-
1.
+44 -46Beyler uzun biliyorum ama okuyun bazı kişilerin hayatı değişebilir trende girerse çok iyi olur parça parça atacağımTümünü Göster
EVRiM TEORiSiNi YIKAN GERÇEKLER
Teknoloji ve teknolojinin paralelinde gelişen ilmin ortaya koyduğu inkârı mümkün olmayan öylesine gerçekler vardır ki bunlar evrim teorisini temelinden sarsar ve yıkar.
Kitabımızın bu bölümüne kadar bilimin ışığında ortaya çıkan gerçekleri herhangi bir önyargıya kapılmadan olabildiğince objektif olarak aktarmaya çalıştık.
Yeri ve zamanı geldiğinde eleştiri hakkımızı saklı tutarak çoğu zaman yorumu okuyucuya bıraktık.
Okuyucunun gerçeği arama yolundaki zahmetli yolculuğunda hedefi doğru olarak bulabilmesi için vardığımız bilimsel gerçekleri en azından özetler halinde bir kez hatırlamada sayısız yararlar vardır.
Başlıklar halinde ortaya koyacağımız şu bilimsel gerçekler materyalizmi ve uzantısı olan teorileri kökünden yıkar ve bir yaratıcı iradenin varlığını açık ve kesin bir şekilde ortaya koyar.
Bunlar kısaca:
1)-Maddenin basite indirgenemez kompleks yapılar olduğunun kanıtlanması,
2)-Evrenin bir sınırının dolaysıyla başlangıcının olduğu; ezelden gelip, ebede gitmediği, zamanında bir başlangıcı olduğunun kanıtlanması,
3)-Evrende bir bütünlük gösteren ve basite indirgenemez kompleks sistemlere benzeyen düzenler bulunduğunun ve rastlantılarla oluşamayacağının kanıtlanması,
4)-Bir canlı hücresinin rastlantılarla oluşmasının mümkün olmadığının kanıtlanması,
5)-Bir canlı hücresinin insanoğlunun şimdiye kadar karşılaştığı basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğindeki yapılar olduğunun kanıtlanması,
6)-Basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünsel kurgusunda olan canlıların mükemmel olarak ve aniden ortaya çıktıklarının dolaysıyla kademeli evrimin gerçek olmadığının kanıtlanması,
7)-Kademeli evrim gereği bulunması gereken ara format canlılarının yaşadığına ait herhangi bir kanıtın bulunmaması,
8-Doğal seleksiyon, eşeysel seçim, mutasyonlar gibi mekanizmaların evrimsel etkilerinin olmadığının kanıtlanması,
Bunların evrimin değil tersinimin mekanizmaları olduğunun gösterilmesi,
9)-Canlıların var edilişlerindeki mükemmelliği koruma çabalarının doğal seleksiyon zannedilerek yanlış yorumlanması,
gerçek doğal seleksiyonun canlılardaki yaşamsal avantajlarını koruma çabaları olduğunun gösterilmesi,
10)-Canlıların zaman içinde gelişme bir yana bazı avantajlarını kaybettiği ya da zayıflattıklarının, zaman içinde gerilediklerinin kanıtlanması,
11)-ilk yaratılan canlıların (arı ırkların) günümüzde yaşayan canlılardan çok daha mükemmel yapılarda olduklarının kanıtlanması,
söylenebilir. -
2.
+15 -13evrim gerçek moruk
not:müslümanım -
-
1.
+8 -10PEKi NEDEN iLK YERALTI KATMANLARINDA BASiT CANLI FOSiLLERi VARKEN, DAHA YENi KATMANLARDA GELiŞKiN CANLI FOSiLLERiNiN ÇIKMASINA NE DiYECEKSiN PEKi ?
YAZDIĞIN SAÇMALIKLARI GiT KAHVEHANEDE FALAN ANLAT -
-
1.
+2 -9Evrim yok kocum benim ;)
-
2.
+9 -21- Basite indirgenemez kompleks yapı diye bir şey yok. en karmaşık görünen göz bile daha aşağı canlılarda oldukça basit yapılardadır ve aşama aşama kompleksleşmiştir.
2- ara-formların fosillerini bulmak çok zordur. çünkü ara türler iki tür arasında geçişte olduklarından iki tür arasındaki bir coğrafyada az sayıda bulunurlar ve kısa süre içinde nesilleri tükenir. yaşayan her canlı fosile dönüşmediği için onların da fosilinin bulunması kat kat zordur. Ancak yürüyen balık gibi türlerin nesli hala devam etmektedir google sana yardımcı olur.
3- evrim her zaman ileri yönde işlemez. en iyi örneği karanlık mağaralarda yaşayan canlıların gözsüz oluşudur.
diğer saydığın maddeleri zaten kafandan uydurduğun için ciddiye alıp cevap yazma gereği duymuyorum. görüldüğü gibi iddialarının hiçbir geçerliliği yok. -
3.
0https://www.youtube.com/watch?v=xkVgpYoiFmw şunu bir izle hele sudan karaya geçiş
diğerleri 1 -
1.
-
2.
+9 -1Evrim vardir hemde memeli
-
-
1.
0kardeş evrime inanıyorum ateistim ama memeleri bence tanrı yarattı memeler kutsal
-
1.
-
1.
-
3.
+3 -4Bu fotorafla evrimi yıkacak amk asdgfgh evrimin ne olduğunu öğren sonra yıkmaya devam edersin
-
-
1.
+2 -1Ara geçiş fosilinin olmaması canlıların kademeli evrimle değil birden yeryüzünde oluştuğunun kanıtıdır
-
-
1.
+1 -1Kardeş arageçiş var neden görmek istemiyorsun
- 2.
-
3.
0(bkz: eğer evrimi merak ediyorsanız) darwinin sözlerini çürütmek evrimi çürütmek anldıbına gelmiyor darwin 2 yy önce yaşamış bir bilim adamı söylediği pek çok şey geçmişte kaldı veyahut başka bilim adamlarınca çürütüldü ama evrim mekanizmalarını kimse çürütemez eğer çürütürüm diyorsan önüme bi hipotezle gel
-
4.
0Ben de cidden bilimsel bir merakı var zannettim adamın hevesle yazmıştım aslında ulan gidip hemen arkasından adnan'ın saçmalıklarını paylaşmak ne demek kendisi dahil o kitapların birini bile okumadan kaynak belirtmiş aradan küçük laflar cımbızlamışlar diye yalan mı oldu bitti mi yani evrim
Evrim genetik düzeyde örneğin karaciğerinde çalışan binlerce enzimin ihtiyaçlar dahilinde bir yenisinin sentezlenmesi kadar mikro organizasyonların(sadece misalen bu örneği veriyorum) milyonlarca yıl içinde organizmanın makro değişimlerini anlatır bu gerizekalı karbon teknikleriyle 145 milyon yıl öncesine bakabileceğini zannediyor ki bu imkansız radyoaktif izotoplarla ancak o süreyi ölçmemiz mümkün olabilir.
Bir kaç tane hırslı gavat bilim insanının çeşitli şarlatanlıklar yapması koca biyoloji ilmini yalanlamaz
Ayrıca zaten bilimin en güzel yanı yanlışlandığında ve yanlış olduğunu kanıtladığında seni yeni çalışmalar yapmaya sevk eder inancını buruşturup çöpe atmaz
diğerleri 2 -
1.
-
2.
+3 -1Kim diyor ulan ara geçiş formu yok diye ahahahahahah bütün dinosauria ara geçiş formudur örneğin yahut tiktaalik ara geçiş formudur ara geçiş formunun olmadığını kanıtlasan şayet sana her sene düzenli bir tane nobel verirler bilden shawndan x y dan okuduklarınla mı çökerteceksin evrimi
-
1.
-
4.
+6 -1Emeğe şuku kafire çuku.
-
5.
+5Atmış yaşlarına kadar koyu bir evrimci ve ateist bir felsefeci olan ancak daha sonra gerçekleri gören Malcolm Muggeridge evrim teorisinin yakın gelecekte düşeceği durumu şöyle açıklamaktadır:
-Ben kendim, evrim teorisinin, özellikle uygulandığı alanlarda, geleceğin tarih kitaplarındaki en büyük espri malzemelerinden biri olacağına ikna oldum. Gelecek kuşak, bu kadar çürük ve belirsiz bir hipotezin inanılmaz bir saflıkla kabul edilmesini hayretle karşılayacaktır.
Ünlü ingiliz astronom Sir Fred Hoyle şu yorumu yapar:
-Aslında, yaşamın akıl sahibi bir varlık tarafından meydana getirildiği o kadar açıktır ki, insan bu açık gerçeğin neden yaygın olarak kabul edilmediğini merak etmektedir. Kabul edilmemesinin nedeni, bilimsel değil, pgibolojiktir.
En koyu evrim teorisi savunucuları bile zaman, zaman gördükleri gerçekler karşısında şaşkınlık ve tereddüt içinde bocalamakta fakat içine düştükleri koyu taassuptan kurtulamamaktadırlar.
Ünlü bir evrim teorisi taraftarı olan Alman Pgibiyatri ve Nöroloji Profesörü ünlü biyolog Hoïmar von Ditfurth buna bir örnek olup Dinozorların Sessiz Gecesi isimli kitabında şunları yazmaktadır.
-Salt rastlantı sonucu ortaya çıkmış böyle bir uyum, gerçekten de mümkün müdür? Bu, bütün biyolojik evrimin en temel sorusudur. Modern doğa biliminden yana olan bir kimse, bu soruya evet yanıtını verme ötesinde bir seçeneğe sahip değildir.
Çünkü doğa olaylarını anlaşılır yollardan açıklamayı kendisine hedef kılmış, bunları, doğaüstü müdahalenin yardımına başvurmadan doğruca doğa yasalarına dayanarak türetmeyi amaçlamıştır.
Hoimar Von Ditfurth modern doğa biliminden yana olan bir kimse, bu soruya evet yanıtını verme ötesinde bir seçeneğe sahip değildir diyerek bilimin tarafsızlığından taassubun taraflılığına bile bile kaymıştır.
Evrimi gerçekleşmesi imkânsız bir süreç olarak görmekte bu gerçeğin bilimsel delillerle kanıtlandığını bilmektedir ama varoluş sorusunun diğer yanıtı olan Yaratılışı kabul etmemek için evrimi savunmak mecburiyetinde kaldığını itiraf etmektedir.
Bu evrim mantığının en belirgin özelliğidir. -
6.
+3 -1Örneğin insan, bir protein karşılaştırmasına göre tavuklara, bir diğer karşılaştırmaya göre nematod solucanlarına, bir başka analize göre de timsahlara ya da kanguruya benzer çıkıyorsa ve bu canlılar arasında evrimsel bir ilişki kurulamıyorsa insanın bu canlılardan herhangi birinden ya da başka hiçbir canlıdan evrimleştiği öne sürülemez.
Gerçekte evrim teorisinin geçersizliğini gösteren binlerce delil vardır. Eserimizin büyük bir bölümü bu teorinin geçersizliğiyle ilgili kanıtlarla doludur.
Evrim mekanizmalarını da bilimsel verilerin ışığında yeniden yorumlayıp kapsdıbına alarak gerçeği bulmaya çabalayan tersinim teorisi öngörülerinin evrim teorisini temellerinden yıktığı, akıl, mantık ve bilimsel kanıtlarla onaylanıp desteklendiği görülür.
Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Evrim teorisi bilimin değil, bilgisizliğin getirdiği hayal ürünü ve ideolojik bir teoridir.
Tarih sahnesinden silinmesinin zamanı çoktan gelmiştir.
Muhakkak ki gelecekte böylesine akıl, mantık ve bilim dışı rahatlıkla saçmalık olarak niteleyebileceğimiz bir teorinin yüz elli yıla yakın bir süre tüm insanlığı derinden etkilediğini toplumlara yön verdiğini şaşkınlık ve hayretle karşılayacak; birbirlerine bu nasıl olabilir diye soracaklardır. -
7.
+2 -1Görüleceği gibi bütün bunlar tersinim teorisinin öngörüleri paralelindedir ve kanıtları durumundadır.Tümünü Göster
Konuyu biraz daha açarsak şunları rahatlıkla yazabiliriz.
Evrim teorisinin temel iddiası olan kademeli gelişim iddiasını basite indirgenemez kompleks biyolojik yapılar tamamen çürütür.
Canlı vücutları birbirlerinden bağımsız görünen fakat amaç birliği içeren sayısız basite indirgenemez kompleks sistemler içerir.
Örneği göz basite indirgenemez kompleks bir organdır. Fakat eğer sinir sistemi ve beyin olmazsa bu organ bütünselliğiyle var olsa bile tek başına bir işe yaramaz.
Bu arada beyin ve sinir sisteminin de basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğinde olduklarını hatırlatalım.
Göz, sinir sistemi ve beynin olmasıyla görme olayı gerçekleşir, amaca ulaşılmıştır ama canlılıkta bu tür hayati fonksiyonların devamlılığı söz konusudur.
Kısa süreli oluşumlar pek işe yaramaz.
Gözün, sinir sisteminin ve beynin acilen oksijene ardından da besine ihtiyacı vardır.
Eğer bu ihtiyaçları karşılanmazsa birkaç dakika içinde yok olacaklardır.
Bu nedenler bu sistemler topluluğuna acilen dolaşım, solunum ve sindirim sistemlerinin ekgibsiz devreye girmelerini gerektirir.
Fakat bu sistemlerinde ekgibsiz devreye girmeleri yaşamın bir sürede olsa devamlığına yetmez.
Bütün bunlara ilaveten ve zaman kaybetmeden boşaltım, savunma sistemlerinin devreye girmesi ve bu arada vücudu bir kılıf içine alıp koruyan aynı zamanda dokunma gibi hayati bir duyguyu oluşturan derinin ve diğer duyu organlarının ekgibsiz oluşması gerekir.
Bütün bu yazdıklarımız yaşamsal fonksiyonların sağlıklı ve ekgibsiz işlemesi içinde geçerlidir.
Canlı biraz gelişince bütün bunlara apayrı bir basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğini arz eden üreme sistemlerini de ilave etmek gerekecektir.
Aksi halde canlı neslini devam ettiremez ve kısa sürede ortadan kaybolur.
Okuyucunun hemen dikkatini çekeceği gibi bütün bunlar basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğinde olan organlardır.
Ekgib, yarım, az gelişmiş, fonksiyonlarını ekgibsiz yerine getiremeyen organlar canlının işine yaramaz.
Solunum, sindirim, dolaşım, savunma, boşaltım ya da sinir sistemlerinden birinin bulunmaması; ekgib, yarım az gelişmiş olması o canlının mutlak ölümü, yok olması anldıbına gelir.
Bu nedenle organlar ekgibsiz, mükemmel ve aynı anda var olmak zorundadırlar. Kademeli gelişim mümkün değildir.
Bu gerçeği bazı evrim teorisi savunucuları da dahil olmak üzere pek çok bilim adamı görmekte ve itiraf etmektedirler.
Bilimsel kanıtlara dayanan bu itiraflar bir Yaratıcının varlığını göstermektedir ama bu itiraflarda bulunan kimi bilim insanları garip bir çarpıtmayla konuyu bilim dışına taşımaya gayret etmekte, Yaratıcının vasıflarını bilim yoluyla öğrenemeyiz, bu dinin alanına girer demektir.
Bilimsel kanıtların ortaya koyduğu bir gerçek nasıl bilim dışına itilebilir?
Bir yaratıcı iradenin var olduğunun bilimsel gerçek olması dogmatikliğe kaçan evrim teorisi taraftarlarınca kabul edilmek istenmez.
Evrim teorisi taraftarları için bilimsel kanıtlar kesin bir dille varlığını onaylasa dahi bir Yaratıcının var olduğunu inanmak bilim dışıdır ve dogmatik bir inanıştır.
Bilimin kesin bir dille onayladığı bir gerçek nasıl bilim dışı dogmatik bir inanış olabilir?
Fakat gelişen teknolojinin paralelinde büyüyen bilimce ortaya konulan genetik mikrobiyoloji biyomatematik gibi yeni bilim dalları bu varsayımları tamamen çürütmüştür. -
8.
+1 -1Panpalar bence sapla samanı ayırt etmek lazım. Evrime inananlar ornek olarak yaşam koşullarına uyum sağlamak amacıyla kazanılan ozellikleri gosteriyor buna bakılırsa spor yapan adamın kas yapması evrim mi oluyor? Evrime inanmayanlar ise daha buyuk bi ornek istiyorlar bi canlı turunden başka bi ture geçiş gibi. ipek böceği nasıl kelebek oluyor? Anne karnındaki bebek oluşumu tek başına zaten muthiş bi ornek.iki taraf da birbirine bağlı bence ama yanlış duşunulen kısım bana kalırsa tum canlıların basit bir maddeden oluşmuş olması. Bu kadarının mumkun olduğunu sanmıyorum
-
-
1.
0dur amk ortaligi karistirma..
-
2.
0Evrime inananlar o bundan bu şundan şu ondan evrile evrile geldi derler ama hiç kimse ilki açıklayamaz. Her şey birbirinden evrilse bile yoktan var edilen o ilk şey mutlaka var ve bunu da yaratan bir yaratıcı. Fazla dövüşmeyin sevişin gibiniz evrilsin panpalar
-
1.
-
9.
+2Evrimi genel geçer bir gerçeklikmiş gibi sunmadan önce bir kelime anldıbına bakalım.
Bilimsel teori nedir?
Bilimsel teori henüz kanıtlanamamış bilimsel önermeler anldıbına gelmektedir. Hipotezlerin deney ve gözlemlerle birlikte desteklenmesi halidir.
Kanıtlanmış olsa kanun olurdu. Teori olarak size mantıklı gelebilir, veya gelmeyebilir. Ama doğru olduğunu benimsediniz diye bize de bunu zorla kabullendirmeye çalışmayın. Zira evrim teorisi sizin dininizmis de misyonerligini yapıyormuş gibi görünüyorsunuz. Ve kabul görmediğinde karşınızdakini aptal olmakla suçluyorsunuz. Ki asıl aptallik kendi benimsediği bir şeyi , dunyanin en harika fikriymis gibi zorla kabul ettirmeye çalışan yaklaşım biçimidir. -
-
1.
-1Teori kanuna falan dönüşmez artık şu algınızdan vazgeçin. Önce teorinin ne olduğunu öğren sonra evrime laf at.
-
2.
0Siz de şu baskıcı dayatmalarinizdan vazgeçin. Bu bir algı değildir. Her teori kanuna dönüşemez evet. Ama bu hiç bir teorinin dönüşmeyecegi anldıbına gelmiyor. Konunun alaninin genişliğine göre değişir bu sınıflandirma. Ayrıca kanunlastirilamayan teoriler de somut delillerle kanitlandiginda teori olmaktan çıkar, bilimsel gerçeklik(scientific fact) tanımına girer.
-
-
1.
0Okuduğum mükemmel bir yazı vardı ama bulmak istemiyorum çünkü kopyala yapıştır yaparsam üsteki bir sil bilmeyen adama benzicem. Evrim bilim dünyasında fazlasıyla kesin gözle bakılıyor eh tabi Türkçeye çevirilirken çoğunluğa satılması için böyle yannan gibi yazılarla kendince allaha koşuyorsunuz kalkın gibtirin gidin ara geçiş formunu gözünün dibine koysak gibebilecek bir halk var ne anlatıyon
-
2.
0Öncelikle senin gibi küfür edip saygisizlik yapmayacağımi belirtirim. Herkes kendine yakın buldugu seyi savunmakta özgür hakaret etmemek kaydiyla.
Allaha kosmakla filan ne ilgisi var inanç ve bilim farklı kavramlar once bunu bir ayırt et.
Cogunluga satilmasi icin oyle cevrilmis degil . bu yazdıklarım da ingilizce yazilmis bilimsel bir kitaptan alintiladim. Ve bu konuda ingilizce tonla materyal var farklı görüşlerden.Ben körü körüne inanmaktansa araştırma taraftariyim. Ingilizce ogrenirsen bir gun okumani tavsiye ederim.
Evrim aklina yatar yatmaz, bizim aklimiza yatmıyor ve reddediyoruz diye nicin ananiza kufredilmis gibi davraniyorsunuz bunu da anlamış değilim. -
3.
0biyolojide kanun yoktur, teori vardır. o yüzden evrim teorisi de dahil olmak üzere hiçbir teori kanun olamaz. kanun olması için değişmez olması lazım. mesela yer çekimi bir kanundur çünkü yer çekiminin varlığının tersi ispatlanamaz. ama biyolojideki teorilerin ilerideki zamanlarda tersinin de ispatlanabileceği göz önünde bulundurularak kanun haline gelmez, teori olarak kalır. buna evrim teorisi de dahil. evrim kanun olsaydı zaten hiç kimse evrim yoktur diyemezdi. var olduğuna veya olmadığına inanmak insanların tercihidir.
-
4.
0Hardy weinberg kuralı ve mendel genetiği kanun olarak geçer ,o yüzden biyolojide kanun yoktur diyemeyiz.
Kesinligi kanıtlanamamış olduğu için de dediğin gibi inanıp inanmamak tercih meselesi. Benim karşı çıktığım konu bazi kimselerin yalnızca bunu yüzde yüz kanıtlanmış olarak kabul edilip zorla kabul ettirilmeye çalışılması.
Yoksa zaten herkes özgür istediği gibi düşünüp bunu savunmakta.
diğerleri 2 -
1.
-
1.
-
10.
+2A9 tv de evrim yoktur belgeseli izlemis
-
11.
+1 -1x y'dan almış aq ahahaha kalk gibtir git ya. Yaratılış Atlası'nı da okudun mu hiç? Paso hata dolu olan o kitabı? Ahahahahahahaha.
Ulan bre pekekent, zerre adam olsan her defa da inciye saldıran Adnoş Oktoş'un saçmalıklarını buraya taşımazdın.
Not: Kalkın gidin -
12.
+1 -1Evrim teorisi taraftarlarına bişey sorcam. Şimdi sizlerin ben nerden geldim? , neden varım? , benim amacım ne? tüm evren ve varlık nasıl varolabildi peki hiç birşey varolmadan önce ne vardı? gibi sorulanıza evrim teorisi yanıt olabiliyormu ?
-
13.
+2tüm dünyadaki proflardan %93 ü kabul eder evrimi
ama bizim zütü taklu inci sözlük yazarı evrim yok der
ben buna gülerim -
14.
+1 -1evrimi inkar etmeyin amk. lan senin ataların maymun lan maymun kabul et. bu yüzden en sevidğin meyve muz. versem 5 kilo siler süpürürsün
-
15.
+2Bir bilim addıbının bilimsel kanıtların gösterdiği gerçekleri ret edip kanıtsızlığı kanıt olarak kullanan, nice yıllardır ancak suni teneffüslerle yaşatılmaya çalışılan, bilimin defalarca ret ve inkâr ettiği bir teoriyi böylesine inatla savunuyor olması gerçekten hem şaşırtıcı hem de ibret vericidir.
Alman Pgibiyatri ve Nöroloji Profesörü ünlü biyolog Hoïmar von Ditfurth Dinozorların Sessiz Gecesi isimli kitabında şu ibret verici kelimeleri yazmaktan kendini alamamış olmalıdır.
-Bugünkü bilgilerimiz, evrimin genel ilkesinin burada gerçekleşmediğini; ilkel hücrenin gelişe, gelişe nihayet çekirdekli, organlı hücreye dönüşmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını göstermektedir.
Hücre, daha doğduğu anda gerekli miktarda enzime sahip olmuş olmalıdır, yani atmosferin oksijeniyle burun buruna gelmeden önce.
Salt rastlantı sonucu ortaya çıkmış böyle bir uyum, gerçekten de mümkün müdür?
Oksijene uyum sağlayabilecek tek bir hücrenin, tam o kaçınılmaz biçimde gerekli olduğu anda ortaya çıkmış oluşunun, sadece anlamlı bir olayla kalmayıp, bu karmaşık kimyasal tepkimenin yeryüzündeki hayatın devamı bakımından kesinlikle vazgeçilmez oluşunu, bilimsel bir yoldan açıklamak istiyorsak, rastlantı kategorisine başvurmaktan başka çaremiz var mı ki?
Ama işte belli bir amaca hizmet edici rastlantıların böyle üst üste birikmesi de, bizim inandırıcılığımızı tartışılır hale getirmektedir.
= = =
Gerçekten de biyolojik işlevler yerine getiren tek bir protein molekülünün kuruluşunun o olağanüstü özgünlüklerine bakınca, bunu, hepsi doğru ve gerekli bir sıra içinde, doğru anda, doğru yerde ve doğru elektriksel ve mekanik özelliklerle birbirine rastlamış olmaları gereken birçok atomun; tek, tek rastlantı sonucunda buluşmalarıyla açıklamak mümkün değil gibi görünmektedir. -
16.
-2Diyelim ki evrimin olmadığını kanıtladın ama ben yinede inanmıyorum amk bunu nasıl düzeltcez
-
-
1.
0Panpa okudun mu hepsini
-
-
1.
0Okudum panpam
-
1.
-
2.
+1indirgenemez kompleks yapıdaki beynini gibeyim senin panpa
-
1.
-
17.
+1Olmayana ergi metodu (karşıt teorinin yanlışlığını göstererek savunulan teoriyi doğrulama) şüphesiz ki bilimsel bir metottur.
Bu nedenle evrim teorisinin öngördüklerinin bilimsel bulgularca ret edilmesi bu öngörüleri ret eden bilimsel bulguları yaratılışı kanıtlayan bilimsel deliller olarak kabul etmeyi gerektirecektir.
Bir varsayım yanlış ve bilim dışı ise karşıtı olan varsayım doğru ve bilime uygundur.
Diğer bir ifade ile ve rahatlıkla evrimi ret ve inkâr eden her bilimsel bulgu yaratılışı kanıtlamaktadır diyebilmekteyiz.
Ünlü Avustralyalı moleküler biyolog Prof. Michael Denton Evrim: Kriz içinde Bir Teori adlı kitabında, Darwinizm'in iddialarının en açık olarak moleküler biyoloji alanında elde edilen bulgular tarafından geçersiz kılındığını belirtir.
Denton, bu konuda kitabında şu yorumu yapmaktadır:
-Moleküler düzeyde, her canlı sınıfı, özgün, farklı ve diğerleriyle bağlantısızdır.
Dolayısıyla moleküller, aynı fosiller gibi, evrimci biyoloji tarafından uzun zamandır aranan teorik ara geçişlerin olmadığını göstermiştir.
Moleküler düzeyde hiçbir organizma bir diğerinin atası değildir, diğerinden daha ilkel ya da gelişmiş de değildir.
Eğer bu moleküler kanıtlar bundan bir asır önce var olsaydı organik evrim düşüncesi hiçbir zaman kabul görmeyebilirdi.
Prof. Michael Denton açık bir dille canlılardaki benzer organlar ya da benzer moleküler yapılar, canlıların ortak bir atadan evrimleştikleri teorisine hiçbir destek sağlamadığını belirtmektedir.
Gerçekte böyledir.
Canlılardaki organlar ya da moleküler yapılardaki benzerlikler canlılar arasında kurulabilecek her türlü hiyerarşik evrim şemasını imkânsız hale getirir. -
18.
+1Zumqie o başka, mesela insan soğuk yerlerde yaşarsa ve tüysüz ise gelecek nesil kıllı kıllı doğar. Yani ihtiyaçtan doğan ve Allah ın vucuda verdiği özelliğin sonradan ortaya çıkması (maymundan insana dönüşme yok olsa olsa kıllı insan olur, bide geçmiştede maymun vardı insan ile maymunun kafatasını karıştırıyor olmasınlar) Mesela Erkekte memenin olması gibi bişey.
-
19.
+1islama kılıf arıyordur oç kesin
-
20.
0anladım.
-
oğlum ben hiç gezmeyi bilmiyorum lan
-
185ciks 560k bakir liseli faiz enik çomar you tube
-
ülkenin yüzde 52 si adamı seçmiş
-
epic gamesten beleşe oyun alıp duruyorum
-
bence asgari ücret kaldırılmalı
-
mal mısınız bu saatte burda
-
burdaki imçi sözlük yazarlığımızla
-
muarem inceye noldu la
-
olum müslüm gürses ölmüş la
-
helal dairesi içinde sex arıyorum
-
galiba wowgirl hanıma
- / 1