1. 351.
    +8 -4
    devam ediyorum. eleştirileriniz çok da önemli değil beyler. isteyen dinlemez. kötü yakıştırmalara gerek yok.
    ~
    bu son yaşananlardan sonra bir iki gün kadar ikimizde çok yaklaşmadık birbirimize. hani ota taka birbirine küsen aşıklar olur ya biz de o şekilde davranıyorduk konuşuyoruz ama ciddiyiz. Galiba ikimizde yaşananları sindirmeye çalışıyorduk. benim açımdan çok bir problem olmadı kafamda aşk yönünden hiç bir soru işareti yoktu. sevmek nasıl bir duyguymuş arabadaki 10 dakikamızda yaşamıştım. sadece bize ait olan 10 dakika.. tabi histeri krizleri gibi ara sıra gelen bir soru da vardı aklımda. acaba merve ne yapıyor o ne düşünüyor.. ve sordum tabi. onun nöbetinin olduğu bir esnada güya oradan geçiyormuş havası vererek "nasılsın" dedim. bu tam olarak nasıl olduğundan çok ne hissettiğini öğrenmeye yönelik bir soruydu. o da anlamış olacak ki beni rahatlatan cevabı verdi: "iyiyim, çok iyiyim". "ama" dedi "konuşmalıyız." "önemli.."

    zihnimdeki karıncalar yine çalışmaya başlamıştı. birisi "kesin kocasına itiraf etti sonra pişman oldu" diyordu, bir diğeri "ayrılmak isteyecek işlerin bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemişti". zihnim karıncalanırken son duyduğum "ben sana haber vereceğim" sözü oldu.
    ···
  2. 352.
    0
    malatyada mısın lan dürzü? burda da böyle bi olay olmuştu amk.
    ···
  3. 353.
    +3 -1
    neyi haber verecekti. nerede buluşacağımızı mı? eğer bu bir ayrılıksa neden büyük bir risk alıp dışarıda buluşuyoruz ki? eğer bu bir ayrılık değilse benim bilmediğim ikimiz hakkında önemli olan ne? ya da ikimiz hakkında mı? ama bu içsel konuşmaların çoğu eski türk filmleri gibi mutlu sonla bitmeye başlamıştı. o zaman anladım ki siz isteseniz de istemeseniz de eğer aşıksanız zihin olumlama yapıyor. ben de düşünmemeye çalıştım. çokta düşünmeye gerek yoktu, spontane gelişsindi artık.
    beklediğim haber beklemediğim bir anda geldi. öğretmenler odasında teneffüste arkadaşlarla lak lak yaparken merve geldi önümde durdu ve "hakan hocam bahsettiğiniz kitap bu heralde inceleyip verirsiniz." dedi. iyide ben öyle bir şey istemedim ki?
    kitabı alıp gayri ihtiyari sayfalarını çevirdim ve notu da o esnada gördüm. hemen tenha bir yere geçtim. sıradan bir bloknota el yazısıyla özenle yazılmış ve merve gibi kokan bir not tutuyordum elimde.(hala saklarım)

    "bu kadar uzun bir yazıyı ancak bu şekilde anlatabilirdim." ile başlıyordu cümle. kötü değildi ama iyi bir başlangıçta değildi. devam ettim..
    "geçenlerde okula gelen kırtasiyecileri hatırlarsın xxx yayınlarının yeni çıkan tesitini tanıtıyorlardı, ayten hocayla konuştuk onlarla
    ve öğrencilerle anlaşıp tüm öğrencilerle anlaşıp herkese alalım diyorduk. bunun için xyz kırtasiyesine gideceğiz cumartesi
    saat 12.30 da. işimiz yarım saate biter saat 13.00 gibi abc'ye gelirsen ben ayten hocanın yanından erken ayrılacağım. orada görüşürüz."
    sonunda belki seni seviyorum yazmıyordu ama ben varmış kabul ettim. iyiyden iyiye meraklanmıştım. anlaşıldı dedim kendi kendime ,
    cumartesiye kadar zihinsel işkenceye devam..
    ---ara not: beyler bu hikaye gibişten çok aşk hikayesidir. başta söylemeliydim belki ama aşkın ağır olduğu bir hikaye. sevişme el de elbetteki olacak ilerde.---
    ···
  4. 354.
    +2
    Anlat o.c. demek 3 aylik tatillerde fuhus yapiyorsunuz amk ogretmenleri sizi
    ···
  5. 355.
    0
    yazsana lan amın oğlu.
    ···
  6. 356.
    +1
    "Yüreğimizin zayıflığı kimi zaman hayat karşısında bizi zayıf yaptı.
    Aslında ne güzel şeydir insanın insana yanması sevgili...
    Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülebilmek ve çare aramak.
    Ben bütün hayatımda hep üzüldüm, hep yandım.
    Yaşamak ne güzeldir be sevgili...
    Sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek...
    Ve o vaz geçilmez sancılarını duyarak hayatın... "

    güzel şeydir insanın insana yanması panpa.
    çok klişe,ama bir o kadar da doğru, seviyorsan konuş.
    ···
  7. 357.
    +1
    hamileyim demesin lan. kezban sonuçta binmiştir triplere amk.
    ···
  8. 358.
    +3 -1
    o karıyın dıbına koyim seninde ananı gibeyim huur çocuğu dıbına kodumun şerefsizleri
    ···
  9. 359.
    +1
    ayıp lan ayıp hiç mi utanman yok hadi o yapmış bir huurluk bari sen yapma panpa
    ···
  10. 360.
    +3 -2
    günlerden cumartesi. hava biraz bulutlu. saymur yağsa rahatlar. saat 12.45. erken gelmeyeceğini biliyorum ama işimide şansa bırakamam.
    saat 13.10. kapıdan ürkek adımlarla girdi. önce sağa sola neredeyse herkesi tek tek kontrol ederek girdi. TAnıdık yoktu ben de
    defalaraca kontrol etmiştim. ve işte tam karşımda duruyor. güzel kızdı merve. hafif bukleli saçları vardı, asla ağır makyaj yapmazdı.
    hafif bir pembe ruj vardı o gün de dudağında. ve tabi gamzesi.sol yanağında sadece gülümsediğinde görmeye mazhar olduğum
    o gamzesi. o gamzeyi bir kez daha görebilmek için ömür boyu şaklabanlıklar yapabilirim diye düşündüm. yaklaştı ve,
    -"merhaba" dedi "biraz geciktim galiba".
    aman allahım kuaföre mi gitmiş, yoksa benim için mi? hayal mi kuruyorum?
    +"önemli değil" dedim. "beklerim"
    gülümsedi yine ve gamzesi göründü o sol yanağında olan.. gözlerimi kapatsam acaba gamzesinden kalpine giden bir yol bulabilir miyim?
    +"ne içersin"
    -"portakal suyu alabilirim" koşturmuş sanki yanakları çok hafif al al olmuştu.

    biraz taktan işlerini konuştuktan sonra işte test meselesi okul vs. ben açtım sözü.

    +"bu kadar önemli olan neymiş bakalım seni dinliyorum" dedim.
    ···
  11. 361.
    +3
    yazsana amın oglu pekekentlik yapmışsın zaten hızlı yaz bari
    ···
  12. 362.
    -1
    rezerved. harbiden ask hikayesi.
    ···
  13. 363.
    0
    panpalar fena sardı gerçek hikaye olmasıda ınsanda ayrı bır heyecan uyandırıyor ve sunu söylemek zorundayım amk bakıre olmayan kızlarla yaşanan aşk hikayesınde hep birşey ekgib gibime gelıyor
    ···
  14. 364.
    +1
    bi bitmediniz amk Word'den yazıp yazıp buraya yazıyor muallakler
    ···
  15. 365.
    0
    reserved
    ···
  16. 366.
    +2
    senin karına yapsalar hoşuna gider mi huur çocuğu? kocası giber seni inşallah
    ···
  17. 367.
    +2 -2
    bir yudum aldı portakal suyundan. o güzel dudakları nın bardakta bıraktığı olmayan izi görebiliyordum.
    - "ben eşimle liseden tanışıyorum" dedi. "belki çocukça ama o zaman sözleşmiştik birbirimizle evleneceğiz diye, üniversiteye farklı
    şehirlere gidince ayrıldık. üniversite bitince ben ilk yıl atanmadım. lisede ayrılınca bir daha görüşmemiştik. sonra facebookta beni eklediğini gördüm.
    sohbet etmeye başladık eski günlerden vs. -o çalışıyormuş bu arada- o sözümüzü hatırlattı şakayla karışık. bende üstünde durmadım.
    bir iki defa arkadaş ortamında karşılaştık sohbet ettik, daha sonra yalnız takılmaya başladık ve bir ayda evlenme kararı aldık" dedi.
    +"nasıl" dedim. "bir ay biraz kısa değil mi"
    -"o zaman değildi için değildi hakan" dedi ve devam etti. "hem işim yoktu hem de ailem bir taraftan bak ne güzel işi var iyi de çocuk diyordu. ablam
    liseyi de bildiğinden bak liseden de tanışıklığınız var diyerek beni ikna etmeyi başardılar."

    şaşırmıştım. ama anlattıklarından çıkardığım sonuç mutlu bir evliliğinin olmadığıydı.
    devam etti
    -"başlarda onu daha iyi tanımaya çalıştım çok durumda fedakarlık yaptım ama gerçekten anlayışsız ve geçimsiz bir insan olduğunu anladım" dedi.
    "ama her şey için çok geç tabi, evlendikten sonra pişman olsan ne fayda..". "aklına gelmiştir mutlaka çocuğumuz yok, ben istemedim" dedi.
    içimden belki de seminer sabahı kocasının asabiyetinin sebebi budur diye düşündüm.
    -"ben" dedi "çok yanlış bir şey yapıyorum, sana aşık oluyorum"
    ···
  18. 368.
    0
    güldürdün bin
    ···
  19. 369.
    0
    rizörv
    ···
  20. 370.
    +4 -2
    kafam karışıktı biraz. taşlar oturmaya başladı lakin yeni sorular çınlamaya başladı zihnimde. ve en önemli soru peki şimdi ne olacak?
    bunun cevabını daha sonra uzun uzun nasılsa düşüneceğim diyerek o anki duruma odaklandım. konuşma sırası bendeydi.
    +"sana staj için ilk gördüğüm andan beri anlayamadığım bir bağ ile bağlıyım sanki" dedim. "şartlar ne olursa olsun kopmadı bu bağ
    ve şu an çok daha güçlü.. "bir an için duraksadım "bende sana aşığım ve bunun gelip geçici bir duygu olmadığını düşünüyorum" dedim.
    "o gün arabada yaşadıklarımız bir duygu patlamasıydı ve hayatımda yaşadığım en güzel anlardı"

    -"benim de" dedi. "insan aşık olduğu kişi görünce bile heycanlanıyor dedi" biraz utandı bunu söylerken.
    +"iyiki tanımışım seni" elini sımsıkı kavrarken.

    ikimiz içinde bu sohbet iyi gelmişti. ben bir nebzede olsa kafamdaki soru işaretlerini gidermiştim. o da sanırım kendi zihnindeki "nedeni" bana
    anlattığı için rahattı. belki bir defa dokunmuştum narin tenine, belki bir defa içmiştim o dudaklarından aşkı ama bağlanmama yetmişti.
    beni ona çeken şey her ne ise, onu da bana çekiyordu..
    yaklaşık 1 yıl bu şekilde devam etti. çok nadir buluştuk. sırf ellerini tutabilmek, gözlerinde aşkı görebilmek için ayda yılda bir olan
    buluşmalarımızı iple çekiyordum. ve bu duygu karşılıklı olunca beklemek de koymuyordu. eski zamanlarda gibiydik.. sevdiğinle ne kadar zor
    görüşürsen o kadar zor tüketirsin aşkı.. telefonunu özellikle almadım. bir iki defa dayanamayıp mektuplar yazdım, sonu seni seviyorumla biten..
    ve cevaplar aldım yine sonu seni seviyorumla biten.. okulların kapanmasından önceki son buluşmamızda..
    xxxx kafe. daha çok üniversiteliler takılır burada. ben bir defa gelmiştim.
    ve ben yine erken geldim.
    ···