Başlığı açma sebebim de bu zaten. Cidden evrimin böyle bir mekanizma olduğunu düşünenler var

Evet bütün canlılar tek hücreli bir canlıdan türedi. Yani bir bakıma muzla akrabasın, senin çok uzaktan kuzenin gibi bir şey. Tabii bunu algılamakta zorlanabiliriz bu milyonlarca yıllık bir süreç. Gelelim maymun sorusuna. Aslında bu hatalı bir soru çünkü biz de sınıflandırma olarak maymun sayılıyoruz. Ancak asıl demek istediğin şuan hayvanat bahçelerinde gördüğümüz kıllı muz yiyen tipler diye düşünüyorum. Evet onlarla ortak atamız var üstelik bu ortak ata milyonlarca yıl önce ayrılmadı çok daha kıza süre önce ayrıldı. Sana bu ortak atanın ne yazık ki ismini söyleyemem henüz tam olarak bilinmiyor. Fosil oluşumu oldukça zorlu bir süreçtir ve henüz ulaşabildiğimiz ve emin olduğuuz bir fosil yok bu konuda. Nasıl bir şey olduğunu bu sebeple tam olarak söyleyemem ancak nispeten maymuna benzediğini söyleyebilirim. Kambur, kıllı çirkin bir şey yani :D :D

Çok ağır yerden girdin be panpa. Gözün evrimi oldukça karmaşık bir süreç. Ama elimden geldiğince anlatmaya çalışırım. Şimdi panpa gözün evriminin karmaşık olmasının en önemli sebebi tek bir atada evrilip aktarılmamış olması. Evrimsel süreçte 50den fazla canlıda birbirinden bağımsız olarak gözsü yapılar evrimleşti. Malum göz fazlasıyla önemli bir organ ve gözsü bir reseptör oluştuğunda canlıya zarar vermiyor. :D Devamlılığı sağlıyor.

Şimdi gelelim ilk göze daha doğrusu ilk fotoreseptöre. Bu ismi pek havalı oluşumu ilk defa mavi-yeşil alg dediğimiz aslında alg bile olmayan canlıların atalarında görüyoruz. 3.5 milyar yıl önce evrimleşen bu yapının adını hepimiz zaten biliyoruz. Klorofil. Evet bu arkadaş fotosenteze yaradığı gibi fotoreseptör olmasıyla da epey önemli. Önemli ama ne kadar faydalı. Eh pek değil çünkü özelleşemiş bu arkadaşlar. Işığın farklı özelliklerini algılayamışlar daha çok güneşten faydalanmaya bakmışlar.

ilk hayvansı fotoreseptörler ise öglana gibi bazı canlıalrda gördüğümüz göz noktaları. bunun klorofilden farkı ışığın varlığına ek olarak yönünü de algılaması. Göz de buradan yürüyor gidiyor. Zamanla bu arkadaşlar tek hücerileden çok hücreliye geçiyor (zaman dediğime bakma çok ciddi bir zamandan bahsediyorum aslında bu konuya dair onlarca kitap yazılır ama hızlı geçmekte fayda var) Bu arada dokular oluşurken çok ilkel gözler de oluşuyor mesela yassı solucanlarda bu ilkel gözler halen daha görülebilir. Zamanla canlılık geliştikçe retina vs de ekleniyor bu yapıya ve sonuç olarak gözler çıkıyor.

Huh bu kadar karmaşık bir konuyu bu kadar basileştirebileceğimi düşünmemiştim. Yer yer hatalar olsa da başka şekidle anlatamazdım ama istersen daha ayrıntılı bir linki özelden atabilirim.

Eyv panpa.
Peki soyler misin dis ortamdan bir foton o reseptore degdiginde veya ulastiginda da diyebiliriz nasil oluyor da beyinimiz bunu goruntuye ceviriyor ustelik 3 boyutlu bir goruntuye ceviriyor. Hep okumayi ve bakmayi denedim ama kimse basitlestirmiyor veya basitlestiremiyor yardimci olur musunuz

Öncelikle bir şeyin kanıtlanabilmesi için gözlemlenebilir olması gerekmez. Bir çok doğrudan gözlemlenemeyen şey bilimin imkanları sayesinde kanıtlanabilir. Ancak evrim bunlardan değil. Evet geçmişe dair bir çok şeyi doğrudan gözlemleyemiyoruz bugün. Ancak basit evrimsel değişimleri görüyoruz. En basitinden grip virüsü sürekli olarak evrim geçiriyor. Beta balıklarının labirent organını geliştirmesi (daha doğrusu sadece geliştirebilenlerin hayatta kalması) evrimin bir örneğidir Ha yeni bir türün oluşması çok uzun zaman alan bir süreçtir. Bunu gözlemleyemeyiz ancak çevremize baktığımızda gördüğümüz her canlı yeni bir türün oluşum sürecindeki bir halkadır aslında.

Tür oluşum sürecini doğrudan göremesek de fosiller yardımıyla görebiliyoruz. Ancak burada da başka bir sorun karşımıza çıkıyor. Fosil oluşumu oldukça sıkıntılı bir süreç. Zaten öyle olmasa dünyamız fosillerden geçilmez bir yer olurdu :D Buna karşın biz sınırlı fosillerle bir çok canlının(ekgibler olsa da) evrimsel soy ağacını çıkarabiliyoruz. Bunları bilimin bize sunduğu bir çok yöntem ile bilimsel temele oturtuyoruz.

Türler arası geçiş şu an için kanıtlanamıyor yani günümüz teknolojisinde en azından ,doğru mu anladım?

Bilimsel çevrelerin tamdıbına yakını evrimi kabul ediyor. Etmeyenler de genellikle bilimsel değil dini kaygılarla etmiyorlar. Yani bilim evrim konusunda hemfikir demek hata olmaz.
2. sorun için öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Önemli bir soru.

Evet evrime uzaktan bakan biri için boş iş gibi görünmesi doğal. Ancak evrimsel biyoloji bir çok bilim dalından daha çok insanları etkiler. Evrimi bilim yeterince iyi kavrar ve bilinmeyenler üzerine yoğunlaşırsa insanlığa dair bir çok sorun ortadan kalkar. Buna en güzel örnek uzun yıllardır devam eden kanserin evrimine dair çalışmalar. Kanserin evrimsel kökenini bulup bu şekilde onunla mücadele etmek istiyorlar. Ancak bu şekilde kanserin zayıf noktalarını nbulunabileceğini düşünüyorlar ve çalışmaları şuan büyük bir hızla ve başarılı bir şekilde devam ediyor. Bunun dışında evrimsel biyoloji sayesinde grip gibi sürekli olarak evrim geçiren hastalıklarla da mücadele ediliyor gerekli önlemler alınıyor. Ayrıca evrimin geçmişte olmuş bitmiş bir olgu olmadığı da unutulmamalı. Evrim devam ediyor ve gelecekte karşılaşacağımız türleri bilmemiz lazım. insanın gelecekte nasıl bir hal alacağını bilmemiz lazım. Evrim+s
el biyoloji bize bunları sağlıyor.

Tabii bütün bunların dışında her insanda var olan nereden geldik, nedne varız sorusuna bilimsel temellerde cevap verip merak duygumuzu tatmin ediyor.