-
76.
0iki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
iki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
http://www.youtube.com/watch?v=MT_Hg-6Juew -
77.
0vay şerrefsiz dövdü ha.?
-
78.
0takip eden arkadaşlarıma ilk öncelikle teşekkür ederim, yazı dilimin çok sıkıcı olduğu konusunda eleştiriler alıyorum farkındayım arkadaşlar inanın ki bu konuda tam bir yeteneksizim.
http://www.youtube.com/watch?v=lLM_4CLxCeo -
79.
0deli gibi içiyordu. zaten mehmet'in en büyük zaafı alkoldü. üstelik alkol aldığı zaman ise tam bir şizofren olurdu. böyle insanları da hayatım boyunca anlamadım, tamam sevebilirsin alkolü ve kafasını ama niye içince sapıtırsın ki? sürekli içki taşıyordum masaya, tekila, votka, rakı, artık allah ne verdiyse. üstüne de aralarda çay içiyordu, çarpmasın diye.
saat gece 3'e yaklaşırken bu kalkmak istedi. iyi geceler demek için yanıma doğru gelirken,bir dengesini kaybeder gibi oldu. oooof çok içmişim dedi gülümseyerek. hadi ben gidim mi artık dedi iyice alkolden peltekleşmiş diliyle. kendiniz bilirsiniz dedim.sen kaçta çıkacaksın dedi, sanırım 5'i bulur çıkmam dedim.eee nasıl gideceksin evine dedi, sevgilin falan yok mu senin kızım dedi.o almaya gelsin dedi. yok benim sevgilim, ben kendi başımın çaresine dedim.
gözleri parladı birden. açtı gözlerini. tamam o zaman, ben biraz kendime geleyim dedi. seni ben bırakırım dedi. lütfen dedim, lütfen beni rahat bırakın. siz önce sağlıklı bir şekilde kendi evinize gidin dedim. ya tamam ben bırakacağım seni, inat etme dedi. tamam beni patronum bırakacak eve, siz gidin lütfen dedim. baktı uzun uzun, sana zarar vereceğimden korkuyorsun dimi dedi, hayır dedim sadece yapılan şeyi çok doğru bulmuyorum açıkcası dedim. eşinize selam söyleyin, iyi geceler dedim ve bar kısmına geçtim, masaları silme bahanesiyle.
arkamdan baktı uzun uzun, hiçbir şey demeden. iclal geldi yanıma,"lan adam niye orada dikiliyor kazık gibi" dedi, "aman boşver ya" dedim.
içim sızlamıştı ama. mehmet'in öyle uzun uzun bakmasına, sonra ellerini cebine koyup, çaresizce bir şey demeden bardan çıkmasına. diğer yandan da mantığım ağır basıyordu, bu saçmasapan gizli flört bitmeliydi. -
80.
0nickine 3 posta attırayım senin
-
81.
0günler geçiyordu, hem okul hem iş öyle yoruluyordum ki adeta yürüyen ölüye dönmüştüm. para sıkıntım yoktu ama uyku sorunum tam bir başbelasıydı. okuldaki dersler beni çok zorluyordu. birde havalar soğumaya başlamıştı. evim eski bir apartmanın, giriş katıydı. apartman boşluklarını değerlendirerek yapılmış vakti zamanında. evin biçimsizliği, cephesinden dolayı soğukluğu, lagar ve tesisat sisteminin eskimesinden dolayı sürekli mücadele vermek zorunda olduğum haşereler ve en fenasıda evsahim. kirayı bir gün geciktirince tacize başlardı, birde muhafazakardı biraz. ona göre, geceleri barlarda çalışan bir garson değil, bir telekızdım. ne kadar cahil bir adam, evini zaten telekıza kiralasan, kız seninle sırf muattap olmamak için, kirasını her 3 aya bir önden öder. ayrıca zaten bir telekızda o kadar rezil bir evde oturmaz.
fakat tüm bunların yanında, evin yeri çok iyidi. ankaralılar bilirler 96'lar tarafındaydım. direk kolej yani. bir gün okuldan koştur koştur eve gelirken, ayağımı burktum. duş alıp, öyle gidicektim işe. öylesine canım yanıyordu ki, imkanı yok o gün çalışamazdım. alper abiyi arayıp, gelemeyeceğimi söyledim. tamam deyip kapattı. ayağımı bandajladıktan sonra camdan dışarı bakmaya başladım, ne kadar yalnızım ve kimsesizim dedim. sabah evsahibim arayıp, kirasını bir gün geciktirdiğim için saymıştı, okulu hiç sevmiyordum ama bitirmeliydim, barda çalışmaktan nefret ediyordum ama para kazanmalıydım, birde ayağım burkulmuştu hiç olmayacak yerde. aynaya bakıp, ne kadar zayıfladığımı farkettim. su almaya bile gidecek gücüm yoktu. iclali arasam imkanı yok gelemez işte o, ozanı arasam çocuk zaten derslerden sevgilisine bile vakit ayıramıyor, boşver deyip uzandım yatağa. halının üzerinden kaçan hamamböceğini farkettim. tiksindim bir an evimden, kendimden, hayatımdan. acıdım birazda.
sanırım biraz sinir bozukluğuyla alakalı, ben bir başladım evde ağlamaya ama nasıl ağlıyorum, bildiğiniz salya sümük. buzdolabımı aştım iki şişe şarap, birkaç şişe bira ve bir kalıba yakın peynirden başka bir şey yok. bir de o dolabı görünce ağlamaya başladım. normalde hiç yemekle aram yoktur ama insan nedense öyle anlarda her şeyi kötü görüyor. şu an bile mesela maddi durumumun oldukça0 iyi olmasına rağmen, dolapta birkaç yeşillik, domates ve peynirden başka bir şey bulamazsınız * -
82.
0bu halde kaderime lanet ede ede, akşamı etmişken telefonum çaldı. arayan iclaldi. açtım telefonu, nasıl oldun dedi iclal, iyim biraz daha dedim, ayağa kalkmadıkça çok canım yanmıyor dedim. hmm, öyle mi dedi. ya hani senin geçenlerde gelen arkadaşın vardı ya dedi, hangisi dedim, hani mehmet diyordun ya, o burda. seni sordu, bende anlattım durumu dedi.eee dedim, halen burada ve seninle telefonda konuşmak istiyor dedi, hani arkadaşındı gerizekalı, adamda telefonun bile yok dedi. sakın telefon numaramı verme iclal dedim, rahatsızmış kimseyle konuşmak istemiyormuş dersin dedim. iyi de niye böyle tersliyorsun ki, manken gibi adam, üstelik çokta kibar ve tatlı, niye istemiyorsun anlamış değilim dedi.ya boşver iclal deyip kapattım telefonu.
neydi bu şimdi dedim. bitmemiş miydi bu aptal hikaye? ben onu hayatıma sokmak istemedikçe,o girmeye çalışıyordu. sinirlenmiştim açıkcası mehmet'e. ısrarcı insanları zaten her anlamda itici bulurum. 15 dakika geçti geçmedi, iclal tekrar aradı, anam adam deli gibi rica ediyor, 5 dakika benim telden konuş işte be, geçmiş olsun diyecekmiş sadece dedi. aman sende pek havalı çıktın, 2 dakika konuş işte ölür müsün dedi, iyi, ver hadi telefonu ona, onunla da konuşayım dedim.
alo dedi karşımdaki ses. bir hafiflik, bir huzur bir güven. kimsesiz değilmişim meğerse dedim içimden. merhaba mehmet, nasılsın dedim. iyim,ayağın için endişe ettim dedi. abartılacak bir şey değil, yarına iyileşir eminim dedim. geçmiş olsun dedi, bende teşekkür edip kapattık telefonu.
tv'ye baktım boş boş. bir anda gündüz yaşadığım tüm karmaşa gitti aklımdan. kendime kızdım yeniden. neden bu adama çalıştığım barın adını bile söylemiştim, demek ki adam o ara istese, ben o kezbanlıkla tc numarama kadar verirmişim deyip, salaksın sen salaaak diye bağırdım kendime. -
83.
0reserved
-
84.
0aynı gün mehmet bardan ayrılana kadar, mehmet ile konuşmadım. iclal, artık bir şeylerden iyice şüphelenmeye başlamış olacak ki daha mehmet içerken barda tek başına, içerde köşeye çekip, tüm dikkatini toplayarak ve büyük ciddiyetle sordu, bir şey soracağım dedi, bu adam şu evli olan değil mi dedi, hani bahsetmiştin bir üstünkörü, evli olduğu için olmaz demiştin o dimi, yoksa sen böyle bir adamı redetmezdin, tam tipin dedi. gözlerim doldu, üff saçmalama ya dedim, ayağım ağrıyor zaten, bu kadar şeyin arasında bir de böyle şeylerle mi uğraşacağım dedi. doğru söyle dedi kolumdan tutup, evet dedim. aptal o zaman ne diye bu barın adresini verdin dedi, adam musallat olacak şimdi, kızım sen salaksın dedi. bilmiyorum dedim, zayıf bir anımdı, bir de ben hoşlantımın sadece platonik olduğunu düşünmüştüm dedim. ağlamaya başladım.
iclal sarıldı bana.o da ağlamaklıydı tamam merak etme dedi. hiçbir şey olmayacak, her şey düzelecek dedi. bizi o halde gören patronumuz alper abi, noldu öenmli bir şey mi oldu dedi korkuyla. yok abi dedi iclal, ayağı çok ağrıyormuşta ona dayanamadı bu salak dedi. haa iyi öyle olsun, öyle bir ağlıyorsunuz ki sanki kocası ölmüş kızlar gibi dedi.
gülüştük hep beraber...
güzel günlermiş... -
85.
0sonun başlangıcı
hayatın denge üzerine kurulu olduğunu herkes söyler. çokta doğru söylerler, bir de ben buna destek olarak,hayattaki yapılan bir hatayı domino taşı gibi düşünüyorum artık. gerçekten bir hata yapınca, öyle bir yerlere kadar etkiliyor ki o olay, adeta hayatınız bitti sanıyorsunuz. şimdi hani olayı " valla ben hatalarımdan çok ders çıkardım, güçlendim harika bir insan oldum" dersem, resmen palavra olur bu. zaten ben tavsiye vermeyi de kimseye uygun bulmuyorum, aman yok şöyle yapın, yok böyle olun. ay oraya basma orası kaka, aman o adamla gezme tam bir hayırsız falan. bence bazı şeylerin yaşanacağı varsa bu dünyada yaşıyorsunuz ve hiçbir şekilde engel olamıyorsunuz, fire veriyorsunuz her defasında.daha da çuvallayıp iyice bataklığa saplanıyorsunuz.
adeta o dönemler sağduyulu düşünmekten bile uzaklaşıyorsunuz.
http://www.youtube.com/wa...Oki2oA&feature=relmfu -
86.
0neyse devam edelim *Tümünü Göster
aynı gün işten, gece 3'te çıktım. işarkadaşım melih vardı bahsetmiştim,bir de barmen gökhan. gökhan ile melih'in evi benim evime yakın olduğundan, gökhan sıklıkla bırakırdı arabasıyla. bazen yürürdük. bazen alper abi bırakırdı beni. üçümüz çıkar, önce melih,bir 5 dakika sonra da ben inerdim evimin bulunduğu sokağın başında, caddeden devam etsin gökhan diye. gece indim sokakta. gökhan bastı gaza gitti. eve doğru giderken, şşşştt diye bir ses duydum arkadan. o korkuyla hafifte altıma kaçırmışım, inanın gecenin o saatinde,o karanlıkta, o sokakta kim olsa korkar öyle bir sesi bakmak istemedim arkaya. allahım dedim, beni koru. bağırsam ne kadar duyulabilirim ki gecenin bu saatinde. zaten muhtemelen yakınlaşmıştı, adımları duydum. yüreğim küt küt küt. döndüm arkamı, mehmetti.
allah belanı versin diye bağırdım. ağlamaya başladım. çantamı falan fırlattım. koşarak yanıma geldi, noldu ben sana zarar vermeyeceğim, korkuttuysam özür dilerim falan diye yalvarır gözlerle bakıyor. ama ben zaten korkudan altım ıpıslak olmuş, sinirlerim iyice boşalmış, bir de yetmezmiş gibi bir sapık dadanmış. adam oturduğum apartmana kadar biliyor. kaldırımda sesli sesli ağlayamıyorum da, bağıramıyorum da, oturduğum mahalle zaten bir tuhaf, göze batıyorum bir de zaten sabaha karşı geldiğimden, evsahibimin eski komşuları da bu mahallede, adam zaten evinden çıkartmak için fırsat kolluyor, mahalle baskısını da göze alamıyorum .sessiz sessiz ağlıyorum, bu sarılmak isterken, defol git yanımdan, dokunma bana diye sessizce bağırdım, senin yüzünden mahalleye rezil olacağım dedim, ne istiyorsun benden, ne istiyorsun yaşamımdan dedim. deli gibi içmiş bu arada. ben böyle deyince, bu biraz uzaklaştı benden. uzaktan uzaktan beni izliyordu aynı kaldırımda, sonra kalkıp çantamı falan toparladı yerden, içinden çıkmış eşyalarımı, getirdiği ilaçları, tek tek o sarhoşluğa rağmen özenle içine koydu.
yanıma getirdi sonra, 1 metre mesafeden konuşuyordu. ben seni merak ettim de, o yüzden bekledim burda dedi. ayağında ağrıyordu ya hani dedi. korkuttuysam özür dilerim dedi yere baka baka. evimi nerden öğrendin sen ya benim dedim, birkaç sefer takip etmiştim dedi. sen sapıksın mehmet, yardım almalısın bence dedim. sapık değilim ben aşığım sana dedi yere baka baka. hadi içeri gir, ışığını yakta, güven içinde olduğunu anlayım dedi. sarhoştu, ne kadar direnirsem direneyim çabalarım boşa olacağını bildiğimden, eve girer girmez, sokağı gören odanın ışığını açtım. sonra da perdenin arkasından baktım, bu sallana sallana arabasına kadar gidip, arabayo çalıştırıp, gidince gittiğinden emin oldum. -
87.
0attım kendimi koltuğa. halen deli gibi korkuyordum. kafam karmakarışıktı. ne kadar güvensiz koşullarda çalıştığım aklıma geldi, o gelen mehmet değil gerçekten bir sapıkta olabilirdi. hiçbir şey yapamazdım. diğer yandan mehmet'in benim evimi kaç zamandır bildiğini düşündüm. eğer biliyorsa dün niye telefonu tercih etmişti iclale o kadar yalvararak, evime de gelebilirdi o kadar nazla uğraşmadan. belki ürkütmek istememişti beni dün, o yüzden böyle bir yolu seçmişti. bugünde çok sarhoş olduğundan, konrolü tutamadı elinde. çok sarhoş olmalıydı, ayakta duramıyordu.
mehmet'i seviyor muydum, sevmiyor muydum onu bile düşünememiştim o an açıkcası. korkmuştum sadece. ama ona perdenin arkasından bakarken, sallana sallana arabaya giderken ki haline içim yanmıştı. mutsuzdu biliyordum ve kötü bir evliliği vardı, bunu da tahmin etmek zor değildi. koca 2 metreye yakın adamın, bu denli kendini alçaltacak hareketlere başvurması kimbilir kendisine ne çok acı veriyordu.onu o halde, o arabaya binerken o acizliğini görmek üzmüştü sonradan.
ne olduğunu, nerede oturduğunu, tam olarak ne iş yaptığını bilmediğim evli bir adamla artık bazı şeyler başlıyordu, belki de çoktan başlamıştıda bu kadar elle tutulur şeyler yoktu ortada. -
88.
0bir hafta kadar geçti üzerinden, hiç ses yoktu mehmetten. ama ben sokağa ne zaman girsem, hep bakıyordum arabalara zaten şu an bu kadar paranoyak birisi olmamın sebebi mehmettir. iclale tüm olanları anlattım. düşündü, düşündü.ok yaydan çoktan çıkmış dedi, bazı şeyler ne yazık ki yaşanacak dedi. seninde onu sevdiğinden o kadar emin ki, ondan geliyor bu cesareti dedi. bekar olsaydı, sorun olur muydu senin için dedi. saçmalama dedim, elbette olmazdı dedim... neyse, her şey olacağına varır, rahat tut içini sen dedi.
artık çalıştığımız barlarda, gruplar çıkmaya başlamıştı çarşamba, cuma ve cumartesi geceleri. kışta bastırmıştı. daha çok para kazansakta, daha fazla yoruluyorduk. -
89.
0bir cumartesi gecesi, o berbat geceden sonra mehmet geldi gene bara, beraberinde de sonradan isminin ilker olduğunu öğrendiğim en yakın arkadaşı ve ilkerin sevgilisi meltem. bar ağzına kadar dolu. artık müşteriler barın önünde, kaldırımda içiyorlar. dışarıya da bira taşıyorum. ben farketmedim önce, sonra iyi geceler, nasıl gidiyor diye bir ses duydum arkamdan bana. döndüm arkamı, görünce bir şey diyemedim tek başına olmadığını anlayınca. yoğun valla, nasıl geçsin, hoşgeldin bu arada dedim. hoşbulduk bak arkadaşlarım ilker ile meltem dedi. hoşgeldiniz sizde dedim gülümseyerek. hoşbulduk dediler içtenlikle.
bir şeyleri önceden bilen insanlar neden böyle oyunlara girerler hiç anlamam. belli olanları biliyorlar, sırf bir ortayol bulmak için gelmiş bu ikili. meltem tek kelimeyle ikiyüzlü birisi olarak kaldı aklımda, ilker ise özünde ne kadar iyi de olsa, ne yazık ki duygularının kurbanı oldu meltemle olan ilişkisinde. daha sonradan zaten bizim ilişkimizdeki en baskın kişi ilker olmuştur. keşke halen onunla görüşebiliyor olabilseydik.
neyse içeride yer yok dedim, halen kibarlığımı bozmayarak. fakat burda içeceksiniz dedim, buraya bir şeyler ayarlayabilirim dedim. meltem suratını düşürdü, yeağğ biz gidelim falan o zaman, ilerleyen saatlerde geliriz dedi ilkere göre. bende ne dualar ediyordum içimden gitsinler diye.. mehmet böyle arada kalır gibi oldu, ilker yok ya burası bayağı güzelmiş, bizde içelim şu kalabalıkta, mehmet sana uyar mı oğlum dedi. uyaaar dedi mehmet, bana döndü gülümseyerek. zor olacaksa buraya biraları, taşımak ben alır gelirim dedi. yok yok dedim,siz bekleyin dedim.
içeri girerken ilkere küfrede küfrede giriyordum, o kadar boş bar varken, soğukta ne diye dikilirsiniz ayakta adam. gidin daha güzel barlarda eğlenin diye...
arkamdan gelen mehmet'i çok sonradan farkedecektim... -
90.
0mehmet seni artık ne zaman gibecek? oraya getirsende olayı sonlandırsak
bıktık barda servis yapmandan -
91.
0amlı diye takip etmeyin amk kevaşesi yuva yıkmış gibtir ol
-
92.
0lan amlı ne kadar geç yazıyosun amk
-
93.
0eee amlı lan hızlı yazzzz
-
94.
0@19 arkadaşım yazdım ya, anlatmıyorum tamam diye * .
-
95.
0Biz ne desek te sen anlaticaksin nasilsa buyur harun abi
-
kaptan kirk ufuku keşke tanımasaydım
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 11 2024
-
topal ördek buyur
-
topal odlek ordek hayırlı sabahlardiler 25 11 2024
-
kaptan kirk keşke karşıma çıkmasaydın
-
keşke bu dünyada yaşamasaydım
-
emin ağabeyin bu uğursuz
-
benim modum işini bilir karışmayın
-
sözlüğe naptınız laaa
-
playstoreda aşk oyunu var mı türkçe
-
piyuuuww piwwuuuy
-
huur memati afk nedir bilmiyor
-
the vikings i sevmeyen herkes
-
karının amı altın kaplama herhalde
-
liselilere saygı duymayan binler
-
taklarımız kimyasal asit olsaydı
-
mematiyi yine sileceğiz
-
çok yazdınız biraz dinlenin inci shotdown
-
3221 inci shatdown perva sözlüğe gelin
-
çok yazdınız biraz dinlenin perva sözlük
- / 1