evrenin nasıl oluştuğunu anlatıyorum

yazı 100% bana aittir. anlatım biraz kabaca olacak.
şimdi panpalarım, evrenin oluşumunu "insan" açısından ele alırsak iki farklı şekilde anlatabiliriz. birincisi: allah'a inancın var mı? eğer varsa sana, evrenin oluşumu ile ilgili verilecek cevap kısa, kesin ve basittir. "allah ol dedi ve oldu"! bitti, bu kadar.

şimdi diğer cevabı ele alalım ... derin Karanlığı, bilimin ışığıyla delmeye çalışalım.
bilim evremin oluşumunu big bang ile açıklamaya çalışır. big bang yani büyük patlama olmadan önce hiçbirşey yoktu. gezegenler, galaksileri, yıldızları bir kenara bırakın, madde yoktu! hatta maddeyi de bir kenara bırakın; zaman kavramı bile yoktu. çok küçük bir zerrecik (şu an cern'de yapılan deney de bu konuyla ilgili bir deneydir) bilinen, gelmiş geçmiş en büyük patlamayı gerçekleştirdi. patlama o kadar muazzamdı ki, beraberinde getirdiği şeyler, şu anki hayatın temelleridir. patlamayla etrafa saçılan toz kümeleri ... çok çok yüksek bir enerji! patlamanın gücü ise herhangi bir şekilde ölçülemeyecek kadar büyük. işte bu yüzden evrenin genişlemesi ve bu sonuca bağlı olarak aynştayn'ın izafiyet teoremi vardır. patlamanın etkisi hala mevcuttur, evren hala bu patlamanın etkisi ile genişlemektedir. bilimsel olarak evrenin bu şekilde oluştuğu düşünülmektedir. bu düşünce hakkında yapılan çalışmalar, sorulan sorular ise sayısızdır. öncelikli olarak sorulan soru şudur: big bang'ın temelinde yatan bu küçük zerrecik nereden gelmektedir?

bu sorunun cevabı kısmen atomaltı parçacık araştırmalarında saklıdır. çok çok güçlü mikroskoplar tarafından tesbit edilebilen ve görülebilen çok küçük atom altı birçok parçacık vardır (örneğin quantum köpüğü; ki plank uzunluğundan bile daha küçüktür) bu tip atomaltı parçacıklar, şu an cevabını veremediğimiz bazı garip davranışlar sergilemektedirler. aniden yok olmak ve tekrar geri gelmek gibi!

evet. bu parçacıklar, renkli ışıklar eşliğinde aniden ortadan kayboluyor ve başka bir yerde tekrar ortaya çıkıyorlar. fiziğin, "kütle korunum yasası" nı gibine takmayan bu küçük zerreciklerin bu garip davranışlarının sebeplerini bilmek; bilmeyi bırakın araştırmak hatta araştırmaya başlayabilmek için bile çok yüksek derecede quantum mekaniği bilgisine ihtiyaç duyulmaktadır. big bang patlamasını meydana getiren küçük zerreciğinin, madde ve zaman yok iken nasıl birden bire ortaya çıktığı, atomaltı parçacıklar ve yok olup geri gelme davranışları hakkında yeterli bilgiye sahip olduğumuz zaman biraz daha açıklık kazanabilecektir.

pekala ... hala: peki bu kadar madde nereden geldi, nasıl oluştu sorusunu soranlar vardır. bu soruya da kabaca şöyle bir cevap verebiliriz: hiçlikten!

evren hiçlikten meydana gelmektedir arkadaşlar. evet yanlış okumadınız amk. hiçlikten!
en küçük zerre büyük bir patlamayla patlayıp etrafa saçıldığı zaman iki türlü enerji ortaya çıkardı. elbette; pozitif ve negatif enerji ...
şu an etrafınızdaki gördüğünüz bütün nesneler, siz; bedeniniz, hava, ağaçlar, güneş, amlılar, toprak, gezegenimiz dünya, sistemimizin babası güneş, diğer güneşler ve gezegenler yani evrende "madde" kavrdıbının dahilindeki herşey pozitif enerjidir. peki negatif enerji nedir? uzayın boşluğudur panpalarım. o kadar çok gezegen, yıldızlar, oluşum var ki; bunların tamdıbının topldıbına +x enerji birimi adını verelim. uzayın boşluğu ise tamı tdıbına aynı miktarda negatif enerjidir yani -x enerji. evreni oluşturan enerjiler toplamı: +x + (-x) = o

evet. yani evrenimiz aslında hiçlikten oluşmuştur. bu da çok ağır bir kavramdır bu kavramı da tam olarak anlayabilmek için şimdikinden çok daha fazla bilgiye ihtiyacımız vardır.

did god create the universe?
not: stephen hawking giber

@15, kavun karpuz giben adam, doğru söylüyorsun sonuçta bana göre "tanrı ol dedi oldu"ya bağlanıyor. bana bazı insanların dev solucana tapmaları veya ineğe tapmaları hatta putlara tapmaları bana saçma gelebilir; tam tersi şekilde onların da benim dinime saçmalık diye bakacakları gibi. bunu kabul ediyorum. ironi yapmıyorum gerçekten. ve hatta örnek vermişsin metro 2033 diye bir kitapta (ben oyununu da oynadım) bile insanların inandığı bir din var ve kitabı da yazan aslında bir insan. mesela yüzüklerin efendisi kitaplarında da (eğer silmarillion'u okuduysan) bir din var ve bence bu kitap 600lü yıllarda filan yazılmış olsaydı insanlar kesinlikle bu kitabı bir din olarak benimserlerdi. yani bir din yaratmak bu kadar kolay. herhalde bana bunları anlatmaya çalışıyorsun ; ama ben zaten seninle aynı düşüncedeyim.

--spoiler--
islam ile, allah inancı ile bunları mı karşılaştırıyorsun dedin kendi kendine. inan bana ineğe tapan hindistanlı da senin hakkında, senin onun hakkında düşündüğün şeyin aynısını düşünüyor
--spoiler--

hayır kesinlikle sana "allah inancıyla bunu mu karşılaştırıyorsun" gibi saçma bişey demem. çünkü ben körü körüne tanrıya inanmadım, en çok yaptığım şey inandıklarımı sorgulamak oldu ve sorguladıkça yeni cevaplar bulmaya devam ettim, ediyorum. yani farkındayım ki benim tanrıya inancım da en az diğer inançlar kadar "saçma". ama kime göre neye göre? işte burada gösterge biraz değişiyor. Mesela Einstein'ın izafiyet(Özel görelilik) teorisi de buna benzer bişey söylüyor, her olay her durum, farklı açılarda ve farklı kişilerde değişiktir. kimine göre yılana tapmak mantıklı, kimine göre solucana, kimine göre ineğe, putlara (hatta jüpiterin gibine bile) tapmak mantıklı aynı senin de dediğin gibi.

--spoiler--
sonuç olarak diyeceğim şu, evrenin nasıl oluştuğunun bilimsel yollardan araştırılması ve bulunan sonuçların herkes tarafından kabul edilen "olgu"lara dönüşmesi bizim "gerçek" olarak algıladığımız şeylerdir. ama tanrı ve tanrı inancı aslında "gerçeküstü"dür. bu yüzden inancımı kanıtlama veya bunu bir durum için kanıt aracı olarak gösterme gibi bir kaygım yok. inanç kimilerine göre çok saçma gelebilir (bazılarına da çok mantıklı gelebilir); fakat bunu çoğunlukla kendine saklamak ve her konuda başkalarını rahatsız etmeyecek şekilde konuşmak en doğrusu.
--spoiler--

belki burada aşırı formal konuşmuşum ama aslında demek istediğim, eğer evrenin yaratılışını dinlere göre açıklayacaksak -zaten binlerce din var- her dinin ayrı bir hikayesi, ayrı bir destansı anlatımı var, hangisinin doğru olduğunu nereden bileceğiz?(senin de dediğin gibi). bir şeye inanmak onun doğru olduğunu göstermiyor ve elimizde "bilim" gibi bir araç var ve bilim bize gerçeğe en yakın şeyi sunuyor. o yüzden ben bilime de inanıyorum, bilimin gerçek olduğunu, dinlerin gerçeküstü olduğunun da farkındayım bu yüzden diğer yobazlar gibi sana dinde şu var dinde bu var al bu da kanıtı gibi saçma şeyler demiyorum asla demem de. belli ki bu tip insanlara laf anlatmaktan bıkmışşsın aynı benim gibi.