-1
anlatıyorum.
einstein bir keresinde demiştirki, 'aslında herkes bir dahidir, ama siz bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir.'
Aslında sadece balığı ağaca tırmanmaya zorlamakla kalmıyorlar, balığı aşağı indiriyorlar. üstünede kilometrelerce koşturuyorlar. MEB milyonlarca insanı robotlaştırmaktan zevk alıyor herhalde.
Bu öğrenciler okullarda akıntıya karşı yüzüp, aptal ve gereksiz olduklarını düşünüyor. eğitim sistemimizde özgürlükler ve yaratıcılık kısıtlanıyor, öldürülüyor.
Günümüzdeki bir araba ile geçmişteki bir araba arasında çok fark var değil mi? Peki şimdiki sınıf ortamıyla geçmişteki bir sınıf ortdıbını karşılaştıralım. Abartısız, yüzyılı aşkın süredir neredeyse hiç bir şey değişmedi, ve hala öğrencileri gelecek için hazırladıklarını iddia ediyorlar. işte burada aklıma bir soru geliyor. Eğitim sistemimiz öğrencileri gelecek için mi hazırlıyor yoksa geçmiş için mi?
Bu öğrencileri fabrikalarda çalışmaları için 'eğittiklerini' gösteriyor. Tertipli, güzel bir şekilde oturtup, söyleyecek şeyleri olduğunda ellerini kaldırmasını tembihleyip, kısa bir arada yemek yemesine müsade edip sonra da günde 8 saat boyunca ne düşünmeleri gerktiğini anlatıyorlar. Birde onları 100 alabilmesi için yarıştırıyorlar.
Dünya artık ilerledi ve şimdi yaratıcı, yenilikçi, eleştirel ve bağımsız olarak düşünebilen ve birbirleriyle bağlantı kurabilen insanlara ihtiyacımız var.
Öğrencilere neden değersiz bir eşya muamelesi yapılıyor, tek beden saçmalığı neden? Düşünsenize bir doktor bütün hastalarına aynı reçeteyi yazarsa sonuç felaket olabilir. Okul sisteminde yaşanan ise tam olarak bu.
40 öğrencinin önünde tek bir öğretmen ve her bir öğrencinin farklı karakteristikleri, istekleri, özellikleri ve hayalleri varken hala aynı şeyi aynı yöntemlerle, zorlayarak aşılamaya çalışıyorsun. Bu dehşet verici.
Peki öğretmenler, dünyanın en önemli işini yapıyorlar ve buna ramen düşük ücret alıyorlar. Öğretmenler aslında birer kahramandır ancak seçme hakları bulunmayan bir sistemin kölesi halindeler.
Müfredatlar hayatlarında bir kere bile ders vermemiş politikacılar ve siyasetçiler tarafından hazırlanıyor. Sadece testlere kafayı takmışlar. Kağıtların üzerine işaretlenen noktaların başarıyı ölçtüğünü zannediyorlar.
Eğer bu yolda ilerlersek durum dahada kötüye gidecek. Değiştirelim, geliştirelim. Her öğrencinin içindeki ruhu uyandırmadıkça okul ruhu bir işe yaramaz.
-ALINTIDIR-
not: Alıntı olmasına rağmen yazıya aktarmam ve orjinal dilden çevirmem baya bir zamanımı aldı. Özet falan yok.