-
132.
0Oysa gerçek şudur: Darwinistler, isteseler de istemeseler de, Allah'ın kendileri için belirlemiş olduğu kadere tabidirler. Yeryüzündeki tüm varlıklar öyledir ve Allah'ın kendileri için seçip beğendiği hayatı yaşamakta, O'nun verdiği rızıkla hayat bulmaktadır. Darwinistler, inkar etse de etmese de ahiret vardır ve Darwinistlerin her biri, tüm diğer insanlar gibi hesap günü Kudret Sahibi Rabbimiz'in huzurunda sorguya çekileceklerdir. Dünyada ne kadar sorumsuz ve rastgele yaşadıklarını iddia ederlerse etsinler, ahirette, yaşadıkları her anın hesabını vereceklerdir. Dolayısıyla, dünyada Allah inancını kabule zorlanmaları ve bunun için farklı yollarla kendilerini aldatma yoluna gitmeleri bir çözüm olmayacak, bu yöntemleri onlara bir fayda sağlamayacaktır.
-
131.
0Canlılığın ve yaşamın kör tesadüflerin eseri olduğu iddiasındaki evrim teorisi ise, bu zihniyetteki insanlar için önemli bir dayanak noktası oluşturmaktadır. Kendilerince canlılığın kökenine Yaratılış dışında bir açıklama getirdiklerini zannederler ve bu zanna büyük bir güçle bağlanırlar. Öyle ki bir müddet sonra, bu yalana kendileri de inanır, tüm saçmalıklarını gördükleri halde evrimi savunmaya devam ederler. Çünkü evrimi kaybetmeleri demek, tüm yaşamlarını üzerine inşa ettikleri felsefelerini, hayat görüşlerini kaybetmeleri demektir. Darwinizm'in geçersizliğini kabul etmeleri demek, evrenin meydana gelişinin ve canlıların oluşumunun tek açıklamasının Yaratılış Gerçeği olduğunu kabul etmeleri demektir. Bu ise, sorumsuzluğu ve başıboşluğu savunan Darwinist ideoloji ile tam anlamıyla çelişmektedir. Darwinist ve materyalist bilim adamlarının bu batıl bakış açısını, Delaware Üniversitesi'nden parçacık fizikçi Stephen M. Barr şu sözlerle dile getirir:
Pek çok (materyalist, Darwinist) bilim adamı, bilimin ilerlemesiyle gün geçtikçe, evrenin ve insanlığın "amaçsızlığının" ve maddesel güçlerin ve kör tesadüflerin ürünü olduklarının daha açık anlaşılacağına inanmaktadır. Pek çoğu bilimin bize öğretmesi gereken dersin bu olduğunu düşünmektedir. Bu düşüncenin önde gelen temsilcilerinden zoolog Richard Dawkins, 'Gözlemlediğimiz evrenin neticede hiçbir tasarıma, amaca, iyiliğe, kötülüğe sahip olmayan, amaçsızlık dışında hiçbir özelliği olmayan bir evren olduğunu kabul ettiğimizde, umduğumuz tüm özelliklere sahip olacaktır' diye yazmaktadır. Evrenin amaçsızlığını ve bunun insanlar için hiçbir şey ifade etmemesi gerektiğini sıkça dile getirenlerden biri de, zoolog Stephen Jay Gould'dur. Gould, insan ırkının evrimsel tarihin çılgın bir kazası olduğunu ve yaşam ağacında ince bir daldan ibaret olduğunu söylemektedir. Bertrand Russel ise, "Durgun bir suda meydana gelen bir kazadan başka bir şey değiliz" demektedir."Delaware Üniversitesi'nden parçacık fizikçi Stephen M. Barr" -
130.
0Darwinistler ise, bir yandan kendileri Allah'a iman etmekten kaçınmakta, bir yandan da bazı insanların sahip olduğu bu yanlış pgibolojiyi amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar. Kendi nefislerini haksız yere yücelterek kendilerince sahte bir üstünlük kazanmakta, gücün, kudretin ve izzetin asıl sahibi olan Allah'a inanmayı, O'na ibadet etmeyi reddetmektedirler. Büyük bir cehaletle kendilerini ilahlaştırdıklarından (Allah'ı tenzih ederiz) ve her olayı kendi kontrollerinde zannettiklerinden, kadere tabi oldukları gerçeğini bir türlü kavrayamaz, bu gerçeği mümkün olduğunca düşünmek istemezler. Her şeyin başıboş geliştiğini iddia ederek, kendilerinin de sözde başıboş bir ortamda kontrolsüz yaşadıklarını kabul etmek isterler. Ahiret gerçeğini göz ardı ettiklerinden, sonsuz zannettikleri, daha doğrusu öyle olmasını istedikleri dünyada, sonsuza kadar var olacaklarını ya da öldüklerinde tamamen yok olacaklarını düşünürler. Böylece ölümü ve ölümden sonra karşılaşacakları hesap gününü hiç düşünmediklerinde, bu gerçekle karşılaşmayacaklarını sanırlar. Küçük bir çocuğun mantık örgüsünü andıran bu yaklaşımın, kendilerini yaşamları boyunca rahat ettireceğine inanırlar.
-
129.
0Allah inancını Kabul Etmekte Zorlanmaları
Evrendeki hassas dengelerin ve canlılardaki kompleks yapıların tesadüfen meydana gelmiş olmasının imkansızlığını gören bir insan, aynı zamanda tüm bunların üstün bir Aklın, yani Allah'ın eseri olduğunu da anlayabilir. Ama insanların bazıları, cahilce düşünceler, yanlış kanaatler ve sapkın mantık örgüleri nedeniyle Allah inancını kabul etmekte zorlanırlar. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri, kendilerini adeta üstün bir varlık olarak görmeleri ve kendilerinden üstün bir Yaratıcı'ya inanıp ona ibadet etmekte tereddüt etmeleridir. (Allah'ı tenzih ederiz.)
Bu tereddütlerinin temelinde, ahiretin ve hesap gününün varlığını düşünmekten korkmak, bu gerçeğin insana yüklediği sorumluluklardan kendince kaçmaya çalışmak vardır. Her şeyin hakimi ve üstün güç sahibi olan Yüce Allah'a inanmak ve O'nun Yüce varlığını kabul etmek, ahiretin varlığını da kabul etmeyi ve beraberinde de Allah'a ibadet etmeyi gerekli kılar. Bu gerçeğe inanan bir insan, dünyada tüm yaptıklarından sorumlu olduğunu bilecek ve buna göre yaşayacaktır. Nefsinin bencil taleplerinden sakınacak, iradesini kullanacak, her koşulda vicdanlı ve güzel ahlaklı olmaya gayret edecektir. Bir insanı hem manen hem de madden zenginleştiren ve güzelleştiren, kalitesini ve asaletini artıran bu durum, bazı insanlar için zor görünmektedir. Oysa asıl zor olan, yaratılışına aykırı olarak, vicdanını göz ardı etmek, sürekli vicdanına baskı uygulayarak yaşamaktır. Günümüzde birçok insanın yaşadığı acı ve sıkıntıların kaynağı, vicdanlarını köreltip sürekli nefislerine uymaları ve nefsin telkinlerinin neden olduğu zorluklardır. -
128.
0Bağdat'ın karşı sahilinde oturan Ebu Hanife'nin tartışma saatinde yerini almamış olması, dehrinin (Allah'a inanmayan tartışmacı) ve kalabalığın zihninde değişik soruların şekillenmesine neden olur. Herkes merak içindedir... "Neden gelmedi? Gelmeyecek mi? Korktu mu? Delil mi bulamadı?" vb. sorular.! imam-ı Azam, belirlenen saatten bir müddet sonra gelir. Dehri, son derece moral kazanmış, küfür ve gururu daha da artmıştır...
Ebu Hanife, özür dileyerek gecikmesinin sebebini anlatmaya başlar: "Karşı sahilden bu tarafa gelebilmek için bir vasıta bulamadım. Beklemeye başladım. Belki bir kayık veya sal gelir de onunla giderim diye düşünüyordum. O esnada ağaçların birdenbire devrildiğini gördüm. Devrilen ağaçların kendiliğinden kereste, kerestelerin kendiliğinden kayık olduğuna şahit oldum. Yine kendiliğinden bir kürek ve yelkenin vücud bulduğunu gördüm. Sizlere karşı daha fazla mahcub düşmeyeceğimden sevinerek, kayığa atladım. Kayık kendiliğinden beni buraya getirdi... " Dehri ve dinleyenler bu sözlere bir mana veremezler. Tabiatçılığı savunan, her şeyi tabiatın var ettiğini iddia eden tartışmacı, böyle bir olayın, anlatıldığı tarzda gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söyler.
Büyük imam tebbessüm ederek şöyle der: "Bir küçük kayığın bile kendiliğinden, yapıcısı ve sanatkarı olmadan meydana gelebileceğini kabul etmediğiniz halde, nasıl oluyor da, bu muazzam kainatın bir yapıcısı, bir Yaratıcısı olmadan kendiliğinden vücud bulduğuna inanıyorsunuz? Kainat kainatın değil, Allah'ın eseridir. Bütün bunca belgeler ortada iken, Allah'ın varlığı ile ilgili bir tartışma ve münazara başlatmak gereksizdir."imam-ı Azam Ebu Hanife" -
127.
0Görüldüğü gibi bilim dünyasının evrime verdiği desteğin arkasında ya ideolojik kaygılar ya da baskı ve sindirme yöntemleri yer almaktadır. "Bilim dünyası evrimi savunuyor, demek ki evrim, test edilmiş, doğruluğu bilimsel verilerle tespit edilmiş bir teoridir" düşüncesi ise büyük bir aldanıştır. Bu aldanış, Darwinistlerin uyguladığı pgibolojik mücadele tekniklerinin bir sonucudur ve gerçekleri yansıtmamaktadır. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, Darwinistlerin ısrarla iddia ettikleri gibi bilim dünyasının tümü evrimci değildir. Tüm baskı ve yıldırma metotlarına rağmen, evrim karşıtı olduğunu açıkça ifade eden sayısız bilim adamı, akademisyen ve profesör bulunmaktadır. Bu kişiler evrim teorisinin açmazlarını ortaya koymakta, gerçekleri halka ulaştırmaya çalışmaktadır. Üstelik Darwinist büyünün etkisinden kurtulan bilim adamlarının sayısı gün geçtikçe de artmaktadır.
Darwinizm, Darwinist bilim adamlarının dünya çapında etkili olma çabalarına rağmen çöküntüye uğramıştır. Bunun en önemli sebebi, teorinin bilimsel delilsizliğinin, evrimci bilim adamlarının varlığına karşın, açıkça gündeme getirilmiş, dünyaya ilan edilmiş, bu yalan ve aldatmaya karşı tüm insanların uyarılmış olmasıdır. -
126.
0Bu gerçeği bilmeyen halkın önemli bir kısmı da söz konusu kimselerin, bilime olan sadakatleri nedeniyle evrimi savunduklarını sanmaktadır. Oysa Darwinistlerin sadakati bilime değil, materyalizme ve evrim dogmasınadır. Biyokimya profesörü Michael Behe, bilim dünyasının materyalist dünya görüşü nedeniyle evrime sahip çıktığını ve bilimin halka nasıl yansıtıldığını şöyle ifade eder:Tümünü Göster
Evrenin nasıl çalıştığıyla ilgili neredeyse tüm bilgiler, ayırt edilmeden, önce katı bir materyalist filtreden geçirilir. Daha sonra halka sunulur... Bilimsel literatür tamamen bu anlayışı yansıtır. Çalışmalar çoğunlukla, hem genelde hem de özel konularda, doğanın bilinen ve emin olunan işleyişinden bahseder. Okul kitapları bu kanaati öğrencilere ileterek görevlerini yerine getirmiş olurlar. Bu tanımlamalar, boşluklardan veya cevaplanamayan sorulardan hiç bahsetmez. Bunun yerine, her şeyin bilindiği, en azından hemen her şeyin bilindiği ve laboratuvarlarda test edildiği izlenimi verilir. Eğer teoriye uymayan bir kanıt varsa, o zaman da teoriden değil kanıttan şüphe edilir... Sorun, mantıklı iddialara dayalı olmayan, sosyal baskıyla yaygınlaştırılan materyalizmdir." Biyokimya profesörü Michael Behe"
Michael Behe'nin sözünü ettiği sosyal baskının, yoğun olarak yaşandığı asıl yer ise akademik dünyadır. Dünyanın pek çok ülkesinde okullarda ve üniversitelerde Darwinist akademisyenler desteklenmekte, Allah inancına sahip bilim adamlarının ise akademik kariyerleri engellenmeye çalışılmaktadır. Darwinizm'i reddettikleri için çoğunun kitapları, makaleleri bilimsel yayınlarda yer almamakta, bir taraftan da hiçbir doğruluk ifade etmediği halde "gericilikle" suçlanmaktadırlar. Çoğu Batı ülkesinde eğer bir bilim adamı akademik kariyer yapmak istiyorsa, Darwinci safsatalara göz yummak, hatta bunları ister istemez savunmak zorundadır. Aksi takdirde akademik kariyerinde yükselmesi, hatta bulunduğu üniversitede kalıcı olması dahi çok zordur. Evrimci bilim adamları akademilerde, üniversitelerde bir çeşit "diktatörlük" oluşturmuşlardır. inançlı bilim adamlarının Yaratılış'ın bilimsel delillerini ortaya koymaları, bilim dünyasının çoğunluğu, özellikle de materyalist düşüncenin hakim olduğu kurumlar ve akademiler tarafından tepkiyle karşılanmakta, ancak ateizm veya materyalizm propagandası yapılmasına asla karşı çıkılmamaktadır. Bu da, bazı bilim adamlarının evrimin geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen, gelecek endişesi ve kariyerlerini kaybetme korkusuyla seslerini yükseltmemelerine neden olmaktadır -
125.
0Bazı bilim adamlarının Darwinist olması, insanların sanki tüm bilim dünyası evrime inanıyormuş, dolayısıyla evrim bilimsel bir teoriymiş gibi yanlış bir kanaat edinmesine sebep olabilir. Gerçekten de bilim dünyası içinde Darwinist telkinlere kapılmış çok sayıda insan vardır. Ancak bunların büyük kısmının Darwinizm'e olan bağlılıkları bilimsel bir yaklaşımın sonucu değildir. Evrim teorisinin materyalizme ve ateizme sağladığı dayanak, bu kişilerin Darwinizm'i ideolojik kaygılarla sahiplenmelerine neden olmaktadır. Bu insanlar Darwinizm'in geçersizliği ortaya konduğunda, materyalizmi yaşatmanın mümkün olmadığını bilmekte, bu nedenle de akla, bilime ve mantığa aykırı olmasına rağmen var güçleriyle Darwinizm'i savunmaktadırlar. Darwinizm'in materyalist kaygılarla desteklendiğini, Phillip Johnson, Marksist zoolog Richard Lewontin'in iddialarını değerlendirdiği bir yazısında şöyle açıklamaktadır:
Darwinizm, felsefi olarak tarafsız olması gereken (bilimsel) kanıtlara değil, materyalizme olan "a priori" (önceden kabul edilmiş, doğru varsayılmış) sadakate dayalıdır. Felsefeyi bilimden ayırdığınızda, kibir kulesi yıkılıverir. Toplum bunu tam olarak anladığında, Lewontin'in Darwinizm'i, bilimsel müfredattan silinmeye başlayacak ve tarihin tozlu raflarında Lewontin'in Marksist görüşlerinin yanında yerini alacaktır."Phillip Johnson " -
124.
0Bir kez daha ifade etmek gerekir ki, Darwinistlerin kullandıkları ağır, anlaşılmaz dil ve teknik üslup, evrim teorisinin lehinde hiçbir delil sunmaz. Bu yöntemin kullanılmasının tek sebebi göz boyamak, "evrim bilimseldir" aldatmacasını zihinlere yerleştirmektir. Ancak evrim teorisinin gerçek mahiyeti anlaşıldıkça ve bir aldatmaca üzerine kurulu olduğu insanlara gösterildikçe, artık bu sahte yöntemler de geçerliliğini ve etkisini yitirmektedir.
-
123.
0Oysa ne Latince terimler, ne karmaşık cümleler, ne de evrimci birkaç profesörün sürekli ön plana çıkarılıyor olması, evrim teorisinin içinde bulunduğu çıkmazı ortadan kaldırabilir. Belki bir müddet daha evrimin bilim karşısında aldığı yenilgi örtbas edilebilir, ama gerçekler en sonunda ortaya çıkacaktır. Çünkü evrimci kaynakların hiçbirinde evrimi savunmak için kullanılabilecek bilimsel bir veri yoktur. Darwinist dergilerde, kitaplarda, gazetelerde, televizyon programlarında, konferanslarda, sadece farklı evrimcilerin farklı senaryoları dile getirilir. Ancak neticede bunlar birer varsayımdan, daha doğrusu spekülasyondan ibarettir. Bu kişilere, anlattıkları hikayenin bilimsel dayanağını sorduğunuzda, bu iddialarını hangi bilimsel bulguların desteklediğini görmek istediğinizde, alacağınız cevap büyük bir sessizlikten ibaret olacaktır.
-
122.
0Darwinist bilim adamlarından, profesörlerden, evrimci yayınlardan sık sık alıntılar yaparak, bilim dünyasının tamdıbının evrime inandığı imajını oluşturmak isterler. Böylece, bilimle evrimin çeliştiği gerçeğini gizlemeyi umarlar. Amaç, "Bu teori bilimsel bir gerçek ve tüm bilim otoriteleri tarafından kabul ediliyor" izlenimi verebilmektir. Phillip E. Johnson, Darwinistlerin bu yöntemlerini şöyle özetler: (Evrim) Teori büyük ölçüde söz sanatına özgü ikna etme yöntemlerine dayanan bir propaganda kampanyasıyla ayakta tutulmaya çalışılmaktadır: Gizli varsayımlar, üzerinde konuşulan sanki kanıtlanmış gibi varsayılan ifadeler, belli belirsiz tanımlanmış ve tartışmanın ortasında anlamı değiştirilmiş terimler, hayali düşmanlara saldırılar, seçmece kanıtların alıntıları ve benzeri. Teori aynı zamanda kültürel itibarıyla korunmaktadır."Phillip E. Johnson "
-
121.
0Darwinistlerin bilimi kullanma yöntemleri ise tanıdıktır:
Öncelikle bilimsel konuların halk tarafından anlaşılmasının mümkün olmadığı, ancak bir avuç sözde seçkin insanın bilimi anlayabileceği telkininde bulunurlar,
Bu telkini pekiştirmek için yazılarında ve konuşmalarında halkın çoğunluğu tarafından bilinmeyen bilimsel terimler kullanırlar,
Uzun karmaşık formüller, Latince terimler ve ifadeler, ağır ve anlaşılmaz bir dil kullanarak son derece önemli bir konudan bahsediyormuş izlenimi verirler. Anlattıkları, bilimle tamamen çeliştiği halde, bilmeyenlerin bunu bilimin bir parçası zannetmesini sağlarlar, -
120.
0Bütün Darwinist yayınlarda, evrimin bilimsel bir teori olduğu söylenir. Ama Darwinizm'in öne sürdüğü herhangi bir iddiaya getirilebilmiş bir tane dahi bilimsel delil bulunmamaktadır. Darwinizm, tek bir hücrenin nasıl ortaya çıktığını açıklayabilmiş değildir. Sözde tesadüflerin eseri olarak ortaya çıkan bu hücreden, binlerce farklı canlı türünün hangi mekanizmalarla oluştuğunu delillendirebilmiş değildir. Canlıların birbirlerine hayali dönüşümleri iddiasını, tek bir örnek üzerinde bile gösterebilmiş değildir. Balıkların sürüngenlere, sürüngenlerin kuşlara dönüştüğünün uzun uzun anlatıldığı evrim masallarını ispatlayan hiçbir bulgu yoktur. 150 yılı aşkın süredir yapılan kazılarda, bir tane bile bu hayali sürecin izini gösterecek ara form fosiline rastlanmamıştır. Dahası evrim teorisi, genetik biliminin ortaya koyduğu yenilikler konusunda da sessizdir, açıklamasızdır, delilsizdir. Kısaca evrim teorisi, bilimsellikten son derece uzaktır. Bilim, evrim teorisini yalanlamaktadır. Astronomi, biyoloji, paleontoloji, jeoloji, fizik, kimya, jeofizik, embriyoloji vb. birer bilimdir. Darwinizm ise bilim değildir, ilkel bir Şaman dinidir. Buna rağmen Darwinistler, telkinlerini ikna edici gösterebilmek için bilimi alet edinirler.
-
119.
0Darwinist yayınlar, evrim aldatmacasının en önemli propaganda malzemelerindendir. Yanıltıcı başlıklar, kullanılan göz boyayıcı bilimsel terimler, evrimi, bilimsel bir gerçekliği varmış gibi göstermeye yöneliktir. Fakat bu yayınların içinde, evrimi doğrulayan tek bir kanıt dahi bulmak mümkün değildir.
-
118.
0Darwinistlerin en bilinen aldatmaca yöntemlerinden birisi, evrimin sözde bilimsel bir kavram, evrim teorisinin de bilimin desteklediği bir teori olduğu yalanıdır. Evrim teorisi, bilim tarihinde bir dönüm noktası olarak tanımlanır ve evrim teorisine karşı çıkanlar da "bilim karşıtı" olarak lanse edilir. Oysa bu, büyük bir aldatmaca, gerçeklerle hiçbir şekilde örtüşmeyen bir gösteridir. Evrim teorisi, materyalist felsefenin bir zorunluluğu olarak ortaya çıkmış bir dogmadır. Darwinizm ise bir tür şaman dinidir. Şamanizm nasıl doğadaki bazı güçlere tapınmayı temel alıyorsa, Darwinizm de aynı şekilde doğaya tapınır. Doğayı, kendince "efsanevi ve esrarengiz güçleri olan" bir varlık olarak tanımlar. Taşın toprağın, Güneş'in, şimşeğin, rüzgarın bir araya gelerek tesadüflerin etkisiyle canlılığı meydana getirdiğine inanır ve toplumlara bu yalanı telkin eder. Darwinizm'in yöntemi, bilimsel deliller sunarak teorinin geçerli olup olmadığını tartışmak değil, bilimsel ifadeler kullanıp gösteri yaparak teorinin doğru olduğu izlenimini oluşturmaya çalışmaktır.
-
117.
0Evrimci biyoloji spekülatif delillerle büyük darbe almıştır. Anatomik ve ekolojik bilgiler kaydedilir ve daha sonra bu kemiğin neden belirli bir şeye benzediği ya da neden canlının burada yaşadığı hakkında tarihi veya uygun açıklamalar kurgulanmaya çalışılır. Bu spekülasyonlar 'senaryolar' olarak adlandırılmıştır. Aslında çoğu zaman horlanarak ve haklı gerekçelerle, 'masal' olarak da tanımlanırlar. Bilim adamları 'bu hikayelerin masal olduğunu bilmektedirler; ne yazık ki (bu masallar) mesleki metinlerde son derece ciddiye alınırlar ve doğru kabul edilirler.'"Evrimci paleontolog Stephen Jay Gould "
-
116.
-1şu mirvan mıdır ne taktur her başlığı böyle gibiyor şu herifin yüzünden uyuz olup sayfayı kapatıyorum
bu nedir lan it?
copy paste copy paste -
115.
0Peki yaklaşık 1.5 asırdır devam eden bu oyunun insanlar üzerinde etkili olmasının sebepleri nedir? Darwinizm'in insanlar üzerinde etkili olmasının nedenleri pgibolojiktir. Darwinizm, bir kısım medyayı da kullanarak, adeta bir büyü etkisi yapmış, bir tür kitle hipnozuyla toplumları etkisi altına almıştır. Teorinin ilk ortaya atıldığı yıllarda karşılaştığı tepki, tamamen pgibolojik yöntemlerle bir süre sonra sindirilmiş ve kitleler zamanla aklın ve mantığın asla kabul edemeyeceği iddiaları normal görmeye, hatta bunları kabullenmeye başlamıştır. Başka bir koşul altında olsa gülünç bulunacak mantıksız hikayeler, bilimsel birer gerçek gibi algılanmıştır. Evrim teorisinin sunulma şekli ahlaki prensipleri tanımamakta, saygı, dürüstlük, bilimsellik, doğruluk gibi kavramları kabul etmemektedir.
-
114.
0Görüldüğü gibi, Darwinizm'in dayanak noktası spekülasyonlar, sahte deliller ve tesadüfen gerçekleştiği iddia edilen hayali mucizelerdir. Darwinizm, büyük bir kitle aldatmacasıdır. Tüm insanlara karşı oynanan büyük bir oyun, büyük bir yalandır. Toplumlar bu asılsız teoriye aldatıcı telkinlerle inandırılmış, akıl almaz yalanlarla ikna edilmişlerdir. Ta ki, gerçekler ortaya çıkarılıncaya, evrim teorisinin asılsızlığı ve aldatıcılığı insanlara tüm delilleriyle tanıtılıncaya kadar. Bugün artık insanlığın büyük çoğunluğu, evrim teorisinin hiçbir bilimsel vasfı olmadığını; bilimsel bulguların, evrenin ve tüm varlıkların Yüce Rabbimiz'in eseri olduğunu bir kez daha ispatladığını kesin olarak görmüştür.
-
113.
0Bu yoğun propaganda nedeniyle insanların bir kısmı, halen, evrimin yaşandığını gösterebilecek tek bir ara fosil bile olmadığını bilmemektedir. Bir kısmı ise ara fosillerin olduğunu, ama bir yerlerde saklandığını zannetmektedir. Pek çok kişi, soyu tükenmiş olan Archaeopteryx'in günümüz kuşları gibi bir kuş olduğunu bilmemekte, bunu ara fosil zannetmektedir. Bazı insanlar, yıllarca, sözde evrimin delili bir ara fosil gibi sergilenen Coelacanth'ın, hala günümüz denizlerinde yaşamakta olan kompleks özelliklerde bir dip balığı olduğunun anlaşıldığından haberdar değildir. Bazı insanlar ise bir çamur birikintisinin içinden günün birinde tek hücreli canlıların oluştuğunu zanneder, hatta bazıları su birikintisinin içinde bir süre sonra kendi kendine kurbağa oluşabileceğine bile inanır. Bir kısım kişiler de, Darwinistlerin telkinlerine aldanarak, sürüngenlerin sinek avlarken kanatlanıp kuşa dönüştüğünü zannederler. Ama, Darwinist telkinler nedeniyle, sürüngenin avlamaya çalıştığı sineğin mükemmel bir sistemle kanatlarını saniyede 500 kere çırparak zaten uçmakta olduğunu düşünmezler. Çünkü Darwinizm "mümkün olduğunca düşünmemek" üzerine inşa edilmiş bir ideolojidir. insanları da düşünmemeye, detaylara dikkat vermemeye, sadece körü körüne söylenenlere inanmaya sevk eder. işin aslı ise, ancak bu konudaki gerçekler ortaya çıkarıldığında anlaşılabilmektedir. Fosil kayıtları ortaya konduğunda, hücrenin yapısı gözler önüne serildiğinde, paleontoloji, biyoloji, anatomi, zooloji, botanik, biyogenetik, biyomatematik gibi sayısız bilim dalının keşifleri gösterildiğinde, insanlar, Darwinizm'in gerçek yüzünü görmekte, yıllardır maruz kaldıkları telkinlerin birer masaldan ibaret olduğunu hemen kavramaktadırlar
-
cumaya gitmeyen müşrikler 10 01 25
-
türkiyede yüzde birlik dilimde olmak için
-
tek suçu türk olmak
-
bütün dünyayı geziyorum dediği
-
şunu ögrendim ki
-
türk erkekleri karının beynine
-
sağlıklı beslenmenin pgibolojiye bi etkisi yok
-
bi kız boynuna neden dövme yaptırır amk
-
kadınlar benim gibi efendi erkeklere vermeyecekse
-
aslında bütün erkeklerin translığa meyilli olması
-
sen türk adeti olan kız kaçırmayı türküyeahde
-
arkadaşım sen zaten hiçbir gün göd koklamıyorsun
-
kız kaçırma adetimizi türkiyede yaşatabilseydik
-
dükkan ve ev kirası geliri olup
-
şeriatla yönetilen ülkelerin huzur bulması
-
beyaz yakalıların aşırı mal olması
-
sizce bu kanal fikri nasıl
-
rusya ukrayna savaşı olmasaydı
-
aşı olan enayiler şukulasın
-
american history x filminde
-
bu rotada beni ne bekliyor
-
bütün dünyayı dolaşıyorum ama
-
3 aydır evdeyim
-
yanınızda sarışın bir rus varken
- / 1