1. 1.
    0
    evvet hemen hızlıca anlatalım bakalım nasıl oldu nasıl bitti neler yaşadım anlatıyorum çok detaya girmeden.
    ···
  2. 2.
    -3
    tanışma faslını falan gibtir ediyorum beyler. ilk cinsel deneyimimi, bir yaz kentinde (türkiye'de), yazlığımızda yaşadım. yavaş yavaş başlıyorum anlatmaya...

    melis. 16 yaşında, kahverengi saçlı, kahverengi gözlü, 1.70-1.75 boylarında, çok zayıf olmayan, gayet dolgun bir züte sahip, maalesef biraz küçük göğüslü, güzel bir kızdı.
    ···
  3. 3.
    0
    bizim yazlığın hemen yanındaki yazlıkta yaşadıklarından, çocukluktan beri tanıyorumdur ben bunu. 10-11 yaşlarında falan almıştık biz o yazlığı, onlar da komşumuzdu işte. bu yüzden dedim tanışma faslını gibtir edelim diye.

    ben 17 yaşlarında yeni yetme ergenken, bu kızı hafif hafif gözüme kestirmeye başlamıştım zaten. sevgilisi olmak istiyordum. aşık olsun. bana köpekler gibi aşık olsun, ölümüne sevsin beni, kıskansın diğerlerinden. güvensin mesela bana, hep benimle olmak istesin.
    ···
  4. 4.
    0
    ona aslında aşık değildim beyler, ama efendisi olmak istiyordum. nasıl anlatılır bilmiyorum ki, benim olsun mesela, hiç bi erkekle konuşmasın, kimseyle meşgul olmasın, hep bana, hep benim olsun istiyordum. öyle gelenekçi bir kafam yok amk, sadece ona karşı hissettiğim bir duyguydu bu.
    ···
  5. 5.
    0
    bi pazar günüdü galiba, hep beraber, komşular momşular hep birlikte, eş dost akraba, yaklaşık 15-16 kişi, toplandık arabalara, hadeee ormanlık bir alana. mangal falan felaket yemekler, tam iştah kabartmalık amk. zaten babam da sağlam mangal yapar, mutluyum yani, o tarz ortamları da çok severim.

    tabi, bu anlattığım kısma kadarki bölümde, melisle olan samiiyetimi açıklıyım size beyler,
    birbirimize kız arkadaşlarımızı anlatırdık mesela, (benim o zamana kadar hiç sevgilim olmamıştı, ben hep yalan atardım ona. hep kafamda çeşitli fanteziler uydurup onu meraklandıracak palavralar atardım. şimdi onlardan birini de anlatıcam zaten, gidişatı etkileyecek çünkü.)
    ···
  6. 6.
    -1
    ne diyorduk, işte samimiyetimizi anlatıyordum. baya yakındık lan biz. öyle özetliyim size. baya yakındık. pc odamda takıldığımız zamanlarda, göğüslerini kestiğimi farketmişliği olmuştur. böyle südyen falan giymeden gelirdi genelde, bilerek yakalanırdım onu keserken görsün diye beni. uzun uzun bakardım, o bana bakınca hemen gözlerimi çekerdim, ama görürdü beni. bazen gülümserdi de.
    ···
  7. 7.
    -2
    tekrar o pazar gününe dönelim.

    eş dost akraba hırla gittik işte o ormanlık alana. bizim gibi bir çok aile de vardı, kalabalıktı yani.
    hep beraber masalar hazırlandı işte, oturduk mangalları beklioruz. babamlar da klagib mangal yarışına giriştiler işte, ben çok iyiyim ben çok süperim falan. babam mangalı yakamayınca kahkahalarla gülmüştüm amk ahahahaha neyse mangallar geldi yedik bitirdik yemekleri, aile ortamı bozulup aile reisleri, erkekler, onların erkek kardeşleri vs gruplandılar, ailelerin kadınları gruplandılar, bizim gibi ergenler de kendi ortrdıbını kurdu.
    ···
  8. 8.
    -2
    babamlar da viski açmışlardı galiba, içkilerden de pek anlamam. jack daniels mi ne yazıyordu bi şişenin üstünde. onu içiyorlardı işte.

    biz de ergenler olarak toplanmıştık. ben, selçuk, melis, kübra. 4 ümüz normalde de yakınızdır zaten.
    ···
  9. 9.
    0
    neyse vakit geçti, muhabbet sohbet derken, bizim de canımız sıkıldı tabi, selçuk bi fikir attı ortaya. dedi alayım mı babamdan anahtarı biraz turlarız etrafı falan.
    kızlar önce karşı çıktı tabi, ben de destek verdim selçuğa, hep beraber gittik selçuğun babasının yanına, istedik anahtarı, önce diretti vermemek için. uğraştırdı bizi vermem kaza yaparsınız hava kapalı vsvs. sonra, babam da hafif bin sırıtışıyla bize destek verince,(babam da biraz geniş adamdır bu tarz konularda, anladı bizim durumu.) selçuğun babası da durumu çaktı, verdi anahtarı. arkadan konuştular tabi çanak çömlek patlamasın falan diye amk rezil etçekler bizi de kızlara
    ···
  10. 10.
    -1
    neyse beyler, atladık biz selçukların arabaya. 4x4 deniyor galiba onlara, arabalardan da pek çakmam, böyle siyah bir jipti işte.
    kübra selçuğun yanına, biz de melisle arkaya oturduk, hafif hafif basmaya başladı selçuk, 1-2 dakika sonra yola çıkmış olduk, o yeşilliklerden.
    ···
  11. 11.
    0
    hava kapalı, gri gri bulutlar, bu tarz havaları da severim, insan yoktur, yollar rahattır falan.
    gidiyoruz işte selçuğun kafaya göre. ara ara hızlanıyoruz, ara ara ani fren yapıyor falan, aklınca yürek hoplatıcak bin
    neyse, yaklaşık 15-20 dakika sonra, değişik, ıssız bir yere geldik. orman gibi, biryerdi işte. yeşillikler, koca koca ağaçlar falan vardı.
    ···
  12. 12.
    0
    toprak gözükmüyordu bile, yeşillikten. öyle sık bitkilerin olduğu bir yere gelmiştik.
    nereye geldik, nereye gidiyoruz demeden, dar bir yola girince, mecbur indik arabadan, yürüyerek gidicez oraya. tabi selçuktan başka kimse bilmioyr nereye gidicez. yürüyoruz öyle adamın kafasına göre. soruyoruz nereye geldik nereye gidiyoruz falan, bekleyin diyor, çok güzel bir yere gelicez.
    ···
  13. 13.
    0
    bi 5-6 dakika dar yolalrdan geçe geçe, çevrede ağaçlar da var tabi, onlar da sıkıştırıyor yolun kenarlarından.
    böyle, ağaçtan yapılma bir evin yanına geldik. tek katlı bir evdi. kahverengi boyanmış, çevresinde yine sık, kocaman ağaçların odluğu bir ev. sessiz sakin.

    ilerlemeye devam ettik.
    ···
  14. 14.
    -1
    o evi de zar zor geçtikten sonra, karşımıza çok güzel bir göl çıktı. biraz büyükçe bir göl.
    selçuk bizi uyardı, bundan sonra sessiz olun, bu evde yaşlı, huysuz bir adam oturuyor. bizi burda yakalarsa çok kötü şeyler olur diye. biz pek giblemedik, gölü seyretmeye devam ettik.
    ···
  15. 15.
    0
    hava hernekadar kapalı olsa da yaz sonuçta, sıcak. biraz serinlemek için yavaş yavaş daldık göle. ayaklarımıza kadar girdik. sırılsıklamdık hepimiz. kübrayla melisin tshirtleri, vücut hatlarını daha da belli ediyordu. ben yine aynı taktik, bak ve yakalan. bir kaç kez denk geldi, yakaladı beni, gülümsedi.
    ···
  16. 16.
    0
    biz, biraz daha yakınlaştık melisle gölde. önce tabi ki klagib su atma şakası, ardından yakınlaşma. birbirimizn gözlerine anlamlı anlamlı bakmaya başladık. dalmıştık birbirimizn gözlerine. boğazımıza kadar suya girdiğimizden, ellerini göremiyordum. nefesini suratımda hissederken, yavaşça göğsümde elini hissettim. nefes alışverişim 2 kat hızlandı. gözlerine bakmaya dayanamıyordum. çok fena olmuştum. yavaş yavaş yaklaştı bana, diğer elini de saçlarımın arkasına koydu. iyice kafasını yakınlaştırdı bana, gülümsemiyordu, artık ciddiydi. ben de ne yapacaığımı bilmeden, elimi beline doğru attım. çok fazla sıkamadaım, çok fazla çekemedim kendime doğru o balık etli bedenini. korkuyordum. benim hiç kız arkadaşım olmamıştı ki. ne yapacaığımı bilmiyordum. o ne yaparsa, ölçüsünde devam ediyordum.
    bu arada, o tahta eve 15-20 m uzaklıktaydık...
    ···
  17. 17.
    -1
    beyler int pakedim bitti amk 21 le sabah 9 arası 100 mb verdi 21:00 da devam edicem kusura bakmayın amk download yapıyormuşum kenarda onu unuttum
    ···
  18. 18.
    0
    geldim binler

    ... iyice yakınlaşmıştık, bu arada o tahta evden yaklaşık 15-20 metre uzaktaydık...

    oldukça heyecanlıydım. dudaklarımızın değeceğini hayal ediyordum, yaklaşık 5-6 saniye sonra o dudaklar benim olacaktı. onların sahibi olacaktım. onların efendisi olacakatım. istediğimi yapacaktım kız sana.
    daha da yakınlaştık, o milisaniyelik zevki tattım, ıslak dudaklarının tadı harika bir zevk veriyordu bana. önce, sadece dudaklarımız değdi birbirine, gözleri kapalıydı onun. bense olanları izliyordum, tepki veremiyordum ki.
    yaklaşık 5-10 saniye kadar, dudaklarını, hareketsizce hissettim. ellerini, daha sert bir şekilde kullanarak, saçlarımdan kafamı kendine doğru çekmeye başladı.
    korkaklığım hafiften bitmişti. ben de onu belinden sardığım ellerimle, halen bitmeyen heyecanımın eşliğinde tabi ki, kendime doğru, sert sert çekmeye başladım. onu, bana doğru ,bastırıyordum.
    ···
  19. 19.
    0
    o 5-6 saniye hareketsizliğin ardından, ilk hamleyi o yaptı. alt dudağımı, kaşır gibi, dişlemeye başladı. ben de onun üst dudaklarını nazikçe yalamaya başladım. inanılmaz bir heyecan vardı üzerimde. ne yapacağımı bilmiyordum, veya nasıl ilerleyeceğimi, bundan sonra neler olabileceğini de hayal edemiyordum.
    gerçi gerekte kalmamıştı hayal etmeme falan. bizzat yaşadım çünkü geleceği. arkadan gelen bağırmalarla.
    tahta evden, bize doğru yüksek sesler gelmeye başladı. durun ulaaan kaçmayın ulaan tarzında, korkutucu sesler.
    ···
  20. 20.
    0
    biz panik içinde gölden çıktık. sesler arabanın olduğu taraftan geldiğinden, nereye kaçacağımızı, nereye gideceğimizi hiç bilmiyorduk. ben, melsin elini tutup benden ayrılmamasını sağladım. selçukla kübra arasında kaçışma sırasında anlaşmazlık oldu ve ikiside farklı taraflar kaçmaya başladılar. koştura koştura.
    ben de melisi alıp, hemen çaprazdaki ağacın arkasına geçip, alttaki tünel gibi, boru gibi bir şeyin içine girmeye çalıştım. önce onu yavaşça attım o tarafa, sonra ben indim. o tünelin içine girdik ve sessiz bir bekleyiş aldı bizi.
    ···