-
172.
0Maymunu gördüğüm ilk an bıraktım okumayı cehalet kokuttun
-
171.
0Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki sakınasınız.Tümünü Göster
(Bakara Suresi, 21)
Darwinistlerin, Yaratılış Gerçeği delillerine karşı çırpınışları ise, Darwinizm aldatmacasının ortaya çıkmış olmasının paniğinden kaynaklanmaktadır. Oysa bu çırpınışların tümü boşunadır. Tüm övgülerin ve en güzel isimlerin sahibi olan Allah, tüm varlıkların Ulu, Yüce, Güç ve Kudret Sahibi Yaratıcısı'dır. Yüce Allah dilediği takdirde, tüm evreni ve dahasını, içindeki tüm varlıklarla birlikte yoktan yaratmaya kadirdir. Darwinistleri mantık çöküntüsüne uğratan şey; bu gerçeğe inanmak istememeleri, kendilerince Allah'a karşı büyüklenmeleri ve Allah'ın Yüce Kudretinden kuşku içinde olmalarıdır. (Allah'ı tenzih ederiz.) Allah bir ayetinde şöyle buyurur:
Ya, Biz ilk yaratılışta güçsüz mü düştük? Hayır, onlar 'karmaşık bir kuşku' içindedirler. (Kaf Suresi, 15)
Darwinizm'i yıkan gerçekler ve kesin bilimsel deliller karşısında yapılacak en doğru şey, son dönemlerde insanların büyük bir çoğunluğunun yaptığı şeyi yapmak ve Darwinizm'in bir aldatmaca olduğunu kabul etmektir. insanların büyük bir kısmı, farkına vardıkları bu önemli gerçeğe karşı kayıtsız kalmamışlar, yıllarca savundukları Darwinizm iddiasının geçersizliğini kabullenmekte tereddüt etmemişlerdir.
"Örneğin, 1980'lerin başında Türkiye'de evrime inanmayanların sayısı %30-40 civarındayken, 2006'da yapılan uluslararası bir anket, halkımızın %75'inin evrime inanmadığını ortaya koymuştur. Son olarak Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV)'in yaptığı bir kamuoyu araştırmasına göre, haklımızın %87.4'ü "insanı Allah'ın yarattığına" inanmaktadır."
Elbette en doğrusu da budur, çünkü bir insanın yıllar boyunca bir yanlışa inanması, yaşdıbının geri kalan kısmında da, yanlış olduğunu bile bile buna inanmakta ısrar etmesini gerektirmez. Aklını kullanan, doğruyu görebilen ve "düşünen" bir insan için yanlışta ısrar etmek ve aldatıldığını bile bile buna inanmayı sürdürmek kuşkusuz ki mantıksızdır. ( http://www.Allahvar.com )
insanın yalnızca etrafındaki birkaç şey üzerinde düşünmesi bile bunu anlaması için yeterli olacaktır. Düşünen bir insan, Darwinizm'in, canlılığın kökenine akılcı, mantıklı ve bilimsel bir cevap veremediğini tüm açıklığıyla görecektir. Ve düşünen bir insan, tüm varlıkların Sahibi ve Hakimi olan Allah'ın mutlak ve üstün varlığını tüm ihtişamıyla fark edecektir. Bu, Allah'tan bir nimet, akledip anlayabilenler için dünyada ve ahirette büyük bir kurtuluştur.
Sen Yücesin,
bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok.
Gerçekten Sen, herşeyi bilen,
hüküm ve hikmet sahibi olansın.
(Bakara Suresi, 32) -
170.
0Çomar konuştu dağılın
-
169.
0Gerçekten, gece ile gündüzün art arda gelişinde ve Allah'ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde korkup-sakınan bir topluluk için elbette ayetler vardır.Tümünü Göster
(Yunus Suresi, 6)
Darwinizm, yalan üstüne kurulmuş, baştan çöküntüye uğramış bir teoridir. Zaman içinde taraftar toplamış olsa da, tüm yalanlar, tüm sahtekarlıklar gibi Darwinizm aldatmacası da uzun zaman gizli kalmamıştır. Yüzyılımız, evrim teorisi aldatmacasının tüm dünya tarafından anlaşıldığı yüzyıl olmuştur. Darwin döneminden beri, sayısız iddiayla ortaya çıkan evrimcilerin, iddialarını destekleyecek yalnızca bir tane delil getirmesi beklenmiştir. Bu delil ortaya çıkmamıştır ve hala beklenmektedir. Darwinistlere, çok uzun zamandır, eğer varsa "tek bir tane" ara fosil kalıntısı sergilemeleri çağrısı yapılmaktadır. Ama bu bir türlü gerçekleşmemektedir. Kuşkusuz gerçekleşmesi de mümkün değildir. Çünkü evrim teorisine kanıt oluşturması gereken "tek bir tane bile" ara fosil kalıntısı bulunmamaktadır. Darwin'in, "Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz?" sözünü söylerken bahsettiği çaresizlik, günümüz evrimcileri için de aynı şekilde geçerlidir. Yüce Allah, Kuran'da, inkarcıların asla Allah'a karşı bir delil getiremeyeceklerini haber vermiştir:
De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru sözlüler iseniz, bundan önce bir kitap ya da bir ilim kalıntısı (veya bir eser) varsa, bana getirin." (Ahkaf Suresi, 4)
Ayette işaret edildiği gibi, Darwinistlerin teorilerini dayandırabilecekleri tek bir "ilim kalıntısı" bulunmamaktadır. Çünkü Darwinizm'in iddiası çürüktür, son derece yüzeysel bir mantığa dayanır. Akıl ve bilim dışı formülü ise şudur: Çamur + zaman + kör tesadüfler = medeniyet. Darwinistlere göre bu formül var olduğu sürece, gezegenler, güneşler, uçsuz bucaksız evren, hayvanlar, fotosentez yapan bitkiler, dağlar, denizler, atmosfer, mikroorganizmalar, ağaçlar, kelebekler, balinalar, çiçekler, profesörler, cerrahlar, biyologlar, teknoloji, gökdelenler, uçaklar, uydular; projeler çizen, hesaplar yapan, bir uzay roketini inşa etmek için matematiği kullanan, sevgi duyan, fedakarlık yapan insan; istanbul, Londra, New York gibi şehirler ve buralardaki medeniyet kolaylıkla oluşacaktır. Etrafta biraz çamur birikintisinin olması, tesadüfi, kontrolsüz, rastgele olayların gerçekleşmesi ve yeterince zaman geçmesi yeterlidir. Ne kadar bilimsel kelimelerle süslü olursa olsun, ne kadar kimya formülü gösterisi yapılırsa yapılsın, bu inanışın bir mantık zafiyeti olduğu açıktır. Hiçbir eğitimi olmayan, okuma yazma bilmeyen bir insan, hatta okul çağına henüz gelmemiş bir çocuk bile bu iddiayı komik bulacaktır. Ne var ki tüm evrimci kaynaklarda aslında anlatılmak istenen tam olarak budur. -
168.
0O, sizi yeryüzünde yaratıp-türetendir ve hepiniz yalnızca O’na toplanacaksınız.”
(Müminun Suresi, 79)
Darwinistlerin şu gerçeği önemle düşünmeleri gerekmektedir. Eğer yeryüzünde evrim gerçekten yaşanmış olsa, bunu reddetmenin hiçbir mantığı olmazdı. Eğer böyle bir şey olmuş olsaydı, bu, Allah'ın canlıları evrimle yaratmış olduğu anldıbına gelirdi ve Yaratılış Gerçeğini savunan tüm eserlerde de bunun savunuculuğu yapılırdı. Bunun yanı sıra, Yüce Allah eğer canlıların yaratılışına evrimi sebep kılmış olsaydı, kuşkusuz ki bunun yeryüzünde sayısız delili olurdu. Örneğin Allah tek bir spermi insanın yaratılışına sebep kılmakta, bir hücreyi 2'ye, 4'e, 8'e bölünecek ve bir insan bedenini oluşturacak şekilde yaratmaktadır. insan bedeninin gelişiminde böyle açık ve anlaşılır bir yapılanma vardır. Eğer Allah dilese, canlıların gelişiminde de böyle bir sistem yaratabilir ve bunun delilleri de, tıpkı anne karnındaki bebeğin gelişimindeki gibi son derece açık olurdu. Allah bir bebeğin gelişimini 9 ay içinde tamamlanacak şekilde yaratmıştır. Eğer Allah dileseydi bu durum, tüm canlı organizmaların gelişimi için de söz konusu olur, canlılar da, örneğin 900 milyon yıl içinde gelişimlerini tamamlayacak şekilde yaratılmış olurlardı. Eğer bunun delilleri yeryüzünde olsaydı, kuşkusuz tüm Yaratılış Gerçeği savunucuları bu gerçeğin takipçisi olur, bunun kanıtlarını sunar ve Allah'ın canlıları evrim ile yarattığı düşüncesiyle hareket ederlerdi.
Ama böyle bir şey söz konusu değildir. Şu anda evrim teorisi sıfır delile dayanmaktadır ve zorlama iddialarla bile ayakta duramayacak durumdadır. Canlıların evrimi konusu ile ilgili söylenen her şey, ortaya atılan her iddia, yalnızca büyük bir yalanın parçasıdır. -
167.
0Darwinistlerin Çırpınışları, Yaratılış Gerçeğine Hizmettir
Darwinistler, Yaratılış Gerçeğinin sayısız örneğinin açıkça sergilenmesinin ve milyonlarca yaşayan fosilin ortaya çıkmasının anldıbını fark etmişlerdir. Evrim teorisinin bir yalan olduğunu ve bunun insanlar tarafından açıkça anlaşıldığını hayret ve şaşkınlıkla anlamışlardır. Yaklaşık 150 yıldır aldatılmış olmanın şokunu yaşamışlar ve ümitsizce, çaresizce bir çırpınış içine girmişlerdir. Yıllar boyunca düşünmedikleri, üzerinde düşünmek istemedikleri gerçeklerle ister istemez karşılaşmışlar, tüm bu bilimsel deliller üzerinde artık düşünmek zorunda kalmışlardır.
Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler.
(Yusuf Suresi, 105)
Bunun sonucunda, 1980'li yıllarda son derece kendilerinden eminken, düşünmeden yaşamanın, insanları sahte ve çürük temellerle aldatmış olmanın rahatlığı içindeyken, şimdi artık son derece güçsüz duruma düşmüşlerdir. Bilim yerine çürük deliller sunma yöntemleri, artık geçersizdir. Bu yöntemler, günümüzde artık Yaratılış Gerçeğinin daha fazla ortaya çıkmasına, daha iyi anlaşılmasına vesile olmakta, bilime ve Yaratılış Gerçeğine hizmet etmektedir. Çünkü artık, Yaratılış Gerçeğini kanıtlayan bilime karşı sunulan tek şey çocuksu masallar, çürük iddialar ve mantıksız ve sahte delillendirmelerdir.
Aslında Darwinistlerin bu durumdan kaçışları yoktur. Darwinistler sessiz kalsalar da, yaygaralar koparsalar da sonuç değişmeyecek, evrim teorisinin oluşturduğu fitne ortamı -Allah'ın izniyle- inananların vesilesiyle yok edilecektir.
Darwinizm artık tükenmiştir. Darwinistler ve materyalistler, artık küçük düşmüşlerdir. Dolayısıyla bu anlamsız gurur ve inattan vazgeçmeli, 150 yıllık bu büyünün etkisinden kurtulmalıdırlar. Çünkü yeryüzünde hakim olan tek gerçek vardır: Canlı ve cansız her şeyi Yüce Allah yaratmıştır. -
- 1.
-
166.
0Kaldı ki, bugün evrim teorisi, "tüm bilim dünyası tarafından kabul edilen bir teori" değildir. Evrimi savunanlar, bilim dünyasının geneli değil, yalnızca bazı önyargılı bilim adamlarıdır. Bilime objektif bir bakış açısıyla yaklaşan insanlar, özellikle son 20-30 senedir evrim teorisini reddeden sayısız bilim addıbının görüşlerini de göz önünde bulundurmak zorundadırlar. Bugün, bilimsel araştırmaların ve gelişmelerin sonuçlarını değerlendirip evrimin bilimsel çöküşünü gören ve Yaratılış Gerçeğini açıkça kabul eden pek çok bilim adamı ve profesör vardır.
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki, çoğunluğa uymak her zaman doğru olana uymak anldıbına gelmemektedir. Tarih boyunca insanların büyük bir kısmı, tıpkı evrimciler gibi "çoğunluk" hatasına düşmüşlerdir. Bazı insanlar, Allah'ın üstün yaratışını inkar etmek için çoğunluğu temsil ettikleri iddiasıyla ortaya çıkmışlardır. insanların çoğunluğunun Allah inancını kabul etmediğini iddia ederek, kendilerini ve savundukları ideolojiyi haklı göstermeye çalışmışlardır. Allah, bu tür insanlara karşı iman eden kullarını Kuran'da uyarmakta ve çoğunluğa uymanın insanları zarara sürükleyeceğini belirtmektedir:
Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler.' (En'am Suresi, 116) -
165.
0Darwinizm'in bir zamanlar bir çoğunluk tarafından kabul edilmiş ve savunulmuş olması, insanların kendilerine anlatılanlar üzerinde fazla düşünmemelerinden, evrimin yüzeysel açıklamalarını yargılamadan kabul etmelerinden ve "evrimci olmayan bilimsel değildir" telkini ve tehdidinin insanlar üzerinde oluşturduğu çekinme hissinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla evrime kalabalık bir kadronun inanıyor olmasının veya inanıyor görünmesinin sebebi, teorinin bilimsel doğruluğu değildir. Evrim teorisi, bilimsel anlamda geçersizliği anlaşılmış olunmasına rağmen savunulmaktadır ve bunun sebebi yalnızca ideolojiktir.
-
164.
0Evrimin Kalabalık Bir Kadro Tarafından Savunulması
Darwinistlerin insanları aldatma yöntemlerinin en ünlüsü ve belki de en büyük yanılgılarından biri, çoğunluk oldukları iddiasıyla yola çıkmalarıdır. Darwinistler, bilim adamlarının ve toplumların büyük çoğunluğunun evrime inandığını savunarak bu teorinin geçerli olduğu telkinini vermeye çalışırlar. Türkiye'deki evrimci bilim adamlarından Boğaziçi Üniversitesi felsefe profesörü Arda Denkel, "Evrimi bu kadar insan kabul ediyor, dolayısıyla teori elbette doğrudur" diye yapılan telkinin asılsızlığını ve mantıksızlığını şu şekilde açıklamıştır:
Evrim kurdıbını, çok sayıdaki saygın kişinin, kuruluşun evrimciliği benimsemiş olması mı kanıtlayacak? Yoksa mahkeme kararlarıyla mı doğru kılınacak bu kuram?... "Ülkemizde de Evrim Kuramı, bütün önde gelen bilim insanları, TUBA ve TUBiTAK başkanları, rektörler ve dekanlar tarafından desteklenmektedir." Böylesine saygın kişiliklerin desteği tabii ki çok iyidir. Ancak doğruluğu sağlayan şey, saygın ve yetki sahibi kişilerce doğru bulunmak mıdır acaba? Bir tarihsel olguyu anımsatmak isterim. Galileo Galilei, döneminin bütün saygın kişilerine, hukukçularına ve özellikle de bilim adamlarına karşı tek başına karşı çıkıp doğru olanı söylüyor ve savunmuyor muydu? Engizisyon mahkemelerinin öbür eylemleri de, ortaya buna benzer görünümler koymamış mıydı? Toplumda saygın ve vasat olan çevreleri arkasına almak, ne doğruluk yaratan, ne de bilimsellikle doğrudan ilgili olan bir şeydir. -
163.
0Darwinistler, yüzeysel düşünce anlayışlarının ürünü olan bu imkansız senaryoyu destekleyebilmek için sayısız yalan ve sahte delil ile kamuoyunun karşısına çıkmak zorunda kalırlar. Ama elbette, aklını kullanan insanlar, bu konuda sığ ve yüzeysel düşünmemekte, araştırmaların ve bilimsel delillerin sonucunda ortaya çıkan gerçekleri görmek istemektedirler. Bilimin gösterdiği gerçek ise, insanın, sahip olduğu kompleks özellikler ve üstün nitelikteki bilinci ile, bir anda, yoktan yaratılmış olduğudur. Yüce Allah ayetlerde şöyle buyurur:
Andolsun, Biz insanı, süzme bir çamurdan yarattık. Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik. Sonra o su damlasını bir alak (embriyo) olarak yarattık; ardından o alak'ı (hücre topluluğu) bir çiğnem et parçası olarak yarattık; daha sonra o çiğnem et parçasını kemik olarak yarattık; böylece kemiklere de et giydirdik; sonra bir başka yaratışla onu inşa ettik. Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne Yücedir. (Müminun Suresi, 12-14) -
- 1.
-
162.
0Wooowww
-
- 1.
-
161.
-1insanla maymun arasındaki benzerliği kullanma yöntemi, biyoloji, genetik ve anatomi bilmeyen, konu hakkında kapsamlı bilgi sahibi olmayan bazı insanlar üzerinde de etkili olur. Darwinistler maymunların davranış özelliklerini ve genel görünümlerini konu ederek, çeşitli evrim hikayelerini halkın bu kesimi üzerinde kullanırlar. Canlıların yapılarındaki komplekslik üzerinde düşünmeyen, herşeyi çocuksu bir düz mantıkla açıklamaya çalışan Darwinizm için insanın hayali maymun ataları senaryosu oldukça önemli bir malzemedir.
Ancak gerçek şu ki, insanla maymun arasında, hiçbir şekilde aşılamayacak çok derin farklılıklar vardır. Dev anatomik ve genetik farklılıkların yanı sıra, maymun bilinç açısından bir köpekten veya attan farksızdır. Ve ne kadar eğitilirse eğitilsin, ne kadar zaman geçerse geçsin, bilinç düzeyinde bir gelişme olmayacak, insana hiçbir şekilde benzemeyecektir. Maymunlar, karşılarında gördükleri hareket ve tavırları taklit edebilme yeteneğine sahiptirler. Verilen eğitimler doğrultusunda, eşyaların şekillerini ve renklerini ayırt edebilir, zekice tepkiler gösterebilirler. Ama bu, günün birinde insana dönüşmelerini sağlamaz. Eğer böyle olsaydı zeki olduğu bilinen diğer hayvan türlerinin de zamanla insan olmaları gerekirdi. Örneğin papağanlar da eğitildikleri takdirde kareyi yuvarlaktan, kırmızıyı maviden ayırt edebilmekte, kendisinden istenilen şekilde eşyaları yerleştirebilmektedir. Üstelik papağanların maymunlara ek olarak bir de, sesleri taklit ederek konuşma yetenekleri vardır. Bu durumda, Darwinistlerin mantıksız iddialarına göre, papağanların insana dönüşme ihtimali çok daha yüksek olmalıdır. -
- 1.
-
160.
0Amk cahili gibtir git
-
159.
0Darwinistlerin, kullandıkları en önemli yanıltma metotlarından biri de, maymunun insana olan bazı benzerliklerini ve maymunların zeki davranışlarını kullanma yöntemidir. Hayvanat bahçelerinde veya doğal ortamlarda gördükleri maymunları, insana olan benzerliğine bakarak ve bazı zeki davranışlarını temel alarak, "Biraz gelişse, tıraş olsa, iyi beslense rahatça insan olur" gibi yüzeyzel bir mantıkla düşünerek değerlendirme yapabilirler. Sonra öne sürdükleri bu teori üzerine sahte deliller ve senaryolar üretmeye başlarlar. Oysa insan ve maymun arasındaki dev anatomik farklılıkları kendileri de bilmektedirler. Ancak yüzeysel düşünme, onları bu gerçeklerden uzaklaştırır. Gerçeklere ve bilimin ortaya koyduğu bulgulara değil, inanmak istedikleri şeye inanır, insanları da bu yönde aldatma yoluna giderler.
-
158.
0Papağanlar eğitildikleri takdirde kareyi yuvarlaktan, kırmızıyı maviden ayırt edebilmektedirler. Eğer evrim teorisine göre kıstas, canlıların gösterdikleri beceriler ise, bu durumda papağanların da bir zaman sonra insana dönüşmeleri gerekirdi. Kuşkusuz ki bu son derece akıl dışı bir iddiadır, fakat evrimcilerin savundukları mantık tam olarak budur.
-
157.
0200 yıldan uzun bir süredir paleontologlar ve jeologlar yeryüzünün tepelerinde, vadilerinde ve ovalarında kazılar yapıyorlar. Bu süre zarfında bir milyardan fazla fosil ortaya çıkardılar ve kayıt altına aldılar. Evrimciler benzer canlılar arasında ara özelliklere sahip hayvan kemikleri bulduklarını ve böylece evrimin gerçekleştiğini ispatladıklarını iddia ederler (örneğin küçük atlarla büyük atlar gibi). Fakat fosil kayıtlarında, bir canlının yavaşça değişerek farklı bir canlıya dönüştüğünü gösteren herhangi bir örnek yoktur.
Bir milyardan fazla fosil bulunmuş olmasına rağmen, çok farklı canlı türlerinin veya canlı özelliklerinin arasında, karşı gelinemez bir geçiş formu bulunmamaktadır (sürüngen pullarının kuşun tüylerine dönüşmesi gibi). Hiçbir delil bulunmamasına rağmen, insanın daha önceki canlılardan zaman içinde meydana gelen değişimler sonucu oluştuğunu iddia eden evrim teorisinin akla uygun olduğunu nasıl söyleyebiliriz."Yazar Richard L. Kleiss" -
156.
0Şu önemli bir gerçektir: Darwinistler her ne kadar çeşitli rekonstrüksiyonlarla göz boyamaya çalışsalar da, evrimi geçerli kılabilecek tek bir delil bile olmadığı sürece, kullandıkları aldatma yöntemlerinin bir anlamı yoktur. Rekonstrüksiyonlar, belli bir dönem içinde insanlar üzerinde etkili olmuş olabilirler. Artık insanlar, gazete ve dergilerde gördükleri maymun adamların, yalnızca birer hayal ürünü olduğunun farkındadırlar. Çünkü artık konu hakkında kapsamlı bilgiye sahiptirler. Evrimcilerin iddialarına, bu iddiaların geçersizliğine ve bunlara verilebilecek tüm cevaplara hakimdirler. Söz konusu maymun adamların gerçekte yaşamadıklarını bilmektedirler. insanların da, tüm diğer canlılar gibi evrim geçirmediklerini, gördükleri resimlerin bilimsel olarak geçerli olmadığını anlamışlardır. Dolayısıyla evrimcilerin kullandıkları tüm sahte yöntemler, artık geçersizdir.
-
155.
0Bir kemik parçası, farklı sanatçıların farklı yorumları ile değişik canlılara benzetilebilir. Çünkü kemik parçasına bakarak, canlının yumuşak dokularını belirleme imkanı yoktur. Zaten çoğu zaman evrimcilerin ellerine geçen fosil parçaları, yalnızca yüz kemiklerinin bir kısmı, vücut iskeletinin bir parçası, hatta bazen tek bir kemik, daha da şaşırtıcı olanı, bazen tek bir "diş"tir. (Nebraska adamı ve ailesinin sosyal yaşamı, tek bir dişe dayanılarak yapılmış bir rekonstrüksiyondur. Herhangi bir bilimsel delil olmamasına, fosil izinden söz konusu canlıya ait hiçbir belirleyici nitelik bulunmamasına rağmen söz konusu "dişe" Nebraska adamı ismi konmuş ve bu hayali maymun adamın, hayali ailesi oluşturularak sözde sosyal yaşamı da resmedilmiştir. Kısa bir süre sonra bulunan dişin bir yaban domuzuna ait olduğu saptanmış ve bu büyük aldatmaca, evrim sahtekarlıkları tarihinde yerini almıştır. Bu örnek, Darwinistlerin rekonstrüksiyonlar yoluyla ne kadar büyük sahtekarlıklara yönelebileceklerinin önemli bir örneğidir). Dolayısıyla evrimciler tarafından yapılan rekonstrüksiyonlar, tümüyle onların istedikleri şekilde, yorumladıkları biçimde oluşturulan çizimler ve maketlerdir. Söz konusu rekonstrüksiyonların, bilimsel olarak hiçbir değeri ve geçerliliği yoktur. Evrimi ispat yönünde herhangi bir katkısı da yoktur. Bunların tümü, insanları, geçmişte yarı insan yarı maymun şeklinde varlıkların yaşadığına inandırmak amacıyla kurgulanmış hikayelerdir.
-
154.
0Bazen tek bir kol kemiği, bazen tek bir dişten yola çıkılarak üretilen rekonstrüksiyonlar, büyük birer sahtekarlık örneğidir. Yumuşak dokuların tespiti mümkün olmamasına rağmen, hayali yarı maymun insanlar sosyal hayat içinde çizilmekte ve evrimci basında bir gerçekmiş gibi sunulmaktadır.
-
153.
+1 -1başlığı açan %78 ihtimalle eski sevgilim olabilir, sallamıyorum onun bloğunda bu başlığa benzer bi şeyler okumuştum
-
kafkas man ve annesi hakkında
-
adamı çaylak unutmuşlar laan
-
bime gitmek isterim
-
eskort sepeti uygulaması neden yok
-
dünyanın en güzel kahvaltısı budur
-
bu kamil yavuşağı neden her başlığımı taşıyor
-
dubai çikolatası hala yaşıyor mu
-
konstant ın yerinde olsam trolara kondomsuz
-
zalinazurt ve bim hamburgeri
-
kız kuzenim herkese vermiş ünide
-
hayat gran torino gibi vasıfsızlara güzel
-
bu yolculuğa çıksam mı
-
en tanrısal din hristiyanlık
-
düşünsenize gerçek tanrı şeytanmış
-
zulum 571 de başladı ve bitmiyor
-
kripto paraların kolpa olduğunun kanıtı
-
yakışıksız güvenlik
-
x ve y kuşağının filmlere verdiği önem
-
kadınlar en büyük şeytandır beni bu dünyaya
-
annual yapan esc buldum gidesim geliyor
-
piyango bileti alacak mısınız
-
1100 yıllarda kudüste tapınak şövalyesi olacaktık
-
necip fazıl ve sabri abi benzerliği
-
970bin km2 yi bulduk
-
evlenin lan yalnızlık zor
-
ideal bir hayat için evlilik tarifi
- / 1