1. 1.
    -2
    odamda yorgun bir şekilde uyandım, yorgunluğumun nedenini düşündüm bulamadım. bir şeyleri bulamayınca yaptığım küçük ritüelimi tekrarladım (saatin yelkovanını sağ meme ucuma değdirmek). yelkovan bile işe yaramayınca telaşlandım ve küveti buzla doldurdum. hemen içine girdim biraz durduktan sonra soğuk olduğunu farkettim. birisi küvetime buz doldurmuştu küvetteki buzların hepsini üst kat komşumun kapısının önüne bıraktım ve kapıya rujla 112 yi ara hemen! yazdım. asansörle bir kat aşağıya indim ve evimi yaktım.

    üşenmeyip tek tek her entrymi eksileyen yazara cidden teşekkür ederim. en azından bir kişi okuyormuş.
    ···
  1. 2.
    +1
    okumadım
    ···
  2. 3.
    0
    daha doğrusu denedim, keskin bakışlarla bir evi yakamayacağımı anlayarak üzüldüm ve hemen hindistanı aradım. ülkeden ses gelmiyordu, çok telaşlandım ve sarı zeybeği oynamaya başladım. o an itibariyle matematik derslerindeki mustafaları tespit ettim ve onlara küçük bir oyun oynayacağıma dair söz verdim. ardın da elimi karagöz hacivat oyunlarındaki sakallar gibi yaparak bıybıybıy dedim böylece oyunu da oynamış oluyordum. sokağa çıktım ve önüme geçen ilk kadına, serçe parmağımı emmek ister misin diye sordum, şu anda hastanedeyim.
    ···
  3. 4.
    0
    hastane diye bir bardayım. hastahane diye bir kokteyl içiyorum ama burası gençlerin takıldığı bir yer değil. burada sadece içindeki su bitmiş pet şişeleri takılıyor, buranın müdavimlerinden bir bidona doğru gittim ve onu beslemeye başladım. davranışlarımdan rahatsız olan bir kaç panda beni mekandan kovdu, artık kovulmuş bir erkektim ve her kovulmuş erkeğin yaptığı gibi ben de aynı şeyi yaptım. alfabeyi tersten elfçe okudum. bu küçük okuyuş seansı beni rahatlattı o kadar rahatladım ki önümüzdeki dört yıl asla işemeyecektim.
    ···
  4. 5.
    0
    unutmadan, (bkz: önce ben de inanamadım ama gerçekmiş)

    yanan harddiskleri gibeyim.
    ···
  5. 6.
    0
    merhaba dedi biri ve kafamı o yöne doğru çok sert bir biçimde çevirdim. karşımda duran adamı tanıyordum bu adam kraliçenin korumalarından hasandı. kraliçe korumasının burada ne işi var diye sordum hasana, o da bana burası ingiltere burdan çıkış yok dedi. çevreme baktım sahiden buradan çıkış yoktu. hemen maykıl skoldfildı aradım ama açmadı. bin herif bir at yarışında kamçı olmakla meşgulmuş. oturdum ve bir güzel ağladım, ingilterenin yemekteyiz progrdıbına çıktım ve insanlara gözyaşımı yedirdim. bu küçük numaramı yediler.
    ···
  6. 7.
    0
    karanlık bir sokağa girdim, ingiltereden kurtulmak için küçük bir solucana binmiştim ve dört saniye boyunca soluksuz bir macera yaşamıştım. biraz yorulduğum için girmiştim aslında bu karanlık sokağa. karanlık sokaklar beni eskiden beri rahatlatırdı, sokağın duvarlarından birindeki grafiti dikkatimi çekti grafitiye doğru yaklaştım o da bana doğru yaklaştı. selamlaştık ve nazım hikmetten bahsettik. püreya dedi pariye dedi ama bir türlü doğrusunu hatırlayamadı. çok sinirlendim ve grafitinin yüzüne doğru geronimo diye bağırdım sonra da sümkürdüm. bu onu kızdırmadı bile, aslında bu tarz davranışlara alışkındı.
    ···
  7. 8.
    0
    grafiti beni bir satranç oyununa davet etti. iki perdeden oluşan bir oyundu. çok fazla oyuncu olan oyunları sevmediğim için piyonların hepsini öldürdüm. şahı oynayan taş biraz tombuldu onu da oracıkta kesip yedim. filler çok korktu çünkü onlar halka değildi. hemen bir selpağın üstüne atladılar ve vadedilmiş topraklara uçtular. tarih onları uçan halıya binen alaaaaddddinn olarak hatırlayacaktı ama aslında onlar fildi ve bindikleri şey selpaktı.
    ···
  8. 9.
    0
    fillerden birini iri kemiklerimle indirdim. kilolu olmamanın verdiği avantaj buydu, insan bu görünüşe sahip ama kilolu değilse muhakkak iri kemiklidir. küçük bir uyarı aldım, uyarıda kullandığım hayatın sahte olduğu yazıyordu. buna tabiiki inanmamdım ve hayatıma devam ettim ama bir müddet sonra gök yüzünden inen küçük kanatlı bir melek beni onarmak için geldi. melek o kadar güzeldiki ona oracıkta sahip olma isteği uyandı içimde. bunu anlayan melek hemen şekil değiştirdi ve basit bir kulaklık haline girdi. tanrım bu olan şeyler çok çılgıncaydı, kulaklığı aldım ve onu missisipi nehrine bıraktım. tarih o kulaklığı musa bebek olarak hatırlayacaktı, firavunun gazabından kaçmak için yollanmış küçük bir britney spears.
    ···
  9. 10.
    0
    paylaşarak büyüen bir şeylerden biri de şüphesiz mousetur. yeni pgibiyatrım benden büyüyen bir şey istemişti, bu ateşli kadının benden üreme organını istediğimi anlamam epey bir geç olmuştu ona küçük mutlu bir mouse vermiştim. her şeye rağmen bu onu mutlu etmişti, hemen yer değiştirdik çünkü mutlu olmak deli olmak demekti. onun dertlerini dinledim, kadın resmen mutluydu. midem bulandı hemen çöplüğe gittim ve 1 mayıs marşını okudum. milyonlarca yoksulla birlikte kustuk.
    ···
  10. 11.
    0
    pink floyddaki floyd beni gördü. iyi misin abi dedi, iyiyim floyd dedim. senin katılman gereken bi savaş yok muydu dedim, müjde abi dedi tüm silahları silah üreticilerinin zütüne soktuk dedi. hemen panik oldum çünkü zamanında legolarımdan az mancınık yapmamıştım. evet çok yapmıştım. eve koştum ve legolarıma baktım yerlerinde yoktu. tereddütlü bir şekilde aynaya baktım ve gördüğüm şey o güne kadar gördüğüm şeylerin en kötüsüydü. hayır legolar zütümde değildi, legolar bendim. artık bir arabanın üstüne oturtulacak sadece kolları hareket eden basit bir lego adamdım. bişey-adamlardan biriydim ve en ufak özel gücüm yoktu.
    ···
  11. 12.
    0
    tüm bunların çılgın bir rüya olduğunu anlamam geç sürmedi. uyandığımda karşımda matt damon vardı ve beni emiyordu. hey matt dedim, ikimizde gay değilken neden böyle bir şey yapıyorsun dedim ama beni duymadı. of gibeyim bu sefer de dondurma olmuştum. sürekli yalanmak hoşuma gitmiyor değildi, hoşuma gidiyordu ama o lanet ağız kokusu yok mu. nice gençler o ağız kokusunu hissetmemek için kendini öldürmüştü ve niceleri niteldi. nitellerin bir çoğu pikseldi ve ben ç harfinden orak çekiç yapmayı yeni öğrenmiştim.
    ···
  12. 13.
    0
    amaçsız bir kaç adamla tanıştım. tanıştığım her adamın farklı bir özelliği vardı, tüm o farklılıkları alıp kendime yeni bir insan yarattım. artık küçük bir tanrıydım, bu durumu gören büyük tanrı beni azarladı ve dünyadan kovdu. evet hikaye biraz farklı ama aslında aynı, onu memnun etmezsek bizi kovar.

    yukarı baktım, bir h harfi karşıma çıktı. h harflerinden şimdiye kadar hep korkmuşumdur, üç vakte kadar dedi h, üç vakte kadar n olacağım. bu durum beni şaşırtmıştı çünkü h ler genelde böyle fedakarlıklar yapmayacak harflerdir. sonra bana ben harf bile değilim dedi ve yüksek sesle güldü. ama gülerken gözleri gülüyordu sadece, ağzı yemek yiyordu. yemekte ise hiç bir şey yoktu
    ···
  13. 14.
    0
    hocalarımdan biriyle konuşurken buldum kendimi, sigaranın zararlarından bahseden bu kel adamın kafasına saçımdan biraz koydum. birden çok mutlu oldu ve bir keyif sigarası yaktı. ben de ona baş parmağımda sakladığım ottan biraz çıkartarak eşlik ettim. hoca bu duruma çok sinirlendi ve koşarak bigibletine bindi. bigibletini yemekhaneye doğru sürdü, biraz yemek yedi ve hemen kendine bir sirk kurdu. tarih bu hocayı, evrim teorisi karikatüründeki maymun olarak hatırlayacaktı.
    ···
  14. 15.
    0
    sana güveniyorum dedi darbukam. darbukam adındaki bu rus kadınıyla nerden tanıştığımı hatırlayamadım ama büyük bir ihtimalle adalara giden vapurda tanışmışızıdır. ben biraz tatil yapmak isterken o sıcak sulara inmek istiyordu. en azından orta okul tarih kitaplarında böyle yazıyordu ama hey, orta okul tarih kitaplarına kim güvenebilirki. bankalar güvenmiyor en azından, kredi alırken referansa orta okul tarih kitabımı zütürmüştüm ve bir güzel dayak yemiştim. beni oradan kurtaran kişi erik satieydi, bir kaç seri bir şeyler söyledi ve adamlar şaşırıp kaldı. aynı şeyleri farklı tempolarda da söyledi ve orada baledeki şu point muhabbetini yaptı. bu herif gerçekten tatlı.
    ···
  15. 16.
    0
    hangi gezegenden bağlanıyon birader
    ···
  16. 17.
    0
    @16 http://fizy.com/#s/1lsshf
    ···
  17. 18.
    0
    mevkii sahibi bir kaç insanla konuştum, mevkiilerini neyle aldıklarını mereak ediyordum. ya insanları ezmişler ya da altlarına yamışlar bu durum onları koca bir jogorman yapmaya yeter de artar dedim ve hemen sıcak bir kola içtim. çocukluğumdan gelen bu küçük anı beni mutlu etmeye yetti. mutlu olduğumu anlayınca hemen damladı bir kaç deli doktoru ve beni oracıkta yuhaladılar. utanarak eve dönüyordumki simitçi karıncayı gördüm. huur çocuğu yıllardır otobandaki susamları topluyordu, dünyadaki susam stoğunu bitiriyordu ve bunu sadece ben biliyordum. onu oracıkta ezecektimki yaşlı bir pazar teyzesi elindeki çok şişkin torbalarla belirdi ve onun içinde kuran var dedi. vay dıbına koyayım dedim, teyze heycanlandı yıllardır amıma koyulmuyor dedi. midem o kadar çok bulandıki tersine kustum. evrenden 3 metrekarelik bir alanı içime doğru çektim. şimdi davutpaşanın orada dikkatli gezerseniz bir boşluk yakalayabilir hatta gargamelle monopoly oynayabilirsiniz.
    ···
  18. 19.
    0
    perdelerimi değiştireceğimden dolayı bir haftadır kas çalışıyordum, artık perdeleri değiştirmeye hazırdım. odaya girdim perdelere şöyle alıcı gözüyle baktım ve paçaları dereyi görmeden eşşekler dövülmeden sıvadım. tam o anda perdelerimin içinden köpekler fırladı, call of dutyden kaynaklanan köpek fobime yenik düştüm ve hayatta hiç yemediğim şeyi yedim, kuskus. ağlayarak dereotlarını yaladım, artık iş işten geçmişti savaş başlamıştı ve su kapakları yakındı. sol omzum kederliydi. beni sadece atatürk şiirleri kurtarabilirdi.

    ata
    türk
    pata
    kürk.
    ···
  19. 20.
    0
    (bkz: 7 24 lig tv)
    ···