1. 1.
    +1
    edit: özet geçiyorum, başlıkta kendi ilginç, kimi zaman merak uyandırıcı, kimi zaman şaşırtıcı, kimi zaman da gizemli ve korkunçlu hayat hikayemi anlatırken, simya; ölümsüzlük, ölüm ve ötesi, enerjiler, evren, ve aklınıza gelip, gelemeyecek olan her türlü konu hakkında bilgi vereceğim.
    ···
  2. 2.
    +1
    antalya'da, tamamiyle sıradan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. yaşantım ilkokul 4.sınıfa geçesiye kadar gayet normal, aptalca geçti. çok salak bir çocuktum aslında. ayrıca başarısız birisiydim. ne bileyim, baya bir eziktim, bunlar gereksiz ayrıntılar. her şey 4.sınıf gibi, ya da 3.sınıf tam hatırlamıyorum, 9-10 yaşlarında başladı. öncelikle belirtmek istiyorum. çooook küçüklüğümden beri, anasınıfından bile önce, bruce lee ve zaman geçtikçe de jackie chan gibi adamların hayranıydım ve filmlerini takip ederdim. tam bir dövüş, vuruş kırış hayranıydım. büyüdükçe, bu ilgi, gerçek bir savaş sanatları ilgisine dönüştü. çin, japon, hatta diğer bölgelerin her türlü savaş sanatını araştırıp, teorik olarak, bütün inceliklerine kadar öğrendim. şuan halen savaş sanatları çalışmaya devam ediyorum, bu benim için bir tutku olageldi daima. kung fu'nun bir çok içsel ve dışsal stilinden tutun da, ninjutsu'ya, jujutsu ve karate ryularına kadar her birini çalıştım ve her biri hakkında bilgi edindim. ışıltılı yolculuğumun başlamasına sebep olan şey, savaş sanatlarıydı.
    ···
  3. 3.
    +1
    oldukça hayalperest bir çocuktum öncelikle bunu söylemeliyim. bazı filmlerde, dizilerde, kitaplarda, okuyor; görüyor ve izliyordum. elementleri kontrol eden insanlar, kahramanlar falan vardı. buz, ateş, su, yıldırım, toprak, ağaç, metal, hava gibi elementleri kontrol eden doğaüstü insanlar. daha sonra mortal kombat oyununda ki ermac karakteri ilgimi çekmeye başladı, ermac denilen karakter "telekinezi" yeteneğine sahipti oyunda. daha sonra ben de bu tür güçlere sahip olmayı istedim ve umutla internetten araştırma yapmaya koyuldum. karşıma bir sürü, beklemediğim kadar kavram çıktı. telekinezi, elementleri kontrol etme konusunda; pyrokinezi, aerokinezi, hydrakinezi, terrakinezi, hatta doğa olaylarını kontrol eden atmokinezi, pgitakinezi, pgibometri, telepati, durugörü, duruişiti, durusezi, durubiliş, bir sürü yetenekle, efsaneyle, ve kinezi denilen olgular ile karşılaştım. işler oldukça ilginçleşmeye başlıyordu. ben ise hayalci bir çocuğun aklına sahip muhteris bir mahlûkattım.
    ···
  4. 4.
    +1
    internette bir sürü çalışma vardı, telekinezi çalışmaları, pyrokinezi çalışmaları, işte vay efendim buzu zihin gücüyle ileri geri zütürme çalışmaları, psi ball ve psi wheel çalışmaları, telepati çalışmaları vesaire. ben de merak sardığım için hepsini okuyup çalışıyordum tabiki. ancak biraz inançsızlık ve gayretsizlikle tembelce çalışıyordum. hal böyle olunca, 1 sene boyunca mal gibi gezdim, ortaya hiçbir gib çıkmadı. ben de öğrenci hayatıma geri döndüm ve bu kinezi olaylarını falan hayatımdan çıkarıp, gibtir ettim. ancak bilmiyordum ki, bütün bu gerçekleşen şeyler, bir zincirleme tesadüfler silsilesinin başlangıcı olacaktı, ve hayatımı kökünden değiştirecekti. ( hala mortal kombat fanıyımdır. )
    ···
  5. 5.
    +1
    neyse beyler, aradan 1 sene gibi bir süre geçmişti, artık biraz daha büyümüş ve olgunlaşmıştım. kung fu'ya ve diğer çin savaş sanatlarına oldukça merak sarmıştım. internetten inanamayacağınız kadar araştırma yaptım ve bu işin ehillerini bulup bizzat konuştum, gerçekten oldukça derin bilgiler edindim bu konuda. tabii o zamanlar şuanda olduğum gibi tam donanımlı, tamamiyle bilgili değildim, ancak o çocuk aklımla bile hiç kimsenin bilmediği kung fu stillerini araştırıp bir ton yazı okumuştum ve bir sürü ustanın hikayesini duymuş, izlemiştim. ben kick box falan yapmıştım bir süre ama pek hoşuma gitmemişti o dönemler, zaten bir kaç ay yapıp bırakıyordum çünkü kick boxdan hiç hoşlanmıyordum. daha sonra internetten kung fu okullarını araştırmaya başladım. uzun süre hiçbir şey çıkmadı, çok gibindirik yerler vardı, antalyada zaten bu işle uğraşan adamlar yoktu. daha sonra aradan yarım yıl geçti yaklaşık, buraya sonunda gerçek bir kung fu ustası gelmişti.
    ···
  6. 6.
    +1
    ismini değiştirerek söyleyeceğim yoksa bulursunuz, ifşa edemem. adı yıldırım olsun. yıldırım hoca'nın hayatını okumuş, etkilenmiş, ardından gelişen bir takım olaylar sonucu öğrenci olarak yanına gitmiş ve çalışmaya başlamıştım. hangi kung fu stilini öğrendiğimi söylemeyeceğim çünkü stillerden bile ifşa olabilir. türkiyede ki en iyi ustadır benim gözümde, onun gibi başka bir usta aradım ancak bulamadım, varsa da ben bilmiyorum. o filmlerde anlatılan, "gerçek kung fu" denilen şeyi biliyordu. tabii, ben bu hikayeyi ceki çen filmine çevirmeyeceğim merak etmeyin, bu anlattıklarımı anlatmak zorundayım çünkü bunlar her şeyin başlangıcı olan olgular. o yüzden, dikkatli okuyun.
    benim için kaderin halkaları yavaş yavaş birleşip bir zincir oluşturmaya hazırlanıyordu.
    ···
  7. 7.
    +1
    aradan çokça vakit geçti. 12 civarı bir yaşa ayak basmıştım. facebook denen şeyi keşfetmiş ve asosyal olduğum için az zamanda çok çevre yapmıştım. bir gün, facebookta ki ingilizce bir kung fu sayfasında, türkçe bir paylaşımın yapılmış olduğunu gördüm. admin türkmüş meğer. xing yi quan sayfasıydı bu sayfa. antalya da xing yi quan eğitimi veren bir ustanın olup olmadığını sordum ve hocamın kim olduğunu söyledim. yorumlarda konuştuk biraz, işte olay tam da burada başlıyordu, konuştuğum bu arkadaş da benim ustamın eski bir öğrencisi çıktı. daha sonra beni arkadaş ekledi ve konuşmaya başladık.
    ···
  8. 8.
    +1
    bu adam benim hayatımın dönüm noktası olmuştu, hayatımın kökünü oluşturan bütün damarları kopardı ve yerine yeni hücreler ekti, ektiği bu hücreler olgunlaşarak yeni hayat damarlarımı oluşturdu. ustamın eski öğrencisiyle çok uzun süre konuştum, ona sayfalarca soru sordum ve o da bana cevap yazdı, çok uzun süre boyunca onunla konuştuk. ayrıca şuan, halen daha onunla konuşmaya devam ederim. o adam benim fikirlerimi değiştirmiş, gerçeklik anlayışımı sarsmıştı.
    ···
  9. 9.
    0
    beyler kahvaltı yapmaya gidiyorum şimdi, daha sonra devam edicem.
    ···
  10. 10.
    +1
    uyuyakalmışım beyler, geldim. şimdi yavaş yavaş devam ediyorum anlatmaya.
    ···
  11. 11.
    +1
    o zamanlar daha 12'5 falandım dediğim gibi. bu adamla uzun süre konuşmuştum ve bir çok şey öğrenmiştim, tüm fikirlerimi değiştirmişti. bana chi gong, ya da qigong isimli güçten bahsetti. ölümsüzlük denen olgudan bahsetti. kosta danaos'un java büyücüsü isimli kitabını önermişti ilk olarak. bu kitap, ölümsüzlük getirebilecek kadar büyük bir güce sahip olan, çin'in içsel simyası, qigong öğretisini anlatıyordu. kitabı alıp okudum, hala yanımdadır bu kitap, ve ustamın öğrencisine tonla soru sormaya da devam ettim.
    ···
  12. 12.
    +1
    kitabın ve qigong öğretisinin bana sunduğu ölüm ve ötesi düşünceleri, benim islam inancıma tersti. bu konuda çok hassastım. ustamın öğrencisinin adı da tankurt olsun. tankurt abiye sürekli öldükten sonra cehennemin, cennetin olduğunu falan sayıklıyordum, güya müslümanım ya. ya cehennem de yanarsam? yavaş yavaş olgunlaşıyordum, büyüdüm, büyüdüm. araştırdım. şu evrim konusunu bile hiç araştırmadan direkt olarak dinden çıkmıştım. ne ateisttim, ne deist, ne müslüman, ne de başka birşey. tamamiyle özgürdüm. aslında bana panenteist diyebilirsiniz, o çeşit bir inanca sahibim. ya da akosmizm olabilir inancım. ancak ben isimlendirmeyi sevmiyorum. dediğim gibi, hiç evrim ve benzeri konuları araştırmadan dahi, inandığım olguların mantıksızlığını çocuk aklımla bile kavrayarak bu saçma inanç çerçevesinden çıkıp kendimi kurtarmış ve cennet cehennem diye sayıklamayı bırakmıştım.
    ···
  13. 13.
    +1
    Ömer hayyam onlarca kez bu cennet cehennem muhabbetine noktayı koymuştu. Halbuki kendisi oldukça bilge bir insandır hatta kimileri tarafından evliya olarak bilinir. iyi okuyun. Ömer hayyamın her bir rubaisi ayrı birer sırdır, ayrı birer anlamdır.

    Beni özene bezene yaratan kim ? Sen !
    Ne yapacağımı da yazmışsın önceden.
    Demek günah işleten de sensin bana :
    Öyleyse nedir bu cennet cehennem ?
    -Ömer hayyam

    ayrıca: https://fbcdn-sphotos-c-a...1021664667_39258409_n.jpg

    Yunus Emre'de insan gibi basit olmayan bir varlığa ve hiç de basit olmayan şu koca kâinata, cennet/cehennem gibi basit birer mekânı layık görenler için bir dörtlük yazarak kendisine gereken şeyin "en yüce" olduğunu belirtmişti.

    Cennet cennet dedikleri,
    Birkaç köşkle birkaç huri.
    isteyene ver onları,
    Bana seni gerek seni.

    Yani burada mesela islam inancını karalamak değil, tam tersine islamiyetin özünü, gerçek islamiyeti anlatmak. Çaktınız mı? Çakmadınız tabii ki. Size yavaş yavaş islamiyetin özünü de anlatmaya çalışacağım. Nickim de ismi yazılı olan zat, islamiyetin özünü keşfetmiş nadir bilgelerden birisiydi.
    ···
  14. 14.
    0
    ufak bir işim çıktı şimdilik kaçıyorum, geldiğimde devam edicem.
    ···
  15. 15.
    +1
    öncelikle cennet cehennem mevzusuna değinelim. nickimde ki zat, yani mevlana'ya aşkın sırrı sorulduğunda şöyle demiştir:

    "aşkın sırrı, cehennemden korkmamak; cenneti istememektir."

    sizin anlayacağınız, öncelikle ben burada islamiyeti ve diğer hiçbir dini karalamıyorum.
    dediğim gibi panenteist bir görüşe sahip sayılırım.
    reenkarnasyon inancım da vardır ayrıca, ve mantıklı olanı da budur, yani reenkarnasyondur.
    anne karnında doğup da 3 dakika sonra ölüp ahirete giden bebeğe haksızlık olur ahiret hayatı, yahut onun direkt cennete yol alması bizim gibi sınavdan geçenlere haksızlık olur. en mantıklısı, bebeğin tekrar doğum döngüsünden geçerek farklı bir bedende dünyaya gelmesidir.

    beyler, zaten cehennemden korkmayıp cenneti de arzulamayan, daha yücelerini isteyen, yunus emre gibi yüce şahıslar için ahiret hayatı dediğiniz şey hiçbir anlam ifade etmeyecektir.

    tekrar, dediğim gibi; ben islamı karalamayacağım, size islamın özünü, islamın gerçek yüzünü, mevlana ve şems, yunus emre ve sadi şirazi gibi nicelerinin sahip olduğu bilgeliği ifşa edeceğim.

    evet belki öznel bir görüş, ancak; cennet ve cehennem yalnızca spatyom denilen yerden ibarettir. ebedi bir cennet ve ebedi bir cehennem yoktur. şimdi size cennet ve cehennemi, ölüm sonrası gerçekleşen olayları ifşa edeceğim.
    ···
  16. 16.
    +1
    ölüm ve ötesini anlatmadan önce söylemek istediğim bir şey var. öncelikle bu noktada sadece teistlere, yani dinlere inanan insanlara ( örn: müslümanlara ) değil, ateist ve deistlere, ve benzeri inanç/felsefe olguları taşıyan insanlara da bir şeyler anlatmak, açıklamak durumundayım. ancak bunu yapmayacağım, çünkü bu çok uzun olur, işin içine bir sürü bilimsel olgu, uzun uzun yazılar girebilir, bunu yapmayı istemiyorum. ben sadece ortaya fikri atacağım, siz ateistler ve deistler de benim fikirlerimden yararlanarak kendi fikirleriniz hakkında bir yargıya varabilir ve inandıklarınızın doğruluğunu, yanlışlığını değerlendirebilirsiniz. beyler, gerçeklik anlayışınızı sarsmaya yelteneceğim. benim tavsiyem, sizin şu inanıp, zihninizi dar kalıplara soktuğunuz, o gerçeklik anlayışından dışarıya çıkın, ve biraz daha hayalperest olun. sizin hayalperestlik olarak gördüğünüz şey, aslında gerçek ciddiyettir.
    ···
  17. 17.
    +1
    ölüm ve ötesine geçelim. insanlar öldükten sonra bedenleri yok olurken, ruhları astral aleme, yani süptil aleme, bir başka deyişle ruhlar alemine, bilinen ismiyle "spatyom"a geçerler. bu astral alem tamamiyle süptil, enerjisel bir ortamdır. maddeden değil, yalnızca enerjiden, esiri maddeden, eterden oluşur. öncelikle cennet ve cehennem benzeri yerlerde yaşamamız gerekenleri yaşarız. yani sizin anlayacağınız, bu dünyadan, yaşamamız gereken her şeyi yaşamadan önce asla gidemeyiz. öncelikle eğer kötü biriyseniz, vicdan azabınız, örneğin cinayet ve benzeri şeyleriniz olduysa, cehennem benzeri bir yerde cezanızı çekersiniz, daha doğrusu temizlenir ve arınırsınız. biz buraya "kara dalga" diyoruz. dediğim gibi enerjisel bir ortamdır. her şeyden önce, cehennem gibi, aşırı derece kötü bir yer değildir ve ebedi de değildir. ancak anlatılan cehennem gibi olmasa bile, gerçekten hiç kimsenin adım atmak istemeyeceği iğrenç, kapkaranlık ve oldukça kötü bir yerdir. burda kötü ruhlar, ki bunlara kara ruhlar deriz, acı çekerler. pişmanlıklarını tadarlar, almaları gereken cezayı alarak, bir nevi "acılı bir ameliyat" geçirirler. ve bu acılı, sancılı ameliyat sonrasında, ruhlar arınarak ( yani hastalıklarından kurtularak ) cennet diye bahsi geçen, ancak cennetten biraz daha farklı bir yer olan, "ak dalga"ya gönderilirler.
    ···
  18. 18.
    +1
    bu arada "karma" denilen konuyu araştırırsanız çok iyi olur. insan hem dünyada yaşarken, hem de ruhlar aleminde, karmasını yaşar, karmasını öder. iyi karma da vardır, kötü karma da vardır. ne ekersen onu biçersin misali. örneğin kara dalga'da kötü karmamızı öderiz acı çekerek. kötülük yapan kötülük, iyilik yapan iyilik bulur. düşüncelerinizden, niyetlerinizden, davranışlarınızdan, her şeyinizden sorumlusunuz. hayatı pişmanlık duymadan yaşayın.
    şimdi cennet diye tasvir edilen, "ak dalga"yı anlatacağım.
    ···
  19. 19.
    +2
    ak dalga'yı anlattıktan sonra ise "simya" ve "ölümsüzlük" olgularını anlatmaya geçeceğim.
    ak dalga ise dinlerde bahsedilen cennet gibidir bir nevi, kara dalga'nın zıttıdır. bildiğiniz gibi iyi ruhlar buraya gelirler. burada dünyada yaşayamadıkları her şeyi, isteyip de alamadıkları her şeyi alırlar. ancak işin kötü kısmı, burada aldığınız, yaşadığınız, tattığınız her şey sahtedir. siz ise tamamiyle insanlık bilincinizi kaybetmiş, bir illüzyonun içerisinde yaşamaya başlamışsınızdır. size ruhlar aleminde insanlık bilincinizi kaybetmenizin nedenini de simya ve ölümsüzlük konusunda açıklayacağım az sonra.
    ···
  20. 20.
    +2
    örneğin bir ziyafet sofrası istersiniz, karşınıza koca bir masa, tavuk, tatlılar, içecekler vesaire vesaire bir ton şey gelir. istediğiniz her şey anında gerçek olur, yaratırsınız. tavuğu yediğiniz zaman tadını alırsınız, daha doğrusu; tadını aldığınızı zannedersiniz. aslında tavuk yoktur, tavuğu yemiyorsunuzdur, tadını almıyorsunuzdur, yalnızca bir illüzyondur bu. bu illüzyonu yaşamak zorundasınız. siz istemeseniz bile, öldükten sonra yaşamda yaşamayı isteyip de yaşayamadığınız her türlü olguyu yaşamak zorundasınız, zorunlu olarak bunu yapacak ve ruhunuzu tamamiyle arındırarak tekrar saf halinize gelecek, ardından tekrar bir bebek olarak dünyaya reenkarne olacaksınızdır. bebekler saf ve temizdir değil mi? onlar bu dünyaya arınıp da gelirler. yeniden doğmuşlardır. ruhlar aleminden gelmişlerdir. zaman geçtikçe madde alemine gömülür ve saflıklarını kaybederler.
    ···