0
Ah be hocam şu kardeşinin başından geçenleri bir bilsen...
Geçen açlıktan midemi sıçtım, evet sıçtım. uzun süredir sıçacak bir besine de ev sahipliği yapmıyordu gariban midem, birden sıçasım gelince çok garipseyip sevinçle tuvalete koştum. Aman tanrım, züt deliğim kapanmış, kelimenin tam anlamıyla kaynamıştı. Hemen ilk yardım çantamı alıp kendi kıl dönmesi ameliyatımı yaparcasına başladım işlemlere; ellerimi sabunlayarak yıkadım, malzemeleri elimin altına yerleştirdim ve alnımı silmek için kullanabileceğim tek eşya olan tuvalet kağıdı rulosundan iki yaprak koparıp dörde katladım... Tuvaletteki kararmış aynama doğru domalıp taşaklarımı göbeğimin altına sıkıştırdım, böylece bacaklarımın arasından aynaya, zütümün yansımasına bakarken önüme çıkacak engelleri de kaldırmış olacaktım. aynada sağ elimin sol, sol elimin sağ gibi göründüğü gerçeğini hesaba katmayı unutmayıp zihnimi bu görüntüye alıştırmak için bir dakika boyunca bir sağ el sol bacağa, sol el sağ bacağa egzersizi yaptım. herhangi bir şeyi unutup unutmadığımı kontrol edercesine gözlerimi kapatıp düşündüm, her şey hazır ve mükemmeldi. Düşünme faslı bitmiş, eyleme geçme sırası gelmişti. kurbandan kurbana çıkardığımız jilet gibi dövme bıçağımıza yöneldim... önce zütü yardım sonra çektim aldım ammmına kodumun midesini, ancak midem, vücudumdan; anne karnından alınan bir çocuğun annesinin vücuduna bağımsızlığından bile daha bağımsızdı... Bir çocuk bile kordon bağıyla çıkarken anasının amından, benim midem yerçekimine kendini tamamen bırakacak olgunluğa gelmiş sapsarı ve yumuşak bir armut gibi elime gelmişti. zütümün acısını unutturacak bir fikir geldi aklıma, evet evrim gerçekti. Hatta milyonlara, milyarlara ve radyasyona bile gerek yoktu evrim olgusunun gerçekleşmesi için. Kendini açlığa tam anlamıyla alıştırmış vücudum ne mideye, ne de boşaltım yoluna ihtiyaç duyduğu için ikisini de vücudumdan arındırma gereği duymuştu. ilk olarak mideyi dışarı attırıp, sonrasında züt deliğini kapatmaması da evrimin her zaman mükemmel olmadığını kanıtlar nitelikteydi. Not almalıydım, kanıt toplamalıydım. Yıllardır nice insanlar tarafından kanıtlanmaya, çürütülmeye çalışılmış evrimin sırrını zütümle çözmüştüm. Filmlerde, belgesellerde gördüğüm vakumlu, biyolojik madde saklamak için kullanılan, bu iş için varolan saklama poşetlerine benim evimde en çok benzeyen araç buzdolabı poşetiydi. Sürüne sürüne mutfağa gidip midemi, pipetle vakumlayıp derhal kapattığım poşetin içine yerleştirdim. Artık zütü dikme vaktiydi, çok kan kaybetmiştim lakin mutfağa gitmek için kullandığım vakit, kan kaybından ölme riski taşıyan benim için çok değerliydi ve aklıma gelen en hızlı çözüm, kan kaybımı bir müddette olsun erteleyecek olan vişne suyunu dolaptan almak oldu. Sürünürken pipeti karton kutuya sokmaya çalışıyor, annemin dikiş kutusuna ulaşmak için vargücümle çabalıyordum. Dikiş kutusu normalin aksine bu gün gardolabın üstündeydi, lanet olsun ayağa kalkmama imkan yoktu. Artık bir bilimadamı olduğum gerçeğinin bana verdiği vahiyvari ilhamla hesaplamaları yapıp vişne suyumu içerken gardolaba bir kaç kere kafa attım; kutu üç kafadan sonra kafamın tam yedi santim yanına düşecek, kapağının açılmasıyla içinde ki iğneler kafama değil, kapağın açılacağı bölgenin baktığı kapı yönüne doğru saçılacaktı. Kutu düştü, iğneler saçıldı ve ben çengel iğneye lanet ipliği geçirmekle uğraşmaya başladım. Banyoya, aynanın karşısına tekrar gidecek vaktim yoktu, zütümü oracıkta, görmeden dikmeliydim. Acıyor, çok acıyordu. Bilincim yüksek oranlı bir acı duyduğu için adrenalin hormonunun da etkisiyle gittikçe afallıyordu... Bayılmıştım. Kendime geldiğimde içinde bulunduğum olaya kendimi direk adapte edebilmiş, hiç vakit kaybetmeden zütümü elimle yoklayabilmiştim. evet, bu operasyonda çok başarılı geçmiş, kanama durmuştu. Sürünerek mutfaktan bir vişne suyu daha alıp mutfakta bıraktığım midemi aldım ve odama geçtim. Yorgunluktan uyuyakalmışım, akşam gözümü açtığımda hastanedeydim. Midemi geri takmış, binbir çabayla diktiğim züt deliğimi tekrar açmışlar. Amerika'nın gizli bir servisi ameliyatımı yapan ve gerçekleri bilen doktorlara, böyle bir kanıtın dünyayı, dini yapıları çökertebileceği sebebiyle rüşvet vermiş, uğruna emek harcadığım her şeyin üstünü tekrar ortaya çıkamayacak biçimde örtmüştü... Sen söyle şimdi kardeşim, bu adamlardan hangisi benim yaşadığım fiziksel acıyı çekmiş, mental olarak böylesine zincirlere maruz kalmıştır...
Tümünü Göster