hayata bakış açınızı değiştirebilecek büyüklükte bi tespitimi açıklıyacağım. az sonra göreceklerinize inanamayacaksınız, ben bile başta inanamadım ama sonradan herşey birbirini tamamlamaya ve mantık kazanmaya başladı. az sonra bildiklerimi sizlerle paylaşacağım.
ayrı ayrı entry lerdeydi, siz uğraşmayın scroll etmeye falan diye topladım hepsini bi araya. özet geç falan demeyin 2 saat yazdım, oturun okuyun.
---
evet panpalarım başlıyorum anlatmaya.
yaklaşık 3-4 saat önce ünlü yönetmen ve oyuncu olan şahin abimizin bi filmini izlemekteydim. bu filmi çoğunuz biliyodur heralde. neyse şahin abimiz sanırsam ki filmi fazla uzatıp insanları sıkmamak için filmin süresini azaltma yoluna gitmiş ve giriş bölümünden baya bi bölüm atlayıp gelişme bölümüne geçmişti. Film çok hızlı akıyordu, kurgu ve senaryo inanılmazdı. Fakat bir şeyler doğru değil gibiydi sanki. Biliyordum, anlamıştım bu işte doğru olmayan birşeylerin olduğunu. Fakat ilerleyen 15 dakika içerisinde neyin yanlış olduğuna dikkat edemeyecektim çünkü kendimi filmin akışına kaptırmıştım. Neyse bi 15 dk kadar sonra filmin etkisiyle duygularımı dışa vurdum, kağıda döktüm. Bu duygu yüklü sayfaları her zamanki gibi bu tür eserlerimi sakladığım yer olan bir naylon torbanın içine yerleştirdim. O sırada 20 dk kadar bi süre sonra hareketlenmemden kaynaklandığını düşündüğüm bir kıvılcımlanma hissettim. Bu kıvılcalanma beni sırlar dolu bi yere çağırıyodu resmen. Evet beyler asıl hikayem burda başlıyor. O sırada yükselen kalp atışlarımla birlikte sanırsam ki beynime hızlıca pompalanan kan sebebiyle filmin ortasında bir şeylerin yanlış olduğunu hissettiğimi hatırladım. Bunu çözmeliydim. Peki nereden başlıyacaktım? Nerden başlamam gerektiğini düşünürken gözüme kitaplığımdaki calculus kitabım ilişti. –evet! Diye haykırdım. Tabi ki de en iyi olduğum konuda çalışmalarla başlamalıydım yoluma. Bilgisayar karşımda hazır açık olduğundan hiç kalem kağıt aramakla uğraşmayıp sketchtoy a girdim ve gerekli işlemleri yaptım. Capste de görebileceğiniz üzere üzerinde baya bi kafa yordum.
http://sketchtoy.com/17881440
http://imgim.com/2013-01-12_111957.png
---
işlemleri tamamlamış, sonuçlara ulaşmıştım ama bu bulduğum sayılar neyi ifade ediyordu?
46920 46920 46920 46920 46920... “yok bu böyle olmayacak” dedim ve ne zaman tıknazda kalsam danıştığım üstadım google’a sordum; 46920...
çıkan sonuç beni gerçekten çok şaşırtmıştı. Şahin reiz ile ne alakası vardı bu sonuçların?
http://imgim.com/2013-01-12_073447.png
her cevaplanan soru ardından onlarcasını daha getiriyordu. Ama daha yeni başlamıştım çözmeye ve böyle kolay vazgeçmeyecektim. Neyse, üstat google’ın bulduğu cevap ile ilgili derin araştırmalara girdim tekrar.
http://imgim.com/2013-01-12_073723.png
---
fakat bu sefer sonuç beni şaşırtmamıştı nedense. Belki de kendimi bulmacanın o güzel, sexy memelerine bırakıyordum.
En küçük ipuçlarını bile değerlendiriyordum. Hiçbir ipucu elimden kaçmamalıydı, yoksa tekrardan başa dönüp olayların gidişatını incelemem gerekecekti. Son capsteki ipucunu yakaladığımda tekrar derin araştırmalara daldım. Bu sanki samanlıkta iğne aramaya benziyordu; binlerce metreküp saman içinde 1 tane gibtiritaktan bi iğne... Fakat bu zorluklar beni yıldırmaya yetmeyecekti.
http://imgim.com/2013-01-12_073903.png
---
---
son ipucumdan yola çıkarak bazı araştırmalar yaptım. Bu araştırmalarımdan bazıları gerçekten çok tehlikeli oldu. Çok az geç kalsam hayatıma malolabilecek tehlikeler atlattım. Fakat bu kadar yol katettikten sonra ölüm gözümü korkutmuyordu bile. Resmen azrail ile dalga geçiyordum . hatta sırf ipnelik olsun diye mutfağa gidip gazı açtım 20 sn falan kokladım kapattım. Sırf binlik olsun diye bi de 20 saniyelik fazladan doğalgaz ödiycez hay kafamı gibeyim. Neyse, çalışmalarıma son süratle geri döndüm. Bir önceki capsi iyice inceledikten sonra kırmızıyla yuvarlak içine aldığım bölümleri az kalsın kaçırmak üzere olduğumu farkettim. Bunlar benim bir sonraki ipucumdu. Mantığımı zorlayarak bir sistem oluşturdum.
Japonca --> japon --> japonya
Hemen japonyayı araştırmaya koyuldum. Uzun bir sürenin ardından aklımın almıyacağı çok ama çok ilginç birşeye rastladım. Acaba bunun anlamı neydi?? Ben mi kafayı yiyordum yoksa bu gerçekten de bir ipucu muydu? Anlayacağınız yolun yarısında kendimden şüphe etmeye başlamıştım bile. Fakat tekrar tekrar düşününce bunun sadece bir tesadüf olamayacağını anladım.
http://imgim.com/2013-01-12_074119.png
---
evet, burada doğru olmayan bişeyler vardım, haklıydım yani. Araştırmalarımı bir ileri seviyeye taşıdım. Çin üzerine iyice yoğunlaşmışken gözüm birden başka bir noktaya yöneldi. “Fakat... fakat bu olamaz” dedim kendi kendime. “Acaba bu bir tesadüf mü?”
http://imgim.com/2013-01-12_074432.png
artık araştırmalarımı tek bi noktaya odaklamaya çalışıyordum. Fakat geçen uzun ve yorucu sürenin ardından pes etmenin eşiğine gelmiştim. Napabilirdim ki, yorgun düşmüştüm, çok sayıda kötü olay geçirmiştim. Burdan sonra devam etsem ölebilirdim bile. Evet, gerçekler ölümcül olabilirdi. Tam da böyle olumsuz düşüncelere boğulmuşken kara gün dostum google reyiz yardımıma koştu.
http://imgim.com/2013-01-12_091535.png
haklıydı. Bu kadar geldikten sonra pes etmemeliydim. Ne pahasına olursa olsun bu olaylar zincirini çözmek zorundaydım. Gücümü topladım ve tekrar çalışmaya koyuldum. Evet, yapacaktım, bu karmaşayı sonunda çözüme ulaştıracaktım. Derhal bir önceki ipucuna tekrardan göz gezdirdim. Yarım saat kadar bi sürenin ardından sanırım sonraki adımımın ne olduğunu biliyordum. Çin takvimi beni normal takvime zütürdü. Elime geçirdiğin onlarca takvimi inceledikten sonra gözlerime inanamadım. Bu çok ilginç bişeydi. “Tanrım, nasıl oldu da bunu daha önce farkedemedim” diye kızdım kendime. O kadar belliydi ki bendeki üstün zekayla kutsanmış bir insanın bunu saatler önce farketmesi gerekirdi.
http://imgim.com/asadlasda.jpg
---
evet, saatler önce bana anlamsız gelen sayısal veriler artık anlam kazanmaya başlıyordu. Bu kavramların birbirleriyle olan bağlantısı, brazzers’ın johnny sins’le olan bağlantısından bile kuvvetliydi.
http://imgim.com/2013-01-12_074624.png
Artık herşey kristal netliğinde seçilebiliyordu. Acı ve yorgunluk dolu anların yerini her adımda cevaba yaklaşmanın verdiği coşku ve çözüme ulaşmanın mutluluğu alıyordu.
“Acaba 2292 ne?” sorusuna da dahiane bir yanıt buldum sonunda. Bu bir tarih olmalıydı. Elbette. Dahiane! Yıl 2292...
http://imgim.com/7856incit1978367.jpg
peki ama neden 2292 diye düşünmeden duramadım. Neden neden neden?
ipuçlarını tekrar inceledim fakat kaydadeğer bi veri bulamadım. Beni yeni bir yola sürükleyecek bir ipucu lazımdı. Biliyordum bi yerde bi şekilde gizliydi. Ama nerede? Her ne kadar bu duraklamadan sıkılsam da artık pes etmeyi düşünmüyordum. Gerçeğe çok yaklaşmıştım bunu biliyordum. Belki eski belgelerde bişeyler kaçırmışımdır diye geri dönüp belgelerimi tekrar incelerken atladığım kısmı buldum. HONDA !
Honda prelude puzzle ınsadece küçük bi bölümü sanıyordum o zamana kadar fakat yanılmışım. Evet honda sandığımdan daha büyük yer alıyordu bu hikayede. Şirketi biraz inceledikten sonra japon ferresi izlemekten de kendimi alamadım.
Kısa bi aradan sonra tekrar ipucu arayışlarına dönmüştüm. Şirketin giriştiği işler gerçekten etkileyiciydi. Artık kesinkes emindim, honda ve şahin k. Birbiriyle bağlantılıydı. Ama bu nasıl bir bağlantıydı acaba? Artık ipuçlarım tükenmişti. işte o an herşeyin başladığı o ilk an geldi aklıma. Filmin ortasıydı. “Tabi ya!” diye haykırdım. Herşey filmlerde saklıydı. Şahin reyizin her filmi altın kadar değerliydi (ipucu bakımından). 4 filmini ard arda izledikten sonra artık cevapları biliyordum. Herşey kafamda çözülmüştü. Bu bağlantılar, bu sayılar, kombinasyonlar... hepsi buna işaret ediyordu. Herşeyin tek bir açıklaması vardı. Evet evet. 1 tek mantıklı açıklama. Bütün o çevik, atletik yapısı sadece böyle açıklanabilirdi. Bu iki caps kafamdakileri açıklamaya yetecek nitelikteler, evet öyleler..
http://imgim.com/8944inciu9430896.jpg
http://imgim.com/img-hayr...-ile-kankavac-2-hq859.jpg