fanteziye gell canlı azdırıcı ve spontane

beklenen patron tam p sırada kapıdan girdi.

diğerleri gibi doğulu ama yakışıklı biriydi.

buyrun dedi. nasıl yardımcı olalım. durumu ona da anlattım.

çay söyleyip sandalyeye buyur etti. konuşmaya başladık. o da sinema ve televizyonculuk bölümü mezunuymuş. bir kaç ferre film çekip piyasaya sürmüş. nedir bu işin püf noktası dedim. kadını ve erkeği çok iyi tanımaktan geçer dedi.

nerede öğrendiniz erkek ve kadının inceliklerini dedim.

okul yıllarımda dedi.

diğer elemanları dışarı gönderdi.

hava çok sıcaktı. arada eteğimi havalandırıyor bacaklarımın birleştiği yerdeki ıslaklığı rüzgar ile terbiye ediyordum.

beklemeye başladım. beklerken de oda içinde dolaşıyor cdleri inceliyordum.

her türden ferre vardı burada.

bir kaç tanesini satın almak için elimde tutuyordum.

gençlerden yakışıklı esmer olanı kalktı yerinden.

bakayım dedi seçtiklerinize.

zevkinizi yansıtır aslında dedi.

kızarmıştım. kıvırcık uzun saçlarımı bir perde gibi aramızda tutuyordum.

aldığım cdleri tek tek inceledi.

biri oral içerikliydi , diğeri anal , sonuncusu ise grup.

neden yüzünü yıkıyorsun gel bakayım buraya dedim.

yanıma geldi. gülümseyerek başını avuçlarımın arasına aldım. neden heyecanlanıyorsun dedim.

benimki ilk olacak dedi.

göğüslerime bakıyordu.

dokun istersen onlara dedim.

elleri ürkekti.

iki eliyle gğüslerimi avuçladı.

çok sıkarsan acıtırsın dedim.

biraz serbest bıraktı.

patron hemen başlayalım mı dedi.

biz başladık bile dedim.

konusuz mu olacak dedi patron.

tabii ki dedi. ne de olsa ferre bu.

ergeni dudaklarından kaptım.

sadece 1 dakika olmadan kapı çaldı. içeri daha 18 ine yeni girmiş bir delikanlı girdi.

benim bacaklarımı ilk gördüğünde bakmamaya çalıştı. ama bakışlarını takip ediyordum ve bakmamayı pek beceremiyordu.

abi buyur dedi patronuna.

bak bu ablanın adı...

admın önemi yok dedim...

bu ablanın adı yokmuş... seni filminde oynatmak istiyor dedi...

hemen burada mı dedi ergen...

işin mi var lan şerefsiz... milli olacan işte dedi patronu...

ergenin başının döndüğüne emindim... hem de adım gibi...

alnından boncuk terler dökülmeye başlarken ben yere çok yakın olan bir koltuğa oturdum. havanın sıcaklığı bacaklarımı iyice rahatsız ediyordu.

uzun çiçekli uçları siyah dantel işlemeli bol eteğimi dilzerimin hemen hemen 1 karış üstüne kadar çektim.

pencereden bana doğru döndüğünde telefonla konuşuyordu. bembeyaz bacaklarımı görünce konuşacağı çey unutup eeee ... ıııı... demeye başladı... neyse çabuk ofise gel dedi karşıdakine...

nasıl ? dedi iyice esmer olanı.

anlattım durumu. ödevim olduğunu. bu çekimlerden birini bulmak oradakilerle konuşmak istediğimi anlattım.

gülüşmeler oldu.

denk gelmen lazım abla dediler.

nasıl olacak bu işler dedim.

patron gelir şimdi az bekle dediler.

odada iki genç daha vardı.

benim üzerimde uzunca ama ince bir etek vardı. üst tarafımda da beyaz bir body.

ben odaya girince toparlandı gençler. pembe pembe kaplı cd poşetlerini gizlemeye çalıştılar

durun dedim ben zaten onlar için geldim.

ergeni tekrar koltuğa sırt üstü yatırdım... eteğim bana engel oluyordu... ama eteğimin koyu renginin altından görünen beyaz tenim beni de azdırıyordu...

ergenin iyice sertleşen ve devleşen aletinin üzerine doğru yürüyerek oturma pozisyonu aldım... yüzyüze bakıyorduk... ama ergen gözlerini göğüslerimden alamıyordu... bir çırpıda baodymden ve sütyenimden kurtuldum... aletini içime alırken ergen de göğüs uçlarımı acemice dişlemeye başlamıştı... artık çığlık atıyordum... yeter acıtıyorsun dedim... kendimi geri çekmek istedim... ama ergen kontrolden çıkmıştı...

patrona baktım... onu sakinleştirmesi gerekliydi... ama patron kameranın arkasından sadece gülümsüyordu...

yeter ama dedim ve kendimi geri çektim...

ne olmuş ergen çocuk işte... olur o kadar dedi patronu...

biraz çabuk ol diyordu ergen patronuna... belli ki tekrar içime girmek istiyordu...

acele etme dedi patronu... bu bir oyun... son dakikaya kadar devam edebilmelisin...

patron tam bu sırada boşaldı... yarısını içime yarısını ise tam popomün gamzelerinin üzerine...

sıra bende diye yerinden kalkan ergeni arkası dönükken yakaladım... ona arkadan sarılıp kalktığı koltuğa yüzüstü ittim... poposu çok güzel ve pespembeydi... kılları bile yoktu... testislerini yalamaya başladım... arada arka deliğine de dil darbeleri vuruyordum... patron ise o arada kameraya gidip bizi daha detaylı almaya çalışıyordu... zoom yaptığını hissediyordum...

kibar olmayı öğrenmeli ama dedim...

idare et ablası dedi... suratımı asmıştım... çünkü korkuyordum... bir an neredeyim ne yapıyorumun girdabında buldum kendimi...

ben bu olamazdım... burada bilmediğim izbe bir oficete iki tanımadıüım adamla yalnızdım...

patron kamerayı sabitleyip yanıma geldi... ondan şevkat dolu bir dokunuş beklediğim anda tokatı yüzüme yedim...

bak ferre da bu da bir tarzdır biliyor musun dedi patron... hemde çok eski bir tarz...

neymiş o dedim...

tecavüz dedi...

biz ? dedi... hangi biz?

5 dakika önce seçtiğim üç cd den sadece bir tanesini alıp masaya doğru attım.

cd nin üstünde grup sex yazıyordu.

yakışıklının rengi iyice attı.

üçüncünün akrabam olması seni rahatsız eder mi dedi.

benim için farketmez dedim.

sadece bir şartım var.

kaset buradan sadece benim çantamda çıkacak.

kabul derken penceredeki jaluzileri kapatıyordu...

buna benim iyice ıslanmış olmam neden oldu tabi... ergen daha iki defa gidip geldikten sonra içimde patladı...

ne yaptın lan hıyar dedi patron...

önemli değil ben zaten korunuyorum dedim...

o zaman atış serbest aslanım dedi patron... atış serbest se bir iki atış da ben yapayım...

ergeni koltuğa oturtup aletinin derinliklerinde kalan spermleri de emiyordum... patron arkamdaydı... ve işini gerçekten iyi biliyordu... o kadar seri bir şekilde pompalıyordu ki etkisini omuz başlarımda hissediyordum... eteğimden tutuyor kendine doğru çekiyor kaslı ve küçük poposunun ivmesiyle daha derinlerimi dövüyordu...

elime alırken ergenin aleti sordum gayri ihtiyari... neyin oluyor bu patron senin...

amcamın oğlu dedi ergen...

hımmm derken artık aleti dudaklarımın arasındaydı...

ağzıma sığmayan bu aletin tadını çıkarırken patron homurdanmaya başladı...

hadi amaaaa bana da dedi.

dönüp ona da gerekenleri yapıyordum... ama onun aleti daha küçük olduğu için daha iyi sakso çekmem mümkündü...

ben ona sakso çekerken ergen eteğimi kaldırıyor ve arkadan kukuma girmeye hazırlanıyordu...

patron hadi koşum göriim seni dedi... göster ablaya nasıl erkek olduğunu...

bir ara bulup yerini bulamaz dedim...

ama ergen tek atışta hedefi bulmuştu...

ışıklar da ayarlandıktan sonra ... yatak yok malum burası ofis dedi patron...

farketmez patron dedim... ergen ise oradan oraya koşturuyor arada gidip lavaboda yüzünü yıkıyordu.

patron başımı sürekli aşağı doğru bastırıyor bana birşeyler anlatmaya çalışıyordu. mesajı almıştım. ama bunu sadece onun için değil ergen için de yapmak istiyordum.

kamerayı geniş açıya almak için odanın köşesine kadar zütür dedim. ergen kamerayı odanın köşesine kadar zütürdü ve iyice sabitledi. o da yanımıza geldi.

dizlerimin üzerine çöküp ikisini de yanıma çağırdım.

kameranın kırmızı ışığı yanmaya devam ederken ben önce patronun sonra da ergenin fermuarını açıp kemerlerini gevşettim.

kocaman ve damarlı bir süpriz beni bekliyordu.

yaşı 18 olmasına rağmen ergenin aleti patronununkinden bile büyüktü.

uzun zamandır büyük bir alet hayali kuruyordum ve bu benim için çok özel bir hediye olmuştu.

1000 lira kolay dedim. bana geri getirisi ne olacak bu işin.

en az 3 katını alırsın dedi. ayrıca görsel bir şölen.

seninle şu şekilde anlaşalım dedim. masaya doğru eğilmiş bodymin üst kısmından az sonraolacakların fragmanını yayınlıyordum.

yutkundu. nasıl dedi.

sen bana 1000 lira ver , bu görsel şöleni ben sana bizzat yaşatayım dedim. hem diğer oyuncuya da para vermeyiz. benden alacaklarınız 1000 er liradan çok daha kıymetli.

birşeyler ayarlarız dedi.

baksana dedim.

neden hemen burada bu işi uygulamalı olarak bana göstermiyorsun.

hemen mi dedi.

evet neden olmasın dedim.

ama kadın nereden bulacağız. bu işler parayla olur.hem de nakit parayla.

ne kadar mesela dedim.

1000 liradan aşağı kimsenin dizlerinden yukarısını bile göremezsin.

çektiğim kura dan korktuğum konu çıkmıştı. kız başıma nasıl yapacaktım bu ödevi. hay ben sinema televizyonculuk okumayaydım.

bitirme tezi için "türkiye de ferre yapımı" konusu bana çıkınca biraz sorup soruşturdum tabi. dedilerki bu yeraltında yapılır. bulamazsın yapımcısını oyuncusunu. bulurum dedim. düştüm yola.

bu cdler nerde satılırdan başladım. dediler ki yazıcı oğlu işhanı. bastım gittim. koca bir han. arka sokaklarda doğulu karanlık gençler.

abla cd lazım mı. abla cd lazım mı.

lazım dedim hoş bir tanesine.

buyrun dedi. karanlık koridorlardan geçerek girdik bir odaya.