-
47.
0harun sevişelim mi. belki evrimleşirsin
-
46.
0@41 ulan yalayıcı harun mutasyon kötüdür dedin anlattık züt oldun(@34 de). araformlar yoktur dedin link verdik ( http://www.youtube.com/watch?v=Y2r-d0SVq4c ) araformları gösterdik sana. daha ne gibim istiyorsun? züt olmaya pek meraklısın
bu kadar bilgi sebebiyle seviye yükseldi amk napmak lazım am züt meme demek lazım -
45.
0zütçü x ycıların dıbına koyim
-
44.
0@1 adam x y beyler.
-
43.
0ccc bilim reyiz ccc
-
42.
0@1 ateistten sonrasını okumadım
-
41.
0özet: evrimcilerin vereceği cevap kalmamıştır.
-
40.
0yaratılış atlası isimli eserimi almanızı tavsiye ederim.
-
39.
0@30 propaganda=darwinizm
-
38.
0@31 bilim ile dini karıştıran darwinist, sen de tesadüflere inanıyorsun.
-
37.
0@36 öncelikle şu seviyesiz darwinizmi buraya yansıtmazsan sevinirim.
ikinci olarak da zaten ben bunlara katılıyorum ama yeni bir tür hiçbir zaman oluşmamıştır. -
36.
0şimdi kapak oldu mu harun yalayıcı? yoksa daha gibmeye devam edim mi? hemde bilimsel olarak
- 35.
-
34.
+1bak bu yazıyı sağdan soldan kopyalamıyorum bizzat kendim yazıyorum. dikkatli oku zor olcak senin için ama.
konuya gelirsek her mutasyon zararlı değildir. konuyu becil gen teorisi ütünden anlatıcam. şimdi farzedelim ki bir grup tavus kuşu var.(ki darwin tavus kuşları konusunda çok sıkıntıya düşmüştür çünkü evrimi en iyi en güçlüüstünden anlatmıştır. tavus kuşları çok şatafatlıdır ve gösterişli kuyukları nedeyle kolayca av olabilmektedirler.) dişiler erkekleri seçerken en gösterişli kuyruğu en uzun ve güzel olanı tercih ediyorlar. doğal olark kuyrukları kısa ve gösterişsiz olanlar çiftleşemediği için doğal olarak genleri diğer nesle aktarılamıyor. dişiler açısında bakarsak uzun ve gösterişli kuyruk sadece güzellik anldıbına gelmiyor. çünkü bu kadr uzun (avcıdan kaçamk için soru yaratır) çok gösterişli kuyruk(avcıların dikkatini çkere) kuşun hayatta kalmasını zorlaştırır ama çiftleşecek çağa kadarda gelebilirse bu onun avcılarından iyi bir şekilde kaçtığının kanıtı oluyor. çiftleşme gerçekleştikten sonra zaten o kuşunn hayatta kalmasının önemi yok çaptan düştüğü anda av olacaktır ama çiftleştiği için genleri bir sonraki nesle aktarılır. işte ortaya evrim çıkar en güzel ve en hızlı kaçan tavuskuşları nın genleri popülasyonda yayılır. kabaca bu duruma mutasyon denebilir. bak mutasyon kötü bişey değilmiş.
mesela sen ne kadar iyi şeyhini yalarsan seni cemaat içidne everirler nolur genlerin popülasyona yayılır ve böylece senin gibi yalayıcı kişilerin sayısı artar. hadi harun yalayıcı gömdüm yavrucum -
33.
0@1 x y ayrıca okuyanı gibsinler amk
-
32.
0@1 dawkins dünyada adı sayılır bir profesör. x y ile aynı platformda bir insan değil. x y düşük seviyeli bir kitleye hitab eden normal sıradan bir insan.
-
31.
0@29 hz ademin boyunun 20 metre olduğuna, dünyanın 7 günde yaratıldığına inanmanın yanında evrim biraz fazla bilimsel kalıyo. bu yüzden sus
-
30.
0@29 olm sen nesin amk burası inci sözlük mal herif gibtir git propagandanı adnan'ın sitelerinde yap kara cahil zaaaa
-
29.
-1ayar verdiğini sanan darwinistler ancak kendilerini kandırırlar.
-
28.
0@17Tümünü Göster
Mutasyonlar, canlı hücresinin çekirdeğinde bulunan ve genetik bilgiyi taşıyan DNA molekülünde, radyasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar ve yer değiştirmelerdir. Mutasyonlar DNA'yı oluşturan nükleotidleri tahrip eder ya da yerlerini değiştirirler. Çoğu zaman da hücrenin tamir edemeyeceği boyutlarda birtakım hasar ve değişikliklere sebep olurlar.
Dolayısıyla evrimcilerin arkasına sığındıkları mutasyon, hiç de sanıldığı gibi canlıları daha gelişmişe ve mükemmele zütüren tılsımlı bir değnek değildir. Mutasyonların net etkisi zararlıdır. Mutasyonların sebep olacağı değişiklikler ancak Hiroşima, Nagazaki veya Çernobil'deki insanların uğradığı türden değişiklikler olabilir: Yani ölüler, sakatlar ve hastalar...
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi rastgele bir etki organizmaya ancak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
Mutasyonlar küçük, rastgele ve zararlıdırlar. Çok ender olarak meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler. Bu dört özellik, mutasyonların evrimsel bir gelişme meydana getiremeyeceğini gösterir. Zaten yüksek derecede özelleşmiş bir organizmada meydana gelebilecek rastlantısal bir değişim, ya etkisiz olacaktır ya da zararlı. Bir kol saatinde meydana gelecek rastgele bir değişim kol saatini geliştirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar verecek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacaktır. Bir deprem bir şehri geliştirmez, ona yıkım getirir.1
Nitekim bugüne kadar hiçbir yararlı mutasyon örneği gözlemlenmedi. Tüm mutasyonların zararlı olduğu görüldü. ikinci Dünya Savaşı'nın ardından nükleer silahların sonucunda oluşan mutasyonları incelemek için kurulan Atomik Radyasyonun Genetik Etkileri Komitesi'nin (Committee on Genetic Effects of Atomic Radiation) hazırladığı rapor hakkında evrimci bilim adamı Warren Weaver şöyle diyordu:
Çoğu kimse, bilinen tüm mutasyon örneklerinin zararlı olduğu sonucu karşısında şaşıracaktır, çünkü mutasyonlar evrim sürecinin gerekli bir parçasıdır. Nasıl olur da iyi bir etki-yani bir canlının daha gelişmiş canlı formlarına evrimleşmesi-pratikte hepsi zararlı olan mutasyonların sonucu olabilir?2
MUTASYONLAR DAiMA ZARARLIDIR
Solda normal bir meyve sineği (drosophila) ortada ise radyasyondan kaynaklanan bir mutasyon sonucu bacakları kafasından çıkmış bir meyve sineği.
Mutasyonların insan vücudunda meydana getirdiği bazı zararlı etkiler.
Sağda Çernobil nükleer kazasından etkilenmiş bir çocuk.
O zamandan bu yana yapılan bütün "faydalı mutasyon oluşturma" çabaları da başarısızlıkla sonuçlandı. Evrimciler, çok hızlı ürediği ve mutasyona uğratılması kolay olduğu için, meyve sinekleri üzerinde onyıllarca mutasyon denemeleri yaptılar. Bu canlılar olabilecek her türlü mutasyona milyonlarca kez uğratıldı. Ama tek bir faydalı mutasyon gözlemlenmedi. Evrimci genetikçi Gordon Taylor, bu konuda şunları yazar:
Bu çok çarpıcı ama bu kadar da gözden kaçırılan bir gerçektir: Altmış yıldır dünyanın dört bir yanındaki genetikçiler evrimi kanıtlamak için meyve sinekleri yetiştiriyorlar. Ama hala bir türün, hatta tek bir enzimin bile ortaya çıkışını gözlemlemiş değiller.3
Bir başka araştırmacı olan Michael Pitman, meyve sinekleri üzerindeki deneylerin başarısızlığını şu şekilde ifade eder:
Sayısız genetikçi meyve sineklerini nesiller boyunca sayısız mutasyonlara maruz bıraktı. Peki sonuçta insan yapımı bir evrim mi ortaya çıktı? Maalesef hayır. Genetikçilerin ürettikleri canavarlardan sadece pek azı beslendikleri şişelerin dışında yaşamlarını sürdürebildiler. Pratikte mutasyona uğratılmış olan tüm sinekler ya öldüler, ya sakat ya da kısır oldular.4
insan için de durum aynıdır. insanlar üzerinde gözlemlenen tüm mutasyonlar zararlıdır. Tıp kitaplarında "mutasyon örneği" olarak anlatılan mongolizm, Down Sendromu, albinizm, cücelik, orak hücre anemisi gibi zihinsel ya da bedensel bozuklukların ya da kanser gibi hastalıkların her biri, mutasyonların tahrip edici etkilerini ortaya koymaktadır. Elbette ki insanları sakat bırakan ya da hasta yapan bir süreç, "evrim mekanizması" olamaz.
Mutasyonların neden evrimci iddiayı destekleyemeyeceklerini üç ana maddede özetlemek mümkündür:
Mutasyonlar her zaman zararlıdır: Mutasyonlar rastgele meydana geldikleri için hemen hemen her zaman mutasyon geçiren canlıya zarar verirler. Mantık gereği, mükemmel ve karmaşık olan bir yapıya yapılacak herhangi bir bilinçsiz müdahale, o yapıyı daha ileri zütürmez aksine tahrip eder. Nitekim hiçbir gözlemlenmiş "faydalı mutasyon" yoktur.
Mutasyon sonucunda DNA'ya yeni bilgi eklenmez: Mutasyon sonucunda genetik bilgiyi oluşturan parçalar yerlerinden kopup sökülür, tahrip olur ya da DNA'nın farklı yerlerine taşınır. Ama mutasyonlar hiçbir şekilde canlıya yeni bir organ ya da yeni bir özellik kazandırmazlar. Ancak bacağın sırttan, kulağın karından çıkması gibi anormalliklere sebep olurlar.
Mutasyonun bir sonraki nesile aktarılabilmesi için, mutlaka üreme hücrelerinde meydana gelmesi gerekir: Vücudun herhangi bir hücresinde veya organında meydana gelen değişim bir sonraki nesle aktarılmaz. Örneğin bir insanın gözü, radyasyon ve benzeri etkilerle mutasyona uğrayıp orijinal formundan farklılaşabilir, ama bu kendisinden sonraki nesillere geçmeyecektir.
Canlıların evrim geçirmiş olmaları mümkün değildir, çünkü doğada onları evrimleştirebilecek bir mekanizma yoktur. Nitekim fosil kayıtlarına baktığımızda da, bu imkansız senaryonun zaten yaşanmadığını görürüz.
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 04 01 2025
-
kendinizi başkasına beğendirmeye çalışmak
-
mkultravictim31 ve gwynplaine adlı yazarlarr
-
7 aylık koreli sevgilimden az önce aldığım mesaj
-
market alışverişine 1200 lira verdim
-
alkole zam gelmesi çok iyi bişeydir
-
michael scofield ananın ağzınaa
-
su içen musluk videoları
-
züttte tak olmaz lan
-
rte yi devlet altincisi modu yapmak
-
04 01 2025 tyler dursun bacınıı
-
insanlığın yüz karası yine gelmiş
-
otomobil suyla çalışan araba icat eden
-
onlisans diplomasi ise yarar mi siizce
-
mkultravictim31 seninn kafana orakla vura vuraa
-
bazı şeyler çocuklukta belli oluyor
-
telefondan google sildim simdi diceksinizki
-
suriyeliler gittiğine göre
-
gwanypline
-
30da feyzo şaklabanlığı
-
feyzo kamerandayım ne demek ulan
-
kadınlardan ölümüne tiksiniyorum
-
poizitif hiçbir hayalim yok
-
bi magnum 65 lira
-
wow girl youtube kanalı link aşağıda
-
kalça içi tak dolu sananlar
-
para var escort çağırmak istiyorum o da olmuyor
-
beyler zütümüzdeki kıllar nasıl oluyorda
-
wow girl olarak amima sinek girmesi
-
wow girl olarak kasık traşım
- / 1