Bir düşünün beyler, sevdiğiniz kadınla evleniyorsunuz. işten geliyorsunuz, karınız salonda oturmuş sizi bekliyor. Akşam yemeği için ne aldın diye soruyor. Siz de önce bi hoş geldin de suratsız karı diyorsunuz. Eliniz boş çünkü hala aldığınız eşyaların borcunu ödemekten elinize para kalmıyor. Akşam yemekte yine yumurta ve ekmek var. Borç ödeyeceğim diye 3 saat fazla mesaiye kalmışsınız ve salona geçip oturuyorsunuz. Niyetiniz dinlenmek ama karınız Gel de yardım et kör olasıca diye esip gürlüyor. Söylene söylene kalkıyorsunuz, yemeği yapıp oturup beraber yiyorsunuz. Beyler bi düşünün lan, düşünmesi bile iğrenç. Yemeği yedikten sonra koltuğa beraber uzanıyorsunuz. O da ne? izlediğiniz filmdeki gibi eşiniz neden ona hediye almadığınızı soruyor. Para mı var lan dıbına koyim diye içinizden geçiriyorsunuz ama dışardan sessizsiniz.

Gece yatakta eşinize sarılmak istiyorsunuz ancak o hala filmlerdeki hediye mevzusundan surat yapıyor; başım ağrıyor diyor. Senin ben gelmişini geçmişini gibeyim dıbına koyduğumun kızı diye yine içinizden söylenip uyuyorsunuz. Bunlar daha işin küçük tarafları beyler. Bu anlattığım sadece sıradan bir gün. Biraz sonra çocuğunuz olacak. Sizin kanınızdan canınızdan bir parça.
En çok da cebinizden. Hatta cebinizden parça değil cebinizin tamamı. Sütüydü, beziydi, kıyafetiydi.. Geceleri ağlama sesiyle uyanacaksınız, eşinizle birbirinize bakıp sen bak, hayır sıra sende diye kavga edeceksiniz. Eşiniz can alıcı darbeyi vurup 9 ay karnında taşıdığını ancak sizin 2 dakika uykunuzdan ödün vermediğinizi söyleyecek. Piyango size vuracak ve çocuğunuzu uyutmaya çalışacaksınız. O gibtiğimin 2 dakikası yarım saat, 1 saat olacak. (Hatta sabaha kadar sürebilir, zaten yorucu olan işinizde dıbınıza koyulabilir) Okula gittiğini göreceksiniz. Kıyafet için mesainin de mesaisini yapacaksınız. Formalarını almak için yine dıbınıza koyulacak. Okul takımına seçilecek ve sizi maçına çağıracak, ama önce top almak lazım. Top alınca futbol forması isteyecek, sonra krampon vs. Bu sırada eşinizle birbiriniz arasındaki bağlar daha da zayıflayacak. Parasız adam gereksiz adam ne de olsa. Her geçen gün birbirinize ve evliliğe olan inancınızı yitireceksiniz.
Ve bir zaman sonra çocuğunuzun artık büyüdüğünü farkedeceksiniz. Sizi bağlayan bir şey yok, ayrılığı düşüneceksiniz. Zaten o şirred kadına yalnızca çocuğunuz için katlanıyordunuz. 2 celsenin ardından hakim sizi boşayacak. Aylık 500 TL nafaka vereceksiniz. Henüz 20' li yaşların sonunda ya da 30' ların başında nafaka ödemek için mesaiye kalan, ve hala aldığınız beyaz eşyaların borcunu ödeyen fakir bir işçisiniz. Ve bir gün aynaya baktığınızda saçlarınızda beyazlar göreceksiniz, yaşlandığınızı farkedeceksiniz. Bu gibtiğimin hayatında ne yaşadım lan ben diyeceksiniz. Eşinize dönüp baktığınızda ise evlenecek durumu iyi birini bulmuş hiç sıkıntısız yaşadığını göreceksiniz. Belki de erken bir karar almasa idiniz evlilik konusunda, birikim yapıp borç ödemek zorunda kalmadan rahat bir hayatınız olacaktı...