1. 1.
    +7 -1
    part 4: sigaramın dumanı da dumanı

    yeşim abla, sigara aldırdığı gün ilk sigarasını ikindi civarı içerdi. babası namaza giderken (ki o o sırada ben o civarda olurdum) halil amca beni görürdü, severdi sağolsun, bir iki klagib hep sorduğu soruyu sorar, sonra git yeşim ablan çay versin sana derdi. yeşim abla da o esnada balkonda olurdu, aşkım gel bakim, çay soğumasın filan derdi.
    babası uzaklaşınca arka balkonda kurulu çay sofrasına geçerdik, annesi çoktan içeri gitmiş, abisi evde yok, yeşim abla ve ben radyoyu açar, karşılıklı otururduk. yeşim abla ilk sigarasını yakıp, gözlerini kısarak çeker, sonra dumanını bana doğru bütün şuhluğu ile üflerdi. o dumanda ben sarhoş olurken yeşim abla arkasına yaslanır, mindere yerleşir ve günlerdir beklediğim pozisyonunu alır, firikiğini verirdi. o gün giydiği külodun rengini görür merakımı giderirdim, ben çayımı yudumlarken o aynı hareketleri tekrarlayarak dumanı yüzüme üfler, beni firikiğine bakarken yakalar, hafif muzırca sırıtır ama istifini bozmaz, beni çıldırtırdı. gözlerimin karardığı olurdu bazen.
    sigarasından çıkan duman bulut olur beni üzerinde gezdirirdi.
    arasıra rahat edememiş numarası yapar, firikiğin dıbına kor yüreğimi yerinden fırlatırdı. sonra tekrar kıvamında bir firikik ile çayım bitene kadar benim gönlümü görürdü.
    bu fasıl, annesinin bulaşığı yıkaması için bağırmasıyla biterdi.
    ben hala sigarasının dumanının üzerinde sarhoş gibi son yudumumu alırdım.
    ···
  2. 2.
    +6 -1
    --spoiler--
    okumadan önce enty girin bi katkınız olsun amk
    --spoiler--

    sadece bnim yazdıklarımı görmek isteyenler
    http://inci.sozlukspot.co...ek/@how-i-met-your-mother

    öncelikle belirteyim alıntıdır.

    emeğe saygı şukulayın yeter.

    okuyanlar uplasınlar ona göre devam edicem

    edit: hikaye bitti okuyanlar uplasın başkalarıda okusun

    nick6ları ekgib etmeyin.
    ···
  3. 3.
    +6 -1
    part 1: benim fahriye ablam, yeşim abla

    benim fahriye ablam'ın ismi yeşim'di; yeşim abla, ne hatundu yav.
    beyaz tenli, esmer, etine dolgun dedikleri, balık eti tam bir taşra güzeli..
    ama vücudu çok kıvamındaydı, memeleri, zütü göbeği tam kıvamında, gram yağ, selilüt; fazlası filan yoktu.
    eti sıkı dedikleri, taş gibi bişeydi. yüzü de acayip güzeldi, gözleri kocaman, sipsiyah.
    memeleri dipdik.

    dizaltı etekleri vardı, ince kumaştan, rüzgarda dalgalanan, yürürken zütünün arasına giren, iş görürken firikik verdiren cinsten, tasarım harikası olmasa da tinto brass filminden kaçmış gibi havalanan ve adamın yüreğini hoplatan türden etekler.
    bazen de pembe bi eşofman altı vardı, onu giyerdi ki o temelli kudurturdu beni, çamcığının deresi bile belli olurdu.
    üst tarafa giydiği değişirdi ama ne giyerse giysin sütyenini belli eden şeyler olurdu.
    ···
  4. 4.
    +5 -1
    part 5: akşam güneşi

    yeşim abla bulaşık filan işlerine başlayacak olunca ben çıkardım.
    o evin rutin işlerini halledene kadar akşam olmaya yüz tutardı. halil amca namazdan geç gelirdi, namazdan gelince ayşe teyzeyi de alır birine oturmaya giderlerdi. işte o zaman geceler boyu hayalini kurduğum saadet dakikaları başlardı.
    halil amca bizim evin yanından geçerken ben her zamanki gibi görebileceği bir yerde olurdum. geçerken bana seslenirdi "yeşim ablan yalnız evde, hava kararmadan bize git" derdi, ben de tamam halil amca giderim derdim ama kalbim duracak gibi olurdu.
    güneş batmaya yakın yeşim abla arka balkonda görünürdü, bana işareti çakardı, ben ayaklarım yerden kesilircesine koşarak evin kapısında biterdim.
    ben içeri girince, yeşim abla kapıyı kilitlerdi, sen otur aşkım ben de gelecem der beni oturma odasına geçirip televizyonu açardı. kapıyı kilitlemesi demek banyo yapacak olması demekti. o nedenle kapıyı kilitlemediği günler yıkılırdım resmen ama bugün kilitlediği bir günü anlatıyorum, şanslısınız binler.
    ···
  5. 5.
    +4 -1
    part 2: bi maltepe, ama kimseye göstermeden getir

    yeşim abla annesinden, babasından, abisinden, işte gizleyeceği kim varsa hepsiden gizleyerek sigara içerdi.
    aslında millet biliyordu tabii içtiği ama o açıktan içemiyordu, abisi falan filan da içmesine mani olamıyordu.
    yeşim abla her gün bakkala gidemediği için sigarasını ben alıyordum. bir paketi iki gün içiyordu ve ben sigara gününü iple çekiyordum.
    sigara günü evlerinn önünde pis pis dolanırken yeşim abla bir ara balkona çıkıyordu, elinde leblebi, nasa.tr.cr filan gibi bişey oluyordu, onu bana veriyormuş ayağına cebime parayı sıkıştırıyordu. "bi maltepe, ama kimseye göstermeden getir" diyordu.
    o parayı cebime sıkıştırma anı hala unutamadığım, hayatımda en heyecan verici anların başında geliyor.
    genelde sabahı geçkin, öğlenden önce olduğu için kahvaltıyı yeni bitirmiş oluyorlardı, üzerine henüz elbise niyetine bişey giymemiş, v yaka kısmı biraz pörsümüş eşofmanı ile çıkıyordu. parayı cebime sıkıştırırken memeleri neredeyse burnuma hücum ediyordu.
    o sırada başım döner, inşallah çakmaz diye bakmamaya çalışırken kendime hakim olamaz ve mal gibi bakakalırdım.
    sonradan anladım ki, o da bunu fark ediyor ve bazen uzun uzun bakmama müsade ediyor, bazen çabucak toparlıyordu ama yüzüme vurup beni utandırmıyordu. keyfi yerindeyse gözüm gönlüm bayram ediyor, çadırı kurduruyor, keyfi yoksa tadımlık veriyor çekiliyordu.
    bakmama izin verdiği günler o içeri girene kadar yerimden kıpırdayamazdım çünkü çükümü yerleştirirken yakalanmak istemezdim. girer girmez zor yerleştirip kaçardım bakka doğru.
    ···
  6. 6.
    +4 -1
    part 3: teşekkürler aşkım

    sigarayı alıp gelene kadar kurduğum hayallerin hiçbirini daha izlemedim naughty america'da.
    elim cebimde tombalacı gibi, sigara da pantolonumun içinde, sigarayı elimle tutuyorum. sanki james bond amk, neyse, o kadar gizli. yalnız bu yöntemi bana yeşim abla gösterdi, harfiyen uyguluyorum. sigara külotumla pantolonumun arasında, pantolonun cebinden tutuyorum.
    yol bitmesin istiyorum am bir yandan da hızla nasıl geliyorum mükafatımı almak için.
    eve yaklaşınca yeşim ablanın balkona çıkmasını bekliyorum, uzaktan görene kadar yavaşlıyorum, eğer çok yaklaştım da hala çıkmadıysa biraz geri sönüp sonra geliyorum.
    balkonda görünce hızlanıyorum.
    ben bakkala gidip gelene kadar üstünü değişmiş oluyor, o sütyenini gösteren şeylerden birini giymiş oluyor.
    gelince dudağıma yakın bi yerden bi öpüyor, benim içim çekiliyor. o sırada sigarayı almak için güya çaktırmadan, beni öperken elini daldırıyor pantolondan içeri (kemersiz pantolon giyiyorum, daha kamışa su yeni yürümüş) eli bazen denk geliyor bazen gelmiyor, bazen tenime bazen kilota... her seferinde foşşş diye bırakacam diye tedirginlikle, bir yandan da memelerinin ucunu acaba bu sefer görebilecek miyim diye beyin amcıklaması geçirirken, sigarayı koynuna atarken tümden bir memesi fora oluyor, koca sigara memelerini arasında kaybolurken kocaman koyu kahverengi memesinin ucunu görüyor muyum göremiyor muyum anlayamadan kapatıyor.
    burda sabahaları kadar cömertlik yapmıyor, tam göstermeden tadında bırakıyor.
    ···
  7. 7.
    +4 -1
    part 6.1: aralık / ben nasa.tr.crin fıstıklarını seçerdim hep

    yeşim abla kapıyı kilitleyince yüzünde bir tebessüm oluşurdu, bu firikiğine bakarken yakalandığımı umursamayan tebessümdü.
    o tebessüme neler vermezdim. "ben bi duş alacam aşkım, sen tv izle geliyorum hemen, nasa.tr.cre beni de bekle, fıstıklarını seçme" derdi. ben nasa.tr.crin fıstıklarını seçerdim hep.
    o gidince banyonun tam kapanmayan, bir kısmı aralık kalan kapıyı kapatmaya zorlarkenki sesi duyana kadar olduğum yerde nefes almadan beklerdim.
    giderken benim odanın kapısını tam kapatırdı. kodumun kapısı açılırken ses çıkarırdı, yani çıktığımı anlamak için kapatırdı.
    o kapayı kapatıp suyu açınca ben de asgari ses çıkararak kapıyı açar çıkardım. yalnız hemen banyoya yaklaşmamak gerekiyordu. önce holde bir yere pısıp beklemek gerekiyordu. bir iki dakika sonra bir şey unutmuş gibi, kapının kapalı olup olmadığına bakardı, aslında o da ben de nerde olduğumu biliyordum ama gizli anlaşma bozulmamalıydı.
    banyosundan odaya geçerken çırılçıplak olurdu. o zaman dıbının az ama simsiyah kıllarını, iri memelerinin uçlarını, sıkı zütünü, kıvrımlı ve gamzeli beline bir 10 saniyelik bakma fırsatım olurdu.
    odasından birşey alıp tekrar banyoya dönünce kapıtı tam kaptmaya zorlamazdı bile. odadan banyoya geçerken elindeki hep farklı bişey olurdu, bazen jilet, bazen lif, bazen tarak filan...
    elinde jilet olduğu günler traş günü olurdu. yeşim abla taşra kızıydı, dıbının kıllarını manikürde aldırmazdı.
    banyodaki tabureye otururdu, bacaklarını iki yana ayırır önce biraz yıkama bahanesiyle oynar, arasını açar, parmağını gezdirirdi.
    sonra köpükler, dıbının kıllarını kabartır sonra da jiletle vızır vızır alırdı. o zaman epilasyon aleti ne gezer.
    film gibi ama ben bunları kapının aralık kısmından izlerdim, bana işkence etmek istediği zaman aralığa denk gelmeyen kısımda oyalanırdı.
    ···
  8. 8.
    +4 -1
    part 6.2: aralık / ben nasa.tr.crin fıstıklarını seçerdim hep

    yeşim abla dıbını traş ederken ve azdığı zaman izlememe izin verirdi. eğer azmadıysa çok birşey göstermezdi. ama her seferinde o tabureye oturup dıbını ayırırdı. sonra kazandan taşla su dökünmeye başlardı, o zaman birleştirirdi. bu aynı zamanda şovun da sonu olurdu. bişey alıyormuş bahanesiyle kaybolurdu, ben de elim gibimde, odaya gider çıkmasını beklerdim.

    bu bölümün sonu.

    gelecek bölümün fragmanı:
    banyo sonrası bornozla nasa.tr.cr keyfi
    yatak odasında elbise deneme
    pijama giyinme
    yatakta radyo dinleme

    edit: nasa.tr.cr ne bende bilmiyorum reklam olmasın diye koydum
    ···
  9. 9.
    +3 -2
    part 9.1: yatak odasında elbise deneme

    yatak odasına geçtik. önce şöyle bir tereddütle baktı, bişey soracak ama soramıyor. ben atladım, rahatsız oluyorsan ben çıkıym giyinince söyle geliym dedim, yok dedi, ben rahatsız olmam aşkım, dedi, girip çıkma, dur, dedi. kalbim duracak gibiydi. bu aynı zamanda aramızdaki mahremi de attığımız andı. onun da benim de yüzümde bir tebessüm vardı, aynı manaya gelen. bornozu sıyırdı düşürdü aşağı, ilk defa kendini bana doya doya gösterdi, ben de ilk defa doya doya baktım. yavaş hareket ediyordu, elbise seçerken zütünün güzelliğine bakıyordum, belindeki gamze, o an allahın ne kadar harika çeyler yarattığını kabul ettim.
    ···
  10. 10.
    +4 -1
    part 7: ben onun erkeği oldum, o da benim kadınım

    yeşim abla’nın sigara günlerinden birinde evin önünde oylanırken, binin teki beni çağırdı. önce yavşak yavşak bişeyler söyledi, anlamadım, dinlemedim de zaten, bir an önce evin önüne geri dönme derdindeydim.
    sonra bi mektup uzattı, bunu yeşim’e ver dedi. ben de “senin ecdadını giberim amcık ağızlı, zütüne kodumun evladı” dedim. sonraki sahnede çocuk benim ağzımı burnumu hoşaf etti. bir ara gözümü açtığımda noolduğunu anlamadım ama binin suratında bi uçan tepik gördüm. yeşim abla’nın abisi metin abi çocuk beni döverken görmüş, çocuğun azına sıçtı. sonra benim yanıma geldi, çocuk küfür etti abi bana filan diyor bi yandan, ben de mektup verdi dedim yeşim abla’ya. metin abi yeniden çocuğa dalarken beni ordan aldılar mahalle yığıldı filan.

    çocuk hastanelik, metin abi karakolluk oldu. o gün yeşim abla çok korkuyordu, binle bi alakası yoktu ama bunu anlatamazdı, kimse de inanmazdı. babası üstüne yürüyünce ben atladım ortaya, tam tokat bana geliyordu ki elimdeki mektubu uzattım, o ana kadar elimde mektup olduğunu bile unutmuşum. nasıl sıkı tuttuysam, kimse de fark etmemiş, en son babası akletti de mektuba baktılar. amk ne yazdığını da bilmiyorum, daha kötü de olabilirdi. o babasının mektubu okuma süresi bir ömür geçti. babası okuyunca babası mevzuu anladı, binin kendi kuruntusuydu. mektubu almamış olsaydım, ya da o anda atlamasaydım yeşim abla’yı fena dövecekti babası.

    o gün yeşim abla’nın kahramanı, erkeği oldum. artık sanki aşkımı itiraf etmiş gibiydim, o da sanki bu itirafa karşılık vermiş gibi. bana öyle sıkı ve sevgili gibi sarıldı ki, ben de ona doladım kollarımı, memelerini göğsümde hissettim, çüküm kalktı dayandı, tam yerine yerleşti, o hiç garipsemedi, ben de umursamadım. öylece epey sarılı kaldık ve boynumdan öyle bir öptü ki, sanki o gün gerçekten onun erkeği olduğumu hissettim.
    ···
  11. 11.
    +2 -2
    part 8.2: banyo sonrası bornozla nasa.tr.cr keyfi

    saç kurutma bitince gidip ferahlar ve pijamasını giyerdi. o gün bornozla geldi. bornozu pembemsi bişeydi. kuşağını gevşek bağlamıştı. memelerini çataldan itibaren yayılmış haldeydi. her zamanki gibi bağraş kurdu pirize yakın minderin üzerine, ben de aldım kurutma makinasını. kuruturken bornoz iyice gevşiyor, bembeyaz memeleri iyice yayılıyor, neredeyse uçları görünüyordu. saçını sertçe bir yandan öbürüne atarken bornoz iyice gevşiyordu. artık önüne eğildikçe memeleri apaçık görünüyordu. ben malzemeyi yerleştirmek için kıvranıyordum bir yandan bir yandan da sucuk gibi terliyordum.

    biraz sonra huuff bunaldım dedi, bornozdan kollarını çıkardı, iyice aşağı sıyırdı, üst tarafı çırılçıplak, bornoz sadece alt tarafta kaldı. ben makinayı durdurdum, elini fermuarıma attı (kavgadan sonra kemerli pantolon giymeye başlamıştım). kemerimi çözdü, pantolonla kilotu aşağı sıyırdı. zeten hazır bekleyen çükümü önce biraz okşayıp sıvazladı, sonra diliyle ucundan daşaklarıma doğru gezdirmeye başladı. ben de koca memelerini avuçlayıp bırakıyordum, gözlerim kararıyor başım dönüyordu. birden hepsini birden ağzına alıp emdi, ileri geri emmeye başladı. artık dayanamıyordum, gözlerim kararıyordu ki birden vuufffff diye kurutma makinası durdu.
    ···
  12. 12.
    +2 -2
    part 8.3.2: (flash forward) o gün yeşim abla sigarayı bıraktı ben başladım

    üniversiteyi kazandığıma yeşim abla hiç sevinmedi. aramızdaki yıllardı devam eden dillendirilmemiş aşka en büyük darbeydi bu sanki. bunu da dillendirmedik. üniversite boyunca memlekete gittikçe kız arkadaşın var mı diye sorardı, ben de yok derdim. harbiden de üç sene sap gezdim. ben de senin isteyenin yok mu derdim, o da “ben sana varacam” derdi, ben “varacam”daki “a”ları “e” olarak okurdum ve “ben sana verecem” diye duyardım.

    dördüncü sınıfta bir kızla çıkmaya başladık. çok da hevesli olduğumdan değil ama oldu işte. bu tuttu fotoğrafların feysbuka attı, o tak da o sıralar yeni popüler olmuş. aradan çok geçmeden bir haber aldım. yeşim abla nişanlanacakmış. yıkıldım. kızı aradım senin sülaleni gibiym dedim, ayrıldık. hemen memlekete gittim.

    arka balkonda çay içiyoruz eski günlerdeki gibi. firikiğini ayarladı, sigarasını yaktı, suratıma üfledi. kız arkadaşınla aran nasıl dedi. ben de sövdüm ayrıldık dedim. acı acı güldü, bir nefes daha aldı sigaradan, ben bugün sigarayı bırakıyorum dedi, bana uzattı. sigarasını aldım dudaklarımda filitresinin ıslaklığını hissettim, dudaklarını dudaklarımın arasına almış gibi, ben de bugün sigaraya başlıyorum dedim. yeşim abla o gün gerçekten sigarayı bıraktı, ben de gerçekten sigaraya başladım.

    o sigara, aramızdaki gizli anlaşmayı deşifre etti, ben onun erkeğiydim o benim kadınımdı.
    ···
  13. 13.
    +3 -1
    part 8.3: banyo sonrası bornozla nasa.tr.cr keyfi

    kendime geldiğimde yeşim abla sırıtarak bana bakıyordu, bornozda fora olan memelerinden başım dönmüş olacak ki fark etmiş, bayılmıym diye toplamıştır. yani sakso kısmı benim umduğum şeydi ama hayaldi binler, amsterdam mı lan bura. o günün nimeti, memelerin full görünümüydü.
    ama gece orda bitmedi.

    sonra nasa.tr.cr faslına geçtik. işte buradan sonrasını hayal bile edemezsiniz.
    ···
  14. 14.
    +4
    okuyanlar hayat belirtisi verin uplayın başlığı
    ···
  15. 15.
    +3 -1
    part 8.1: banyo sonrası bornozla nasa.tr.cr keyfi

    o günden sonra yeşim abla’nın frikik verirkenki tavırları eskisine göre farklıydı. eskiden sırf heyecanlandırmak için hamleler yapardı, artık fark edebiliyordum ki, firikiğini görmemden zevk alıyordu. daha “dokunaklı” bir ilişkimiz vardı, elim neresine denk gelirse gelsin rahat olabiliyordum, ki elim de sık sık zütüne, memelerine filan denk geliyordu.
    ben de tam erkek moduna girmiştim amk. işte yine bir banyo günü onlardayım. o sıralar son vukuattaki üstün sahiplenme olayından dolayı, yeşm abla ne zaman yalnız kalsa beni gönderiyorlardı yanına zaten. her zamanki gibi yeşim abla banyoya girdi. fakat ben odadan çıkmadım. odasına unuttuğu şeyi almaya gitti, geri banyoya döndü ama ben holdeki yerimde değildim. erkekliğe tak sürmüyorum aklım sıra, artık çocuk değilim amk.

    banyoda su sesi kesildi. normalde banyo sonrası pijamasını giyinip odaya gelirdi, ben sonrasını görmezdim, o gün bornozuyla geldi odaya. saçını odada kuruturdu, ben de makine tutardım. onun en güzel tarafı, banyo sonrası sütyen giymez, ince bir tişört gibi bişey giyerdi, tişört terden ıslanıp içini gösteren bir hal alırdı bazı bölgelerde. en çok belinin gamze olan kısmı ıslanırdı, bir de memelerini arası. bir süre sonra tişörtten memelerini ucu giderek daha belirgin hale gelirdi.
    ···
  16. 16.
    +3 -1
    part 8.5
    yeşim ablamın dıbını gördüm. çok güzeldi ama o da nesi. 21 cm bir de yarağı vardı. ailesinden habersiz shemale olmuştu.
    beni banyoya zütürdü. kemersiz pantalonumu çıkarıp cayır cayır gibti. roller değişmişti. artık ben onun kadını o da benim erkeğimdi.
    ···
  17. 17.
    +3
    part.6.2 geliyor beyler siz nick6 ve şukumu yollamayı unutmayın
    ···
  18. 18.
    +2 -1
    part 10: yeşim ablalarda kalıyorum gece

    arasıra yeşim ablalarda kalırdım ama o kavgadan sonra daha sık kalmaya başlamıştım. fakat kalacağım zaman genelde ev ahali tümden evde olduğu için pek bi numara çıkmazdı, çok sıkılırdım yatana kadar. allahtan erken yatarlardı ama bu defa da gece uyuyamazdım. yeşim abla hemen yandaki odada ama ben salonda, mecburen hayal kura kura sabahlardım.

    o akşamlardan birinde, metin abi eve sarhoş geldi. aslında genelde öyle olurdu ama babasına görünmeden, ya yeşim abla, ya annesi odasına geçirir sessizce, o da sızardı. o gün mal gibi böörüyor, hıçkırıyor, kusuyor, bi garip. sevdiği kızdan mı ayrılmış, noolmuş, bişi olmuş işte. odasına gitmedi, televizyon izliycem bilmem ne dedi, salona geldi. ben de kanepede yatıyorum. yeşim abla geldi, ikna edemediler, ben de tırsmış bekliyorum. sonra annesi dedi sen gel, yeşim siz senin odana geçin. ınınınnn, beni bir heyecan bastı, zıpladım çıktım.
    ···
  19. 19.
    +2 -1
    part 9.4: yatak odasında elbise deneme

    saatin nasıl geçtiğini anlamadık bile, ben sen en güzel kadınsın deyince, artık bu oyunu bitirmenin zamanı geldiğini düşündü herhalde, döndü, bi sarıldı, ben de doladım kollarımı. benim pantolon var ama çüküm tam dıbının oraya denk geliyor, o çırılçıplak ben giyinik dıbına koyum. ama elimi sürekli gezdiriyorum vücudunda. sen benim kahramanımsın dedi, o mektup olayını, iyiki sen vardın, kıskandın beni de mi dedi. ben de kıskandım tabi, o bini eninde sonunda hoşaf edecem dedim.
    acayip güldü bu lafa.
    ama durum öyle garipki, sanki çıplak değil gibi, o kadar rahat, elim belinde zütünde geziyor.
    bir an geri çekildi, öyle bir baktı ki lan midemin ordan vızıınnn diye bişey iki tur attı burnumdan çıktı dıbına koyum.
    sen kimseyi duddağından öpmedin de mi dedi. ben de yok abla ya kimi öpecem diye tripsel bi ses çıkardım, ciyakladım lan resmen.
    ···
  20. 20.
    +3
    upupupupup beyler okuyosunuz dimi
    ···