Ben, benimle konuşmuyordur diye düşünerek tostumu yemeğe devam ederken sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı: "Falına bakmamı ister misin?" Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı çingene kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım -ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı amk-. Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi: "Falına bakmamı ister misin?" (kadın güzeldi beyler)

reZZervasyon

Rezerve

Rezzervasyon

Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı(kadının güzelliğini anlamadığımdan) atarak hızlı bir şekilde, “Hayır!” diyerek arkamı döndüm. Bunun üzerine yanımdaki Orhan çakalı kadına, "Benim falıma bak." dediğini duydum. “Duydum... ” diyorum beyler çünkü o 3-5 saniye arası, sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Sanki sahura uyanmış da ne yiyeceğimi bilemiyordum Orhan, kolumu tutarak benim de baktırmamı, parasını kendisinin vereceğini söyledi. inat da ediyordu ve beyler, kızla biraz daha konuşmak istermişim gibi hissettim ve, "Oğlum işimiz gücümüz yok bunlarla uğraştırıyorsun bizi, iyi çabuk olalım ama" dedim. işte tam bu sırada falcı kadın, Orhan'a onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki arkadan dayıyormuş gibi tepemde dikildi. Orhan'la birbirimize bakıyorduk beni gülme tuttu.

Daha onceden vardi bu am biti

Ben de, Orhan'a bırakmadan falcı kadına "para mı istiyorsun?" dihye sordum.. Falcı kadın, aynen şunları söyledi: "Falına bakıcağım!" Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına, "Niye?" dedim gülerek. Kadın, buz gibi donuk, ama aynı zamanda sakinleştiren sesiyle, “Çünkü az önce istediğini söyledin." dedi. Az önce kaynağını bilmediğim, o irkilme sebebim gibi görünen kadın, bana iyice çekici gelmeye başlamıştı. Aklımdan "Amk, gören sanıcak sevgilin var da namuslu herifi oynayacaksın. Neden olmasın ki, ne kaybedersin ki zaten." denen o en tehlikeli düşünce geçti. Falcı kadına, “Tamam, ne yapayım.” dedim. Kadın, hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi. Altıma edecektim...

Ben de biraz yaramazlık olsun, gözüne falan gireyim, belki kadının amacı da budur, diye aklımdan sol elimi uzatmak geçiyordu ki, falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü. “Sakın ha, yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma!” işte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Kadın cadı falan heralde. Bundan sevgili olmaz amk diye sessizce çıtımı çıkarmadan düşünüyordum. Oradan gitmek istiyordum; ama mümkün değildi. Ayaklarım, sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben, bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın, parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Sonra sanki bana acırmışçasına baktı Olsun, gözleri de güzeldi. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bir an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi: “Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokacak. 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var; ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen, çok uzaklardan bir haber alacak." Ve en son söylediği söz ise şuydu: "2 abinden büyük olanı, küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak." Allahın belası cadı karı...

kimse yok lan az kaldı yine de yazayım okuyan var bir kişi heralde sana yazıyorum kardeşim.

Eyvallah panpa yolla gelsi

2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir "kalabalığın" içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra, benimle aynı yaştaki kuzenimin, sınavı kazanamadığı için intihar ettiği haberini aldık( benden çok daha zeki ve çalışkandı... Allah rahmet eylesin.) ve aynı gün dayım, kalp krizinden öldü. Ortanca abim, aniden askere gitmeye karar verdi(Ailecek milliyetçiyiz. Abim şuan sağ salim Allah'a şükür) ve diğer abim de üniversite için Avusturalya'ya gitti. Ben, bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim arkadaşlarımla. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. Arkadaşlarıma da anlattım, kızlar inandı, bizim dangalaklar tabii ki de inanmadı amk. Ama ailemden 2 kişinin ölümünü bile öyle bilmesi beni gibilmiş gibi hissettirmeye yetmişti zaten. Önce Orhan'a sordum kadını. Bir daha hiç görmedim, bence sana yavşıyordu kız dedi. gibtir ettim devam ettim. Ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki, son bir kez uğradığım bir kahve'ye sorarken birisi bana, o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. imkansızdı amk. Demekki ben başka birini görmüştüm veya taklidi falandı amk. Ama yine de hayatımın en kötü anlarındandı. Yine de emin olmalıydım...

Daha sonra adama olayı anlattım. Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da, kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben, tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittiğim yer, bir ev değil harabeydi. Yanmış, yıkık dökük içinde, şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben, evin içine girdim, biraz dolaştım. içerde içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini söyledi. Ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada, az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm. Artık eminim ki, gördüğüm kadın o kadındı.

Ee panpa anlatsana amk bak 2 kişi olduk

3 yap onu.

4 oldu devam

5 oldu panpa

giberim len falcısını. beni bilemedi amk.

ama galiba muallak bunlar. ben eskiden eskişehirde üni kazanmayı düşünüyodum, falcı da orda kazancak demişti bana. ama sonra fikrim değişti, o da gaybı bilebilecek değildi tabi ;) . mevcut bilgiyi bi şekilde duymuş olabilir ancak, veya salladı tuttu. cinlerle yapıyo şerefsizler bunu.

rez yazmıyacak ama bekliyelim bakalım

çalıntı ya