+1
Dün sabah erken uyanıp spor yapayım dedim. Yiye yiye bidon gibi şiştik amk. Neyse aldım suyumu yanıma, koşu için çektim eşofmanlarımı indim bahçeye. Erken saatler olduğu için ortalık sakin tabi. Tam hafif tempo tutmuştum ki, ahırın ordan geçerken inleme sesleri duydum. Ulan dedim bahçıban yine hizmetçiyi mi beceriyor acaba. Hemen koştum ahıra. Kapıyı hafif araladım ki o da nesi? Bizim hizmetçi, dedemden yadigar kalan eşşeğin altına yatmış becertiyor kendini. Çüş amk dedim koca köşkte hiç mi kimse kalmadı da eşşeğe veriyon.
Onu geçtim, bu karı nasıl oluyor da gebermiyor amk dedim. Eşşek lan bu, niyetlense toprağı yarıp sokar yani. Sonra farkettim ki bizim aynştayn hizmetçi, kabağı ortadan ikiye yarmış. Yardığı kısmın da ortasını delip eşşeğin aleti geçirmiş, böylece hepsini değil de yarsını alıyor içine. Karıda kafa zehir. Neyse sevişmelerine mani olmadan medeni bir şekilde uzadım mekandan. Zoofiliye saygım var sonuçta...
Not: Hikayenin aslı Mesnevi'de geçer. Yanlış okumadınız Mevlana'nın Mesnevi'sinde. Orjinaline ordan bakabilirsiniz. Mevlana Hz. tasavvuf ayağına yardırmış yine...