ezilen bir çocuktum ilk zamanlar

reserved çabuk yaz amk

ayça ile mesajlaşırken olan şaşkınlığımı bilal abi farketmemiş değildi.

bilal abi : ne oldu lan olm o tip ne ?

ben : şaşkınım amk kızın teki mesaj attı da

bilal abi : manita muhabbetine mi attı ?

ben : aynen abi büyük ihtimal

biz bunları konuşurken ayça ile mesajlaşma da son gaz devam ediyordu.

o akşam halı saha maçımız vardı. mesajlaşırken ayça'ya bundan da bahsetmiştim.

ayça : ee nabıyosunuz arkadaşlarınla bakalım =)

ben : birazdan halı saha maçına gidecez. (abilerle gidiyorduk amk; normal cemaat abileri bide bin bilal abiler)

ayça : aaa başarılar canım =))

o an şok oldum amk kız niyeti çok açık belli etmişti.

durumu hemen bilal abiyle paylaştım.

ben : bilal abi bak şuna ( mesajları gösterdim biraz kızı anlattım)

ben : dediğin gibi ağırdan satayım dimi

bilal abi : bunun gibi kaşar kızlar ilk ataklarında bozulmayı sevmezler, sen de canım deyip yavşama ama bozma da sonrasında çıkmaya başlayınca ağırlığını koyarsın zaten.

ben : tamam abi güveniyorum sana

ardından ayça'nın aaa başarılar canım =)) mesajına teşekkürler yazıp yolladım.

rizorvid

harbi çok merak ettim çok akıcı

ardından ayça ile mesajlaşmalar devam etti. yakın ve sıcak mesajlaşmalardı bunlar. ayça'yı anlatmalıyım biraz. çünkü;... çünküsünü anlayacaksınız hikayenin devamında.

ayça; balık etli, siyaha yakın kestane rengi saçlı, (uzun ve düzdü), beyaz tenli, kara gözlü, 1.66 boylarında, göğüsleri dolgun, bacakları ise ne ince ne kalındı. balık et bacağıydı. hoş ve çekiciydi anlayacağınız o bacaklar. yani tam bi ergenin istediği fiziğe sahip bir kızdı. balık et, dolgun memeler...

o gün 7'de başladığımız mesajlaşma saat 12'ye kadar sürmüştü.

ben : halı saha maçımız başlıyor, bitince yazarım

ayça : tamam tekrar başarılarrr

ben : sağ ol

saat 1'de maç bitmişti. 1:15 gibi tekrardan yazdım.

ben : kaybettik maçı

ayça : olsun ya kaybetmek de var kazanmak da

ben : haklısın ee se napıyosun

vs vs böyle devam etti konuşma.

bir süre mesajlaştıktan sonra saat 2 gibi uyudu ayça. biz de evde bin bilal abi ve diğer şakirt abilerle pes turnuvası yaptık her zamanki gibi. uyuduğumda saat sabah 6 civarıydı.

ayça : günaydıınn =) (saat 11 suları)

ayça : uyanmadın mı hala ? uyanınca yaz hemeen ( saat 12 suları )

uyandığımda saat 2 idi. ilk iş olarak telefona baktım ve mesajları gördüm. ardından;

ben : sabah 6 gibi uyudum, anca uyanmışım günaydın =)

ayça : maşallah erken uyuyosun baya =)

ben : ahahah

henüz 16 yaşına bile basmamış lise 2'ye geçen ergenin tekiydim. ayça ise lise 1'e henüz yeni geçmişti. ama dediğim gibi mal olarak lise son hatunlarını aratmıyordu. neyse, ergenliğin de verdiği mallıkla mesaj manyağı olmuştuk. o gün sadece ayça ile mesajlaşmıştım ve hiç unutmam gelen kutumda 300 küsür mesaj vardı. akşam olduğunda ise bazı şeylerin zamanının geldiğini düşündüm ve;

ben : ayça şimdi seninle bir şey konuşucam

ayça : dinliyorum

ben : seninle neden konuştuğumuz az çok belli, normal 2 arkadaş bu kadar çok konuşmaz =) durduk yere canım demelerin falan .p .p

ayça : sıcakkanlılığımdan o yaaa =))

ben : neyse uzatmaya gerek yok bi bayan olarak ilk atağı sen yaptın, tamamlamak bana düşer .p

ayça : bekliyorum =)

ben : benimle çıkar mısın ?

ayça : hımmm

ayça : eveettt =))

ben : =))

o değil de benimle çıkar mısın ne amk kendimden utandım... ahahahah. neyse devam ediyorum.

gece boyu samimi mesajlar devam etmişti. fakat eskiyle tek fark artık sevgiliydik. ertesi gün olmuştu ve gireceğim sorumluluk sınavları için biraz ders çalışmam gerektiğini düşündüm. ardından derse başladım. abilerimin de yardımıyla verimli bir şekilde sınavlara hazırlandım. o gün pek bir şey olmamıştı. ders çalışmak dışında ayça ile sıradan mesajlaşmalar devam etmişti işte. ardından kafamı yastığa koydum ve;

ulan amk ayça ile sevgili olduk, abiler baskıcı değil kafa dengi adam hepsi taşak makara muhabbet, bir de şu sınavları verip hem kendim rahatlasam hem babamı rahatlatsam ne iyi olacak gibi düşüncelere daldım ertesi gün olmuştu. sınav saat 10'da idi. okuluma gitmek amacıyla evden çıktım ve minibüse bindim. ardından;

ayça : günaydın tatlım

ben : günaydın

ayça : napıyosun

ben : sınava gidiyorum

ayça : aaa dün demiştin doğru ya bugündü sınav. neyse başarılar öpücüğünü al bakalım hayatım =)

ben : sağ ol canım sınavdan sonra mesaj atarım ben =)

ayça : tamam =)

1 olan ders sayısı 4'tü. her gün 2 sınav yapılıyordu. ve kaldığım derslerin sınavlarının aynı gün olması sevindiriciydi. bu işkenceyi 2 gün çekecektim. o gün 2 sınava girdim. ardından tahmin edeceğiniz üzere ayça'ya mesaj attım. nasıl geçti nasıl gitti tarzı muhabbetlerin ardından klagib boş muhabbetlere geçildi ve bu arada ben eve vardım. evde bilal abimle balkonda muhabbet ediyorduk. sigarasını içiyordu her zamanki gibi.

bilal abi : nasıl gidiyo kız işi ?

ben : iyi gidiyo be abi

bilal abi : nasıl durumlar kız yavşıyo mu hala

ben : aynen öyle

bilal abi : güzel güzel

ardından akşam oldu ve yine her zamanki ritüelimiz pes turnuvasına başladık.

herşey iyi güzeldi ama maç yaparken sürekli oyunu durdurup ayça'nın mesajlarına cevap atmam bilal abi'nin canını sıktı ve;

bilal abi : pes oynuyorum sonra yazarım de giberim haa

ben : tamam abi yaa

bilal abi : lan olm ben sana neler anlatmıştım, yaz bakiyim

ardından bilal abinin dediğini yazdım ve maça devam ettik. maç bittiğinde mesajımı atmıştım ve ayça ile konuşmalar aynen devamdı. konuşmalar gayet güzel giderken ortam bir anda ısındı. aşk cümleleri, iltifat kelimeleri vs. o ara tuvaletim geldi ve tuvalete gittim. geldiğimde bilal abi'nin elinde telefonum vardı ve bin bin sırıtıyordu.

ben : noldu niye gülüyon bilal abi

bilal abi : seninki seni seviyorum diye mesaj attı

ben : ver de cevap atayım ( büyük bir sevinçle)

bilal : yarım saat sonra yazacaksın bahane olarak da uydurursun bişeyler

ben : iyi amk tamam

bilal abimin nasihatlerini ne kadar doğru bulsam da ilk defa bana bu kadar yakın davranan bi kız karşısında ben de ara sıra yelkenleri suya indiriyordum. ama anlıyordum ki iyiki onun dediği gibi davranmışım. ben ağır oldukça ayça daha da yakınlaşıyordu bana. artık sadece sözde değil icraatte de görmüştüm bu nasihatlerin faydasını. bundan dolayı olsa gerek artık bilal abi uyarmasına kalmadan onun dediklerini yapıyordum kendimden. artık yavaş yavaş felsefe haline getirmiştim bu kuralları.

arkadaşım kandil kandil sövdürme beni çabuk yaz

ayraççç

günler böyle geçip gidiyordu. ayça ile her geçen gün daha da samimi oluyorduk. ne kadar bu kurallara uysam da içten içe ona bağlandığımın farkında bile değildim. ilişki 7-8 günlük olmuştu. mesajlaşmalar her zamanki gibi tam gazdı.

ayça : neden buluşmuyoruz biz yaa

ben : harbi ya yarın buluşalım

ayça : tamam annemden izin almaya çalışayım yazarım birazdan

yaklaşık 20 dakika sonra;

ayça : buluşuyoruzzz =))

ben : güzel, sevindim =)

ayça : annem ilk başta çok direndi yok her gün arkadaşlarınla takılıyorsun bi gün de evinde otur falan ama çok ısrar ettim ve kaptım izni =) değerini bil =))

ben : ahaha çok tatlısın bilirim merak etme =)

olm daha hayatın başlamamış ki senin başlayınca anlatırsın

i love you, rezerved

buraya bi ayraç

@221 panpa entry nick çok uyumlu demokratik gibmişsin

asdasdasd