ezilen bir çocuktum ilk zamanlar

rizörv

merhabalaştık önce. ardından bir kaç kelam ettik. konu anlayacağınız üzere dersler falandı. henüz değişimin en başlarıydı, kabuklarımı kırmak ne haddime, sadece eskiden üzerimde olan eziklik yoktu. onun dışında hala cesaretsizdim. elini bile tutamamıştım büşra'nın.20-25 dakika kadar konuştuktan sonra vedalaştık ve farklı yollardan yemekhaneye indik. yemekte pilav üstü et döner, çorba, ayran, her çeşit salata ve tatlı vardı. yemeğimi alıp hemen bizim binlerin yanına oturdum.

ben : kaçıncı tabaktasınız lan ?

burak : ben 3

ali : ben 4

burak : onu bunu gibtir et konuştunuz mu lan elini tuttun mu kızın ?

ben : konuştuk aga ama elini falan tutmadım

burak : neyse olm ona da sıra gelir ilk buluşma nasıl olsa.

ben : aynen aga.

yemeklerimizi yiyip yukarı, sınıfımıza çıktık. her zamanki muhabbet makaralar işte. ardından burak bini;

burak : kanki senin kız güzel mal da var bacaklar falan ama bıyık da vardı hafiften.

ben : farkettim

burak : söyle alsın amk

ben : ne bu bin tavırlar amk iyi ki seda'yla öpüştünüz, sen diyebilirdin sanki

burak : makara yapıyom olm

reserved

bu büşra ile ilk ve son buluşmamızdı. sebebini hatırlamıyorum ama biz bu büşra ile 5-6 gün çıkıp ayrılmıştık. ardından günler haftalar geçti, yan sınıftaki güzellik harikası kübra gözüme çarpmaya başlamıştı. konuyu burak kardeşime açtım. o da güzel kız kusursuz nerdeyse hadi bakalım hayırlısı gibi cümlelerle bana karşılık veriyordu. ben açılsam mı açılmasam mı diye düşünürken haftalık olağan yatılı programı gelmiş çatmıştı. sınıftaki bi arkadaşta, mehmet'de kübra'nın numarası vardı. arkadaşlarla bu konuyu konuşuyorduk.

ben : ben bi sıçmaya gidiyorum siz bişey yazmayın kıza

mehmet : tamam kanka

tuvaletten geldim ve;

mehmet : mesaj attık

ben : naptınız olm ya geldi mi cevap

mehmet : daha değil

birkaç dakika sonra mesaj gelmişti. gelen cevap olumsuzdu. biraz sitem ettim mehmet'e ama aramızda bir küslük olmamıştı. sınıfımızın arkadaşlık ortamı sarsılmaz bi bütündü çünkü.

1-2 hafta üzgün dolaştım. yavsaş yavaş olayı unutmuştum, olağan hayatıma dönmüştüm.

ardından sene sonu gelmiş ve lise sınavına girmiştik. harika bir sınavdı. iyi bir anadolu lisesi kazanmıştım. okulumdan arkadaşlarımdan kopacağım için üzgündüm. oradaki arkadaşlarımın babaları zengindi, anaokulundan beri oradaydılar, lisede de devam edeceklerdi. babam lisede de okutabilirdi belki ama ay sonu hep ucu ucuna yeten maaş canımı sıkıyordu. böyle konuları çok kafaya takardım. para biriktirsin ev alsın, arabasını değiştirsin derdim hep. babamın da böyle planları olsa gerek devlet okulunda okumama razı olmuştu.

yaz tatili gelmiş memleketime gitmiştim.

rezerved

bunun gibi gerizekalı huurçocukları ezildikleri için değil ezik oldukları için böyledir , yoksa biliyoruz ki hayat herkesi eşit giber
herkesin trajedisi kendinedir, zengin binlerinin bile dertleri bunalımları vardır ki bunlar arasında da kliniklere kapatılan deliren intihar eden alkole uyuşturucuya saran çok vardır.

kısaca hayat herkese taktandır , sadece bir kısım zayıf ezik binler , bu başlığı açan denyo gibileri , sıradan gibindirik bi herif olduklarını kabul edemezler dünyanın kendilerine karşı örgütlendiğini , bir takım ilahi güçlerin şanslarını bahtlarını karartmak için devreye girdiğini falan iddia edip , bizleri buna inandırmaya çalışırlar ve malumdur ki bu zütverenlerin ergenliği hiç bir zaman bitmez

neymiş beyefendi çok zor bi çocukluk geçirmiş , biz çok eğlendik oysa ki değil mi ?? gibtir git ulan senin içinde şakirt olmak gerizekalı bir faşist köpek olmak varmış , şakirt değilim bbpliyim diyor , ulan!! keşke ölsen lan , teknoloji gelişse de senin anana geri soksak

reserved

giberved

ananemin ve babannemin hamur işlerini yiyerek, denize girerek geçti yaz tatili. ortaokuldaki özel okulumda saçlarımı tam olarak uzatamadığım için yaz tatili de benim için bir fırsattı. saçlarımı baya bi uzatmış, papaz gibi olmuştum. ardından lise başlamıştı. okulun ilk günü upuzun saçlarla gitmiştim okula. ağzımda sakız, artiz yürüyüşler falan herkesin gözü bendeydi. öyle ki dışardan tam bir bine benziyordum. malum ergenlik işte kendimizi bi tak sanıyoruz. lisenin daha ilk gününden müdür ve hocalar saçıma laf etmişti hemen kestirmemi söylemişlerdi. ben de tamam hocam diyerek geçiştirmiştim.

sınıfta en arka sıraya oturmuştum. yanımda benim gibi bin bir arkadaş vardı. her konuda sınıfın elebaşları biz olacaktık. bu açık ve netti. benim yaptığım tek iş güzel kızları tespit etmekti. okulumuz kezbanlarla dolu bir okuldu, fakat güzel kız da yok değildi.

sınıfta 3 erkek arkadaş epeyce kaynaşmıştık. yapmadığımız hovardalık yoktu. dersin dıbına koyuyor, yapmadığımız binlik kalmıyordu. büyük sınıflardan arkadaş ediniyorduk. lise son olup okulun reyizleri olanlarla muhabbetimiz olurdu. abi çekerdik tabi. öyle onlarla aynı muhabbeti etmek anlamında değil. severlerdi korurlardı bizi, konuşurlardı yani. karı kız mevzularında taktik verirlerdi anlamında.

bu 3 arkadaş ben, ismail ve serhat'tık. (gerçek isimleri değil)

reserved

ben ilkokuldayken şakirt çocukları çok dövüyodum lan.

ismail bir gün bana;

ismail : olm şule'ye yazsana sen

ben : dikaktimi çekmiyo değil balık et falan

ismail : tipi de iyi olm

ben : aynen

ismail : kardeşim ben kızdan anlarım bu kız da kaşarlık da var kaçırma derim. bak daha okulun başları kız boşken saldır.

ben : düşüneyim bakalım kardeşim

reserved benim çocukluğumda aynısıydı la

rizörvıd

şule balık etli, orta boylu, tipi de fena olmayan bi hatundu. eteği bizim sınıfın en kısa eteğiydi. tam kucakta hoplatmalık türdendi anlayacağınız. henüz lise 1 olmama rağmen lise 2'lerden bazı kızların benden hoşlandığını duymuştum. sınıftaki kız arkadaşlardan biri söylemişti. isim veremem ama ciddiyim dedi. ben de lise 1'iz herkes amele gözüyle bakıyo pek inandırıcı gelmedi bana ama dedim, ardından kız arkadaşım sen farklısın olm cevabını yapıştırmasıyla benim zütüm tekrardan tavan yapmıştı.

bu kadar olaya rağmen (okuldaki bin tavırlarım, artan özgüven, benden hoşlanan kızlar vs vs) hala kabuklarımı kıramıyordum. şuleyle çıkma işi kafama yatmıştı, fakat teklif etme cesaretini bulamıyordum. büşra ile buluşmuştum konuşmuştuk ama teklif etmek farklı idi. çünkü çocukluğum epey sancılı ve eziklik içinde geçmişti. kendime güvenim az çok olsa da olası bir olumsuz cevap yemekten çok korkuyordum. bu yüzden bu teklif işini şuleyle muhabbeti iyi olan ismail'e bırakmıştım.

reserved

ozet geçn la