ezilen bir çocuktum ilk zamanlar

sonra babamla tekrar astrasına bindik ve eve doğru gitmeye başladık
babam birden sessiz sakin bir sokağa girip arabanın motorunu kapattı
indir oğlum dedi
neyi baba dedim
donunu indir bin kurusu dedi benden zaten dünden hazırdım oyş orda bi güzel gibiştik bu benim gençliğe atılan ilk adımımdı. sonra fetullah amcalara gttik abiler beni pilavlı sohbetlerde gibiyorladı saolsunlar. neyse sonra

yine mi hikaye amk burda ki tüm yazarlarda tam ibrahim tatlıses amk hepsi ezikmiş sonradan allah olmuşlar bi gibtirin gidin her gün aynı başlıklar

bunun gibi gerizekalı huurçocukları ezildikleri için değil ezik oldukları için böyledir , yoksa biliyoruz ki hayat herkesi eşit giber
herkesin trajedisi kendinedir, zengin binlerinin bile dertleri bunalımları vardır ki bunlar arasında da kliniklere kapatılan deliren intihar eden alkole uyuşturucuya saran çok vardır.

kısaca hayat herkese taktandır , sadece bir kısım zayıf ezik binler , bu başlığı açan denyo gibileri , sıradan gibindirik bi herif olduklarını kabul edemezler dünyanın kendilerine karşı örgütlendiğini , bir takım ilahi güçlerin şanslarını bahtlarını karartmak için devreye girdiğini falan iddia edip , bizleri buna inandırmaya çalışırlar ve malumdur ki bu zütverenlerin ergenliği hiç bir zaman bitmez

neymiş beyefendi çok zor bi çocukluk geçirmiş , biz çok eğlendik oysa ki değil mi ?? gibtir git ulan senin içinde şakirt olmak gerizekalı bir faşist köpek olmak varmış , şakirt değilim bbpliyim diyor , ulan!! keşke ölsen lan , teknoloji gelişse de senin anana geri soksak

panpa norm un bi szöü var ve benim hayatıma baya bi yer etmiştir şöyle diyo :
çok ezildim ezmeyi öğrendim

olm daha hayatın başlamamış ki senin başlayınca anlatırsın

@26 pilavlı zinayı görünce genzim tıkandı gülemedim de amk

mesajların ardı arkası kesilmiyordu. aklımdaki ayça'yı eve atma fikri git gide güçleniyordu. bunu mesajla söylemeyip yüz yüze söylemem gerektiği fikrine vardım. zaten buluşma zamanımız da gelmişti.

ben : yarın buluşsak fena olmaz sanki ?

ayça : annemin bu sefer izin vereceğini sanmıyorum

ben : sen bi dene şansını

ayça : tamam denerim de uyuyo şu an sabah sorarım.

ben : tamam

ardından saatin de geç olmasıyla ikimiz de uyuduk.

mis gibi yatağımın rahatlığında uyumuş güzelce bi uyku çekmiştim. ayça'dan gelecek neşeli haber ne güzel olurdu. tam o anda;

ayça : alamadım izni ya ufff :(

ben : hay amk ya

ayça : özlemiştim seni

ben : aynen ben de

ayça : bekle bi dakika

ben : anlamadım ?

ardından 20 dakika kadar geçti ve

ayça : aldım izni, daha doğrusu cadılık yaptım ve aldım * buluşuyoruz canımmm * )

ben : çok iyi harikasın tatlım. saat 3 gibi xxxxxx'deki adidas'ın önü ?

ayça : biraz erken olsa

ben : öğle sıcağında mı buluşalım amk

ayça : o da var tamamdır 3'te adidas'ın önünde.

saat 6 gibi uyumuş öğlen 12-1 gibi kalkmıştık. kahvaltımız ettik. herkes ders çalıştı o gün. akşam olduğunda saldık tekrar muhabbete daldık bilal abiyle. o ara bir mesaj geldi. mesaj hiç tahmin etmeyeceğim birindendi. mesaj bizim sitedeki ayça'dan idi.

ayça : selam =)

ben : selam

ayça : naber ?

ben : iyiyim sen ?

ayça : iyiyim. rahatsız etmiyorum umarım ?

ben : yok müsaitim

ayça : görünmüyosun sitede kaç gündür ?

ben : arkadaşların yazlıkta kalıyorum

ayça : hımm anladım

ayça solcu bir ailenni kızı idi. abilerde kaldığımı ilk başta söylememeliyim diye düşündüm o an ve böyle bir yalan uydurdum.

ardından babamın bana bıraktığı yumurta ve poğaçaları bırakıp yedim. o çoktan işe gitmişti. biraz bilgisayarda takıldım. saat 12 gibi duşa girdim. hazırlıkları yaptım, ve 2 gibi çıktım evden. otobüse bindim. maalesef otobüs sıkışıktı ve epey terlemiştim. o kadar deodorant ve parfüm heba oluyordu geçen her saniye. otobüsten indikten sonra bunun moralsizliği ve zütümün kıllarından akan terler eşliğinde buluşma yerine doğru yürümeye başladım. buluşma yerine varmıştım. 2-3 dakika sonra ayça'm geldi. o eşsiz güzelliğiyle...

ben : hoşgeldin

ayça : hoşbulduk canım meraba

ben : meraba, geçende gittiğimiz cafe'ye gidelim ?

ayça : olur

ardından cafe'mize gittik ve 2. kata sevgililer katına oturduk. bu sefer boş değildi. ama sadece bir çift vardı. ve bize arkaları dönük vaziyette bi yerdeydiler. zaten sevişmekten arkalarını dönecek gibi değillerdi. her zamanki gibi ice tea'lerimizi söyledik vesıcak bir muhabbete başladık.

nasıl bi ailede, nasıl bi çevrede büyüdüğümü anlatmalıyım ilk önce dostlar.

aşırı dindar bir ailede büyümüştüm. 10 yaşımdan beri her ramazan orucumu ekgibsiz kılar, 5 vakit namazımı aksatmazdım. onu geçtim sabah namazı için bile evimin yanındaki mescide giderdim. televizyonda biraz açık giyinen bir kadın olduğunda kanal değiştirilirdi. yıllardır evimize zaman gazetesi gelirdi. bunun yanında sürekli abiler ablalar yemeklere iftarlara gelirdi. annem ve babam sürekli cemaat evlerine para ve eşya yardımı yapardı kendi ceplerinden.

az çok kafanızda bir şey belirmiştir dostlar olaylara başlayayım.

12 yaşımdaydım. 6.sınıfa gidiyordum. ergenlik belirtileri yavaş yavaş kendini hissettirmeye başlıyordu. dalga geçilen ezilen bir çocuktum o zaman. saçlarım hep 3 yada 4 numara olurdu. kulaklarım kepçeydi. hep alay konusu oluyordu kulaklarım. sınıftaki iyi çocuklarla arkadaştım, sınıfın binleri beni sürekli eziyor kulaklarımı elleyip kaçıyorlar, kızların içinde beni rencide ediyorlardı. tabi yaş küçük olunca çok da derinden etkileniyordum. her günüm zindandı. ama mahallemdeki çocuklarla aram iyiydi. okuldan da aramın iyi olduğu çocuklar vardı. her şeye rağmen tam olarak bi memnuniyetsizlik taşımıyordum. şehrimi oturduğum çehreyi seviyordum.

ama maalesef babamın taini çıkmıştı.

benim için büyük değişimin başladığı zamanın ilk adımıydı bu.

tam o sırada baldırdan dize kadar bir sıcaklık indi yavaş yavaş. ne olduğunu anlayamadan annem uyandırdı.
- oğlum uyan, yine mi altına kaçırdın sen..

sonra besteye teklif ettim ve kabul etti.o gün kendime çok güveniyordum ve kabugumu kırabilecegimi hissetim. tenefüste bestenin yanına gittim. biraz konusştuktan sonra seni çok sevdiğimi biliyorsun di mi diyerek yavaşca yanagına bi öpücük kondurdum. sonra pantolonu indirdim. kız gülme krizine girdi.ben de ağlayarak eve gittim sütümü içip yattım

altında bu sefer şort eğil mini etek vardı ayça'mın. üstünde de siyah bi askılı vardı. sadece bu iki detay bile beni azdırmaya yetmişti. ice tea'ler içiliyor, muhabbet sıcaklaşıyor, fiziksel yakınlaşmalar başlıyordu. yanaktan öpme, el ele tutuşma derken dudaklarımı ayça'nın boynunda buldum bir anda. boynunu usulca öperken bir anda beklediğim an gelmişti. ayça'dan derin ve sessiz bir ahhh gelmişti. bu azdığının açık bir göstergesiydi. ardından;

ben : fransızları sever misin ?

ayça : ne alaka şimdi ?

ben : ben kendilerini sevmem ama french kiss diye bişey var

ayça : ahahaha ayy ilahi =) dille öpüşme mi oluyordu o ?

ben : aynen, bence denemekte zarar yoktur ahahahah

ayça : ahahaha

upuppuup

tekrardan ayça'nın ellerini tuttum gözlerinin içine baktım ve dudaklarına doğru yaklaşmaya başladım dudaklarımla. ardından;

ayça : ı ııııııııı ( geri çekilerek )

ben : vaaayyy tamam.

yarak gibi kalmıştım.

tabi ben tripliyim bu kevaşeye. hayatımda ilk defa bi kızı dudağından öpecektim züte bıraktı amk kevaşesi. aklınca huur damgası yememek istiyor ilk buluşmada dudağından öptürdü olmasın diye. 3-4 dakika hiç konuşmadım. cevap vermedim dediklerine

ayça : yaaa xxxxxxxx ( ismimi zikrederek ) yapma böyle üzülüyorum ama

ben : (hiç bişi demedim)

ayça : cevap ver lütfen

ben : uzatma

ayça : yaa seviyorum seni ama ben

ardından hızlıca dudaklarıma yapıştı.

Abiler huur çocuklarıdır açık ve net

günler böyle geçip gidiyordu. ayça ile her geçen gün daha da samimi oluyorduk. ne kadar bu kurallara uysam da içten içe ona bağlandığımın farkında bile değildim. ilişki 7-8 günlük olmuştu. mesajlaşmalar her zamanki gibi tam gazdı.

ayça : neden buluşmuyoruz biz yaa

ben : harbi ya yarın buluşalım

ayça : tamam annemden izin almaya çalışayım yazarım birazdan

yaklaşık 20 dakika sonra;

ayça : buluşuyoruzzz =))

ben : güzel, sevindim =)

ayça : annem ilk başta çok direndi yok her gün arkadaşlarınla takılıyorsun bi gün de evinde otur falan ama çok ısrar ettim ve kaptım izni =) değerini bil =))

ben : ahaha çok tatlısın bilirim merak etme =)

bir süre mesajlaştıktan sonra saat 2 gibi uyudu ayça. biz de evde bin bilal abi ve diğer şakirt abilerle pes turnuvası yaptık her zamanki gibi. uyuduğumda saat sabah 6 civarıydı.

ayça : günaydıınn =) (saat 11 suları)

ayça : uyanmadın mı hala ? uyanınca yaz hemeen ( saat 12 suları )

uyandığımda saat 2 idi. ilk iş olarak telefona baktım ve mesajları gördüm. ardından;

ben : sabah 6 gibi uyudum, anca uyanmışım günaydın =)

ayça : maşallah erken uyuyosun baya =)

ben : ahahah

beyler pm'den mesaj atıp karı kız konusunda yardım isteyen panpalarım var onlarla ilgileniyorum. şimdi bi sigara içip hikayeye devam edeceğim.

Dindara bak amk bekar hocaların evine gidiyormuş