1. 26.
    +3
    tamam bu iki arkadaş için bile anlatılır devam ediyorum.
    ···
  2. 27.
    +3
    amk gecen hafta süper loto yu buldun bu hafta zengın karı vay amk ne hayat ya senın kii
    hade bakalım anlat anlat heycanlı oluoo
    ···
  3. 28.
    +3
    işyerinde çalışacağım yeri ceyda gösterdi, beraber çalışacağım insanlara artık onlarla beraber çalışacağımı vurgulu şekilde söyledi. "benim adamım ona göre davranın" hissiyatı vardı her cümlesinde ve hareketinde. ben bile rahatsız oldum, diğer elemanları düşünemiyorum bile. gevşek tipler direk muhabbete girmeye çalıştı ceyda'nın yakını olduğumu düşünerek. başlangıçta kimse sormadı ceyda ile ne yakınlığımız olduğunu tabi. çalışmaya başladım, gayretliydim, gençtim taze fikirlerim vardı.. çalışıyordum kendmce. ancak insanların bakışları, dedikoduları çok belli ediyordu kendini. hani hakkıyla gelmediğim üzerine konuşulanlar ekstradan canımı sıkıyordu. ceyda bir kapı olmuştu ama ben işimi yapabiliyordum gayet de güzel şekilde. milletin boş boğazlılığı içimi sıkmıştı. artık yıldızda da kalmıyordum doğru düzgün. ceyda'yla kaldığımdan büün sinirimi de ona akıtıyordum artık evde inceden huzursuzluklar çıkmaya başlamıştı her ne kadar çabucak çözüyor olsak da, ceyda da ben de yıpranmaya başlamıştık.
    ···
  4. 29.
    +2
    kusra kalmayın gençlik, toplantı ziki çıktı. sigara molası derken uzadı.. devam ediom. lan arada da bi iş çıkardım. düşünün ne fedakarlıklarla anlatiom.. aybedersiniz.. devam gençlik.
    ···
  5. 30.
    +3 -1
    Ptesi günü saat çalmadan uyandım bir yarım saat evvel. ceyda daha uyanmamıştı. aşağı gidip güzel bir kahvaltı hazırladım. ceyda gözlerine inanamadı. ilk kez yapıyordum böyle birşeyi, çok mutlu oldu. acaba bilseydi bunu başka biri yüzünden yapıyorum, nasıl bir tepki verirdi. bunları düşündüm ama aklıma geldikleri hızda uzaklaştırdım kafamdan, düşünmek istemiyordum birşey, yaşamak istiyordumi aynen ceydayla ilk tanıştığımız gün gibi.
    Ceyda işe bıraktı beni. masama çıkar çıkmaz, irem'in geldiğini farkettim. her ne kadar ağır davranmaya çalışsam da kıpırtımı gizlemedim. "hoşgeldin, hadi bakalım iyi olur umarım" dedim suratımda büyük bir tebessümle ve karşılığında onun kocaman o tatlı tebessümünü aldım, değdi herşeye. masalarımız genişçedir, bir kaç bilgisayar aynı masada olur ekiplerin odalarında. bizim ekipte de öyleydi. yanımdaki alan da boştu, irem'in bilgisayarını oraya aldırttım hızlıca öğrenmesi bahanesiyle.
    işleri adeta beraber yapıyorduk, işi çabuk öğreniyordu, çok sorumsuz olmasına rağmen, açığını kapatıyordum kendimce. günler çok güzel geçiyordu. resmen flörtleşmeye başlamıştık iş yerinde. yemek aralarında hep beraberdik,
    o da okulunu bitirmek üzereymiş, bitirme projesini yapacakmış bir sonraki dönemde. grafik okuyormuş mimarsinan'da. kadıköy caferağada bir arkadaşıyla kalıyormuş. sohbet ilerledikçe yakınlaşmaya başladık. yakınlaşmaya başladıkça da ipin ucu kaçmaya başladı. beraber dışarı çıkmaya karar verdik. bu kadar güzel bi kıza karşı normal şartlarda bir şansım yoktu ancak konumum gereği muhtemelen benimle birlikte olmak onu tatmin edebilirdi. benim için farketmezdi, ona sahip olsaydım, benim olsaydı da ne olursa olsundu.. ama ceyda faktörünü aklımdan uzaklaştırmak dışında birşey yapmıyordum. resmen onun hayatımdaki yerini yadsıyordum. halbuki onun sayesinde işim vardı, onun evinde yaşıyordum, hem de lüks içinde yaşıyordum... bunları uzaklaştırıyordum kafamdan her aklıma geldiklerinde..
    ···
  6. 31.
    +2
    huur evladı burayı deneme tahtası olarak kullanıyo hangi hikaye çok beğenilirse ona film çekecek bin seniiii

    ama ne olursa olsun
    süper kardeşim eline sağlık eksi (:
    ···
  7. 32.
    +3 -1
    ne olursa olsun, bu sefer gidecektim üzerine. çalışmaya devam ettim. ceyda'ya yansıtmamaya çalıştım, onunla beraber olacaksam, onunla da huzurlu olmalıydım. kendime bir günlük açtım ve deşarj olmak için bütün kötü hissiyatlarımı içine yazdım. yazdıkça açığa çıkıyordu içimdeki pislik, yazdıkça dökülüyordum. iş dozunu kaçırmaya başladı. ceyda'nın deforme olmuş vücudundan, anne gibi konuşmalarına, gibişirken öküz gibi böğürmesinden, boya küpü suratına kadar yardırdıkça yardırıyordum günlüğe her geçen gün, hiç işle alakalı bişey kalmamıştı içimde, hatta abarttığımı bile düşünmeye başladım işyerindeki söylentileri. meğer bütün sorunum ceyda'nın mature olmasından başka bişey değilmiş.
    günlük tutmaya başladıktan sonra, bunları bilerek ceyda'ya davranışlarımda da bir gerginlik yoktu. ilk tanıştığımız gün gibi huzurluyduk. güzelce gibişiyor, ceyda'nın kazandığı paraları itinayla yiyorduk. ceyda ile maaşı konuşmamıştık ama yeni çalıştığım yerde de ilk çalıştığım yerin 3 katı kadar bir para alıyordum. ki bu başlangıçtı kendimi kanıtladıkça artacaktı tabi ki...
    günlüğümü yazıyor, işime gidiyor geliyor, ceydayla gibişiyor, geri kalan zamanları da eğlenerek geçiriyordum hayatı hiç bir yamuk yoktu.. ta ki o an gelene kadar...
    ···
  8. 33.
    +3 -1
    bu arada acayip bişey oldu binler,
    bi iş sebebiyle, ceyda'nın ajansıyla çalışmak durumunda kaldık. uzun süredir aklımdaydı zaten, hiç bir beklenti gütmeksizin aradım. ihtimali çok yoktu ama işle alakalı şeklinde kıvırırım diye en kötü ihtimalle cesaret aldım birazcık da... patronu mu arayacaktım işle alakalı yosa.. neyse aradım nihayetinde şirket telefonundan, açtı. düz ve konuşması benim sesim olduğunu anlayınca biraz duygu aldı ama pozitif değildi çok fazla da... halini hatırını sordum, çok sıcaklaşmasa da görüşmeye karar verdik 29ocakta görüşüyoruz binler. gerçekten görmek istediğimden. bilmek isteyebilecekler için bildirdim.
    ···
  9. 34.
    +2
    irem'in işe uygun olduğunu bildirdim üstlerime, haftaya ptesi başlaması için iremi aradılar. irem'in gelmesi için haftanın ve haftasonunun bitmesini iple çektim. ne yalan söyleyeyim ceyda'yı çok seviyordum. benim için çok şey yapmıştı, çok şeyden feragat etmişti, benimle ilgilenmişti ama bir anne gibi ilgilenmişti. korumuştu kollamıştı adeta, diyorum ya bir anne gibi resmen ama sevgilim gibi değildi işte, ne olursa olsun. dışarıda vakit geçirirken elini tutup birden koşarak kendimce "küçük çılgınlıklar" yapamıyordum. elini bile tutamıyordum aslında. bazen koluma giriyordu o kadar. belli ki yaşla alakalı kısımdan kendi de rahatsız oluyordu ki ilişkimiz başlayalı 10ay olmuştu neredeyse. ben rahatsızlıklarımı artık yansıtmıyordum ona, günlük çok hızlı şekilde doluyordu. saklı olmasından kaynaklı çekinmeden iremi ilk gördüğüm anı ve buluşmamızı da, yaşadığımız heyecanı da yazmıştım günlüğe. sadece hsonu geçsin istiyordum çok güzel geçti o haftasonu da zaten ve o büyük ptesi geldi.
    ···
  10. 35.
    +4 -2
    bu arada boş durduğumu da zannetmeyin, bir yandan da kariyernetin bini olmuştum, ilanları ezberlemiştim adeta son ay ancak ordan da hiç geri dönüş yoktu. cam seramiği geçmiştim, ajanslara abanıyordum artık gsf mezunu yetiştirilmek üzere eleman olarak. hiç biri geri aramadı bile. son dönemlerde zütteki yumurta yüzünden kendimi iş aramaya sarmaya karar verdim. portfolyo hazırladım, o anı bekliyordum. ajanslar da aramayınca en son az çok bildiğim bi kaç programla dijital baskıcıların operatör ilanlarına başvurdum bir kaç tane. sonunda birinden aradılar, portfolyoyu da aldım gittim.

    beni karşısına alıp konuşan herif tam bir öküzdü, patronum olacak olan adam buysa iyiden iyiye yarraa yemiştim. yapacak bişey yoktu ama... adam portfolyoma bakıp, "çok güzel olur işte bu tarz şeyler, duvara asılır falan, satabiliriz bile bu tarz şeyler üretirsek" gibi yorumlar yaptı. yakın geçmişimde varoluşçuluk derken, şimdi çerçeveletip duvara asarsak güzel ekmek yeriz, diyordum. kabul ettim ve asgari ücretin çok az biraz üstünde bir paraya ki bu arkadaşımın aldığı para kadardı neredeyse, işe başladım. ctesi günü 4e kadar çalışıyordm, tek pazar günü izinliydim ama ne h.içi zamanında çıkıyordum ne de ctesi günü 4te çıkabiliyordum. ilk ay 1kere de pazar çalışmıştım. saolsun beraber çalışıtığım arkadaşlar yardımcı oluyordu bilmediğim konularda ama çok da iyi anlaşamıyorum. arkamdan fısır fısır konuşuyorlardı. anladığım kadarıyla aleni taşak geçiyorlardı gsfden geldiğim için. ezmeye çalışan da çok oluyordu, çekemeyen edemeyen. cehenneme dönüyordu her şekilde. depresif halimi üzerimden bi nebze olsun atmıştım ama dışarı çıkıyordum ctesi geceleri, tek eğlencem ve hafta boyunca beklediğim tek nokta da buydu.

    Hayatım da bu ctesi akşamalarının birinde dönecekti... ve o akşam gelmişt.
    ···
  11. 36.
    +2 -1
    O ctesi günü saat 6gibi çıkabildim evden, ev arkadaşım da 8 gibi işten çıkacaktı. o gece kıpır kıpırdık çünkü arkadaşım da iznini pazara aldırmıştı, okuldan da tanıdığımız birkaç sevdiğimiz arkadaş da gelecekti. eski öğrencilik günlerini yağdedecektik tam anlamıyla. eve geçtik ilk önce bişeyler içtik, evden çok güzel çıkalım istiyorduk. çıkmadan evvel saçları jöleleyen arkadaşlarla ilgili gibimsonik ama eğlenceli şakalar yapıldıktan sonra meydana yürüdük, ordan da sarı dolmuşlara bindik, geldik istiklale. nereye gideceğimizle alakalı kimsenin bir fikri yoktu önce. sonra yürüyerek karar vermeye çalıştık. kimseden bi fikir çıkmıyordu. abaza dolu bir metal barda geceyi sabah etmeyi hiç istemiyorduk, herhangi bir rock bara girip paint it blacki duydukça o pis elektriği almak da istemiyorduk. zütü başı sallayalım durumunda da kimse değildi aslında..
    o sırada arkadaşlardan biri saptı bir sokağa GSlisesine gelmeden. takıldık zütüne. bi binaya girdi, teras kata çıktık. hava hala soğumamıştı ama serinceydi eylül ayında. açık bir terasta güzel, kendinden hafif hareketli lounge tarzı müzik olan biyerdi. insanların tam olduğu yerde sallanabilecği tarzda bişiler. karı kız da ganiydi, bu akşam kesin eve birini atacaktım, bu fikri arkadaşlarla paylaşıp onları da gaza getirecektim. ev 2 odalı olduğu için 5 kişi arasından ilk 2 talihli içinde olmayı bekliyordu herkes. ev arkadaşım girişken bir tiptir, direk bardan bi hatuna yazıldı. 3. bakışımda yiyişiyorlardı. "kaldı 1 diye geçirdim içimden". moraller biraz düşmüştü ama hala 1/4 şansım vardı. kesiyordum ortamı. kızı kaldırana kadar da çok içip gtü başı kaybetmeyi hiç istemiyordum. o sırada diğer bir bin arkadaşımız tuttuğu ilk kıza yazıldı.. daha birşey belli değildi ama yapacak birşey kalmamıştı şu noktadan sonra.. şanslıysam salonda uyur, sabah da kahvaltı edebilirdim.
    ···
  12. 37.
    +2 -1
    beyler iş geldi bi yandan da, onu çözüyorum. biran önce bitireyim ki, ayrıntıları atlamayım diye işe konsantre oldum binler..
    devam ediyorum bi 5 dakikaya.. rahat olun.
    ···
  13. 38.
    +1
    süpersin bin helal
    ···
  14. 39.
    +1
    dudaklarımız yaklaştı birbirine ve tatlı bir öpücükle buluştular

    ayrıca burda erekte oldum.
    ···
  15. 40.
    +2 -1
    biter mi gençlik, mevzu burdan sonra başlıyor. bi sigara içiyorum bir de çiş yapıp geliyorum, devam ediyoruz.
    ···
  16. 41.
    +3 -2
    beyler hafıza kaybı mı yaşıyorum taşak mı geçiyorsunuz anlamıyorum samimi olarak. kimi süper loto diyor, kimi loto diyor. anlamıyorum gerçekten, bi de link verilmiş, ben yazmışım gibi görünüyor, yok böyle bişey. şu anda hayatımdan bir parça anlatıyorum sadece, art niyetli bişey yok. lütfen buna odaklanalım.
    ···
  17. 42.
    +3 -2
    akşam mesai bittiğinde ceyda'yı aradım. gün boyunca ne o aramıştı ne de ben onu aramıştım. soğuk bir sesle "çıktın mı" diye açtı telefonu. kendi kendimi ondan soğutmaya çalışıyordum adeta, her hareketi de batıyordu zaten. "çıkmadım, mesaiye kalıcam, onu haber vereyim diye aradım" dedim, daha doğrusu tersledim. kapattı direk. yürüyerek zincirlikuyuya gittim. oradan beşiktaşa gittim bir taksiye atlayıp. beltaş'ta iğrenç bir türk kahvesi içtim telveli telveli, yeniden taksiye bindim eve gittim. anahtarla açtım kapıyı. içeri girdiğimde evin ağırlığı hissediliyordu. sessizdi, fırtına öncesi sessizlik diyebiliyorum ancak şimdi olacakları haber veren o soğuk gün müydü yoksa evdeki o pis ağırlık mıydı bilemiyorum. ceyda ortalıkta yoktu, benim de onun ismini seslenesim yoktu. yiyecek birşeyler almaya mutfağa gittim, birşeyler atıştırıp odaya çıkmak istiyordum. ardiyelerden birine sakladığım günlüğümü çıkarıp dünü ve ayrıntılarını yazmak istiyordum, bugünkü ceyda'nın iğrenç tavrını ve soğukluğunu kusmak istiyordum nefretimin var gücüyle..
    atıştırdım, yukarı çıktım. günlüğümü sakladığım ardiyenin kapısı açıktı. aklıma geliyordu ama bir yandan da ihtimal veremiyordum. çok dikkatli şekilde, bulunması zor şekilde saklamıştım. ama zordu sadece imkansız değildi. yazdığımı görmüştü elbette bir kaç sefer, "karalıyorum" diye geçiştirmiştim. odaya gittiğimde ceyda arkası dönük şekilde yere çökmüştü. ağlıyordu. ona birşey olduğunu zannettim ve içim ezildi o an. işte o an onu aslında sevdiğimi anladım, ona birşey olmasının canımı ne kadar yaktığını hissettim ama eline bakıp da günlüğümü gördüğümde, canını acıtanın ben olduğumu gördüğümde çok daha fazlaca hissettim o acıyı.
    ···
  18. 43.
    0
    rezerve
    ···
  19. 44.
    0
    güzelmiş bin sıkılmadan okudum
    ···
  20. 45.
    0
    reserved
    ···