1. 76.
    0
    reserved
    ···
  2. 77.
    0
    rezerved
    ···
  3. 78.
    0
    ilkse anlatcak çok bişey yoktur zaten
    ···
  4. 79.
    0
    @18 adamsın panpa
    ···
  5. 80.
    0
    @22 doğrucu bin
    ···
  6. 81.
    0
    rizorvid
    ···
  7. 82.
    0
    dıbına koyım
    ···
  8. 83.
    0
    hassitir
    ···
  9. 84.
    0
    "17'ydim, o zamanlar ergendim diyosun?" senin yaş kaç birader?
    ···
  10. 85.
    0
    seri yaz bin takipteyim
    ···
  11. 86.
    0
    yazsana bin
    ···
  12. 87.
    0
    hızlı yaz bin
    ···
  13. 88.
    0
    okuyan çıksın beyler kasıyo amk
    ···
  14. 89.
    0
    biz, biraz daha yakınlaştık melisle gölde. önce tabi ki klagib su atma şakası, ardından yakınlaşma. birbirimizn gözlerine anlamlı anlamlı bakmaya başladık. dalmıştık birbirimizn gözlerine. boğazımıza kadar suya girdiğimizden, ellerini göremiyordum. nefesini suratımda hissederken, yavaşça göğsümde elini hissettim. nefes alışverişim 2 kat hızlandı. gözlerine bakmaya dayanamıyordum. çok fena olmuştum. yavaş yavaş yaklaştı bana, diğer elini de saçlarımın arkasına koydu. iyice kafasını yakınlaştırdı bana, gülümsemiyordu, artık ciddiydi. ben de ne yapacaığımı bilmeden, elimi beline doğru attım. çok fazla sıkamadaım, çok fazla çekemedim kendime doğru o balık etli bedenini. korkuyordum. benim hiç kız arkadaşım olmamıştı ki. ne yapacaığımı bilmiyordum. o ne yaparsa, ölçüsünde devam ediyordum.
    bu arada, o tahta eve 15-20 m uzaklıktaydık...
    ···
  15. 90.
    0
    hadi aq
    ···
  16. 91.
    0
    hava hernekadar kapalı olsa da yaz sonuçta, sıcak. biraz serinlemek için yavaş yavaş daldık göle. ayaklarımıza kadar girdik. sırılsıklamdık hepimiz. kübrayla melisin tshirtleri, vücut hatlarını daha da belli ediyordu. ben yine aynı taktik, bak ve yakalan. bir kaç kez denk geldi, yakaladı beni, gülümsedi.
    ···
  17. 92.
    0
    bi 5-6 dakika dar yolalrdan geçe geçe, çevrede ağaçlar da var tabi, onlar da sıkıştırıyor yolun kenarlarından.
    böyle, ağaçtan yapılma bir evin yanına geldik. tek katlı bir evdi. kahverengi boyanmış, çevresinde yine sık, kocaman ağaçların odluğu bir ev. sessiz sakin.

    ilerlemeye devam ettik.
    ···
  18. 93.
    0
    toprak gözükmüyordu bile, yeşillikten. öyle sık bitkilerin olduğu bir yere gelmiştik.
    nereye geldik, nereye gidiyoruz demeden, dar bir yola girince, mecbur indik arabadan, yürüyerek gidicez oraya. tabi selçuktan başka kimse bilmioyr nereye gidicez. yürüyoruz öyle adamın kafasına göre. soruyoruz nereye geldik nereye gidiyoruz falan, bekleyin diyor, çok güzel bir yere gelicez.
    ···
  19. 94.
    0
    devam devam
    ···
  20. 95.
    0
    hava kapalı, gri gri bulutlar, bu tarz havaları da severim, insan yoktur, yollar rahattır falan.
    gidiyoruz işte selçuğun kafaya göre. ara ara hızlanıyoruz, ara ara ani fren yapıyor falan, aklınca yürek hoplatıcak bin
    neyse, yaklaşık 15-20 dakika sonra, değişik, ıssız bir yere geldik. orman gibi, biryerdi işte. yeşillikler, koca koca ağaçlar falan vardı.
    ···