K*rd ü memnu biliyom ben bunu ya sonunda eşşek ölüyo

Deli gibi oradan oraya sallanmaya başladı. Tutamıyordum huuryu. özür dilerim lütfen yapma birtanem diyordum. Sarıldım sımsıkı ona, huzur vardı gri tüylerinde. Sakinleşesiye kadar tuttum onu. bitti artık herşey sakindi.

Bana bunları neden yapıyorsun dedim kaç kere cevap vermiyordu ki salak salak sesler çıkarıyordu anlamıyordum.

Banyodan aldığım bezlerle temizledim pisliklerini. Bu kadarı fazlaydı aslında. salyaları anlarım ama işin içine tak girerse kötü. bir zaman sonra işim bitti. hiçte yorulmuyordu. sürekli dört ayağının üstündeydi. " Acıktın mı ?" diye sorum. bir şey söylemedi huur yine. mutfağa gittim dolapta son kalan bamya çorbasını tabağa doldurup getirdim önüne. azıcık da ekmek.

Yemeği de yemiyordu bir türlü. her şeye tepkisiz kalıyordu. benimi sınıyordu kaltak anlamıyorum. çektim sandalyeyi karşısına yemesini bekliyorum. bir müddet sonra o büyük narin dilini şlapp diye soktu çorbaya. her şey aniden oldu yine. suratıma gelen çorba damlalarını görmedim bile. her taraf çorbaydı dalgamı geçiyordu. sandalyeye tekme savurdum ıslak elimle tokatlamaya başladım huuru. niye böyle yapıyorsun bana bunları diyerek ağlıyordum. oda üzülüyordu tepinişlerinden anlıyordum.

Amk k%rdü

Birşey demeden kapıyı suratına çarpıp çıktım evden. parka gidip kazları izlerken bir müddet ağladım. Aramak geldi aklıma telefonu olmadığı gelmedi aklıma. bir müddet daha takıldıktan sonra eve doğru yürümeye başladım. Aklıma çiçekçi geldi. çiçekçi dükkanı bulup içeriye girdim ve bir demet çiçek alıp evin yolunu tuttum.

Mutluydum ona sürpriz yapacaktım. hızlı adımlarla eve yaklaştım.

Anahtarı soktum deliğe girdim içeri. Yerinden kımıldamış evleri gezmiş gördüm. o an alışmaya başladığının farkındaydım. yatak odasına girmiş yatakları çamur bulaştırmış. güldüm geçtim.
karşısına geçtim " sana bir sürprizim var rıfat" dedim. bakıyordu gözlerimin içine. aniden çıkarttım çiçek demetini. datatatatamm diye bakıyordum ona. hiç beklemediğim anda elimdeki çiçeği kaptı ağzıyla görgüsüz huur evladı.

gözlerimin önümde para saydığım çiçeği yedi. nasıl olur daha yeni yemek yedirmiştim halbu ki.

Karşısında kalakalmıştım. Dövmeyecektim. " bana bu acıları neden çektiriyorsun rıfat ?" diyordum. cevap vermiyordu yine. Sinirlerim bozulmuştu yine. Tuttum semerinden elime boğazına sarıldım gözlerinin içine baktım huurnun. dayanamadım.

Birden dudaklarına yapıştım deli gibi öpüyordum dudaklarından. dudaklarım ağzına giriyordu o kadar büyüktü ama olsun sorun değildi.

üstümde bulunan atleti çıkarttım. önümdeydi. aniden ayağa kalktı. Ne kadarda mutlu görünüyordu huur. atleti çıkarttıktan sonra tekrar öptüm bir müddet. artık iş işten çıkmıştı.
arkasına geçtim rıfatın. boyum yetmedi o küçücük deliğine. zıpladım, pozisyon değiştirdim ama yine olmadı. terlemiştim. seni gibecem sürtük diyip hızlıca sandalye getirdim.

arkasına koyup üstüne çıktım daha rahattı. o da istiyordu biliyorum kaltak. bir müddet küçük zütünü becerdikten sonra indim sıra ağzına vermeliydim...

Önüne geçip ağzına almasını söyledim. Kafasını çeviriyordu. Çok sinirliydim zaten kafasını tutup zorla tıkıştırdım ağzına kaltağın. her şey güzeldi. Fakat o ana kadar.
Birden ağzını kapattı içinde kalmış çıkartamıyordum. kaç defa kopacak bırak dedim bırakmadı. Dayanamadım ve elime aldığım bardağı kafasına patlattım. geri çekildi aiii aii diye. üstüme yürüyordu, kıyamam korkmuş olmalı. ağzıyla kolumu kaptı şaşırdım çok mu sevdi acaba kolumu derken küçük bir parça kopardı huur çocuğu. bende sinirlenmiştim artık ...

iyi gibemedin diye oluyor bunlar hep.

işim bitti. kapıyı çarpıp çıktım yine. Sahile gittim, denize karşı ağlayarak burnumu oynadım. ağlıyordum çünkü canını yakmıştım onun. bir müddet onu düşledikten sonra gezmeye karar verdim. kendi kendime neden eşeğe aşık oldum diye düşünürken eve geldim yine.

kapıyı açtım. ortalıklarda görünmüyordu etrafta. mutfağa doğru yöneldim gördüklerim karşısında fenalık gecirecektim. ocaktaki yemekleri dökmüş kaltak. iyice sınırı aşmıştı. semerinden tuttuğum gibi bahçeye getirdim. bir gün boyunca burada duracaksın yeter artık diye azarladıktan sonra bağlayıp, uyumak için eve girdim. ..

Onu gibdiğim anları düşünüp mastürbasyon yaptıktan sonra uykuya daldım. Sabah iş olduğu için erken kalkıp tekrar üstümü değiştirmeye başladım. Bir an önce dışarı çıkıp onu görmek istiyordum.

Üstümü değiştirdikten sonra bahçeye çıktım. Çıkmaz olaydım. Keşke bahçenin etrafını duvarlarla cevirseydim dedim içimden. ..

Biraz daha seyrettim onları. karşılık bile vermiyordu. Öylece gibiyolardı. Çok ağlıyordum. Artık sinir beynime vurdu ve koşarak yanlarına gittim yaklaştım, durdum. Gözlerine bakıyordum nasılda bakıyordu bana huur çocuğu. Silahı doğrulttum ve " nasıl yaptın bana kaltak neden cevap ver" dedim. Vermedi.
Diğer Eşekler hala gibiyodu onları gördüm ve dayanamayıp rıfatımın o küçük kafasına sıktım.
"Taağkk" diye bir ses ve küçük duman çıktı. Tekrar baktım yere yığılmış o pürüzsüz kafasından kanlar akıyordu. Diğerleri hala gibiş peşindeydi... onlarada sıktım defalarca öldürdüm hepsini.. fırat hariç diğer esekleri bahçe dışına çıkardım. Zavallı Rıfat istermiydim böyle olsun.. başında ağlıyordum hala, son kez ilişkiye girmek istedigimi anladım ve ölüsünü oracıkta gibiverdim.

Evin arka tarafındaki ağacın dibine gömdüm onu...

Ondan sonra hiçbir eşşek bana o ilişkide ki tadı vermedi bana..

Cifte yemedinmi essek vermiyecem dedimi zorlami yaptin

Ellerini ayaklarını zor da olsa bağladım. öylece kala kalmıştı masumca. o halini gördükçe öpüp gibmek istiyordum artık. savunmasızdı. yanına yattım başını okşadım. bit vardı sanırım olsun önemli değil.
"Korkma lütfen"
"Sana birşey yapmayacağım"
" neden bana böyle kaltaklıklar yapıyorsun ?"

bunları dedikten dakikalar sonra nefes nefese giberken buldum kendimi...

Yine de okudum eline sağlık fena değildi.

Çok seviyordum onu. gözleri bakışları çıkardığı sesler beni benden alıyordu. Adı Rıfattı. diyeceksiniz şimdi eşeğe böyle isim mi koyulur koydum işte.

"3 yıl önce kaybettim rıfatımı. Herşey 3 yıl önce başlamıştı zaten."

Pazarda dolaşırken yaşlı bir moruğun elinde esir şekilde gördüm onu. Yaşlıyı oç dedikten sonra koşarak adamın yanına gittim. "Bu eşşek benim olmalı çok güzel parası neyse veriyim" dedim. Adam bir miktar para söyledi verdim varımı yoğumu.

Tuttum semerinden girdim semerciğine evimin yolunu tuttum.

Yolda sürekli göz göze geliyorduk. Etkilenmiştim ondan. Gözleri, Burnundaki o pislikler, Amcık gibi kokan vücudu, Güneş sarısı dişleri. Evet etkilendim ondan. Yolda giderken okşadım onu nasılsın diye sordum cevap vermedi çekingen belli ki. Güldüm geçtim doğal yeniyiz daha diye. Ellerim sırtından karnına doğru iniyordu çok yumuşaktı kevaşe.