/i/İnanç

İnanç
  1. 5.
    +1
    Sorduğun sorunun cevabı şu: Ruh dediğin şey bilinçtir... Bilinç ise beyin fonksiyonudur. Yani senin beynindeki hücreler, birbirleriyle karışık ağlar kurup, birbirlerine sinyaller göndererek, senin ruh dediğin şeyi yaratıyorlar. Sen onu vücuttan uçan giden, kendi kendine yaşayabilen bir şey olarak düşünüyorsun ama böyle değil. Bu olay tamamen elektriksel, iletimsel, sinirsel, kimyasal (davranış üzerinde etkisi olan hormonlar mesela: dopamin serotonin) gibi şeylerin bir araya gelerek ortaya çıkarttığı beynin kendi fonksiyonlarıdır. Yani ruh yok. Beyin fonksiyonu var. Beyindeki hücreler senin ruh dediğini bir yazılım gibi (Nasıl donanımın yazılımı oluyor) oluşturuyorlar.. Fakat beyin kapanırsa o yazılım da kapanıyor. Yani yok olup gidiyor..

    insanların aklı ilkçağlarda böyle şeylere ermediği için beyin fonksiyonu olan bilinci (ben varım deme yeteneği) vücuttan ayrı bir şey olarak değerlendirdiler.. Senin bahsettiğin tüm hisler, duygular, düşünceler, sevinç, üzüntü, neşe vs. hepsi bu söylediğim kişilikle bağlantılı (Sen ruh diyorsun) birer beyin fonksiyonudur.

    Mesela beynindeki bazı kimyasal maddelerin balansı bozulursa depresyona girersin ya da tam tersi olur çok neşeli olursun ve tüm davranışların değişir.. Hislerin ve davranışların aslında bahsettiğim gibi birer beyin fonksiyonu oldukları sırf buradan bile bellidir.

    Çünkü beyindeki iletim sağlayan kimyasal maddelerin davranış üzerinde çok büyük etkisi var.. Eğer ruh diye ayrı bir şey olsaydı bu kimyasal maddeler bu ruh denen şeye etki edemezlerdi...

    Kısacası Ruh yoktur. insan beyninin yaşarken yarattığı bir bilinç vardır ve bu bilinç vücuttan ayrı değildir. Ve vücudun dışında varlığını sürdüremez...

    Fakat sen atomlara ayrılarak yine de varlığını sürdürebilirsin.. Tabii ki bilinçsiz olarak.. Yani eski bilincin bir daha yerine gelmez ve aynı şekilde sen bir daha aynı şekilde var olamazsın.. Senden kalan atomlar başka şekillerde kullanılır... Hatta başka canlıların vücutlarına geçer çünkü madde yok olmaz.. Sadece en ufak birimine ayrılır ve sonra şekil değiştirir. Ama seni "benim" diyebileceğin şekilde tekrar toplamak mümkün değil. Yani vücudun gibilince taku yemiş olursun bilincin sonsuza kadar yok olacaktır...
    ···
    1. 1.
      0
      panpa ellerine sağlık tam istediğim gibi bir yazı. birkaç soru daha sorucam sana o zaman senin bu yazdıklarına göre beyin üretilebilir hatta bırak beyni insan bile üretebilirsin doğru mudur?

      diğer sorum da hayvanlarda da beyin var peki onların beyni neden sinyaller gönderip almıyor belli bir bilinç noktasına erişememiş. tekrar teşekkür ediyorum yeni cevaplarını bekliyorum.
      ···
    2. 2.
      -1
      insan beyni çok karmaşık olduğu için o çapta bir yapay zeka üretmeye şimdiki teknoloji yetmiyor. Ama atıyorum 2000 yıl sonra o teknolojiye erişilirse tabii ki yapılabilir. Yani teorik olarak mümkün ama pratik olarak yapılamıyor çünkü teknoloji yok.

      Ayrıca şu an günümüz teknolojisiyle yaratılan bilgisayarlar insan beyninden çok daha hızlı matematik işlemi filan yaparlar. (Senin bilgisayarındaki işlemci bile) Ama bunlar insan gibi düşünebilme konusunda emekleme durumunda bile değiller. Çünkü insan beynindeki o karmaşık bağlantılar vs. nöronların kurduğu o sistemin taklit edilmesi çok zordur. Bence böyle birşey için en az 1000 yıl lazım.

      Hayvanların da beyinleri sinyaller gönderip alıyor. Onlar da kendi çaplarında hislere, duygulara vs. sahip. Hatta mesela ismi C olan köpekle, D olan köpeğin (aynı ırktan olsalar bile) kişiliği farklıdır.. Davranışları birbirine benzemez. Mesela biri daha sakinken öbürü daha sinirlidir vs. Aynı şekilde ruh (Beyin fonksiyonu olarak) yani bilinç ve farklı kişilikler onlarda da var.. Ama beyinleri insan beynine göre daha az gelişmiş olduğu için bizim gibi konuşamıyorlar (Gerçi çıkardıkları seslerle kendi aralarında basitçe ya da belkide gayet güzel anlaşabiliyor olabilirler) Hayvanların beyni medeniyet kurmaya, bizim gibi gelişkin aletler yapmaya, derin düşünme yeteneğine filan sahip değil. Neden öyle peki? Çünkü yüksek zeka sadece insan türünde meydana çıktı. Bunun sebebi de evrim işte.. Canlıların sürekli gelişerek evrimleşmesi. Evrim maymun beynini (aslında doğrusu insan öncesi primat türleri) zamanla geliştirerek insan beyni haline, yani akıllı hale getirdi. Zaten tüm canlıların kökeni bakteridir bunu da söyleyeyim. Yani maymundan gelme hikayesi değil aslında insanın en uzak atası bakteri oluyor. Bakteriden insana doğru gittikçe zeka gelişti ama hayvanlar aşağı basamaklarda kaldılar.
      ···
      1. 1.
        0
        eyvallah panpa baya iyi anlattın tuttum seni teşekkür ederim değerli yorumların için öpüyorum.
        ···
    3. 3.
      0
      beyin hücrelerinin birbirleriyle iletişimi sinyal göndermekten ibaret sinyal dediğmiz şey de artı eksi yük farkı hormonlar da biyokimyasal olayları artırıcı ya da azaltıcı etkiye sahip maddeler peki beyinde düşünceyi kodlayan şey ne eğer bir ruh yoksa bir yapıyı alıp bu sevgidir diyebilmemiz gerekmez mi
      ···
    4. 4.
      0
      Onun nasıl oldugu tam olarak bilinmiyor. Söyledigim gibi teknolojimizin çok üstünde bir şey hala anlaşılabilmiş değil. Beynin sırları çözülemedi tam manasıyla. Beyin hakkında çok az şey biliniyor.. Ama bunların söyledigim gibi yani bilinci kodlayan şeylerin nöronlar oldugu, ruh inancından daha akla yatkın. En azından ruh denen şeyin ispatı yok. Yani bilimsel değil. Daha çok metafizik.
      ···
    5. 5.
      0
      kesin bir bilgi olmadığını belirtelim de
      ···
    6. diğerleri 3
  2. 4.
    -1
    ilk olarak, bilmeniz ve hatırlamanız gereken nokta şudur: insan günümüzdeki hiçbir maymundan gelmemektedir. Hiçbir bilim insanı bunu iddia etmemiştir, etmeyecektir ve böyle bir düşünce, komik olmanın yanısıra Evrim Kuramı'yla, dolayısıyla Biyoloji ile, dolayısıyla da bilim ile çelişmektedir. Çünkü maymunlar, bizden daha az "modern" olan canlılar değillerdir. Şu anda var olan bütün canlılar moderndir ve hiçbiri, bir diğerinden meydana gelmemiştir, gelmeyecektir. Çünkü bu canlıların tamamı, aynı zaman diliminde varlıklarını sürdüren canlılardır. Modern türler birbirlerinden evrimleşmezler; sadece ortak birer ataya sahiptirler. Dolayısıyla insan da, günümüzdeki maymunların hiçbir türünden gelmemektedir.

    insanın yaşayan en yakın kuzenleri, bonobo maymunları ve şempanzelerdir. Günümüzde yaşamayan türler arasındaki en yakın kuzenleri ise Neandertaller gibi diğer insan türleridir. Ancak genellikle yaşayan türlerden bahsedildiği için, insanın ismi şempanzelerle birlikte anılır. Daha sonra goriller gelir ve bu böyle, geriye doğru gider. insan, muz bitkisiyle de, kaplanla da, kaplumbağa ile de kuzendir. Ancak bu, teyzenizin halasının babasının anneannesinin 6. göbekten kuzeninin kardeşinin 7. dereceden kuzeninin görümcesinin baldızı gibi bir durumdur. Çünkü herhangi bir bitki ile (örneğin papatyalar ile) olan atamız, hayvanlarla bitkilerin ortak atası olan ve en son, milyarlarca yıl önce yaşamış olan bir ilkel bakteridir. Günümüzde bu bakteriler ve onlardan evrimleşmiş torunları, binbir farklı türün evrimine sebep olmuşlardır ve artık yaşamazlar. Ancak onlara ait iki devasa kol (daha doğrusu krallık, kingdom), "hayvanlar" ve "bitkiler", binbir türü içerisinde barındıracak şekilde, varlığını sürdürmektedir. Benzer şekilde, kaplanlarla da ortak atamız vardır ve bu ata, papatyalarla olan ortak atamızdan çok daha yakın bir zamanda yaşamıştır (yine de bu ata için yüz milyonlarca yıl önceye gitmemiz gerekir).

    Maymunlardan geriye doğru gidersek, dört ayaklı başka canlıların, en sonunda da küçük, fareye benzeyen ve 65 milyon yıl önce yaşayan atalarımızın (Teinolophos, Thrinaxodon, vb.), bütün memelilerin atası olduğunu görebiliriz. Kısacası, var olan bütün canlılar ile ortak atamız mevcuttur ki bunlar arasındaki ilişkiye biz, "Evrim Ağacı" (Darwin "Yaşam Ağacı" demiştir) diyoruz.

    Peki, maymunlar neden insana evrimleşmemektedir? Buna bir miktar cevap verdik (modern maymunlar, modern insanın atası değildir ve modern maymunlar da en az insanlar kadar modern türlerdir). Şimdi bu cevabı şu soruyla biraz daha geliştirelim ve irdeleyelim: Neden evrimleşsinler ki?

    insana evrimleşmek veya insanların özelliklerini kazanmak evimsel açıdan ekstra bir avantaj mı sağlamaktadır? insanlar, bir şempanze gibi ağaca tırmanabilir mi? Kaç tane insan, saatte onlarca kilometre hızla bir ağaçtan diğerine sıçrayarak avcıdan kaçabilir? Kaç tane insan, orman dokusunda bir maymun kadar iyi saklanabilir? Kaç tane insanın vücudu, maymunların yaşam ortamında yaşamaya elverişlidir (anatomi, fizyoloji, vb. açılardan)? Bunların cevabı açıktır: neredeyse hiçbiri. Bu durumda, evrim neden bu tür bir evrimi, istisnasız her tür için desteklesin ki? Her canlı, yaşadığı ortama ve o ortamın zaman içerisinde değişen koşullarına adapte olacak şekilde evrimleşir. insanların ataları da, Orrorin tugenensis gibi bir atadan ayrıldıktan sonra, değişen çevreyle birlikte belli bir yönde evrim geçirmişlerdir ve bu evrimin sonucunda bizler, Homo sapiens ortaya çıkabilmiştir. Ancak bu evrim, her diğer türde aynı şekilde gerçekleşmez ve gerçekleşmek zorunda da değildir.

    insana evrimleşmek, evrimin nihai bir amacı değildir. Bu, böyle görüldüğü müddetçe, tüm canlıların yöneldiği noktanın insan olduğu yanılgısına düşülür. Halbuki evrimsel süreçte bir toprak solucanı ne ise, insan da odur. Beynimizin gelişmesinin evrim ya da doğa açısından hiçbir önemi veya faydası yoktur (hatta görüldüğü üzere, çok ciddi düzeyde zararı vardır), zaten evrimin "kendisine yararlı olan türler üretmek" gibi bir amacı da yoktur. Hatta basitçe, evrimin bir amacı bile yoktur.

    Dolayısıyla, hiçbir maymun insana evrimleşmez ve evrimleşmeyecektir! insan bir türdür, diğer modern maymunlar başka türlerdir ve birinin bir diğerine evrimleşmesini sormak, bilimsel bir soru dahi değildir, çünkü Evrim Kuramı'nın anlaşılmadığını gösterir. Evrimsel Biyoloji'de, aynı çağda yaşayan çağdaş türler birbirlerine evrimleşemezler!
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      1 saattir okuyorum sorumun cevabı ile yakından uzaktan alakası yok. bu kadar yazıyı okuttun bana ama yinede sağol panpa.
      ···
    2. 2.
      0
      Primat ne demek kardeşim
      ···
  3. 3.
    +1 -1
    senin okumaya üşendiğin şeyleri oturup ben sana bir daha niye açıklayayım. Bilim baştan sona tüm soruları cevaplamış ve sorduğun soruları açıklamış. nasıl oluştuğunu her şeyin anlatmış. Madem vaktini ayırıyorsun ilgi duyuyorsun en baştan otur oku.

    Önce bigbang'den başlayarak evrenin oluşumunu oku araştır, bu sırada termodinamik yasalarını da oku ki evrenin nasıl yok olacağı ve ısıl denge ile ilgili fikirler oluşsun kafanda. Ardından canlılıkla ilgili her şeyi öğrenmek istiyorsan google a the origin of the species pdf yaz darwin in kitabını oku. ingilizcen varsa ingilizcesini oku. bana tüm bunları anlattırma şimdi burda..
    ···
    1. 1.
      0
      panpa ben o kadar şey okuyacağıma sen burada en can alıcı noktalarını yaz ki herkes yararlansın. hem beni de aydınlatmış olursun.
      ···
  4. 2.
    +3
    maymunlar evrildikten sonra duygular oluştu diye bir şey yok olm kim söyledi bunu sana. maymunlar da aşık oluyor seviyor, tek eşli yaşıyor. köpekler sahibini sevmiyor mu, sevilince kuyruk sallamıyor mu? bütün hayvanlarda var aynı duygular..
    ···
    1. 1.
      +1
      bunu yazacağını ve o kadar yazının içinden bunu çıkaracağını biliyodum o zaman bu soyut olgular bir yaratıcı olmadan nasıl oluştu bana onu açıklayabilir misin?
      ···
  5. 1.
    +4 -1
    maymundan geldiğimizi savunan insanlar var. Daha önceden düşünme yeteneğimizin olmadığını maymunların evrile evrile düşünme yeteneğine kavuştuğumuzu savunan insanlar var. bu konu hakkında aklıma bir soru takıldı size sormak istiyorum. yanlış anlaşılmasın sadece tartışma ve doğruyu bulma amaçlıdır. ayrıca bana o zaman Allah bizi yarattıysa Allahı kim yarattı gibi liseli şeyler yazmayın bu konuyu merakımdan soruyorum.

    atomlar bir araya gelerek hücreleri, organları, bedeni meydana getiriyor ama sevgi, aşk düşünme gibi olguları nasıl oluşturuyor bu atomlar. bunu bana açıklar mısınız? nasıl oluyor da maymunlar birden evrime uğrayıp soyut olgular meydana geliyor?
    ···