Samanyolu yaklaşık 13, dünya ise 4.5 milyar yaşında.
Dünyanın oluşumuna dair ortaya atılan ki hepimiz bildiği bir big bang teorisi var.
Bu teoriye göre bir toz bulutu bir takım patlamar sonucunda
ileride muazzam bir Ekosistemi ve dengeyi olusturacak dünyamızı meydana getiriyor.
Bizi ilgilendiren kısım ise patlamanın gerçekleştiği an.
Evet beyler bu can alıcı noktada dünya nin bir ikizi oluşuyor.Her parçacığin karşıt parcacigi olduğuna göre her elktronun, protonun ve hatta bizlerin bile karşıt parcacigi var.
Bu nasıl oluyor derseniz, biraz fizikten yardım alarak açıklamaya çalışayım
Yukarıda bahsettigim olaya fizikçiler dolaniklilik diyor.
Bu ilkeye göre dünyanin bizim bilmedigimiz bir yerde sanki arada ayna varmış gibi yansimasi var.
Yani saatin tersten aktigi kalbimizin solda olmasi vs.
Bu konuda Kur'an'da geçen bi ayette de bu açık açık belirtilmiş
Bknz:(51/ZÂRiYÂT-49: Her şeyden de çift çift yarattık ki, düşünüp öğüt alasınız.)
Kimi ilahiyatçıkar bunu bir kadın bir erkek olarak yorumlasa da Kur'an'da kadın ve erkekle ilgili diyer ayletlerde cinsiyet açik açık belirtilmiş çift veya tek şeklinde üstü kapalı söylenmemistir
Yine bu dolaniklilik ilkesine göre aslında yaşadığımız yer dünya ile sınırlı değil.Bu dünya aslında bizim hücrelerinin algıladığı ve anlamdirdigi dünya.
Şöyle bir örnek vereyim. Diyelim ki kör olarak doğdunuz.Ve size birileri gökyüzünun mavi olduğunu söylüyor.
Ama siz görmediğiniz için sizin için bu rengin somut bir anlam ifade etmiyor.
Hatta motor ve ara nöronlariniza zarar geldi diyelim.Ve siz dış dünya ile tüm bağlantılarınızı kesiyorsunuz.Ne görüyor ne koku alabiliyor ne duyuyor ne hissediyorsunuz
Yani tüm dünya sizin sinir hücrelerinizin bir oyunu mu?
Bu sorudan önce dolaniklilik la ilgili şu soru aklınıza takılmış olabilir. Yani madem benim bir ikizim var ben niye göremiyorum. Burda yine fizik imdadimiza yetişiyor.
Çift tarık deneyini duymusunuzdur. Bilmeyenler icin kisaca ışığın dalga karakterini kanıtlayan bir deney oldugunu söyleyim
Bu deneyi önemli kılan diğer olay ise elektronu haraketi. Elektron bu deneyde çift yaratan geçerken ayrılıp yariktan sonra tekrar birleşip yoluna devam ediyor.
Bilim adamları fotonu hangi yariktan geçeceğini görmek için kamera koyuyor.
Ama o da ne?Elektron sanki izlediğini anlamışçasına ilk hareketini tekrarlamayip tek parça halinde yariktan geciyor
Yani biz elektrona bakmasaydik o yine ayni haraketi yapacaktı.

Buradan yola cikarak biz baska bir evrene bakmazsak onun orada olduğunu bilemeyiz.Çünkü basta evren olmak uzere canli ve cansiz tum varliklar elektronlerden meydana gelmistir.
Bizim algiladiklarimiz aklımıizin ve duyularmizin algiladiklariyla sınırlı.

Bir de evrenin bizim algialdigimiz 3 boyutlu evrenin aslında 2 boyutlu olduğunu söyleyen matematikciler ve fizikçiler var. Onların söylediklerine göre evren 1,2,3,4 boyutlarının olduğu bir yer ve bize düşen 2 boyut.
Peki biz nasıl üç boyutlu olarak algılıyoruz.Bir kredi karti üzerindeki holograma benzeteblirisiniz bunu Sadece bu kredi kartına değil evrene kodlanmıştir
Aslında şu yanlışi da düzeltmek lazım. Burada boyutlar arası fark bizim bildiğimiz gibi değil. Yani iki boyutlu olunca aynı cizgifilmlerdeki gibi oldugu banlamina gelmiyor.
Bu aslina duyular arasındaki farklılıklardan meydana geliyor. rüyalarnizi düşünün
Zaman kavramı yok.Tat alamiyorsunuz okuyamiyorsunuz koku alamiyorsunuz. Ama gerçek hayatta aslında hepsini yapabiliyoruz.
Kimbilir belki de suan 4.boyutun rüyasindayizdir.Ve orada suan yapamadığımız bir çok şeyi yapıcaz...