ezilen bir çocuktum ilk zamanlar

beklemedeyiz gibiş istiyoz

bu konuşmanın ardından direk dille öpüşmeyi denemek malca olur mantığından bir süre muhabbet ettik.

ayça : bi kız için karşısındaki erkeğe güvenmek en önemli şeylerden biridir. eski çıktığım çocukla sadece öpüşmüştük. 1 buçuk yıl kadar sürmüştü ilişkimiz. ama orda burda erkekliğini kanıtlamak için yok eve attım yok onu yaptım yok bunu yaptım yalanları attı bey efendi. her yerde arkamdan konuştu yalan yanlış şeyler. aynı sitedeyiz zaten, bu malın benim hakkımda dedikleri de kulağına gelmiştir zaten. henüz daha 1 ay bile olmadı ama sana karşı büyük bi güven hissediyorum.

ben : sevindim buna. kulağıma geldi evet, doğruluğu yanlışlığı umrumda olmaz açıkçası benim için önemli olan karşımdakinin şu an için bana hissettirdikleridir. benim de daha önce ilişkilerim oldu ben de bazı şeyler yaşadım ama şu an birlikteyiz ve birbirimizi seviyoruz önemli olan da bu zaten.

ayça : seni seviyorum

dedi ve dudaklarıma doğru usulca yaklaşmaya başladı. dille olan öpüşmenin ilk sinyalleri verilmişti.

not : ayça'nın 1 buçuk yıllık eski sevgilisi de bizle aynı sitedeydi amk.

bu müjdeli haber üzerine eşyalarımı topladım. önce şakirt abilerle vedalaştım ardından bin bilal abimle. bu arada 4 sorumluluk sınavımın 2'sini vermiştim. babam duyduğunda iyi bakalım kalan 2'sini de ağustos'taki ortalama yükseltmede verirsin inşallah demişti. babamla da sular durulmuştu anlayacağınız. elimdeki çantamla eve doğru yola çıktım. o ara babam eve dönmüştü. ben de eve vardım. ilk biraz muhabbet ettik ve sucuklu yumurta yapıp yanında peynir zeytinle akşam kahvaltısı yaptık. ayça ile de gün boyu mesajlaşmıştık. her geçen gün daha da yakın mesajlarla geçiyordu.

ben : napıyosun

ayça : uzandım yatağıma, yanıma gelsene .p

ben : ahah tamam geldim

ayça : arkadan sarıl bana saçlarımı kok =)

ben : çok tatlısın

bu ve bunun gibi mesajların çokluğu artmıştı. ergenliğin böylesi amk...

babamların gidiş günü gelmişti. ben de çantamı hazırlamış abi evine gitmiştim. arabaya bindik, babam beni eve bırakmadan önce marketin önünde durdu. gel dedi ve markete girdik. 60-70 liralık erzak aldı. zeytin, puding, ekmek, peynir, sucuk, pirinç vs hemen hemen herşey. bir de alışveriş bimden olduğundan o fiyata karşılık baya ağır poşetlerle çıktık marketten. ardından bana da harçlık verdi ve abi evinin önüne bıraktı.

babam : erzakları abilerine ver selamımı söyle.

ben : peki

babam : hadi bakalım abilerini dinle derslerine çalış

ben : tamam baba geçcem sınavları söz

babam : tamam hadi bakalım allaha emanet ol

babamın ve annemin elini öpüp arabadan indim. ardından eve gittim.

40-45 saniye kadar öpüşmüştük. dille öpüşme konusunda yeni olduğumuz için pek profesyonelce bir öpüşme olmamış olsa da halimizden memnunduk. sohbetimiz kaldığı yerden devam etti. eski sevgili konularını konuştuk. birbirimize olan sevgi ve bağlılığımızı yineledik ardından. her şey çok güzeldi. rüyada gibiydim. ortamın sıcaklığının da verdiği gazla;

ben : bize gelsene bi ara annemler memlekette, babam da işte oluyor.

ayça : olmaz ya aynı sitedeyiz bi gören falan olur.

ben : yahu arkadaki yangın merdiveninden girersin, ilk bi etrafa bakarız ortam sakinken girersin hemen.

ayça : aynı sitedeyiz bir sürü komşu var hem senin annenin hem benim annemin ben bu riski göze alamam kusura bakma.

vetoyu yemiştim. herşey çok sıcakken bir anda ortam buz gibi olmuştu.

henüz 16 yaşına bile basmamış lise 2'ye geçen ergenin tekiydim. ayça ise lise 1'e henüz yeni geçmişti. ama dediğim gibi mal olarak lise son hatunlarını aratmıyordu. neyse, ergenliğin de verdiği mallıkla mesaj manyağı olmuştuk. o gün sadece ayça ile mesajlaşmıştım ve hiç unutmam gelen kutumda 300 küsür mesaj vardı. akşam olduğunda ise bazı şeylerin zamanının geldiğini düşündüm ve;

ben : ayça şimdi seninle bir şey konuşucam

ayça : dinliyorum

ben : seninle neden konuştuğumuz az çok belli, normal 2 arkadaş bu kadar çok konuşmaz =) durduk yere canım demelerin falan .p .p

ayça : sıcakkanlılığımdan o yaaa =))

ben : neyse uzatmaya gerek yok bi bayan olarak ilk atağı sen yaptın, tamamlamak bana düşer .p

ayça : bekliyorum =)

ben : benimle çıkar mısın ?

ayça : hımmm

ayça : eveettt =))

ben : =))

o değil de benimle çıkar mısın ne amk kendimden utandım... ahahahah. neyse devam ediyorum.

(19) dan snrasını okumadım

çaylak yediydim binler devam ediyorum hikayeye

ardından ayça ile mesajlaşmalar devam etti. yakın ve sıcak mesajlaşmalardı bunlar. ayça'yı anlatmalıyım biraz. çünkü;... çünküsünü anlayacaksınız hikayenin devamında.

ayça; balık etli, siyaha yakın kestane rengi saçlı, (uzun ve düzdü), beyaz tenli, kara gözlü, 1.66 boylarında, göğüsleri dolgun, bacakları ise ne ince ne kalındı. balık et bacağıydı. hoş ve çekiciydi anlayacağınız o bacaklar. yani tam bi ergenin istediği fiziğe sahip bir kızdı. balık et, dolgun memeler...

o gün 7'de başladığımız mesajlaşma saat 12'ye kadar sürmüştü.

ben : halı saha maçımız başlıyor, bitince yazarım

ayça : tamam tekrar başarılarrr

ben : sağ ol

saat 1'de maç bitmişti. 1:15 gibi tekrardan yazdım.

ben : kaybettik maçı

ayça : olsun ya kaybetmek de var kazanmak da

ben : haklısın ee se napıyosun

vs vs böyle devam etti konuşma.

:) * *

vaktin de gelmiş olmasıyla cafe'den kalktık. hesabı ödedik ve minibüse binip eve gittik. siteye vardığımızda;

ayça : alt çardakta oturalım mı biraz ? 3-5 gün izin alamam buluşmak için hem bugün biraz daha beraber olmuş oluruz. ( kızla aynı sitedeyiz ya amk hatırlatma yapalım )

ben : peki tamam

ardından alt çardağa gittik. burası biraz ıssız bi yerdi. ama binliğim üzerimdeydi, öfkem de geçmiş değildi. oturduktan 2 dakika sonra;

ben : komşular falan görür k.bakma

deyip çardaktan kalktım ve eve gittim ayça öylece kaldı. şaşkına dönmüştü muhtemelen.

arkadaşım kandil kandil sövdürme beni çabuk yaz

rezerved

aradan 15-20 gün geçmişti. hala seviyordum beste'yi. o ise benim yüzüme bile bakmıyordu. kulağıma beste'nin onurla çıktığı geliyordu. inanmak istemiyordum. ta ki onları yan yana görene kadar. arkadaşlardır diye geçiştirebilirdim fakat onur beste'nin saçlarını okşuyor yanağından öpüyordu. kendimi farkettirmeden olay yerinden uzaklaştım. onur lise sona giden okulun reyiz tayfadan biriydi. adeta çökmüştüm amk.

aklıma beste'nin elini okulda tuttuğumdaki sözleri geliyordu : yanlış anlama okulda pinpirikleniyorum yakınlaşmaya. bunlar aklıma geldikçe daha da kötü oluyordum. günlerim böyle üzüntülü ve sancılı geçiyordu.

anlat panpa dinliyorum seni

dıbına koyayım am peşinde türk ergeni hikayesi lan hiç akıcı değil yannanım.

rezerved

rizörved

ertesi gün ortaokuldaki kolejden arkadaşlarımla buluşmuştum. buraklarla falan. güldük eğlendik eskileri yad ettik. hepsi abazalaşmıştı baya. malum ilkokulda vardı ama lisede kız yoktu. sadece erkekti. ps3 oynadık kafeye gittik bilardo oynadık falan o gün gayet iyiydi. takılmayı uzun tutmuştuk. eve döndüğümde saat gecenin 2'si idi. abiden azar yiyeceğimi düşünürken;

abi : gel olm turnuvaya başladık yeni barça'yı sana bıraktık

o ara bilal abi bana imalı imalı bakıyordu.

ben : tamam abi pijamalarımı giyip geliyorum

abi : tamam çabuk

yanlarına gittiğimde;

bilal abi : naptın lan bu saate kadar ?

ben : arkadaşlarla takıldık

bilal abi : manita mı lan

ben : yok abi erkek arkadaşlar kız yok zaten şuan.

bilal : tamam bakalım. yaz geldi yap bi tane.

ben : bakacaz bakalım

böyle gidersen şukular şelale