eğer yanımda olsaydı bugün on yıl olacaktı

Yakup benden önce bulaşıkları yıkayıp tuvaletleri temizleyen çocuktu onunla ilgili sadece bunu biliyordum iş buyurmazdı hayatta bana çayını kendi koyardı arada hal hatır sorduğu yardım ettiği bile olurdu pek giblemezdim ben sonra işte ben bunlara girince dümdüz doğrayınca bunları bu herkese dönüp kime ne sorarsalar sorsunlar birbirlerine girdiler diyeceksiniz yoksa bu adam döndüğünde ne yapar bir tahmin edin. Almış elimden bıçağı vermiş Ferdi'nin eline Hamdi bini zaten taşırdı üzerinde onuda kana bulayıp vermiş eline herkeste züt korkusuna bu adamlar ölür de bu herif koğuşa geri gelirse 25-30 sene ile gelir alayımız doğrar diye ağız birliği yapmışlar yememiş tabi gardiyanlar ama ifadeler birbirini tutunca bir gib yapamadılar bende böylece yırtmış oldum. Ama inanın umurumda değildi hiçbiri ve döndüğümde koğuş çok farklı olacaktı...

reserved

Döndüğümde koğuşta çok şey değişmişti ben içeri girdim herkes sanki hortlak gibi bana bakıyordu. Böyle tırsak bakışları vardı çekingen geçtim ranzama oturdum bir anda etrafıma doluştular. Yakup girdi söze;

+ Bundan sonra sen ne dersen o olacak bu koğuşta herkes bunu istiyor bizi çok büyük 2 beladan kurtardın. Ağamızsın.
- Ne diyorsunuz oğlum siz ne ağalığı ne paşalığı? Hem ne oldu da yırttım ben bu işten şoka girmişsin olayı görünce dediler ne ayak lan ne şoku anlatın hele bir?

Yakup'un yaptıklarını anlattılar hep beraber bundan sonra emrindeyiz ağam falan dediler.

- Kimseden bir şey istemem ağalık falanda istemem bana kimsenin ağam demesin. Herkes adam akıllı cezasını çeksin birbirinin zıttını basmadın yeter.
+ Tamam ağam dediler dağıldılar

içimden hay amk hala ağam diyorlar diyorum ama o sırada hemen Yakup'a döndüm.

- Yakup gelir misin bir kardeş?
+ Buyur ağam?
- Ne ağası oğlum ismim ile hitap et bana!
+ Peki Tarık...

Baya bir konuştuk işte benim onlar gibi kötü bir adam olmamam ve bunların zulmüne son vermek için yapmış. Bana minnettarmış falan. Bir şey diyemedim teşekkür ettim. Artık bir mapus arkadaşım güvenebileceğim ve borçlu olduğum bir adam vardı...

roman yaz, film çek, dizi yap, adını tarık koy, harcanma buralarda!

Beyler artık içerideki durumlar düzene girmişti biraz ziyaretime geldiğinde söyledi Haluk. Sınıfta kalmışım otomatik olarak devamsızlıktan. Neyse dedim sağlık olsun açıköğretim falan alırım bir şekilde diplomayı ama Elçin yoktu nerede falan niye gelmedi dedim.

+ Kardeşim Elçin hastanede
- Ne hastanesi lan ne oldu bir şey mi oldu ona??
+ Yok kardeşim merak etme boronşit olmuş işte kendine dikkat etmiyordu pek elimden geldiğince dikkat edip ekgibliğini hissettirmek istemedim ama dinlemedi beni
- Of ulan of ulan bak bir şey var da benden saklamıyorsun değil mi?
+ Yok kardeşim olur mu öyle şey? Sen merak etme bana emanet. Ama kusura bakma bakamadım ona hasta oldu.
- Eyvallah kardeşim. Senin bir suçun yok tanırım Elçin'i bir şeyi kafaya takmaya gördün kimse engel olamaz. Burnumda tütüyor lan biliyor musun?
+ Biliyorum kardeşim elbet geçecek bugünler rahat ol.
- inşallah kardeşim benim.

Sonra biraz daha bir şeyler konuştuk bitti ziyaret gittim koğuşa 2 hafta kalmıştı mahkemeye günler ilerlerken zamanda fena geçmiyordu artık içeride Yakup'la tavla falan oynuyorduk.

Ve sonra o büyük gün geldi... Mahkemem vardı...

Beyler çok umutluydum ulan içeriden birde takım ayarlamıştım epey tuzluya gelmişti ama bulmuştum bir tane hafifte sıkıyordu. Neyse traşımı oldum sinekkaydı şeklim yerindeydi. Tahliye ihtimali falan iyi hoştu ama beni asıl mutlu eden parmaklıklar olmadan sarılabilecektim sevdiğime...

EEllerin vardi dokunman icin yandigim
gözlerin vardi bakmak icin delirdigim
önce farkliydik askla bagliydik, sevisirken aglardik...

http://www.youtube.com/watch?v=g8heHXR1xI0

devam reis takipteyim

Burdayiz reyiz

başladım

Mahkemeye girerken yine boynuma atladı sevdiceğim kokusunu çektim içime doya doya kelepçeli ellerimi aldım saçlarının arkasına doyasıya çektim içime öptüm onu kokladım sanki bir daha göremeyecekmiş gibi...

Çıktım hakimin karşına ne sorduysa cevapladım. Çok düzgün cevaplar verip haklı çıkmaya çalıştım. Bu arada Tahsin'le Haluk bana bir avukat ayarlamıştı adamda elinden geleni yaptı karar açıklanırken çok heyecanlıydım ulan galiba kurtulacaktım.

Ve Hakimin ağzından şunlar döküldü.

Sanığın tutukluluk halinin devdıbına... buradan sonra beynimde aşağı kaynar sular döküldü dengemi kaybettim halsizlikten ölecektim zaten 2 gecedir uyku girmiyordu gözüme Elçin'i görmek buradan kurtulmak hayallerim vardı amk yine olmamıştı...

Bu kez 6 ay ertelemişti mahkemeyi... 6 ay bir ömür gibi olmuştu gözümde. Hiç bitmeyecek gibi hissediyordum bu zamanı... Elçin'siz her dakika bir ömür gibiydi zaten...

Yine demir parmaklıkların arkasındaydım. Ama dedim ki ulan pes etmeyeceğim eski ben olsam her şeyden umudumu keser dışarıya beni çıkaracak ne var derdim ama bu kez çok geçerli bir sebebim vardı. Elçin... Ne pahasına olursa olsun çıkmalıydım içeriden...

Yine dönmüştüm içeri ama her zamankinden daha güçlü olmalıydım. Beni öldürmeyen güçlendirmeliydi evet...

Bu parçayı kaç defa dinledim bilmiyorum ama her dinlediğimde bir sigara yaktırır bana...

http://www.youtube.com/watch?v=nS7otG6S2gE

Beyler içeride günler olabildiğince hızlı geçiyordu yani artık voltaya çıkıyordum tavlalar hala devamdı Yakup ile çok samimi olmuştuk onunla. Ondan bahsetmeden geçemeyeceğim. Yakup'un hikayesi çok üzmüştü beni. Yakup içeriye işlemediği bir suç yüzünden girmişti. O bir suçu üstüne almıştı ve bunu ailesi için yapmıştı. Sefaletten geliyordu Yakup kodaman huur çocuklarından birinin oğlu bir kadına vurup kaçıyor para karşılığı da suçu Yakup'a yıkıyorlar neden yaptın oğlum para için değer mi dedim?

Dedikleri hala dün gibi aklımda...

Bak kardeşim ben 3 çocuklu bir ailenin en büyüğüyüm bir bacım birde biraderim var. Hiçbirimiz gün yüzü göremedik anam babam sefalet içinde bizim okutup büyütmeye çalışıyordu bende okuyamadım bıraktım kardeşlerim okusun anam babam rahat etsin diye inşaatlarda yapmadığım iş kalmadı. Ne zamanki benim birader zatüreden öldü gitti ben o gün bugündür ben değilim. Para dediler pul dediler sağlık güvencesi dediler. Kardeşim iyi mi diye sormadılar daha 6 yaşındaydı kardeşim benim 6... 6 yaşında günahsız bir çocuktu neden o öldü neden zenginlerin bebeleri top oynarken o küçücük yaşında öldü. Onunda hakkı değil miydi top oynamak_ Onunda hakkı değil miydi okula gitmek? Babam 20 yıl yaşlandı bu olaydan sonra anacığım dilini yuttu resmen kaç ay konuşamadı. Bacım desen oda daha 12 yaşında okuması lazım bakamıyorduk bile. Ya ne yapsaydım kendimi düşünüp onları ölüme mi terk etseydim. Ben bu suçu üstüme alarak onları kurtardım. içeri girerken tek bir kişiden bir söz aldım. Bacımdan... Benim bacım okuyacak doktor olacak... Halil'im gibi bebeler ölmesin diye...

Al Yakup'um sana gelsin bu şarkı güzel kardeşim benim... Halil'e gelsin...

http://www.youtube.com/watch?v=PbGPyEK9mNk

Beyler bu gecelik bu kadar olsun iyice dağıldım zaten 1-2 duble daha atıp yatacağım zaten dinleyen herkes çok teşekkür ediyorum yarın yine devam ederiz hepiniz kardeşimsiniz adamın dibisiniz...

bu hikaye senin degil öyle uydurulcak gibide durmuyoda kimin cok merak ettim reyiz.. çok çok iyi ama

iyi geceler panpa, bugun baya yazdin zaten.. * Yarin gene bu saatlerdemi burda olursun ?

adam dertli beyler

http://inciswf.com/1287818341.swf

lan bildiğin roman bu dıbına koyum naptın sen hacı

hayatımı gibtin kardeşim. bu dıbına kodumun yerinde 2. kez ağlayışım. ama bu sefer ki öyle böyle değil. hüngür hüngür ağlattın beni.

http://www.youtube.com/watch?v=jrpn3gNEoBw

rez 8 sayfa okudum

amk ağzımıza sıçtın lan hikaye gerçek de yalan da olsa gibimde değil devam et panpa