bunları bildiğini size kanıtlayacağım kendi sözleriyle)

    öss ye hazırlanan bir öğrenci olursanız?
    derece yaparsınız
    .
    .
    .

    ben samimi olduğum kişilere farkındalığı öğrettim.ama öğretmek zordur. tepki verirler size. tavsite etmem. bana sorucaksınız sen kaçıncı oldun =) ben ünviersiteyi kazandıktan sonra farkındalığı öğrendim.bir işe yaramadı sınav kısmında. bende iş hayatıma uyarladım.

    merkezlenme nasıl olucak peki?

    o kadar kolayki bumuydu diyeceksiniz. nefesinizi bir süre izleyin. yavaşlatın.sonra nefes alın mavi hava doluyor içimize sonra verdikten sonra nefesi tekrar almadan bekleyin 2-3 saniye hava tamamen boşalsın. karnınız gıdıklandı bile =) bunu sürekli yapın.

    birde kendinize farklı kamera açılarından bakmaya çalışın yukardan aşağıdan arkadan. hissetmeniz yeterli. astral seyahatteki ters düşünme gibi.
    Tümünü Göster
    ···
  17. 11.
    0
    bizim burdaki amacımız şeytan şu an zihninizin yüzde 80 ini ele geçirmiş durumda ve sizi o yönetiyor. sadece bilinçle yaşanmaz. şeytani egonun bu yüzde 80 ini yüzde 10 lara indirirsen yani kontrolü sen ele geçirirsen o zaman egoyu sen yönetirsin. amacımız yönetimi ele geçirmek. egoyu sen yönettiğinde onunla faydalı şeylerde yapabilirsin.

    bakın insanlar FARKINDALIĞI başarınca cami imamı filan gibi olucağını sanıyorlar. alakası yok. bana bakın ne kadarda ukalayım =) hiçbirşey olmuyor siz yine aynı siz oluyorsunuz. sadece birşey mi düşünceksiniz önünüze windows penceresi çıkıyor aynen şöyle;

    "Annene cevap vermek ve ona bağırmak istediğinden emin misin"
    Evet Hayır

    birini tıklıyor ve devam ediyorsun.

    Hadi ama farketmedinizmi artık sinirleneceğinizi yanlış yapacağını önceden görebiliyorsunuz. Eskiden göremiyordunuz yaptıktan sonra iş işten geçtikten sonra özür diliyerek tedavi edeceğinizi sanıyordunuz.

    Sen istediğin herşeyi yapmakta özgürsün. istersen tepki verirsin kızarsın.Ama bu tepkiyi ego istediği için değil SEN istediğin için verirsin.

    Ben diyorumki "kendinizi bilin" kendiniz olun. isterseniz yine küfür edin yine kızın.Ama siz yapın.Bir başkası sizi yönetmesin.

    Eminim yukarıdaki windows penceresi gözünüzün önüne geldiğinde hayırı seçeceksiniz.Çünkü onlar bilmiyorlar, bilseler yaparlarmıydı diyeceksiniz.

    Hasta olan insanların size tepki vermesine aldırış etmeyin.Bir ağaç gibi dimdik ve dingin olun. taksör gibi tepkisizce durun. Rakibinizi dövdüğünüzde değil tepki vermediğinizde yenersiniz.
    ···
  18. 10.
    0
    2)Kendinizi izlemek , Bedeninizi izlemek , Hareketlerinizi izlemek

    Aynaya bakın. Sinirlendiğiniz zaman yada içinizde bir üzüntü olduğu zaman hemen koşup aynaya bakın. Baktığınızda yüzünüzde pis bir gülüş pis bir ifade göreceksiniz.O gülüş size ait değil.Şeytan içinizde ve sizi kontrol ediyor. Bunu kesinlikle göreceksiniz. Aynadaki görüntünüzden korkacaksınız. Sizi ego ne hale getiriyor daha net göreceksiniz.

    Nedir kendini izlemek? Kendini izlemek yunus emrenin deyimiyle kendini bilmektir. Kendinizi bilmeniz için önce kendinizi tanımalısınız. Yazının en üstünde ilk mesajlarımda bu başlıkta yaratılış sürecini ve hastalığın ne olduğunu anlattım. Hastalığı biliyorsanız artık kendinizi bilmeye başlamışsınız demektir.Çünkü bir kez çukura düştünüz zaten bir daha aynı çukura düşmezsiniz. Düşüncelerinizin size ait olmadığını biliyorsanız büyük ilerleme katetmişsinizdir.

    Kendinizi izleme egzersizlerini toparlayacak olursak. Uyandığınız anda kendinizi izleme başlar. Uyandınız.Dikkat edin bırakın bakalım ne yapacaksınız?Bir uyur gezer gibi rutin olarak gündelik faaliyetleri yapacaksınız. yüzünüzü yıkayıp kahvaltı edeceksiniz. sonra ya okula yada işe gideceksiniz. peki bu yaptığınız eylemleri neden yaptığınızı biliyormusunuz? Daha doğrusu ne yapmaya çalıştığınızın farkındamısınız?

    Ben söyleyeyim. Farkında olmadan SÜRÜYE KATILDINIZ bile. Sürü egosuna yenilen insanlar topluluğudur. Sürünün ortak bir amacı vardır.Bu amaç kapitalizm de kendini bulur. Amaç biliçsiz olarak içinizdedir. ilerde... olmak.

    Birşey olmak istiyorsanız artık özgür değilsinizdir.Siz zaten aratılanların en şereflisisiniz. Nasıl bir kalıba girmek istediğinizi seçiyorsunuz şu anda.

    Ben doktor olacağım. Okula gidiyorum. Derslerime çalışıyorum. Sonra öss yi kazanacağım sonra üniversiteyi okuyacağım sonra doktor olacağım.

    sonra?

    para kazanacağım... evleneceğim zengin olacağım..

    sonra?

    ÖLECEKSiNiZ.

    Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız vardığınız yerin önemi yoktur diyor Drucker. Kendisini tanımam ama farkındalığı bildiği apaçık ortada.

    Artık nereye gittiğinizi biliyormusunuz?

    ÖLÜME gidiyorsunuz. Farkında olun.Ölüm tıpkı doğum gibi bir gerçektir. Fakat siz sanki hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarsınız. Kısacık ömrünüzü mahvedersiniz. Size birisi bir ay sonra öleceğinizi çok hasta olduğunuz söyleseydi ne yapardınız?

    hala liseye gidip derse girermiydiniz?

    elbette hayır.ne yapardınız? bir düşünün?

    yapamadığınız şeyleri yapmaya çalışırdınız. belki korkudan dua ederdiniz. belki ağlardınız.ego hala devrede. öleceğinizi bilmenize rağmen. demekki egodan ölümlede kurtulamazsınız.

    "Olup biten şimdidir ve olması gereken zaten oluyor" (incil , ecclesiastes , 3:15)

    Şimdiye dönmelisiniz. Anın tadını çıkarmalısınız. Kaçırdığınız her anın suçlusu egodur. Pişman olmayın üzülmeyin. Sizin bir kabahatiniz yokki.Ego sizi üzmek için pişman eder. Keşke..ile başlayan bir cümle kurduğunuzda bilinki ego devreye girmiştir bile.

    Neden keşke dersinizki?

    Keşke biraz daha çalışsaydım.. boğaziçini kazansaydım.

    Pişmanlığın sebebine bakın.Ego sizi ilk önce boğaziçine gitmelisin diye doldurdu şimdide başaramadığınız için aynı yerden sizi bir kez daha vuruyor. Başaramamak?

    neyi başaramadınız?

    Okula gitmek nedirki. Size kitapalr verirler onları okursunuz sonrada sınavda onları sorarlar.Bu kadar basit ve saçma birşeyimi kafanıza takıyorsunuz. Kendinizi izleyin.

    Kendini izlemek TEPKiLERi iZLEMEKTiR.

    Olaylara nasıl tepkiler veriyorsunuz?

    Bankada kuyruk var sıraya girdiniz. Hemen yüzünüz asılır. Neden içinizde bir sııntı oluştu sizce. Hemen izleyin içinizi. Sebebi yokki sıkılmanızın saçmalık bu.Sıra varsa var size ne.Siz anı yaşamaktan kaçtınız.O an sırada bekleme anınız. Etraftaki insanlara bakın banka kuyruğunda hepsinin yüzü asık hepsi stresli . ne için stres yapıyorlar? onlar ölümü unutmuşlar bile. Onlar yolun sonunu bilmiyorlar gittikleri.Siz biliyorsanız yolun sonunu üzülmek için hiçbir sebep olmadığınıda bilin.

    içtiğiniz çayı izleyin, oturduğunuz sandalyeyi tuşlarına bastığınız kılavyeyi. baktığınız monitörü. herşeyi izleyin. yaptığınız olaylarla bütünleşin. sadece yaptığınızı yapın. foruma bir yazı yazın sadece. başka hiçbirşey düşünmeden. hiçbir kritere takılmadan insanlara birşey kanıtlama çabası gütmeden.

    Şuan benim yaptığım gibi kelimeler dökülüvericektir özünüzden.Bu yazdıklarımın hepsini sizde yazabilirsiniz. Yeterki farkında olun. Benim hiçbir insandan farkım yok. ekgibliğimde yok. Hepimiz aynıyız ve eşitiz...

    DURMAYIN. ODANIZDA SAKLADIĞINIZ SiZE HEDiYE GELEN KIRMIZI KALP ŞEKLiNDEKi KOKULU KÜÇÜK MUMLARI YAKIN. BEKLEMEYiN.

    neyi bekliyorsunuz?
    Tümünü Göster
    ···
  19. 9.
    0
    kimse agresif değildir.ego onları öyle yapar.

    yeni doğan bir çocuk agresifmidir?

    Hepimiz özgürce doğuyoruz.Ben oğuzhan olarak doğuyorum.Ben kimim peki? doğduğumda kişiliğimmi vardı? ben varlığın yansımasıydım. Sonra ne oldu ailem ve çevrem bana kendi özelliklerini öğretip yüklediler ve ben özgürlükten çıkıp başkalarının bana öğrettiği şeylerin karışımı oldum.Ben artık ben değilim.Çevremdekilerin hepsinden birazım artık.

    Farkındalık başa dönmektir.Ego sana bu sonradan öğretilen kriterlerin salt toplamıdır.Ego düşünebilme kabiliyetidir. Herkes kendini şeytanın öğrettiği kişilik sanır.Ben agresifim diyorsa birisi onun egosu onu öyle yönetiyodur.O da egosunun farkında olmadığı için kendini öyle birisi olarak tanımlıyordur.Şeytan zaten ergenlik çağına girildikten sonra egoyu kontrol altına almıştır bile.

    Ama şeytan sizin göz renginizi değiştiremez. Sizin fiziksel özellikleriniz sizin özünüzdür. bebekkende aynısınızdır. ölene kadar aynı olacaktır.siz şu anda bebekliğinizden sonra değişen herşeyi temizleyip yoketmelisiniz. geçmiş ve geleceği.

    şeytani ego çatışır. kendini hatalı görmek istemez. şeytani ego (şeytandan gelen düşünceler) sahiplenmek ister. şeytani ego hep kendini haklı çıkartır karşısındakini ise haksız.

    gerçek ilişkiler kabullenme ile gerçekleşir. birilerini öyle kabul etmelisiniz.ben dış görünüşten bahsettim.sen bana şeytani egodan bahsediyorsun.

    sen telefonu alırken dış özelliklerini görüyorsun.ben de zaten karşındakinin saçından fiziğinden bahsettim. onları gözünle görmüyormusun birlikte olurken?

    ben karşındakinin yardım severliğinden duygusallığından bahsetmedim.

    sen hafif dalgalı saçlı mavi gözlüsün diyelim.bu değişmeyecek. doğduğundan beri öylesin. seninle birlikte olan birisi sana lens taksan gözlerin daha güzel görünür diyorsa o seni sevmiyordur. eğer sen lens takıyorsan sen kendini sevmiyorsundur.

    toparlamak gerekirse insanın dış görünüşlerini değiştirmeye çalışan birinin karşısındakini değil hayalindekini sevdiğini anlattım. Eğer sen yeşil gözlü birini hayal ediyorsan neden kahverengi gözlü biriyle olursunki? evet olabilirsin ama bunu belirtiyorsan saçların şöyle olsa daha güzel olurdu diyorsan sen onunla şeytani egon için birliktesin demektir.

    senin derdin birlikte bir ortama girdiğinde yanında güzel birini gösterip bak ben bununlayım görün millet demektir.bu sevgi değildir.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 8.
    0
    Olduğu gibi kabul etmek

    mevlana dönerken herşeyi olduğu gibi kabul etmiştir.isa peygamberde klagib çarmaha gerilme pozisyonunda teslimiyeti gösterir. Herşey duarağan ve dingin.bir uyum içinde olduğu gibi kabul ettiğinizde kuşların cıvıltısını havanın temiz kokusunu hatta ışıkların gülümsemesini görürsünüz. daha önce hiç dikkatinzi çekmeyen bir tabelaya bakıp gülümseyebilirsiniz. yaşlı bir teyzeye küçük bir çocuğa bir kediye bakıp huzur hissedersiniz.Ana teslim oldunuz işte.

    ilişkilerde olduğu gibi kabul etmek çok önemlidir. Duygusal ilişkilerde başarısızlığın temel sebebi olduğu gibi kabul edememektir. Bazen sohbet ederken birisi gelip anlatıyor. Kız arkadaşım böyle böyle yaptı kavga ettik diyor. Birincisi özel hayatınız olmalı ve kimseye ilişkilerinizi anlatmamalısınız.Siz varlığın bir parçasısınız. Birilerine birşeyler anlatmak zorunda değilsiniz. Birilerine birşey kanıtlama egosunun altında gizlidir bunlar.bu egoda şeytan tarafından gönderilen düşüncelere maruz kalır.

    Bir erkekle birlikte bir kızı ele alalım. Erkek ona diyorki saçını şöyle yapsana , konuşurken şöyle konuşmasana , biraz kısa giyinmişsin ne gerek vardı.. gibi sıralamaya başlar. Erkeğin şeytani egosu kızı yumruklamaya başlamıştır. Evet o erkek o kızı sevmiyor. Hepsi yalan =)

    Birini sevmeniz için onu o olduğu için sevmeniz gerekir. Olduğu gibi kabul etmeniz.Bir cep telefonu almaya gidiyorsunuz özelliklerine bakıp alıyorsunuz. Sonra o cep telefonuna diyebilirmisiniz kameran daha iyi çeksin ? O telefonu o özelliklerde olduğu için aldınız.

    Kız arkadaşınızı değiştirmeye çalışıyorsanız siz aslında onu değil hayalinizdeki kızı seviyorsunuz demektir.Çünkü sizin hayalinizdeki kız sarışın düz saçlı vucudu güzel bir kızdır. Eğer siz kız arkadaşınıza spora git zayıfla diyorsanız onu sevemezsinizki.O zaten öyle. Madem onu beğenmiyorsunuz onun ekgibleri var neden onunlasınız.

    Olduğu gibi kabul etmelisiniz.Ve o size bu tepkiyi verirse bunların bilincinde olup "sen olduğun gibi güzelsin seni böyle olduğun için seviyorum" demelisiniz.o sizin sevgilinizdir.ne ekgib ne fazla.tam olması gerektiği gibidir. eğer olduğu gibi kabul ederseniz şeytan yenilir. çünkü elinde kozu kalmaz. Eğer siz birine saçını söyle yap diyorsanız siz saçı öyle olan birini hayalinizde istiyorsunuzdur. Eğer siz ona zayıfla diyorsanız onu değil zayıf birini beğeniyorsunuz demektir.

    Her insanı olduğu gibi kabul edin.O öyledir.Ne ekgib ne fazla.Tam olması gerektiği gibi.
    Tümünü Göster
    ···