-
1.
+8 -1panpalar merhaba, biz iki kardeşiz. babam esnaf, başka gelir kaynağımız yok, evimiz kira.
ben o sıralar üniversite üçteyim ve tabiki kyk'da kalıyorum. ulan gözünü sevdimin kyk'sı, yıllarca istanbulda ev oldu bana lan.
o seneye kadar şükür pek bir zorluk çekmemiştim yurtta. babam sağolsun ara ara 200, 300 bişeyler gönderirdi. bende tutumlu davranırdım, kyk'da kalanlar bilirler sabahları kahvaltı fişi, akşamda yemek fişi vardır, onlarla falan geçiştirmeye çalışırdım. huur çocukları o halimize rağmen bana burs vermemişti, bende mecbur kredi almıştım.
üniversite 3'te maddi olarak zorluk çekmemin nedeni ise kardeşimin de şehir dışında üniye başlamasıydı. ben babama kendi başıma idare edebileceğimi, kardeşime ağırlık vermelerini söyledim.
şimdi atmayayım tam hatırlamıyorum krediyi ama 200 küsür bişeydi. günde maksimum 10 tl harcayarak, yurttaki fişlerle falan ancak geçinebiliyordum.
bu arada tabi pek sosyal hayat, sevgili falan da yok. arkadaşlar cafelere falan giderlerdi hergün, ben gidemezdim. öğlenleri okulda 1 liraya yemekhanede yer, arkadaşlarla sadece 50 kuruşluk çay satılan okul kantininde takılabilirdim, fakat bir gün işler ummadığım bir hal aldı. -
2.
+5 -2ebruyu gibtim öldü sonra polis geldi onuda gibtim ve artık ben bir gibiciyim 30 tl yi zütüme sokup öldüm
-
3.
+4akılıyoruz nedır la çökeliyoruk gıbı
-
4.
+2 -1yurtta 7.katta kalırdım, en kral kattı vesselam. balkonumuz var, ortam rahat, denetim yok, manzara süper...
o zamanlar şimdiki gibi odada priz mriz yok amk, koridorlarda prizler var, odalara üçlülerle çekiyoruz. denetim olursa kabloyu, kettle'ı falan toplamak lazım, yoksa alıyorlar ama bizim kat rahat, bin görevliler üşeniyor çıkmıyorlar.
yurtta bi tane kankam vardı odada, adı özcan. burdurlu bir binti, alkolik, sigara tirkakisi, otçu falan her tak var. ama binte fena tip var, nirvana solisti kurt cobain'in reenkarnasyonu amk, sarı saç, mavi göz, düzgün yüz hatları falan. bu bin lisede çok ezikmiş, ünide acısını çıkarıyordu, benzerliğinde farkındaydı, kıyafet saç derken iyice kurt cobain olmuştu pezevemk, arada rockçı kızları ayarlar giberdi, ama çoğu kızı da konuşmasından kaybederdi. o tipe tam zıt ağır burdur şivesi vardı amk.
neyse bizim bunla yurttaki en büyük keyfimiz akşam üstleri balkona çıkıp, çay bisküvi eşliğinde muhabbet etmekti. bu bin anlatıyor işte, yok şunu elledim, bunu sktim vs, diye ben anlatamıyorum, çünkü garibanım...
okulda hoşlandığım bi kız vardı ece diye, kumral, yeşil gözlü, çok sevimli bir kızdı ama bi tane zengin bebesi bunu ayarlamak için full kafe mafe geziyorlardı. sözde arkadaş grubuyla geziyorlar ama işin yalanı işte, bu zengin bin herkesin hesabını falan ödeyen, böyle ağzı çok laf yapan birisi, yani bildiğiniz gibi bizim kezoların gözünde çok değerli. -
5.
+3o akşam ahmetgilde pilavlı sohbet vardı. pilavi duyunca dayanamadım. abilere gittik, pilav çok tatlıydı. evin abisi abdullah abi bu gece bizim musafirimiz ol dedi, ben de kahvaltıyı bedavaya getiririm diye kabul ettim. abdullah abi gece boyu beni gibti meğer muallakymiş.
-
6.
+2@113 yav he amk anlat hadi bu ebruyu gibmediysen ben seni gibicem
-
7.
+1 -1Okul yine tak gibiydi. Ne kadar tiki, barzo, pkklı, akpli falan varsa bizim okuldaydı amk.
Hoş, Amerikan pastası gibi olsa gene bi tak yapamazdım ya fakirlikten, neyse...
Kantine gidip bir poğaça ve bir çay aldım, saate baktım. Derse daha 15dk vardı.
Poğaçamı yerken, bi yandan da cepten wireless'a giriyordum(bi tane nokia almıştı babam zamanında, wirelesslı falan ) bu sırada tanıdık bir ses duydum.
"Ama tatlım, barış çok şeker ya"
Ece ve çirkin kankası sevim kikirdeyerek kantine girmişlerdi. Beni görünce sustular.
Eceye baktım, artık o güzelliği çok yapay geliyordu, çirkin tavırları ve maddiyatçı karakteri yüzünden ondan soğumuştum.
"Günaydın!"
"Günaydın Ece"dedim yalandan ve telefonuma döndüm. Kaltak şaşırmıştı, normalde hep muhabbet açmaya çalışırdım mal gibi çünkü, fakat artık işler değişmişti. -
8.
+2Neyse bu muallakla bira sohbet ettim yalandan, akşam sohbet ve yemek varmış, tabi gelirim dedim.
En azından beleş yemek çıkmıştı.
Okulda pek kimseyle takılmadım o gün, parasız kaldığımda hiçbirinin borç vermediğini unutmamıştım. Okul bitince d&r'a gidip biraz kitap okudum zamanın geçmesi için. Bu sırada ebrudan bir msj geldi.
"Şişşt nbr:)?"
"Iyidir, sen?" Diye cevap verdim.
"Neler yapıysn bklm;)?"
Hiç istifimi bozmadım
"Arkadaşlarla akılıyoruz -
9.
+2saatler saatleri kovaladı. artık yorgunluktan başım ağrıyordu, bisürü çay içmiştim uyumamak için. saat 6 gibi kafeyi kapattık, fakat asıl zor iş bundan sonra başlıyordu.
önce kafenin içini dışını paspasladım, sonra çöpü boşalttım, daha sonraysa wcleri temizledim. gün içinde de murat abi'den bisürü fırça yemiştim zaten, hala da tepemde bık bık ötüyordu amk. hiçbir iş yeterli gelmiyordu adama, bu sırada diğer elemanlarda yarın için sebze kesiyor, peynir paketliyor, sucuk doğruyordu.
en yeni eleman olarak en taktan işler bana kalmıştı. hepsi bitince yukarı katta bulunan depoya mal taşıma işi verildi.
tahta kasalarda portakal, salatalık, domates taşımaktan omuzlarım tutulmuş, iş nezaman bitecek diye merak ediyordum.
nihayet saat 8'de murat abi 30 tl'mi verdi ve yorgun argın yurda doğru yürümeye başladım. ebrunun telefonu ve face'ini ise almıştım tabiki. -
10.
+2bu arada saat salyangoz hızıyla ilerliyordu. açlıktan midem kazınmaya başlamış, yorgunluktan bacaklarıma kramp gitmişti. nihayet saat 3 oldu ve biz öğlen yemeğine çıkabildik. yemekte pek fazla sohbetlere katılmadan yumuldum. kaç gündür kuru sandviç ekmeğiyle idare ettikten sona midem bayram etmişti. bu sırada ebrunun bana bakmakta olduğunu farkettim.
"bayağı acıkmışsın ya" dedi gülümseyerek.
"çok yoruldum, ondan " dedim bende gülerek.
daha sonra ise muhabette başladık, okul ne bölüm ne, nerelisin vs falan derken yemek molamız bitmiş, kalan 5 dk da ise çay içmeye çıkmıştık.
bizim bu yakınlaşmamızda gözlerden kaçmamıştı haliyle. kısa boylu, sakallı, uzun saçlı bir eleman olan arınç yanına geldi.
"reis, ebruyla aran iyi bakıyorum"
"insanlarla aram iyidir reis" dedim ve sertçe bakmaya koyuldum. elemanın niyetini anlamamıştım fakat kızda gözü varsa kavga kaçınılmazdı.
"ilk günlerde ayarlamaya bak, yoksa benim gibi herkesle arkadaş kalırsın"dedi gülerek. neyse eleman iyi niyetliymiş en azından. -
11.
+2amk bende fakirim senin kadar aptal degilim
-
12.
+2Sen
Bu kadar
Hızlı yazarsan
Birkaç sene sürer
Bu hikaye. koduğumun
Salağı merdivenlerde ahmet
In aradığını bile yazıyor. kuzeninin
Kızkardeşinin en yakın arkadaşını
gibtigimin gerizekalısı. tamam sakinim -
13.
+2bu arada bir açıklama yapacağım,
binler ben burda bişey yazmak, hikayemi anlatmak zorunda değilim, o yüzden saygılı olun -
14.
+2Not: şuanda fakir değilim, 2 sene çalıştım şimdi abd'deyim, açtığım diğer başkıklarda değinmiştim. Eğer hikayeye ilgi olursa Amerika'ya gelişimi de anlatabilirim
-
15.
+1iş yorucu fakat bir açıdan da zevkliydi. çalışanların hepsi iyi çocuklardı ve gırgır şamata derken iş geçiyordu. her müşteri kalktığında hemen koşup masayı siliyor, yeni servis açıyordum. müşteri olmadığında dışarda çay-sigara yapma hakkımız vardı.
fakat işte hoşuma gitmeyen bir noktayı farketmeye başlamıştım, cafenin sahibi murat abi çok cimri ve paragöz bir insandı. kalkan müşterilerin tabaklarında kalan patatesleri yeni müşterilerin tabaklarına ekliyor, bahşiş bırakıldığında kameradan takip edip bahşişi istiyor, en ufak hatada çalışanlara sövüyordu. bu arada cafe'ye gelen tiki kızlar ve öküz sevgililerine ise dikkat etmemeye çalışıyordum, para verdikleri için insanı aşağılamaya çalışan oç tiplerdi hepsi...
gün sürerken, ebru adındaki garsonun beni dikkatle süzdüğünü farkettim. arada karşılaştığımızda gülümsüyor, bakışlarımız sürekli keşisiyordu.
ebru, trabzonlu, 22 yaşında bir kızdı. hafif kemikli bir burnu, yeşil gözleri, dolgun dudakları ve siyah saçları vardı. vücudu zayıf ama dolgundu.
bana olan ilgisini fatkettiğimdrn beri, arada sırada kalçalarına bakarken yakalamıştım kendimi. -
16.
+1pazar akşamı yurda vardığımda ölmüştüm yorgunluktan, gözlerim kapanıyordu fakat aynı zamanda çok açtım. yine yemek fişi+para ile menü aldım, hızlıca yedikten sonra odama çıkıp duşa girip hemen yattım.
pazartesi sabahı saat 8'de alarmımla uyandım. okula gitmek için hazırlandım ve yürüyerek yola koyuldum. okul ve yurt arası yürüyerek 15dk sürüyordu, en azından otobüs masayım yoktu. akbile 10 tl yüklüyor, zorunlu haller dışında kullanmıyordum, 1 ay falan yetiyordu -
17.
+1davay ruski blyat hadi anlat aslan
-
18.
-1Ahmet muallağının evine önceden gelmiştim bi kere daha yemeğe, yolu biliyordum. Bina mecidiyeköydeydi, yürüyerek mekana vardım.
Kapıyı çalınca hemen açtılar herkesle selamlAştık, bu arada elemanlar maklubeyi hazırlıyorlardı.
Ev bomboş bir evdi. Salonda 2 tane çekyat haricinde hiçbir skim yoktu, tv ise yasaktı.
Bu sığırları böyle böyle cahil tutuyorlardı işte amk.
Neyse yemek geldi, bayağı da lezzetli yapmışlar amk, tıksırana kadar yedim.
Çaylar geldiğinde ise abiler heyeti de gelmişti ve sıkıcı sohbet başlamak üzereydi, ama neyseki önlemimi almıştım.
Memleketteki kuzenime çaktırmadan bir msj atıp, 2 dk içiNde beni aramasını söyledim, telefon çalınca da, aceleye evden çıktım. -
19.
-1Bu Kaltak Ece bozulmuştu tabi, beter olsun amk kezbanı. Bende Facebook'a girmiştim, dün tanıştığım Ebru Beni eklemişti.
Fotoları hiç dünkü hali gibi değildi, dünkü o masum kız yerine, partilerden çıkmayan, açık saçık giyinen, cinsel içerikli şakalar yapan bir kız gelmişti.
Birkaç tane bilerek fena dekolteler verdiği fotosundan sonra, kaşar olduğuna kanaat getirdim. Bir dahaki sefer o tarz davranacaktım bende ona.
Birden bir sesle dikkatim dağıldı.
"Selamın aleyküm kardeşim"
Gelen sınıfın cemaatçi muallaklarından olan Ahmet ti. Bu hıyarları hiç sevmeZdim ama gün dar gündü, yararıma kullanmalıydım bunları.
"Aleyküm selâm kardeşim, nasılsın?" -
20.
+1@89 kardeşim sigara bağımlısı değilim, arada içiyorum ama haftada 1-2 en fazla
15 yaşımdan beri bira içiyorum, dayım alkolik zamanında az içmedik.
en son ahmet muallağının evinden çıkmıştım, tam merdivenleri indim bu muallak arıyor, kardeşim hayırdır falan diye.
dedim kardeşim çok acil bi işim çıktı, okulda anlatırım.
bastım yürüyorum yurda, bir yandan da hala aklımda ebru var, face'e koyduğu minili, bikinili fotoları geliyor aklıma.
bir an acaba yanına gitsem mi diye düşündüm, sonra çok saçma olur diye vazgeçtim. yurda gidince yine klagib muhabbetler, arkadaşlar falan derken zaman geçti. bu arada muallak özcan bi kızla yiyişmiş, bin 10 tane foto çekmiş gösterip hava atıyor. bunu görünce iyice hırslandım, bu ebru'yu skerim dedim kendi kendime. bi duş alıp uyudum.
haftanın kalanında ilginç bişey olmadı ve nihayet cumartesi günü gelmişti. yine cafeye gidecektim çalışmaya.