farkli beden ayni ruh olayi

biz oldukten sonra zaman butun maddemizi yeniden toplasa ona bugunku duzenini geri verse yeniden hayat isigina cagrilsak butun bunlarin bizimle hic ilgisi olmazdi cunku bellek ipligi bir kez kopmus olurdu

goz, kokleri kopup bedenden ayrilinca kendi basina kalinca artik hicbirsey goremez

http://inciswf.com/baamididinburayiterket.swf

olumlu varliklara ozgu butun zevkler olumludur. oteki dunyada akrabalarimizi cocuklarimizi dostlarimizi bulmak bizi sevindiriyorsa hala boyle bir mutluluga bagli kaliyorsak dunyadaki olumlu hayaTimiz orada da devam ediyor demektir.biz o yuksek ve tanrisal degerleri ne bicimde hayal edersek edelim layik olduklari bicinde hayal edeneyiz. aziz paulus derki allahin kullarina hazirladigi mutlulugu ne insan gozu gorebilir nede yuregi duyabilir.

eger bu mutlulugu duyabilmemiz icin bizi aritmalardan gecirip yeni bicime sokacaklarsa bu degigiblik okadar buyuk ve koktn olacaktir ki bizden eser kalmayacaktir.

ahirette vaat edilen odulleri alan bizden baska turde bir varlik olacaktir

Hangi bedende olursan o bedenle ruhunu gibiyim

Bu başlıkta insanı anlatcam beyler.

Tanrılaşmaya en müsait olan şey en az bildiğimiz olmalıyken yunanlılarlın biz insanları tanrılaştırmış olmaları mantığa aykırı birşeydir.Ben olsam yılana kpeğe öküze tapanları daha haklı bulurdum.Çünkü bu varlıkların özelliklerini içyapılarını daha az biliyoruz. Onlara hayalimizle istediğimiz gibi değer biçmek görülmedik kudretler vermek daha fazla hakkımızdır. Bizim yaratılışımızın ne kadar ekgibleri olduğunu biliyoruz; tanrıları bize benzer tasarlamak onları bizim gibi arzuları öfkeleri kinleri kanları nazları ölümleri mezarları olan birer varlık olarak düşünmek insan düşüncesinin bir sarhoşluk anına rastlamış olmasını gerektirir.

Bizim ahlak ve törelerimizi bizim toprağa bağlı göklerden yoksun ruhlarımızı tapınaklara sokmaya ne gerek var?

Boş bırakılmış araziler bereketli olmuş olsalar yüz binlerce otlarla dolup taşarlardı. Bereketli olmaları için onlara kazmalar vuruluyor tohumlar atılıyor. Kadınlarda tek başlarına anlamsız bir et parçasıdırlar, sağlam ve doğal bir beden yaratabilmek için tohuma ihtiyaçları vardır.
Ruhlarda böyledir onları bir düşünceyle uğraştırıp dizginlerini tutmazsanız uçsuz bucfaksız bir hayal dünyasında başıbış öteye beriye dolaşıp dururlar. Böyle bir aylaklık halinde ruhların kurmadıgı hayal saplanmadıgı kuruntu yapmadıgı tuhaflık kalmaz.
Hasta yatagında sayıklayanlar gibi boş hayaller kurarlar.

uptıoski.

soluksuz okudum bu derin ve aynı zamanda çok yakın kalemi.. şuku.

seviye yükseltme bin.

insanın kendini beğenmesi yaratılışında olan bir kusurdur.
insan varlıkların en zavallısı en acizi ve en güçcüsüz olmasına rağmen en mağrur olanıdır.Şurada dünyanın çamuru ve pisliği içinde oturduğunu evrenin en kötü en ölü en aşağı katında göklerin kubbesinden en uzakta 3 cinsten yaratıkların en kötü halleriyle birlikte dünya evinin en alt katına bağlı ve çakılı oldugunu bilir, görür de yine hayaliyle aydan yukarılara çıkıp gökleri ayaklarının altında indirmek sevdasıyla yaşar. Aynı hayal gücüyle kendini tanrıyla bir görür; kendisine tanrısal özellikler verir; kendini öteki yaratıklardan sürüsünden ayırır, arkadaştan, yoldaşı olan varlıklara yukarıdan bakar; her birine uygun gördüğü ölçüde güçler ve yetenekler dağıtır.
Biz insanlar, diğer varlıkların ne üstünde ne de altındayız.
Bilge kişi der ki: Gökyüzünün altındaki her şey, aynı yasanın ve aynı kaderin emrindedir.
Her şey kaderin kırılmaz zincirleriyle bağlı.
Bazı ayrılıklar düzeyler ve dereceler vardır ama her şeyde aynı doğanın yüzü görülür.
Her şey kendine göre gelişir ve hepsi doğa düzeninin ayrılıklarını sürdürür.

uptioski.

uplayabilirim.

uppppppppppppppppp.

upppppppppppp.