önemli not: yazı tamamen bana aittir. alın teri, emek söz konusu. çalma yok. iftira atanı zütten giberim, haberiniz ola.
beyler bu başlığı bazı dindar arkadaşların "
he amk he evrende bunca şeyin tesadüfen oluştuğuna inanıyosan senin ben zütün siqem"
tarzı yazıları arttığı için açtım.
klagib bir dinci sorusudur amk. bu soruyla ateizmi çürüttüğünü, yaratıcı kavrdıbını ispatladığını zanneder.
halbuki "tesadüf", "olasılık" gibi kavramlar üzerinde daha çok kafa yormak gerekir.
öncelikle bilimsel bir konu tartışılırken "niye?" şeklinde bir soru sorulmaz. çünkü bilim sebep-sonuç ilişkisini araştırıp ortaya döker. "amaç" kavramı bilimsel değildir. yani "big bang'in akabinde evrenin oluşmasının amacı nedir?" şeklinde bir soru olamaz. aynen "tanrıyı getir, deney yapıp gözlemleyeceğim" şeklinde bir laf edilemeyeceği gibi. yani dini konularda bilimsel sorular, bilimsel konularda ise dini sorular geçerliliğini yitirir.
evrim teorisi için de geçerlidir bu. bilim "evrim, insanların oluşup güzelce bir hayat sürmesi için gerçekleşiyor" diye bir şey söylemez. "canlı türleri incelendiğinde tüm canlıların kökeni kendilerinden önceki türlere dayanır" der. amaç, gaye yok. sebep-sonuç ilişkisi var.
dinci arkadaş şöyle der: "evrendeki bu muhteşem, bu olağanüstü, bu mükemmel düzen tesadüf olabilir mi?"... "bahsettiğiniz o küçücük canlı hücrelerin insana dönüşme ihtimali katrilyonda birdir. demek ki yaratıldık".
olasılık hesabını düşünürken dikkatli olmak gerekir. şöyle ki...
şans topunda 8, 9, 16, 17, 21 + 9 çıkma ihtimali nedir? oldukça düşüktür değil mi? hemen sonuçlara bakıyoruz
http://millipiyango.gov.tr/sanstopusonuc.html tamı tdıbına bu söylediğim sayılar gelmiş.
şimdi 2011 başlarında şans topu hakkında konuşan iki adam hayal edelim. biri diğerine "abi 4, 13, 15, 23, 33 + 3 yazacam" desin. diğerinin cevabı şu olacaktır: "iyi de bu sayıların çıkma ihtimali bilmem kaç milyonda bir". ama şans topu çekildiğinde adamın sayılarının çıkmış olduğunu göreceğiz. yani imkansız değildir.
sonuç olarak, milyarlarca yıl sonunda ortaya çıkan durum ne olursa olsun o durum için "yuh yani, tesadüf olamaz. 100 milyarda bir ihtimal" diyecektiniz.
evrim farklı koşullar dahilinde farklı yönde ilerlemiş olsaydı belki de bugün "insan" diye tanımladığımız canlıdan, yani bizden daha iyi görebilen, daha iyi duyabilen, uçabilen, arkasında gözü olan vs canlılar olacaktı. bu sefer de o canlılar kendi aralarında "abi baksana ne kadar mükemmel canlılarız. evrim teorisi dahilinde gerçekleşen olaylar sonucunda bizim gibi canlıların ortaya çıkma ihtimali katrilyonda bir. o yüzden tesadüf olamaz bu." şeklinde tartışacaklardı.
anlatabiliyorum umarım.
yani evrimsel süreç sonunda biz insanların bu şekilde olması, evrim sürecindeki şartların bir araya gelip bizi oluşturmasından ibaret. ve bu ihtimal, başka herhangi bir ihtimale eşittir. ki doğal seçilim gibi önemli bir etken de var.
dünya çapında milli piyango çekildiğini düşünelim. herhangi bir kişinin büyük ikramiyeyi alma ihtimali 7 milyarda birdir. fakat işin sonunda büyük ikramiye birine çıkacaktır ve o 7 milyarda bir olan ihtimal, o insan için gerçekleşmiş olacaktır. ve bunu "tesadüf" olarak değil de, matematiksel olarak gerçekleşeceği kesin olan sonuç diye tanımlamalıyız.
evren konusu da aynı şekilde. evrendeki bu düzenin, bu durumun tesadüf olamayacağı, mutlaka bir yaratıcı olması gerektiği söyleniyor ya.
şöyle bir örnekle açıklayabilirim umarım: 10 metrekarelik bir alana yüksekçe bir yerden bir kiremit attığınızı düşünün. kiremit yüzlerce küçük parçaya ayrılacaktır ve o parçaların her biri o alanın belli bir yerinde duracaktır. her parçanın da belli bir şekli olacaktır. şimdi... kiremiti atmadan önce, o yüzlerce küçük parçanın kiremiti attıktan sonra tam olarak o yerlerde o şekilde durma ihtimali nedir? zibilyonda bir... aklın alamayacağı kadar küçük bir ihtimaldir. fakat o ihtimal gerçekleşti işte siz o kiremiti attığınızda.
başka bir alana başka bir kiremit attığınızda farklı bir sonuç elde edersiniz. ve o sonucun gerçekleşme ihtimali de üstte verdiğim örnekle aynıdır. aklın alamayacağı kadar küçük.
demem o ki; big bang'den sonra farklı bir sıcaklık olsaydı, sıcaklık farklı bir hızda düşseydi, farklı atomlar, elementler olsa idi belki de şimdiki evrenden daha farklı bir evren oluşacaktı. merkür dediğimiz o gezegen olmayacaktı. dünya dediğimiz gezegen güneş'e daha yakın olacaktı... canlılığın oluşması için gerekli şartlar şu an mars dediğimiz gezegende olacaktı.
ve bu ihtimalde de bilinçli canlılar "vay arkadaş... evrendeki şu düzene bakar mısın? bu tesadüf olamaz!" diyecekti.
şöyle bir örnek daha vermek isterim: istanbul'daki hareket halinde olan ve park halinde olan tüm arabaların tam şu anki konumlarını ele alalım. buna "x" diyelim. bu x'in gerçekleşme ihtimali nedir? katrilyonda birden bile az. fakat katrilyonda birden bile az olan bu ihtimal gerçekleşti işte az önce.
şimdi istanbul'daki tüm araçların 10 dakika sonraki konumlarını ele alalım. buna da "y" diyelim. y'nin gerçekleşme ihtimali nedir? x ile aynı; katrilyonda birden bile daha az. ama 10 dakika sonra gerçekleşecek işte.
sonuç olarak tüm arabaların belli bir andaki konumu ne olursa olsun o ihtimal aklın alamayacağı kadar küçüktür; fakat gerçekleşmiştir.
evren konusu da bu şekilde düşünülmeli. evrenin şu anki durumu, gezegenler arası çekim kuvveti vs. aklın alamayacağı kadar küçük ihtimaldir fakat gerçekleşmiştir.
derdimi bir nebze olsun anlatabildiysem ne mutlu bana.